MLSA’dan çarpıcı uyarı: Bu yasa geçerse, kimse güvende olmayacak!

Üç yıla kadar hapis öngören düzenleme
Basına yansıyan taslağa göre, Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesine eklenecek iki yeni fıkra ile “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete veya genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlarda bulunan ya da bunu öven, teşvik eden kişilere” bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası getiriliyor.
Ayrıca “aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapması” durumunda dört yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

“Varoluşun kendisi cezalandırılıyor”
MLSA’nın yayımladığı bilgi notunda, teklifin yalnızca kamusal değil, özel yaşam alanlarını da kapsayacak şekilde düzenlendiğine dikkat çekilerek şu ifadeler yer aldı:

“Bu düzenleme, LGBTİ+ bireylerin varoluşunun kendisini suç kapsamına alıyor. Kişilerin özel hayatındaki davranışlar dahi cezalandırılabilecek.”

“Genel ahlak” ifadesi muğlak ve tehlikeli
Rapor, “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı” ifadelerinin muğlak ve yoruma açık olduğunu belirtti. MLSA’ya göre bu durum, yargı mercilerinin keyfi kararlar almasının önünü açabilir.
Dernek, düzenlemenin LGBTİ+ sembolleri taşıyan bireylerden Netflix dizilerine, haberlerden sanat performanslarına kadar birçok alanı cezalandırma kapsamına sokabileceğini vurguladı.

Basın ve sanat da hedefte olabilir
Rapor, yasanın LGBTİ+ haber platformları, dernekler, akademik araştırmalar ve sanatçıların eserleri üzerinde caydırıcı bir etki yaratacağını belirtti.
MLSA, “Bir rapor, bir şarkı, bir haber ya da bir yürüyüş; özendirme veya övme gerekçesiyle cezalandırılabilir” uyarısında bulundu.

Rusya’daki yasadan bile daha ağır
MLSA, taslağın 2013’te Rusya’da çıkarılan ‘Eşcinsellik propagandası’ yasasından daha kapsamlı ve ağır olduğunu vurguladı. Rusya’daki yasa sadece çocuklara yönelik propagandayı yasaklayıp para cezası öngörürken, Türkiye’deki teklif her yaş grubu için doğrudan hapis cezası getiriyor.

AİHM: “Eşcinsel propaganda yasağı, sözleşmeye aykırıdır”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2017 tarihli Bayev/Rusya kararını hatırlatan MLSA, AİHM’in bu tür yasaları ifade özgürlüğü ve özel hayat hakkının ihlali olarak değerlendirdiğini anımsattı.

2025’te artan baskı ve yasaklar
Rapor, hükümetin 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesinin ardından LGBTİ+ topluluğuna yönelik baskıların arttığını da vurguladı. Bu süreçte, KAOS GL Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’ın tutuklanması, Mabel Matiz’in ifadeye çağrılması ve Onur Yürüyüşü’ne katılan yurttaşların gözaltına alınması örnek gösterildi.

Hükümet cephesinden ilk açıklama
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, gündemdeki taslağa ilişkin, “Bize ulaşan böyle bir teklif yok. Henüz taslak haline gelmiş bir metin bulunmuyor, çeşitli kurumlar kendi değerlendirmelerini yapıyorlar” açıklamasında bulundu.

MLSA: “Taslak bu haliyle yasalaşırsa, ifade özgürlüğü fiilen ortadan kalkar”
Hukuk Birimi, teklifin mevcut haliyle yürürlüğe girmesinin “Türkiye’deki ifade, basın ve örgütlenme özgürlüğünü doğrudan tehdit edeceğini” belirterek, toplumun tüm kesimlerini bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.