Bu yazıda, Türk-İslam ülküsünü felsefi ve sosyolojik bir zeminde formüle eden, eğitimci, şair ve yazar Seyyid Ahmet Arvasi’nin portresine yakından bakıyoruz. Doğubayazıt’tan Erzurum’a, öğretmenlik yıllarından Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki faaliyetlerine, cezaevi günlerinden eserleriyle şekillendirdiği fikrî mirasına kadar Arvasi’nin hem hayat hikâyesini hem de düşünsel ufkunu ele alıyoruz.
Haber Giriş Tarihi: 24.08.2025 20:47
Haber Güncellenme Tarihi: 24.08.2025 20:50
Kaynak:
Haber Merkezi
https://haberdeger.com/
1932 yılında Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde dünyaya gelen Seyyid Ahmet Arvasi, köklü bir aileye mensuptu. Soyunun Hz. Peygamber’e dayandığını sık sık dile getiren Arvasi, hem gelenekten beslenen hem de modern eğitim anlayışını önemseyen bir çizgi geliştirdi. “Türk-İslam Ülküsü”, “Kendini Arayan İnsan” ve “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz” gibi eserleriyle yalnızca kendi döneminde değil, sonraki kuşaklarda da iz bıraktı.
Çocukluk ve Eğitim Yılları
15 Şubat 1932’de doğdu. Babası Abdülhakim Arvasi, annesi Cevahir Hanım’dı. Soyunun Arvas köyünden geldiğini ve 650 yıldır Anadolu’da yaşadıklarını vurgulayan Arvasi, çocukluğunu Doğubayazıt ve Van’da geçirdi. İlkokula Van’da başladı, Doğubayazıt’ta tamamladı. Ortaokulu Ağrı ve Erzurum’da bitirdi. 1952’de Erzurum Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu.
Öğretmenlik ve Akademik Hayatı
Konya Doğanbeyli’de üç yıl öğretmenlik yaptı. Ardından 1958’de Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’nden mezun oldu. Balıkesir, Bursa ve İstanbul Eğitim Enstitülerinde hocalık yaptı. Yüzlerce öğrenci yetiştirdi ve eğitim sosyolojisi alanında önemli çalışmalar ortaya koydu.
Siyasi Faaliyetleri ve Tutukluluk
1979’da MHP Genel İdare Kurulu üyeliğine seçildi ve bu görevle birlikte emekliye ayrıldı. Aynı dönemde Hergün gazetesinde yazılar kaleme almaya başladı. 12 Eylül Darbesi sonrasında, “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası” kapsamında 8 Ekim 1980’de tutuklandı. Mamak Cezaevi’nde kaldığı dönemde kalp krizi geçirdi. Dört ay süren tutukluluğun ardından 1981’de beraat etti.
Gazetecilik ve Son Yıllar
Serbest kaldıktan sonra Türkiye Gazetesi’nde “Hasbihal” başlığıyla düzenli yazılar yayımladı. Fikirleri, milliyetçi-muhafazakâr çevrelerde geniş yankı buldu. Daktilosu başında çalışırken, 31 Aralık 1988’de İstanbul Erenköy’deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Cenazesi Fatih Camii’nden kaldırıldı ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.
Düşünceleri ve Görüşleri
Arvasi, “ırkçılığa varmayan bir milliyetçilik” anlayışını savundu. Ona göre Türk milleti, İslam’la yoğrulmuş bir kimliktir ve bu bağ asla koparılamaz. “Müslüman Türk milleti güçlü oldukça, İslam dünyası da güçlü olur” sözleri, onun siyasi vizyonunu özetler.
Eğitim alanında, evrensel metotlardan yararlanılmasını fakat içerikte millî unsurların ön planda tutulmasını savundu. Tasavvufa ilgisi, yazılarında maneviyatı öne çıkarmasına neden oldu. Estetik ve diyalektik üzerine düşünceleri ise “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz” adlı eserde sistematik bir şekilde ele alındı.
Eserleri
Arvasi, hem yaşarken hem de vefatından sonra yayımlanan birçok esere imza attı. En bilinenleri şunlardır:
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kendini Arayan İnsan: Seyyid Ahmet Arvasi Kimdir?
Bu yazıda, Türk-İslam ülküsünü felsefi ve sosyolojik bir zeminde formüle eden, eğitimci, şair ve yazar Seyyid Ahmet Arvasi’nin portresine yakından bakıyoruz. Doğubayazıt’tan Erzurum’a, öğretmenlik yıllarından Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki faaliyetlerine, cezaevi günlerinden eserleriyle şekillendirdiği fikrî mirasına kadar Arvasi’nin hem hayat hikâyesini hem de düşünsel ufkunu ele alıyoruz.
1932 yılında Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde dünyaya gelen Seyyid Ahmet Arvasi, köklü bir aileye mensuptu. Soyunun Hz. Peygamber’e dayandığını sık sık dile getiren Arvasi, hem gelenekten beslenen hem de modern eğitim anlayışını önemseyen bir çizgi geliştirdi. “Türk-İslam Ülküsü”, “Kendini Arayan İnsan” ve “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz” gibi eserleriyle yalnızca kendi döneminde değil, sonraki kuşaklarda da iz bıraktı.
Çocukluk ve Eğitim Yılları
15 Şubat 1932’de doğdu. Babası Abdülhakim Arvasi, annesi Cevahir Hanım’dı. Soyunun Arvas köyünden geldiğini ve 650 yıldır Anadolu’da yaşadıklarını vurgulayan Arvasi, çocukluğunu Doğubayazıt ve Van’da geçirdi. İlkokula Van’da başladı, Doğubayazıt’ta tamamladı. Ortaokulu Ağrı ve Erzurum’da bitirdi. 1952’de Erzurum Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu.
Öğretmenlik ve Akademik Hayatı
Konya Doğanbeyli’de üç yıl öğretmenlik yaptı. Ardından 1958’de Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’nden mezun oldu. Balıkesir, Bursa ve İstanbul Eğitim Enstitülerinde hocalık yaptı. Yüzlerce öğrenci yetiştirdi ve eğitim sosyolojisi alanında önemli çalışmalar ortaya koydu.
Siyasi Faaliyetleri ve Tutukluluk
1979’da MHP Genel İdare Kurulu üyeliğine seçildi ve bu görevle birlikte emekliye ayrıldı. Aynı dönemde Hergün gazetesinde yazılar kaleme almaya başladı. 12 Eylül Darbesi sonrasında, “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası” kapsamında 8 Ekim 1980’de tutuklandı. Mamak Cezaevi’nde kaldığı dönemde kalp krizi geçirdi. Dört ay süren tutukluluğun ardından 1981’de beraat etti.
Gazetecilik ve Son Yıllar
Serbest kaldıktan sonra Türkiye Gazetesi’nde “Hasbihal” başlığıyla düzenli yazılar yayımladı. Fikirleri, milliyetçi-muhafazakâr çevrelerde geniş yankı buldu. Daktilosu başında çalışırken, 31 Aralık 1988’de İstanbul Erenköy’deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Cenazesi Fatih Camii’nden kaldırıldı ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.
Düşünceleri ve Görüşleri
Arvasi, “ırkçılığa varmayan bir milliyetçilik” anlayışını savundu. Ona göre Türk milleti, İslam’la yoğrulmuş bir kimliktir ve bu bağ asla koparılamaz. “Müslüman Türk milleti güçlü oldukça, İslam dünyası da güçlü olur” sözleri, onun siyasi vizyonunu özetler.
Eğitim alanında, evrensel metotlardan yararlanılmasını fakat içerikte millî unsurların ön planda tutulmasını savundu. Tasavvufa ilgisi, yazılarında maneviyatı öne çıkarmasına neden oldu. Estetik ve diyalektik üzerine düşünceleri ise “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz” adlı eserde sistematik bir şekilde ele alındı.
Eserleri
Arvasi, hem yaşarken hem de vefatından sonra yayımlanan birçok esere imza attı. En bilinenleri şunlardır:
En Çok Okunan Haberler