
Heidegger’in izinde bir yolculuk
Kitap, Kalın’ın 2019’da Almanya’nın Kara Ormanlar bölgesinde bulunan Todtnauberg köyündeki Heidegger’in kulübesini ziyaretinden doğdu. Bu kulübe, çağdaş felsefe tarihinde “varlık” meselesini yeniden tartışmaya açan Martin Heidegger düşüncesinin somutlaştığı bir mekân olarak öne çıkıyor.
Kalın, eserinde Sokrates sonrası Batı düşüncesinde “varlık”ın unutuluşunu ve bunun modern insanın krizine nasıl yol açtığını tartışıyor. Aynı zamanda “varlık”a yeniden dönmenin felsefi ve ahlaki bir gereklilik olduğunu vurguluyor.
Doğu ve Batı’yı buluşturan yaklaşım
Kalın, kitabında Heidegger’in felsefesini yalnızca Batı düşüncesi ekseninde ele almıyor. Onu kimi zaman Nesimi, Yunus Emre, Aşık Veysel gibi Türk-İslam kültürünün isimleriyle, kimi zaman da Molla Sadra gibi İslam filozoflarıyla buluşturarak yeni bir felsefi diyalog zemini açıyor.
Bu yaklaşım, Doğu ve Batı düşünce dünyalarının birbirini besleyebileceğini gösterirken, kitabı aynı zamanda bir kültürel sentez çalışması haline getiriyor.
Modern insan ve varoluş krizi
“Heidegger’in Kulübesine Yolculuk”, yalnızca akademik bir felsefe kitabı değil. Kalın, düşünceyi hayatın içinden kavrıyor; gündelik yaşam, etik, estetik ve sanatla ilişkilendiriyor.
“Varlık”ın nesneleştirilmesine karşı çıkıyor.
İnsan için “varlık”a komşu, yoldaş ve bekçi olma imkanlarını tartışıyor.
Modern insanın köksüzlük ve varoluş krizine ışık tutuyor.
Yeni bir tartışma alanı
Kitap, standart bir “Heidegger’e Giriş” çalışmasından öte, Kalın’ın kişisel felsefi yolculuğunu okurla paylaştığı bir metin. Felsefe, edebiyat ve sanat arasındaki sınırları geçirgenleştiren eser; düşünceye ilgi duyan geniş bir okur kitlesine hitap ediyor.
İnsan Yayınları tarafından basılan “Heidegger’in Kulübesine Yolculuk” şu anda kitabevlerinde ve çevrim içi satış noktalarında okurlarla buluşuyor.