Haber Giriş Tarihi: 02.08.2024 13:21
Haber Güncellenme Tarihi: 02.08.2024 13:21
Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren küresel güçlerin gözü son dönemde
Güney Kafkasya'ya çevrildi. Bölgenin stratejik konumu ve zengin enerji kaynakları, emperyalistlerin iştahını kabarttıkça kabartıyor. Garip bir şekilde bir taraftan bölge ülkeleri arasındaki ilişkiler giderek gelişirken diğer taraftan karanlık bir el devreye giriyor ve tansiyon yeniden yükseliyor. Barış ve refah üzerine kurulan cümlelerin yerini yeniden savaş, kan ve gözyaşı alıyor. 19 Mayıs 2024 tarihini hatırlayalım. Bilindiği üzere
Azerbaycan ile
İran arasındaki ilişkiler
2. Karabağ Savaşı süreci ve sonrasında epey gerilmişti. Son aylarda ise
Tahran ile
Bakü arasında yeniden diyalog zemini inşa edilmeye başlanmıştı. Hatta
Aliyev ile
Reisi, iki ülke sınırında bir araya gelmiş, dostluk mesajları vermişlerdi. Aradan sadece birkaç saat geçti ve
İbrahim Reisi, Azerbaycan dönüşü helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu bir kaza mı yoksa sabotaj mı belli değil. Ancak sabotaj olma ihtimalini yabana atmamak gerekiyor. 30 Temmuz 2024 tarihi de bölge adına güzel gelişmelerle başladı.
Türkiye ile
Ermenistan’ın özel temsilcileri
Serdar Kılıç ile
Ruben Rubinyan, beşinci toplantılarını iki ülke sınırındaki
Alican-Margara sınır kapısında yaptı. İki temsilci,
Akyaka/Akhurik demir yolu sınır kapısının bölgesel gelişmeler doğrultusunda faaliyete geçirilebilmesi durumunda gerekecek teknik ihtiyaçların değerlendirilmesi ve diplomatik, resmi pasaport hamilleri için karşılıklı vize prosedürlerinin kolaylaştırılması hususlarında mutabık kaldı. Diğer taraftan aynı gün,
Reisi’nin ardından koltuğu devralan
İran’ın reformist
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni vardı. Törende
Türkiye’yi Dışişleri Bakanımız Sn.
Hakan Fidan temsil etti.
Azerbaycan Başbakanı
Ali Esedov ile
Ermenistan Başbakanı
Nikol Paşinyan da davetliler arasındaydı. 88 ülkeden temsilcinin katıldığı törenin en özel misafirlerinden birisi ise hiç şüphesiz
Filistin direnişinin sembol ismi
Hamas lideri
İsmail Heniyye’ydi. Bölge adına birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği törenin gecesi yine kana bulandı.
Tahran’ın kuzeyinde
Devrim Muhafızları tarafından korunan bir kampüste bulunan
Heniyye, koruması ile birlikte gece 2 sularında suikaste uğradı.
Heniyye suikastinin ardından şimdi
İsrail’e nasıl bir cevap verileceğini ve savaşın bölgeye yayılma olasılığını konuşuyoruz. Oysa bugün giderek düzelen
Tahran-Bakü ilişkilerinin bölgeye sunacağı katkılar üzerine analizler okumalıydık.
Türkiye-Ermenistan sınır kapılarının yıllar sonra açılması yönünde atılan adımın iki ülke ve bölge adına ne gibi kazanımlar sağlayacağını tartışmalıydık. Bugün
Güney Kafkasya'da yaşananları doğru analiz edebilmek için
Körfez Savaşı’na ve
Arap Baharı’na dönüp bakmak gerekiyor: Savaşın galibi kim oldu? Hangi
Ortadoğu ülkesi, demokrasi ve refaha kavuşabildi? Hiçbiri! Kazanan hep
ABD ve emperyalist güçler oldu. Aynı senaryo şimdi
Güney Kafkasya’da sahnelenmeye çalışılıyor. Buna bölge ülkeleri fırsat vermemeli. Sorunları üçüncü taraflar dahil edilmeden bölge ülkeleri kendi içerisinde çözebilmeli. Bu noktada Cumhurbaşkanı
Sn. Recep Tayyip Erdoğan ile
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sn.
İlhamAliyev'in önerdiği 6’lı iş birliği platformu çok önemli. Bölgeye barış, huzur ve refah gelecekse bunu komşu ülkeler hep birlikte inşa edecek. İkinci bir seçenek yok.