Basın toplantısı sonrası kadın gazetecilere saldırı: Kadına yönelik şiddet ve basın özgürlüğüne açık bir darbedir!

Sonsöz Gazetesi’nden Zehra Önen’in haberine göre, Mansur Yavaş’ın basın toplantısı sonrası iki kadın muhabir saldırıya uğradı. Bu olay yalnızca bireysel bir güvenlik ihlali değil; kadınların kamusal alanda hâlâ şiddet tehdidiyle karşı karşıya olduğunun somut bir kanıtıdır.

Haber Giriş Tarihi: 24.09.2025 16:58
Haber Güncellenme Tarihi: 24.09.2025 16:58
https://haberdeger.com/

Kadın gazeteciler hedef alındı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın öğle saatlerinde düzenlediği basın açıklamasının ardından Sonsöz Gazetesi Muhabiri Melisa Sapaz ve yeniankara.com.tr Muhabiri Zeynep Sude Yeşil, otopark alanında kimliği belirsiz bir şahsın saldırısına maruz kaldı. Tanıklara göre şahıs, aracın camına yumruk attı, ardından gazetecilerin üzerine yürüyerek fiziksel müdahale girişiminde bulundu.

“Yalnız bırakıldık, güvenlik geç geldi” Sapaz, olayı şöyle anlattı: “Aracımıza yöneldiğimizde şahıs önümüzü kesti, aracımıza yumruk attı ve bana doğru elini kaldırarak yürüdü. Arkadaşım araya girdi. Dakikalarca ‘güvenlik’ diye bağırmamıza rağmen müdahale edilmedi.”

Yeşil ise yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “Çevrede onlarca kişi vardı, kimse yardım etmedi. Hatta bir kadın ‘ses yapmayın’ diyerek bize bağırdı. Biz görüntü almaya başlayınca saldırgan geri çekildi ve hiçbir araca binmeden kayboldu.”

Kadınların güvenliği yok sayıldı Bu olay, Türkiye’de kadınların kamusal alanda bile ne kadar savunmasız bırakıldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Basın toplantısı çıkışında dahi kadın gazetecilerin saldırıya uğraması, yalnızca güvenlik zafiyetine değil, aynı zamanda kadına yönelik şiddetin toplumsal bir normalleşme tehdidi haline geldiğine işaret ediyor.

Kadına şiddet ve basına saldırı aynı anda Olay, hem kadın haklarına hem de basın özgürlüğüne yönelik bir ihlal niteliği taşıyor. Basın mensuplarına yönelen şiddet, ifade özgürlüğünü baskı altına alırken, kadın muhabirlerin hedef alınması Türkiye’de hâlâ çözülemeyen “kadına yönelik şiddet” sorununun boyutlarını ortaya koyuyor.

Radikal bir soru ortada: Kadınlar ne zaman güvende olacak? Bu saldırı, “kadınların kamusal alanda güvende olması” meselesini bir kez daha gündeme taşıdı. Kadınların mesleğini yaparken şiddete uğraması kabul edilemez. Güvenlik güçlerinin geç müdahalesi ise olayın bir başka vahim boyutunu oluşturdu.

Yetkililerin ve ilgili kurumların, hem kadın haklarını hem de basın özgürlüğünü doğrudan ilgilendiren bu olaya sessiz kalmaması bekleniyor. Çünkü mesele sadece iki gazetecinin yaşadığı saldırı değil; Türkiye’deki tüm kadınların ve tüm basın emekçilerinin güvenliği meselesidir.