
14 aylık yaş farkı zorbalık doğuruyor
Mevcut yönetmelikteki esneklikler nedeniyle 66 aylık bir çocuk ile 80 aylık bir çocuk aynı sınıfta eğitim görebiliyor. Eğitimcilerin "bir bebeğin 14 aylık bir çocukla aynı beceriyi göstermesini beklemek" olarak nitelendirdiği bu durum, sınıf içinde hem akademik hem de sosyal uçurumlar yaratıyor. Yapılan incelemeler, fiziksel ve duygusal olarak daha küçük olan öğrencilerin, büyük akranlarının baskısına ve zorbalığına karşı savunmasız kaldığını ortaya koydu. Bakanlık, yeni düzenlemeyle sınıfları daha homojen bir yapıya kavuşturarak bu riski ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Temel kriter 72 ay olacak, esneklik sınırlanacak
Bakanlığın üzerinde çalıştığı yeni plana göre, ilkokula başlama yaşı temel olarak 72 ay olarak belirlenecek. Çocuğun gelişimsel durumuna göre ise 69 ile 75 ay arasında bir esneklik tanınması öngörülüyor. Böylece okula başlama sürecinin, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimleri için en uygun dönem kabul edilen 6 yaş civarında standartlaştırılması amaçlanıyor.
Küçük öğrencilerde özgüven kaybı ve odaklanma sorunu
Sahadan gelen veriler ve öğretmen gözlemleri, okula erken başlayan çocukların yaşadığı zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor. Küçük yaş grubundaki öğrencilerin;
Kalem tutma ve kas becerisi gerektiren işlerde zorlandığı,
Dikkat sürelerinin kısa olduğu ve derse odaklanamadığı,
Tuvalet ve yemek gibi öz bakım ihtiyaçlarında hala yetişkin desteği aradığı,
Sınıf kurallarına uymakta güçlük çekip sık sık ağlama krizleri yaşadığı belirtiliyor.
Uzmanlar, "sen küçüksün" algısının ve akademik başarısızlık hissinin, çocuklarda uzun vadeli özgüven kaybına yol açtığı konusunda uyarıyor. 72 ayını dolduran çocukların ise okul disiplinine ve sosyal ortama çok daha kolay uyum sağladığı vurgulanıyor.