CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaşamını yitiren Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın ailesini ziyaret etti; hastane önünde yaptığı açıklamada yaşadığı acıyı gözyaşlarıyla dile getirdi.
Ziyaret Manisa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşti
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Gülşah Durbay’ın tedavi gördüğü Manisa Şehir Hastanesi’nde Durbay ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Ziyarete CHP genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı ve il-ilçe yöneticileri de eşlik etti. Hastane önünde kameraların karşısına geçen Özel, konuşmakta zorlandı.
“Altı ayda iki evladımızı kaybettik”
Açıklamasında altı ay içinde ikinci büyük kaybı yaşadıklarını vurgulayan Özel, hem ailesinin hem de parti örgütünün derin bir yas içinde olduğunu söyledi. Gülşah Durbay’ı “partimizin bayrağını taşıyan, bu kente sevgiyle bağlı bir evladımız” sözleriyle anlatan Özel, Manisa’da birlikte siyaset yapmış olmalarının acıyı daha da ağırlaştırdığını ifade etti.
“Kendi evladımı kaybetmiş gibiyim”
Gözyaşlarını tutamayan Özel, Durbay’ın genç yaşta hayata veda etmesinin yarattığı sarsıntıyı, “Bu nasıl bir acı, nasıl bir sınav… Kendi evladımı kaybetmiş gibiyim” sözleriyle dile getirdi. Konuşması sırasında sık sık duraksayan Özel, bu kaybın yalnızca bir siyasi figürün değil, Manisa’nın ve Türkiye toplumunun ortak acısı olduğunu vurguladı.
“Bu acı bir daha yaşanacaksa benim üzerimden yaşansın”
Özel’in en çarpıcı sözleri ise konuşmasının sonunda geldi. Yaşadığı derin yıkımı dile getiren CHP lideri, “Bundan sonra bu kadar büyük bir acıyı bir daha yaşayacaksam benim başıma bir şey gelsin. Daha bir evladımızı almasın Allah’ım. Dayanacak, sabredecek bir yanım kalmadı” ifadelerini kullandı. Bu sözler, hastane önünde bulunan partililer ve yurttaşlar arasında da büyük bir duygusal etki yarattı.
Manisa ve CHP örgütü yas içinde
Gülşah Durbay’ın vefatı, yalnızca ailesini değil, Manisa’yı ve CHP örgütünü de derin bir yasa sürükledi. Özgür Özel, açıklamasını “Ailesinin, Manisa’nın ve partimizin başı sağ olsun” sözleriyle tamamladı. Türkiye toplumunda geniş yankı uyandıran bu ziyaret ve açıklama, siyasetin ötesinde bir insanî acının ifadesi olarak hafızalara kazındı.