“Sen de rahat dursaydın!”: 2025 İstanbul Onur Haftası Raporu, kolluk şiddetini ve ihlalleri ortaya koydu

17 Mayıs Derneği, Kaos GL, TİHV ve İHD’nin de aralarında olduğu yedi insan hakları örgütü, İstanbul’daki Onur Yürüyüşlerine yönelik müdahaleleri belgeledi. Rapora göre barışçıl gösterilere katılan LGBTİ+ aktivistleri ters kelepçelendi, hakarete uğradı, bazıları işkenceye varan muameleyle karşılaştı.

Haber Giriş Tarihi: 06.08.2025 15:20
Haber Güncellenme Tarihi: 06.08.2025 15:20
https://haberdeger.com/

İstanbul’da 22 Haziran ve 29 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleşen 11. Trans Onur Yürüyüşü ve 23. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü, geniş kapsamlı yasaklar ve yoğun kolluk gücü eşliğinde engellendi. İnsan hakları örgütlerinin ortak izleme raporu, devletin sistematik müdahalesini, gözaltı uygulamalarındaki şiddeti ve ayrımcılığa dayalı güvenlik pratiklerini ortaya koydu. 70 sayfalık belgede, kolluğun “Sen de rahat dursaydın!” gibi ifadelerle kötü muameleyi meşrulaştırmaya çalıştığı örneklerle aktarıldı.

Barışçıl yürüyüşler “güvenlik” gerekçesiyle bastırıldı İstanbul Valiliği ve ilgili kaymakamlıkların genel yasak kararları, ifade ve toplanma özgürlüğünü doğrudan ihlal etti. Raporda, yasakların somut bir tehdide dayanmadığı, barışçıl yürüyüşlerin bastırılmasının anayasal hakları askıya almak anlamına geldiği ifade edildi.

Gözaltılar keyfi, müdahale şiddet içeriyor Gözaltına alınan en az 95 kişi, ters kelepçe, küfür, fiziksel müdahale ve psikolojik şiddete maruz kaldı. Bazıları yalnızca gökkuşağı renkli kıyafetler giydiği veya yürüyüşe katılmadığı halde LGBTİ+’larla ilişkilendirildiği için alıkonuldu. Bazı avukatlar gözaltına alınırken darp edildi, baro kimlikleriyle dahi müdahalelere engel olamadı.

Tutuklamalar, suç değil kimlik temelli cezalandırma Üçü hâlen tutuklu olan 92 kişi hakkında dava açıldı. İddianameler, anayasal hakları hedef alarak barışçıl protestoyu “suç” saydı. İnsan hakları örgütleri bu tutumun LGBTİ+ kimliğini kriminalize eden, ayrımcı bir cezalandırma pratiği olduğunu belirtti.

Raporda belgelenen vakalar, Türkiye’de LGBTİ+ bireylerin kamusal varoluşlarının sistematik olarak bastırıldığını ve güvenlik güçlerinin keyfi uygulamalarının cezasız bırakıldığını gözler önüne serdi. Örgütler, “İfade ve toplanma özgürlüğü suç değildir. Tüm suçlamalar derhal düşürülmeli, tutuklular serbest bırakılmalıdır” çağrısında bulundu.

Raporun tam metnine şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.