Haber Giriş Tarihi: 19.08.2024 07:49
Haber Güncellenme Tarihi: 19.08.2024 07:49

Eğer sömürgeci devletlerden bir futbol takımı kuracak olsaydık
muhtemelen kaptanlık pazubandını
Fransa kimseye kaptırmazdı. 19. yüzyıldan beri adeta bir vampir gibi
Afrika kıtasının kanını emen
Fransa, ilhak ettiği ülkeleri sadece ekonomik açıdan değil toplumsal ve siyasal açıdan da derin yıkımlara uğrattı. İnsanlık tarihinin en büyük katliamlarının altından hep
Fransa çıktı. Nüfuz elde ettiği topraklarda kalıcı olabilmek için kendi dilini, kültürünü ve değerlerini o topraklarda yaşayan toplumlara dayattı. Sömürdüğü her topluma adeta
kültürel soykırım uyguladı.
Fransa’nın emperyalist politikaları, bugün
Emmanuel Macron liderliğinde kaldığı yerden devam ediyor. Nerede bir silah patlasa
Fransa, mal bulmuş mağribi gibi oraya koşuyor. Dünyada derin istikrarsızlık ve çatışmaların yaşandığı bölgelere dönüp bakın, mutlaka orada bir
Fransız ayak izi göreceksiniz. Nitekim
Güney Kafkasya’da olduğu gibi!
2. Karabağ Savaşı süreci ve sonrasında gerek içindeki
Ermeni diasporası gerekse sömürgeci iştahı
Fransa’yı daha fazla bu bölgeye itti. Savaş sürecinde
Rusya’dan beklediği desteği göremeyen
Ermenistan da denizde çırpınırken boğulmamak adına karşısına çıkan
Fransa’ya dört elle sarıldı.
Fransa da hemen başladı en iyi bildiği işi yapmaya:
Sömürge taşlarını döşemeye… Fransa’nın Ermenistan Büyükelçiliğinin ve
Büyükelçi Olivier Decottignies’in resmi
X hesaplarından yapılan paylaşımları dikkatli okumakta fayda var. Örneğin 29 Temmuz 2024 tarihinde
Büyükelçi Decottignies ile
Ermenistan’da sivil toplum gönüllüsü olarak çalışan
Aimee Faujanet’in görüşmesine ilişkin bir paylaşım yapıldı. Paylaşımda
Faujanet’in bir yıl boyunca
Gümrü ve
İcevan’da öğrencilere
Fransızca öğrettiği belirtildi.
Fransa’nın sömürge politikalarının temelinde dilin olduğu bilinmese bu durum belki normal karşılanabilir. Bugün
Fransa, 68 milyonluk bir nüfusa sahip. Ancak dünyada
Fransızca bilen insan sayısı 200 milyon civarında.
Fransızca pek çok
Afrika ülkesinde ya resmi dil ya da ikinci dil olarak konuşuluyor. Dil,
Fransa ile sömürgeleri ile arasındaki bağı güçlü tutuyor. Öte yandan
Fransa, Ermenistan’a silah desteği de sunarak bölgede yeni bir savaşın hazırlıklarını yapıyor. Bunu
Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Sn. İlham Aliyev de pek çok defa açıkça dile getirdi. Hatta böyle devam ederse
Azerbaycan’ın ulusal güvenliğini korumak adına çeşitli adımlar atabileceği sinyalini verdi. Bugün
Azerbaycan-Fransa ilişkilerinde gergin bir hava hâkim. Yakın dönemde
Azerbaycan’da Fransız casus ağı ifşa edildi. Diğer taraftan
Fransa’dan da
Azerbaycan’a yönelik eleştiriler yöneltiliyor. Geçen aylarda denizaşırı sömürgelerinden
Yeni Kaledonya, Fransa’ya karşı ayaklandığında
Fransa hükümeti,
Azerbaycan’ı olaylara müdahil olmakla suçladı.
Azerbaycan, Fransa’nın kendisi ve bölge için bir tehdit olduğunun farkında.
Erivan yönetimi de
Fransa’nın dost olmadığını bilmeli ve kendisine yönelik politikalarını iyi okumalı.
Fransa’nın Ermenistan’ı geliştirmek, büyütmek gibi bir derdi yok. Aksine
Ermenistan ne kadar kan kaybederse sömürülmeye o kadar fazla açık hale gelir. Bu nedenle
Fransa için her ne olursa olsun
Güney Kafkasya’da çatışma iklimi devam etmeli!