
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya'nın sınırlarda büyük bir askeri yığınak yaptığını duyurdu. Avrupa'da güvenlik alarmı yükselirken, Kremlin'den ilk yanıt geldi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Lüksemburg’da düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, Rus ordusunda olağanüstü bir hareketlilik ve askeri yığınak gözlemlendiğini duyurdu.
“Bu sadece geçit törenleri için değil, kullanılmak üzere yapılan bir hazırlık” diyen Rutte, “Şu anda Ukrayna’da kullanıyorlar, başka yerlerde de kullanabilirler” ifadelerini kullandı.
2 Milyar dolarlık yardım paketi
Rutte, NATO’nun yeni yardım programı kapsamında Ukrayna’ya 2 milyar dolarlık savunma ekipmanı gönderildiğini de açıkladı. Yardım kapsamında gelişmiş hava savunma sistemleri, mühimmat ve diğer savunma unsurları yer alıyor.
Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna güvenlik garantilerine dahil olmaya hazır olduğunu ifade ettiğini ve bu sözün, Avrupa güvenliği açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
Putin’den açıklama: "Kimseye saldırma niyetimiz yok"
Tüm bu gelişmelere Kremlin'den cevap gecikmedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Pekin’de Slovakya Başbakanı Robert Fico ile yaptığı görüşmede konuştu.
Putin, “Rusya'nın kimseye saldırma gibi bir niyeti yok” diyerek, Batı medyasında yer alan “Avrupa’ya saldırı planı” iddialarını yalanladı.
Ayrıca, “Ukrayna'nın güvenliği, Rusya'nın güvenliği pahasına sağlanamaz” diyen Putin, Kiev yönetiminin NATO üyeliğine karşı olduklarını yineledi.
Barış mümkün mü?
Rutte, NATO’nun hem ateşkes hem de uzun vadeli güvenlik garantileri için çalıştığını belirterek, “Şu anda üzerinde çalıştığımız şey iki aşamalı: Liderleri bir araya getirip savaşın bitişini konuşmak ve kalıcı barış için somut adımlar atmak.” dedi.
Putin ise Ukrayna’nın güvenlik garantileri konusunda bir uzlaşı sağlanabileceğini belirtti ancak bu garantilerin Rusya’yı tehdit etmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Gelişmeler, Avrupa genelinde güvenlik endişelerini artırmış durumda. NATO, Rusya’nın olası hamlelerine karşı askeri ve diplomatik olarak hazırlıklı olunması gerektiğini vurguluyor.
Yeni bir kriz kapıda mı, yoksa diplomasi hâlâ bir çıkış yolu sunabilir mi? Cevabı önümüzdeki haftalarda netleşecek.