
“Komisyon asli işini yapmalı”
TYT Türk’te yayınlanan Siyaset Masası programına konuk olan eski Milletvekili Ayhan Bilgen, Meclis’te kurulan komisyonun görev ve sorumluluklarını değerlendirdi. Bilgen, Türkiye’nin son kırk yılına damgasını vurmuş bir süreci sonlandırmak üzere devlet inisiyatifiyle güçlü bir adım attığını belirtti. Bu adımın yalnızca iç güvenlik değil, dış politika ve toplumsal barış açısından da tarihi bir fırsat sunduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla kurulan komisyonun amacından sapmaması gerektiğini vurgulayan Bilgen, “Bu işin başarıya ulaşmasını ve hiçbir partinin çıkarına alet edilmemesini ısrarla söylüyoruz. Komisyonun asli işi; silah bırakmayı ve örgütün feshini kolaylaştıracak, hızlandıracak, cesaretlendirecek düzenlemeleri yapmaktır” dedi.
“Silah bırakmayı hızlandıran düzenlemeler acilen yapılmalı”
Bilgen, yapılması gereken acil düzenlemelere dikkat çekti. “İnfazla ilgili düzenlemeler acil. Ayrıca silah bırakanların topluma kazandırılması, entegrasyon için askerlik yükümlülükleri ve mevcut yasal boşlukların giderilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sürecin anayasa tartışmalarına ya da cumhurbaşkanının siyasi kariyer hesaplarına alet edilmesi halinde bunun bir sabotaj olacağını dile getiren Bilgen, toplumdaki güvenin zayıfladığına işaret etti. “Başlangıçta daha yüksek olan güven ve inanç, siyasi hesaplar nedeniyle giderek azalıyor. Bu da süreci kırılgan hale getiriyor” dedi.
“Particilik ülke menfaatinin önüne geçmemeli”
Bilgen, siyasi partilerin yaklaşımına da sert eleştiriler yöneltti. “Particilik kültürümüz ülke menfaatinin önüne geçtiğinde, partiler kendi ezberlerini tekrar etmeye ve bu süreci propaganda malzemesi yapmaya başladığında işin özüne zarar verir” sözleriyle uyardı.
Bazı çevrelerin “Belediyelere operasyonlar devam ederken nasıl demokratikleşmeden söz edilebilir?” yönündeki söylemlerine de tepki gösteren Bilgen, “Yolsuzlukla mücadele ile terörle mücadele birbirinin alternatifi değildir. Bir ülkenin güvenliği için terör nasıl bir tehditse, yolsuzluk da aynı derecede tehdittir” dedi.
“Ortadoğu’da provokatif senaryolara dikkat edilmeli”
Ortadoğu’daki gelişmelere de değinen Bilgen, geçmişin sloganları ve ezberleriyle yeni yüzyılın inşa edilemeyeceğini vurguladı. “Ortadoğu’da sağduyu ve akıl gelişirse silaha gerek kalmadan barış sağlanır ama gidişat bu yönde değil” diyen Bilgen, TCK’nin Barzani’nin federasyon tezine geçmişte karşı çıkıp bugün Suriye’de bunu tek çözüm olarak sunmasının çelişkili olduğunu belirtti.
Öcalan’ın 27 Şubat çağrısında toplumla devletin kaynaşması, eşitlik ve aidiyet vurguları olduğunu hatırlatan Bilgen, Türkiye’nin bu metni marjinal bulmadığı için ekranlara taşıdığını söyledi. Ancak bu fırsatın hoyratça kullanılmasının Kürtleri hedef haline getireceğini belirtti.
“Beyaz Toros provokasyonlarına izin verilmemeli”
Bilgen, son günlerde yaşanan Beyaz Toros’un yakılması olayını da değerlendirdi. 1990’lı yıllarda faili meçhullerin sembolü haline gelen Renault Toros’un yeniden gündeme getirilmesinin provokatif bir hamle olduğunu söyledi. “Cumhurbaşkanı bu dönemin kapandığını daha önce söylemişti. Bu tür semboller üzerinden Türkiye’nin önüne yeni provokasyonların çıkarılmasına izin verilmemeli” dedi.
Meclis’in Çankaya kapısında aracın yakılmasının sembolik bir anlam taşıdığını söyleyen Bilgen, “Eğer gerçekten provokatif bir girişimse, dikkatli olmak gerekir. Siyasetin dili ve toplumsal hafıza sağlıklı işlerse bu girişimler hedefine ulaşamaz” diye konuştu.
“Siyasetin dili zehirlenmemeli”
Türkiye’nin bu sorunu çözmesinin büyük bir sıçrama olacağını söyleyen Bilgen, bundan rahatsızlık duyan çevrelerin provokatif yöntemlere başvurabileceği uyarısında bulundu. “Ya siyasetin dilini zehirleyerek sabotaj yapacaklar ya da toplumda infial oluşturacak sembolik eylemlerle süreci baltalayacaklar. Bu nedenle siyaset, diliyle bu tuzaklara zemin hazırlamamalı” dedi.
“Acıları tekrarlamamak için akılcı olmak zorundayız”
Programda duygusal bir değerlendirme de yapan Bilgen, “Çok acılar yaşadık. Acıları tekrarlamamak için umudu ve heyecanı diri tutarken aynı zamanda akılcı olmak zorundayız. Keskin sirke misali kendimize zarar verecek yaklaşımlardan kaçınmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Geçen yüzyılın sloganlarıyla yeni yüzyılı inşa edemeyiz. Refah ve toplumsal barış için kendi ezberlerimizle yüzleşmeliyiz” sözleriyle de konuşmasını tamamladı.