
Kamuoyunu yıllardır meşgul eden Çağla Tuğaltay cinayeti, yepyeni bir gelişmeyle yeniden gündeme oturdu. 5 Haziran 2000'de evinde boğazı kesilerek öldürülen lise öğrencisi Çağla Tuğaltay'ın katili 25 yıldır bulunamamıştı. Ancak Emniyet'in yeni talimatıyla soruşturma dosyası tekrar açıldı. Soruşturma kapsamında, cinayet mahalinde bulunan ve bugüne kadar Türkiye'de eşleşmeyen DNA ve parmak izi örnekleri, uluslararası bir boyuta taşındı.
Parmak izleri ve DNA örnekleri Interpol'e gönderildi
Olay yerinde tespit edilen 3 yabancı parmak izi ve Çağla'nın tırnaklarından alınan bir erkeğe ait DNA örneği, bugüne kadar iç soruşturmalarda bir sonuca ulaşamamıştı. Ancak Asayiş Şube Müdürlüğü'nün talebi ve Savcılığın onayıyla, bu kritik delillerin Interpol'ün 196 ülkesindeki kayıtlarla eşleştirilmesine karar verildi. Uzmanlar, bu adımın katilin cinayetten sonra yurt dışına kaçmış olabileceği ihtimali üzerine atıldığını belirtiyor.
Zamanaşımına uğrayan diğer dosyalar da açılabilir mi?
İç Güvenlik Uzmanı Savaş Kurtbaba, bu gelişmenin benzer faili meçhul dosyalar için emsal teşkil edip etmeyeceği sorusuna net bir yanıt verdi: "Yeni bir delil ortaya çıkarsa dosya tekrar açılabilir." Çağla Tuğaltay cinayetinde yeni bir delil olmasa da, parmak izi ve DNA örneklerinin Interpol'de aranması, soruşturmaya yeni bir boyut kazandırarak 'yeni delil' niteliği taşıyor. Yani her faili meçhul dosya yeniden açılamaz, ancak bu cinayette olduğu gibi soruşturmayı ilerletecek yeni bir adım atılırsa dosyaların yeniden incelenmesinin yolu açılabilir.
Yurt dışına kaçmak katilin izini kaybetmesini sağlamadı
Savaş Kurtbaba'ya göre, katilin yurt dışına kaçmış olması, izini tamamen kaybettiği anlamına gelmiyor. Yurt dışına çıkışlarda verilen parmak izi kayıtları, Interpol sisteminde yer aldığı için bu tarama işlemi olumlu sonuçlar verebilir. Bu durum, katilin 25 yıldır bir iz bırakmadığı düşünülse de, adaletten kaçmasının o kadar da kolay olmayabileceğini gösteriyor.
Adalet için yeni bir umut ışığı mı?
25 yıl sonra yeniden açılan Çağla Tuğaltay cinayeti, soğuk bir dosyanın bile teknolojik imkanlar ve kararlı bir çabayla aydınlatılabileceğini gösteriyor. Interpol'e gönderilen DNA ve parmak izi örneklerinden çıkacak sonuç, sadece Çağla'nın ailesine değil, benzer şekilde faili meçhul cinayetlerin kurbanlarının yakınlarına da bir umut olabilir. Bu gelişme, adaletin er ya da geç tecelli edeceği inancını pekiştirirken, hukuk sistemimizin dijital çağın getirdiği olanakları kullanarak ne kadar ileri gidebileceğinin de bir göstergesi niteliğinde.