
“Cezaevinde olmaları kabul edilemez”
Çandar, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada her iki ismin de sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti. Ancak tutukluluklarının “kabul edilemez” olduğunu vurguladı. “Bugün Türkiye’de bir süreç varsa ve bu süreçten barış umut ediliyorsa, onların dışarıda olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
AİHM kararına dikkat çekti
Demirtaş’ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 8 Temmuz 2025 tarihli kararının uygulanmasını beklediğini hatırlatan Çandar, Türkiye’nin itiraz süresinin dolmak üzere olduğunu belirtti. Çandar, “Türkiye itiraz etmezse –ki etmemesi gerekir– Demirtaş’ın derhal özgür kalması gerekiyor” dedi.
Mızraklı’nın başvurusu reddedildi
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın ise hukuksuz biçimde cezaevinde tutulduğunu savunan Çandar, denetimli serbestlik hakkının gözlem kurulu tarafından “örgüt üyeliğinden ayrıldığına dair beyanın bulunmaması” gerekçesiyle engellendiğini söyledi. “Örgüt üyeliği olduğuna dair tek bir delil yok, buna rağmen içeride tutuluyor” dedi.
“Toplumda güven tesis edilemez”
Barış sürecinin inandırıcı olması için toplumun desteğinin şart olduğunu dile getiren Çandar, “Demirtaş hapisteyken, Mızraklı’nın dilekçeleri sudan gerekçelerle reddedilirken bu süreç inandırıcı olmaz. Yürürse de topal yürür” diye konuştu.
“Bir an önce özgür kalmalılar”
Çandar, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Eğer gerçekten barış istiyorsanız halkı inandırmanız gerekir. Demirtaş’ı hapiste tutarak kimseyi barışa doğru gidildiğine ikna edemezsiniz. O yüzden Selahattin Demirtaş bir an önce özgürlüğüne kavuşmalı, Selçuk Mızraklı cezaevi duvarlarının dışına çıkarılmalıdır.”