Erhan Arda: Çin Hapşırığı, dünyanın geleceğini şekillendirecek!

“Çin Hapşırığı, parçaların mükemmel uyumuyla tek bir bütün oldu”

Erhan Arda, kitabını yazarken edebiyat ve felsefeden derin izler taşıyan bir yöntem izlediğini belirtti. Jorge Luis Borges’in “Zahir” öyküsünden Paulo Coelho’nun “Simyacı”sına, Milan Kundera’dan Stefan Zweig’a kadar pek çok edebiyat ustasından etkilendiğini dile getiren Arda, kitabının yapısını şu sözlerle özetledi:

“Yüz parça bir araya gelip tek bir bütün olmalı. ‘Çin Hapşırığı’nda hedefim buydu. Uyumluluğu sağlamak parçaların mükemmelliği ve uyumuyla mümkün. Bu başarının ölçüsünü de okuyucu belirleyecek.”

Arda, uzun yıllar akademik kitaplarla uğraştığını ve ekonomi–uluslararası ilişkiler alanında 40’ın üzerinde kaynak kitap hazırladığını da ekleyerek, kitabında farklı disiplinleri birleştiren özgün bir yöntem kullandığının altını çizdi.

Corona Virüsü: “2020’nin ejderhası”

Kitabına neden “Çin Hapşırığı” adını verdiğini açıklayan Arda, Corona Virüsü’nü bir ejderha figürüyle anlattığını söyledi:

“Ejderha kelimesi bilinmeyeni ifade eder. Corona Virüsü de büyük bir muamma. Mutasyonlarla sürekli değişiyor, geleceği kestirmek imkânsız hale geliyor. Bu nedenle onu ‘2020’nin ejderhası’ olarak tanımladım.”

Arda’ya göre, virüs sadece sağlık alanını değil, ekonomiden siyasete, kültürden ilişkilere kadar tüm organizasyonları sarsarak dünyayı yeniden dizayn eden bir güç haline geldi.

“CV = CV” formülü: Hayat yolunun üzerine oturan virüs

Arda, kitabında geliştirdiği “CV=CV” formülünü de anlattı. Latince’de “hayat yolu” anlamına gelen CV’nin, Corona Virüsü (CV) ile eşitlenmesinin tesadüf olmadığını belirtti:

“Corona Virüsü, hayat yolumuzun tam üzerine oturdu. Ekonomik, sosyal, kültürel ve zihinsel tüm değişimler artık onun üzerinden şekilleniyor. Belki de gelecekte özgeçmişlerimiz, yani hayat yollarımız doğrudan bu virüsün etkisiyle tanımlanacak.”

Giysi metaforu: “Ev gibi koruyucu, moda gibi yönlendirici”

Kitapta en çok dikkat çeken bölümlerden biri de giysi metaforu. Arda, giysilerin insanı dış dünyaya karşı koruyan bir “anne rahmi” işlevi gördüğünü, pandemi sürecinde bu metaforun global ölçekte “evde kal” sloganıyla birleştiğini ifade etti.

Giysi–virüs ilişkisinin, Susan Sontag’dan Ulrich Lehman’a kadar birçok düşünürün çalışmalarında da karşılık bulduğunu hatırlatan Arda, “moda ekonominin can damarıdır, etkiler üretir ve dünyayı yönlendirir” diyerek, pandeminin modayı da dönüştürdüğünü vurguladı.

Kapitalizmden uzay çağına: Yeni dönemin adı “Galaktisizm”

Arda, küreselleşmenin artık yeni bir evreye geçtiğini savunarak, Elon Musk’ın Mars projelerini örnek gösterdi. “Küreselleşme yerini çoktan ‘galaktisizme’ bırakmaya başladı” diyen Arda, klasik kapitalizm ve endüstri çağlarının ötesinde yeni bir uzay ekonomisi çağının kapıda olduğunu belirtti.

“Hız ve yavaşlık, geleceğin kaderini belirleyecek”

Arda, kitabında “hız” ve “yavaşlık” kavramlarına özel bir yer ayırdığını dile getirdi. Milan Kundera’nın Yavaşlık ve Stefan Zweig’ın Satranç eserlerinden ilham aldığını söyleyen Arda, bu kavramların sadece edebiyat değil, üretimden sağlığa, aşktan siyasete kadar her şeyi etkilediğini belirtti.

“Roma’nın ‘Slow Food’ hareketiyle başlattığı yavaşlık stratejisi, modern çağın hızlı ejderhasına karşı bir direniştir. Çin Hapşırığı, işte tam bu iki kavramın özünü inceliyor.”

Erhan Arda’nın “Çin Hapşırığı” kitabı, Corona Virüsü’nü bir sağlık krizinin ötesinde felsefi, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla ele alıyor. Arda’nın ifadesiyle, dünya artık “ejderha” metaforuyla şekillenen, hız ile yavaşlığın savaşını veren, yeni bir çağın eşiğinde.