
Flu TV’nin sahibi ve yönetmeni İlker Canikligil, Mart 2025’te sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım sonrası hakkında açılan dava sonucunda 2 yıl 2 ay (26 ay) hapis cezasına çarptırıldı. “Suç işlemeye alenen tahrik” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamalarıyla yargılanan Canikligil hakkında mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı vererek cezayı 5 yıllık denetim süresine bağladı.
Yönetmen Canikligil’in sosyal medya paylaşımı yargılama sürecini başlattı Canikligil hakkında soruşturma, Mart ayında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım üzerine başlatıldı. Sahibi olduğu Flu TV’de YouTube yayınlarıyla da bilinen Canikligil, 25 Mart 2025’te çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Savcılık, söz konusu açıklamaların “suç işlemeye alenen tahrik” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlarını oluşturduğunu ileri sürerek dava açtı.
Mahkeme, iki ayrı suçtan verilen cezayı toplam 26 ay hapis olarak karara bağladı Yargılama sonunda mahkeme, Canikligil’i yöneltilen iki ayrı suç yönünden toplam 26 ay hapis cezasına mahkûm etti. Normal şartlarda 2 yıl ve üzeri hapis cezalarında HAGB’ye gidilemezken, mahkeme cezanın iki ayrı suçtan verilmiş olması gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
HAGB kararıyla ceza 5 yıllık denetim sürecine bağlandı Karara göre İlker Canikligil, 5 yıl boyunca kasıtlı bir suçtan yeniden hapis cezası almadığı takdirde cezaevine girmeyecek ve hakkında verilen 26 aylık hapis cezası infaz edilmeyecek. Ancak denetim süresinde kasıtlı yeni bir suç işlediği gerekçesiyle mahkûm olması halinde, hem mevcut 26 aylık ceza hem de yeni verilecek ceza birlikte değerlendirilerek yeniden hüküm kurulacak.
Karar, ifade özgürlüğü ve ceza adaleti tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı Ünlü yönetmen hakkında verilen hapis cezası ve HAGB kararı, sosyal medyada ve kamuoyunda ifade özgürlüğü, yargının sınırları ve cezaların caydırıcılığı üzerine yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Canikligil’in cezaevine girmeyecek olması, bir yandan “yargısal denetim baskısı” yorumlarına yol açarken, diğer yandan benzer davalarda verilen cezalarla karşılaştırmalı biçimde tartışılmaya devam ediyor.