SON DAKİKA

#Almanya

HABER DEĞER - Almanya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Almanya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kulis: İki Eurofighter Ankara’ya indi, 20 uçak için anlaşma yakın Haber

Kulis: İki Eurofighter Ankara’ya indi, 20 uçak için anlaşma yakın

Starmer’ın ziyareti öncesi iki jet Ankara’da İngiltere Başbakanı Keir Starmer, bugün Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelecek. Görüşmenin en kritik başlıklarından biri, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçakları için yürüttüğü alım süreci olacak. Middle East Eye’a konuşan Türk kaynaklar, Starmer’ın ziyareti öncesinde iki Eurofighter jetinin test ve inceleme amacıyla Ankara’ya getirildiğini açıkladı. Uçakların Türkiye’de kalıcı olarak bırakılıp bırakılmayacağı henüz netleşmezken, bu hamlenin Londra’nın anlaşmaya verdiği önemin sembolik bir göstergesi olduğu değerlendiriliyor. Türkiye 40 uçaklık paket için masada, ilk aşama 20 jet Türkiye, ABD’den F-35 programından çıkarılması ve F-16 tedarikinin gecikmesi sonrası Avrupa menşeli savaş uçaklarına yönelmişti. Temmuz ayında Ankara, İngiltere’nin arabuluculuğunda Eurofighter konsorsiyumu (Airbus SE, BAE Systems, Leonardo) ile 40 uçaklık bir ön anlaşma imzalamıştı. Kaynaklara göre anlaşmanın ilk fazı, 20 jetin Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) envanterinden Türkiye’ye teslim edilmesini öngörüyor. Kalan 20 uçak ise Türkiye’ye özel elektronik ve mühimmat sistemleriyle donatılarak daha sonra sevk edilecek. “Ankara, ilk partinin 2026’ya kadar teslim edilmesini istiyor. İngiltere tarafı bu süreci hızlandırmak için RAF filosundaki uçakları devreye sokacak.” — Diplomatik kaynak, Middle East Eye Fiyat pazarlığı ve ikinci el jet formülü Türkiye’nin müzakerelerde fiyatları ‘nispeten yüksek’ bulduğu bildiriliyor. Ankara’nın bu süreçte İngiltere aracılığıyla Katar’dan ikinci el Eurofighter alımı seçeneğini de gündeme aldığı iddia edildi. Savunma kaynaklarına göre paket, yeni ve ikinci el jetlerin yanı sıra Meteor havadan havaya füzelerini de içeriyor ve toplam tutar yaklaşık 10 milyar avro düzeyinde. Almanya, satışa ilk kez “yeşil ışık” yaktı Eurofighter konsorsiyumunda yer alan Almanya, bugüne kadar satışa en sert karşı çıkan ülkeydi. Berlin yönetimi, Doğu Akdeniz’deki enerji arama gerilimleri nedeniyle Türkiye’ye jet satışına iki yılı aşkın süredir onay vermemişti. Ancak geçtiğimiz ay Ankara’yı ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, bu tutumun değiştiğini resmen doğruladı. Böylece anlaşmanın önündeki en büyük diplomatik engel kaldırılmış oldu. “Almanya, Türkiye’nin NATO içindeki savunma kapasitesinin güçlenmesini destekliyor.” — Johann Wadephul, Ankara ziyareti açıklaması F-16 teslimatı 2030’a sarkıyor: Ankara hız peşinde Türkiye, ABD dışında en fazla F-16 filosuna sahip NATO ülkesi konumunda. Ancak Washington’dan yeni F-16’ların teslimatının 2030’a kadar sarkabileceği tahmin ediliyor. Bu nedenle Ankara, hava gücünde oluşabilecek boşluğu Eurofighter Typhoon alımıyla kapatmayı hedefliyor. Savunma analistlerine göre Türkiye, “ABD’ye bağımlı olmayan ama NATO uyumlu bir alternatif” arayışında. Sonuç: Ankara-Londra hattında stratejik yakınlaşma Starmer-Erdoğan görüşmesiyle birlikte Türkiye–İngiltere savunma ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. İki ülke, yalnızca jet alımı değil; havacılık teknolojisi, bakım-onarım ve ortak üretim konularında da işbirliği arayışında. “İki Eurofighter’ın Ankara’ya inmesi sadece teknik bir gösteri değil; İngiltere’nin Türkiye’ye güveninin ve siyasi desteğinin sembolü.” — Savunma uzmanı değerlendirmesi Anlaşmanın, Starmer’ın Ankara temaslarının ardından resmen duyurulması bekleniyor. Bu gerçekleşirse, Türkiye 20 yıl sonra ilk kez Batı’dan savaş uçağı tedarik etmiş olacak.

Almanya, Slovenya’yı mağlup ederek yarı finale yükseldi Haber

Almanya, Slovenya’yı mağlup ederek yarı finale yükseldi

Cumhuriyet Spor – Riga – Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda (EuroBasket 2025) son yarı finalist de belli oldu. Letonya’nın başkenti Riga’daki Xiaomi Arena’da oynanan karşılaşmada Almanya, Slovenya’yı 99-91 mağlup ederek adını yarı finale yazdırdı. Wagner parladı, Almanya kazandı Almanya’nın genç yıldızı Franz Wagner, 23 sayıyla takımını galibiyete taşıyan isim oldu. Tecrübeli oyun kurucu Dennis Schröder 20 sayı, Daniel Theis 15 sayı ile katkı verirken, takımın hücumdaki çok yönlü oyun planı sonucu belirledi. Doncic’in dev performansı yetmedi Slovenya’nın NBA yıldızı Luka Doncic, 39 sayı, 10 ribaund ve 7 asistlik muhteşem istatistikle parladı. Ancak bu performans, takım arkadaşlarından beklenen desteğin gelmemesi nedeniyle yarı final bileti için yeterli olmadı. Yarı finalde rakip Finlandiya Bu sonuçla birlikte Almanya, 12 Eylül’de oynanacak yarı finalde Finlandiya ile karşı karşıya gelecek. Turnuvanın diğer yarı final eşleşmesinde ise Türkiye – Yunanistan kozlarını paylaşacak. Maçın istatistikleri Almanya: Schröder 20, Obst 10, Bonga 7, Theis 15, Wagner 23, Lo 11, Thiemann 8, Tristan da Silva 5 Slovenya: Doncic 39, Hrovat 11, Prepelic 13, Krampelj 9, Omic 7 Almanya 1. periyotta 32-21 geriye düşmesine rağmen ikinci yarıdaki etkili savunmasıyla maçı çevirmeyi başardı. Slovenya ise Doncic’in liderliğinde oyunu uzun süre dengede tutsa da kritik anlarda yaptığı top kayıplarıyla yarı final şansını kaybetti.

Madeleine McCann kayıp dosyasında Almanya'dan kritik şüpheli Haber

Madeleine McCann kayıp dosyasında Almanya'dan kritik şüpheli

Portekiz’in Algarve kıyısındaki Praia da Luz bölgesinde, 3 Mayıs 2007'de tatildeyken kaybolan üç yaşındaki İngiliz kız çocuğu Madeleine McCann ile ilgili polisin yürüttüğü “çarpıp kaçma” teorisi kapsamında Almanya’da bir kadın soruşturuldu. Kadın, yaşadığı süreci Sky News’in yaptığı araştırmada anlattı ve zanlı olduğunu bile bilmediğini belirtti. Madeleine McCann, o gece ailesinin tatilde kaldığı dairede uyurken kayboldu. Olay, hala çözülememiş en yüksek profilli kayıp vakalarından biri olarak devam ediyor. Portekiz ve İngiliz polisinin üzerinde durduğu bir teoriye göre, Madeleine gece uyandı, açık bırakılmış bir kapıdan dışarı çıktı ve bir araç çarpması sonucu hayatını kaybetti. Yaklaşık yedi yıl önce bu teoriye odaklanan polisler, bir Alman kadını soruşturdu. Ancak Alman yetkililerin konuyla ilgilenmeyi reddetmesi ve kadınla ilgili gizli araştırma yapmayı kabul etmemesi üzerine soruşturma yavaşladı. Kadın, Madeleine’ın kaybolduğu gece Praia da Luz’daki bir restoranda çalıştığını, evine ancak olaydan sonra saat 22:30 civarında döndüğünü söyledi. “Ben çalışıyordum, bir kaza olup olmadığını bile bilmiyorum,” diye ekledi. Portekiz polisinin evlerini birkaç kez aradığını, ancak ikinci aramada dondurucusunu boşaltma talebine sabrının kalmadığını belirtti. “Sanki onu parçalayıp yemeğe hazırlıyormuşum gibi düşünüyorlar,” dedi. Öte yandan, soruşturmanın odağı daha sonra Christian B. adlı Alman vatandaşı üzerine kaydı. Christian B., Madeleine’ın kaçırılması ve öldürülmesi şüphesiyle halen soruşturuluyor ancak suçlamalar yöneltilmedi ve kendisi suçsuz olduğunu savunuyor. Christian B., 2005’te aynı tatil bölgesinde Amerikalı bir turisti tecavüz suçundan hapis yatmış ve önümüzdeki hafta Almanya’da serbest bırakılması bekleniyor. Kadın, soruşturma sırasında Alman polisinden Christian B.’yi tanıyıp tanımadığı ve McCann ailesinin evinin yakınında görüp görmediği sorulduğunu aktardı. Ancak kendisi bu kişiyi görmediğini söyledi. Son olarak, Metropolitan Polis teşkilatından bir sözcü, soruşturmanın devam ettiğini ve İngiliz, Alman ve Portekizli yetkililerle işbirliği içinde olduklarını açıkladı.

Berlin Duvarı’nın gölgesinde kalan iki küçük hayat: Dünyayı sarsan trajedinin bilinmeyen Türk hikayesi Haber

Berlin Duvarı’nın gölgesinde kalan iki küçük hayat: Dünyayı sarsan trajedinin bilinmeyen Türk hikayesi

Berlin Duvarı’nın inşasının 64’üncü yıl dönümünde düzenlenen tören, yalnızca siyaset ve tarih konuşulacak bir gün olmadı. Bu yıl anma, dünyanın en sert sınırlarından birinin gölgesinde, çocuk yaşta hayatını kaybedenlerin hikâyelerine ayrıldı. Aralarında beş yaşındaki Çetin Mert ve sekiz yaşındaki Cengaver Katrancı da vardı. Onların öyküsü, Berlin Duvarı’nın sadece bir beton set değil, insan hayatını sessizce söndüren bir sınır olduğunu bir kez daha gösterdi. Soğuk Savaş’ın betona dönüşen yüzü 13 Ağustos 1961 sabahı, Berlinliler uyandığında kentin ortasında dikenli teller çekilmeye başlamıştı. Kısa süre içinde bu teller, 155 kilometre uzunluğunda, gözetleme kuleleri ve silahlı askerlerle çevrili dev bir beton duvara dönüştü. Duvar, Doğu Almanya’dan Batı’ya kaçan milyonlarca insanın önünü kesmek için inşa edilmişti. Ancak resmi gerekçeler ne olursa olsun, Berlin Duvarı kenti, aileleri, dostlukları ve umutları ikiye böldü. Batı’da bu sınır hattına “ölüm şeridi” deniyordu çünkü orada onlarca insan ya kurşunlara ya da soğuk suya gömülerek hayatını kaybediyordu. Bir topun peşinde gelen ölüm: Çetin Mert 11 Mayıs 1975, Berlin’in Kreuzberg semtinde yaşayan Mert ailesi için hem doğum günü hem de yas günüydü. Beşinci yaşını kutlayan Çetin, topunun Spree Nehri’ne düşmesi üzerine onu almak istedi. Ancak nehrin o bölümü Doğu Berlin’e aitti. Batı Berlinli kurtarma ekipleri izinsiz müdahale edemezdi. Doğu Alman görevliler ise olay yerine bir saat sonra geldi. Küçük çocuk sudan çıkarıldığında çok geçti. Çetin’in hikâyesi, Doğu ve Batı arasında aylar sonra imzalanacak kurtarma anlaşmasının en acı sembolü oldu. Bugün Düzce’deki mezar taşında şu satırlar yazıyor: “Doğu Berlin’in Utanç Duvarı’nın Kurbanı”. Kuşlara ekmek uzatan son an: Cengaver Katrancı 30 Ekim 1972’de, sekiz yaşındaki Cengaver Katrancı, Spree kıyısında kuğuları beslerken dengesini kaybedip suya düştü. Yanındaki balıkçı ve Batı Berlinli kurtarma ekipleri hemen harekete geçmek istese de Doğu Berlin askerleri “ateş yetkisi” ile nöbetteydi. Müdahale izni verilmedi. Bir buçuk saatlik bekleyişin ardından gelen Doğu Berlinli dalgıçlar, yalnızca küçük bir bedeni sudan çıkarabildi. Cengaver’in cenazesi annesinin isteği üzerine Ankara’da toprağa verildi. Berlin Duvarı’nın çöküşüne giden yol 1970’lerin sonunda Doğu Almanya, kaçışları önlemek için sınır tahkimatlarını sürekli güçlendirdi. Gözetleme kuleleri, köpek yolları, projektörler ve “vur emri” ile korunan duvar, 1980’lerin sonunda halkın öfkesini dindiremez hale geldi. Polonya’da bağımsız sendika hareketleri, Macaristan’ın sınırlarını açması ve Sovyetler Birliği’nde Gorbaçov’un reformları, Doğu Bloku’nu sarsmaya başladı. 9 Kasım 1989’da, yanlışlıkla erken açıklanan bir seyahat yasası sonrası binlerce insan sınıra akın etti. Beton parçalar söküldü, yıllarca kapalı olan kapılar ardına kadar açıldı. Berlin Duvarı’nın yıkılması, yalnızca bir diktatörlüğün değil, Soğuk Savaş döneminin de sonunu simgeledi. Bugün hala ayakta kalan hatıralar Berlin’de hala duvarın parçalarını görmek mümkün. Checkpoint Charlie, Bernauer Strasse ve East Side Gallery gibi noktalar, hem turistlerin hem de Berlinlilerin hafızasında geçmişi canlı tutuyor. Her yıl yapılan anma törenlerinde ise Çetin Mert ve Cengaver Katrancı’nın isimleri, Berlin Duvarı’nın yalnızca taş ve betondan değil, gerçek insanların yarım kalan hayatlarından oluştuğunu hatırlatıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.