
Kurultay davası ve “mutlak butlan” tartışması
CHP’de 38. Olağan Kurultay’ın şaibeli olduğu iddiasıyla açılan davanın 15 Eylül’deki duruşması öncesi parti içi tartışmalar yoğunlaştı. İstanbul İl Yönetimi’nin görevden uzaklaştırılması, kurultayın iptali ve “mutlak butlan” iddialarıyla birlikte gözler Ankara’daki mahkemeye çevrildi.
CHP’li kurmaylar, söz konusu girişimlerin “hukuken mümkün olmadığını” savunarak, “Önceki yönetime devir diye bir şey yok, element uyduruyorlar” ifadelerini kullandı.
Delegeler olağanüstü kongre için harekete geçti
İstanbul’daki mahkeme kararının ardından delegeler olağanüstü kongre için noter kanalıyla imza toplamaya başladı. Kurmaylar, “İstanbul delegesi olmadan da olağanüstü kurultay yapılabilir. Salt çoğunluğa ulaşılırsa, MYK veya Genel Başkan kararıyla kurultay toplanmak zorunda” dedi.
Özgür Özel’e sürecin aktarıldığını belirten parti kaynakları, Özel’in, “Yapsınlar görelim bakalım” diyerek delegelerin inisiyatifini desteklediğini aktardı.
“Kayyum gibi ama adına çağrı heyeti demişler”
Parti yöneticileri, İstanbul İl Yönetimi için verilen tedbir kararını eleştirerek, çağrı heyetinin “kayyum gibi” yetkilendirildiğini ancak bunun hukuka aykırı olduğunu savundu. “Çağrı heyeti sadece kurultayı toplar, açar ve divana devreder. İstanbul’daki karar o kadar yanlış ki, sınırsız yetki verilmiş” denildi.
“Yeni parti iddiası: Ne münasebet”
CHP içinde yeni parti kurulacağı iddiaları da gündeme geldi. Kurmaylar bu iddiaları kesin bir dille reddetti: “Biz CHP’nin sahibiyiz, ne münasebet. Partiyi kapatmaya ya da devretmeye kimsenin gücü yetmez. Binalar, üyeler, belediyeler olmadan yönetim mümkün değil.”
“Sokakları bırakmayız”
En kötü senaryoda nasıl bir yol izleneceği sorulduğunda CHP’li kurmaylar şu yanıtı verdi: “Biz bu binaları bırakmayız. Defterlerimizi bırakmayız. Zaten halk desteği bizim arkamızda. Siyaset sokakta yapılır, sokakları da bırakmayız. Kaldı ki onların sokağa çıkacak yüzü yok.”