
Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere kahve ikram ettiği gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması başlatılan Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Tuna Tuğcu, sürecin arka planına dair dikkat çeken açıklamalar yaptı. Tuğcu, soruşturmanın asıl nedeninin kahve değil, 2022’den bu yana üniversitede tespit ettiği usulsüzlükleri gündeme getirmesi olduğunu savundu.
Rektörlük “özel alanda izinsiz kahve dağıtımı” dedi Rektör Naci İnci’nin imzasıyla başlatılan soruşturmada, Tuğcu’nun üniversiteye kiralanan özel kafe alanında izinsiz kahve ikram ederek işletmenin faaliyetini engellediği iddia edildi. Öğrencilerin boykot ettiği kafe yerine kendi getirdiği kahveden dağıttığını belirten Tuğcu ise, “Öğrencilere ücretsiz kahve verdiğim için suçlandım” dedi.
“Asıl neden usulsüzlükleri ortaya çıkarmam” Tuğcu, ANKA’ya yaptığı açıklamada, 2022’den bu yana bilgi işlem ve ihaleler başta olmak üzere birçok alanda usulsüzlükleri ifşa ettiği için hedef alındığını söyledi. “Bu soruşturmanın kahveyle ilgisi yok. Gerçek neden, yıllardır açığa çıkardığım mali ve idari yanlışlardır” ifadesini kullandı.
30 Ağustos’taki cinayetle karşılaştırma yaptı Kamera kayıtlarının özel güvenlik tarafından alındığını, bunun da hukuksuz olduğunu belirten Tuğcu, üniversite yönetimini çifte standartla suçladı. Geçtiğimiz yıl kampüste 15 yaşındaki Hilal Özdemir’in öldürüldüğü düğünü hatırlatarak, “O gün güvenliği sağlamayanlar, kahve dağıtırken güvenliği başıma yolluyor” dedi.
“Kanuna uygun ihale yapılmıyor” iddiası Tuğcu, sosyal medya paylaşımlarında da sıkça dile getirdiği gibi üniversitede ihalelerin kanuna aykırı biçimde davet usulüyle yapıldığını öne sürdü. “Açık ihale yapılmıyor, belirli firmalar kayırılıyor. Bunları söylediğim için hakkımda sürekli soruşturma açılıyor” ifadelerini kullandı.
“48 dava dosyasıyla uğraşıyorum” 2004’ten beri Boğaziçi’nde görev yapan Prof. Dr. Tuğcu, bugüne dek 9 ayrı soruşturma geçirdiğini, ancak hiç ceza almadığını belirtti. Şu anda Boğaziçi ile ilgili 48 dava dosyası bulunduğunu kaydeden Tuğcu, laboratuvarına erişimin engellendiğini, ders yükünün iki katına çıkarıldığını ve akademik kariyerinin bilinçli şekilde yavaşlatıldığını söyledi.
“Boğaziçi’nde baskı sistematik hale geldi” Tuğcu, yalnızca kendisinin değil, pek çok öğretim üyesi ve öğrencinin de benzer baskılara maruz kaldığını dile getirdi. Atama ve yükseltmelerin keyfi biçimde engellendiğini, bazı hocaların sözleşmelerinin yenilenmediğini, buna karşılık şartları taşımayan kişilerin profesör yapıldığını ifade etti. “Haklar gasp edilerek ceza veriliyor. Benim yaşadığım bunun en net örneği” sözleriyle süreci özetledi.