Katar'da İsrail'in Hamas'a saldırısı sonrası sosyal medyada Türkiye hedef gösterilirken, Ankara'dan dikkat çeken değerlendirmeler geldi.
Katar'ın başkenti Doha'da Hamas heyetini hedef alan İsrail'in bu saldırısı yeni tartışmaları beraberinde getirdi. ABD Başkanı Trump, "Karar tamamen İsrail'e aitti. Katar gibi müttefik bir ülkenin içinde tek taraflı bombardıman yapmak ne İsrail'in ne de ABD'nin hedeflerini ilerletir" ifadelerini kullandı.
"Eğer ABD'nin dahli yoksa, Netenyahu iyice çığrından çıktı demektir" yorumları Ankara'da konuşulanlar arasında yer alıyor. Öte yandan, ABD yönetiminin bilgisi ve desteği varsa, İsrail'in elindeki kozlar merak konusu.
İsrail'in Katar'a yönelik operasyonu bölgedeki başka Arap ülkelerinde "Bizi de vurur mu?" korkusu yarattı. Bu durumun İsrail'in aleyhine sonuçlar doğurabileceği, AB Komisyonu Başkanı'nın da yaptırımlar önerme ihtimalinden söz ettiği bildiriliyor. 23 Eylül'deki BM Genel Kurulu'nda bazı Avrupa ülkelerinin Filistin'i tanımaya hazırlandığı vurgulanıyor.
Ankara kaynakları, "İsrail Türkiye'yi vurma cesaretine sahip değil" görüşünde. Bunun başlıca nedeni olarak:
Türkiye'nin bir NATO ülkesi olması ve NATO'nun 5. maddesi gereği saldırının tüm müttefiklere karşı yapılmış sayılması,
İsrail'in Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkelerden farklı olduğunu bilmesi, askeri operasyon yerine başka yöntemlerle iç karışıklık yaratma ihtimalini tercih etmesi gösteriliyor.
"Saldırı füze değil, 5. kol faaliyetleri ile yapılabilir." Özellikle son dönemde sosyal medyada "Türkiye'nin Suriye'deki tesisatının vurulduğu" algısının yaratılmaya çalışıldığına dikkat çekiliyor. Ancak Ankara bu tür girişimlerin ağır sonuçlar doğuracağını ve gerçek olmadığını belirtiyor.
"İsrail, sosyal medyada manipülasyonu çok iyi kullanıyor." Türkiye içindeki algı yönetimi çabalarına karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor.
"Sanal medya Türkiye için en büyük beka sorunu haline geldi." Bu nedenle, sosyal medya alanında ağır cezai yaptırımlar ve düzenlemeler yapılması zorunlu hale geliyor.
Dicle Canova'nın açıklamaları, İsrail'in Türkiye'ye yönelik saldırı tehdidinden ziyade sosyal medya ve psikolojik savaş alanında aktif olduğunu ortaya koyuyor.