
Google ve YouTube neden çöktü?
4 Eylül 2025 sabahı saat 09.56’dan itibaren Google ve bağlı servislerde (YouTube, Gmail, Google Drive, Google Meet) dünya genelinde kesintiler yaşandı. Kullanıcılar “502 Bad Gateway” gibi hata mesajlarıyla karşılaştı; videolar yüklenmedi, mailler gönderilemedi, iş süreçleri sekteye uğradı.
Kesinti özellikle Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve Gürcistan gibi ülkelerde yoğun hissedildi. Fransa ve Almanya gibi bazı Batı Avrupa ülkeleri ise sorundan etkilenmedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, X hesabından yaptığı açıklamada Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin (USOM) Google’dan teknik rapor talep ettiğini duyurdu. Sayan, yaşanan durumun “yerli ve milli teknolojilerin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu” vurguladı.
Saat 10.10 itibarıyla sorun büyük ölçüde giderildi. Ancak bu kısa süreli kesinti, dijital altyapıya bağımlılığın ne denli riskli olduğunu gözler önüne serdi.
Fenerbahçe ve Marka hack’lenmeleri: Tesadüf mü, hedefli saldırı mı?
Kesintiden bir gün önce, 3 Eylül’de Türkiye’de Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Adana Demirspor gibi kulüplerin sosyal medya hesapları hack’lendi. “Web3” ve “kripto token” içerikli sahte paylaşımlar yapıldı, profil görselleri değiştirildi, taraftarlar dolandırıcılık amaçlı linklere yönlendirildi.
Kulüplerin hızlı müdahalesiyle kriz kontrol altına alınsa da dijital güvenliğe dair soru işaretleri arttı. Uzmanlar bu tür saldırıların genellikle oltalama ya da çalıntı kimlik bilgileriyle giriş yöntemleriyle yapıldığını belirtiyor.
Bu olayların Google ve YouTube çöküşüyle aynı döneme denk gelmesi, sosyal medyada komplo teorilerinin fitilini ateşledi.
Komplo teorileri ve söylentiler: Dijital gözdağı mı?
Kesinti, sosyal medyada geniş yankı buldu. Siber güvenlik uzmanlarının paylaşımları, olayın siber saldırı olabileceği yönünde yorumlara yol açtı.
Google’ın 27. kuruluş yıldönümüne denk gelen bu kesinti, bazı çevrelerce tesadüf olarak görülmedi. Spor kulüplerine yönelik saldırılarla birlikte değerlendirildiğinde, bunun “dijital bir gözdağı” olabileceği iddia edildi.
Türkiye’de Hürriyet ve Sabah gibi gazeteler, olayları “yerli ve milli yazılımlara ihtiyaç” çerçevesinde yorumladı. Yabancı basında ise kesintinin bölgesel altyapı sorunlarından kaynaklanabileceği görüşü öne çıktı.
Dijital varlığımız güvende mi?
Kesinti, bireylerden şirketlere kadar geniş bir kesimi etkiledi. Gmail’e erişemeyen bir iş insanı, YouTube’a video yükleyemeyen bir içerik üreticisi ya da Drive’a ulaşamayan bir öğrenci, bu durumun günlük hayatı nasıl felç edebileceğini doğrudan deneyimledi.
Uzmanlar, güçlü şifreler kullanmak, iki faktörlü doğrulama açmak ve şüpheli linklerden uzak durmak gibi bireysel önlemleri öneriyor. Ancak Google gibi devlerin bile kesintiye uğraması, küresel dijital altyapının kırılganlığını gözler önüne seriyor.
Türkiye’de ise yerli yazılım ve altyapı yatırımlarının önemi yeniden gündeme geldi. “Raylar sizin değilse, treniniz de çalışmaz” yorumuyla, dijital bağımlılığın uzun vadeli riskleri vurgulanıyor.
Dijital dünyada yeni bir çağ mı başlıyor?
Google ve YouTube’un çökmesi, büyük kulüplerin hack’lenmesi ve ardından yayılan söylentiler, dijital varlığımızın ne kadar savunmasız olduğunu hatırlattı.
Bu olaylar, hem teknik arızaların kaçınılmazlığını hem de siber tehditlerin ciddiyetini ortaya koydu. Yerli-yabancı uzmanlar farklı yorumlar yapsa da herkesin üzerinde uzlaştığı nokta aynı: Dijital dünyada güvenlik artık her zamankinden daha kritik