SON DAKİKA

#Ankara Kadın Platformu

HABER DEĞER - Ankara Kadın Platformu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ankara Kadın Platformu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

“Soykırıma ve işgale direnen Filistinli kadınlarla mücadelemiz ortak!” Haber

“Soykırıma ve işgale direnen Filistinli kadınlarla mücadelemiz ortak!”

Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla, Türkiye genelinde 17 şehirde eş zamanlı olarak Filistin’e destek eylemleri düzenlendi. Kadın grupları, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, Türkiye dahil tüm ülkelere somut yaptırım çağrısında bulundu. Ankara’daki eylem Sakarya Caddesi’nde saat 18.30’da başladı. Basın açıklamasını platform bileşenleri adına okuyan kadınlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik kara harekâtıyla birlikte artan sivil kayıplara dikkat çekti. “İsrail’e tam ambargo uygulansın” Çağrısı Ortak açıklamada, İsrail’in Gazze’de uyguladığı abluka ve askeri operasyonların uluslararası hukuka aykırı olduğu savunulurken, “İsrail’e tam ambargo uygulanması” talep edildi. Açıklamada, kadınlar ve çocukların savaş koşullarından orantısız şekilde etkilendiği belirtilerek, sağlık, hijyen ve güvenli yaşam alanı eksikliklerinin kadınlar üzerindeki yıkıcı etkilerine vurgu yapıldı. 17 şehirde eş zamanlı gerçekleşti Ankara Kadın Platformu’nun koordinasyonuyla gerçekleşen eylemler, şu şehirlerde eş zamanlı olarak düzenlendi: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Diyarbakır, Van, Eskişehir, Antalya, Bursa, Kocaeli, Samsun, Trabzon, Malatya, Batman, Gaziantep ve Hatay. Her şehirde kadın örgütleri yerel basın açıklamalarıyla benzer talepleri dile getirerek kamuoyuna çağrıda bulundu. 6-7 Eylül Pogromu da hatırlatıldı Açıklamada, 6-7 Eylül 1955’te azınlıklara yönelik gerçekleştirilen saldırıların 70. yıldönümüne de değinildi. Kadınlar, o dönemde yaşananların Türkiye’deki toplumsal hafızada yer ettiğini ve bu tür şiddet olaylarının unutulmaması gerektiğini belirtti. “Kınama değil, yaptırım” çağrısı Ankara Kadın Platformu ve diğer şehirlerdeki kadın örgütleri, Türkiye hükümetinin İsrail’le olan ticari, diplomatik ve askeri ilişkilerini kesmesi çağrısında bulundu. “Kınama açıklamaları yetersizdir” ifadelerine yer verilen açıklamada, somut adımlar atılmadığı sürece uluslararası toplumun sorumluluktan kaçamayacağı dile getirildi. Eylemler sessiz yürüyüş ve basın açıklamalarıyla sona erdi Ankara’daki etkinlik, Sakarya Caddesi’nde yapılan açıklamanın ardından sona erdi. Diğer şehirlerde de eylemler olaysız şekilde tamamlandı. Kadınlar, Filistin halkıyla dayanışmanın devam edeceğini belirtti.

Ankara'da kadınlar 'artık yeter' dedi: Aile değil, yaşam kutsaldır! Haber

Ankara'da kadınlar 'artık yeter' dedi: Aile değil, yaşam kutsaldır!

Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar, saat 19.30’da Kolej Metro önünde toplanarak basın açıklaması öncesinde, “Jin Jiyan Azadî”, "Kadın Yaşam Özgürlük", “Kadın cinayetleri politiktir”, “Diyanet elini bedenimden çek” ve “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop! İnadına isyan, inadına özgürlük!” sloganları atarak Sakarya Caddesi’ne yürüdü. Telefon fenerlerini açıp sloganlar atan kadınlara kuaförlerden kafe çalışanlarına, sokaktaki yaşlılara kadar pek çok yurttaş alkışlarla destek verdi. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşen yürüyüşte çok sayıda çevik kuvvet ekibi hazır bulundu. Platform, son bir haftada yaşanan kadın cinayetlerinin ardından yaptığı açıklamada, bu ölümlerin “münferit” değil, erkek egemen devletin cezasızlık politikalarının bir sonucu olduğunu vurguladı. Platform, “İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönün, 6284’ü etkin uygulayın” çağrısında bulundu. Kadınların kanıyla ödenen politik tercihler Ankara Kadın Platformu, son bir haftada Trabzon’da Tuğba Sağlam ve Sinem Topaloğlu’nun, yine geçtiğimiz günlerde TBMM çalışanı Saliha Akkaş’ın, evli ya da boşanma aşamasında oldukları erkekler tarafından öldürülmesine sert tepki gösterdi. Platform, yaptığı basın açıklamasında bu cinayetlerin birer istatistik değil, sistematik bir katliam olduğunu belirtti. “Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor, üstelik çoğu koruma kararı olmasına rağmen. Bu, sadece bireysel öfkenin değil, cezasızlık politikalarının bilediği bir suç düzenidir” denilen açıklamada, erkek şiddetinin devletin göz yummasıyla büyüdüğü ifade edildi. Aile kutsal değil, yaşam kutsaldır 2025’in iktidar tarafından “Aile Yılı” ilan edilmesini sert bir dille eleştiren platform, “Devletin billboardlarında aile kutsanıyor ama sokakta ve evlerde kadınlar öldürülüyor. Bu cinayetlerin büyük kısmı aile içinde yaşanıyor. Kutsal olan aile değil, kutsal olan kadınların ve çocukların yaşamıdır” dedi. Açıklamada, “aileyi koruma” politikalarının kadını değil, aile içindeki erkeğin otoritesini güçlendirdiği ve kadınları daha savunmasız bıraktığı vurgulandı. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kadınları hedef haline getirdi Platform, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadınların yaşam hakkına doğrudan saldırı anlamına geldiğini savundu: “Kadınlar; sokakta, evde, işte özgürce ve güvenle yaşayana kadar, İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girene kadar, erkek şiddeti ‘iyi hal’ ve ‘indirim’ ile ödüllendirilmekten çıkana kadar sokaklardayız!” Açıklamada, Diyanet’in son aile çalıştayında dile getirilen “itaat” ve “görev” temelli yaklaşımlar da eleştirilerek, bu tür söylemlerin devletin kadın politikalarının aynası olduğu vurgulandı. Devlet yaşamı değil, patriyarkayı koruyor Kadın Platformu’na göre erkek şiddeti, patriyarkal yargı düzeninin koruduğu bir suç pratiği. Cezasızlık kültürü, kadın düşmanı söylemler ve yasaların etkisiz uygulanması, bu ölümlerin artmasının en temel nedeni olarak gösterildi. Açıklamada, “Devlet elini bedenimizden çek! Kadın cinayetleri bireysel değil, politik bir sorundur. Bu sorunu çözmekle yükümlü olan tüm sorumlular derhal göreve çağrılıyor” ifadeleri yer aldı. Bu bir istatistik değil, isyandır Türkiye’de kadın cinayetleri devlet politikalarıyla beslenen toplumsal bir kriz. “Aileyi koruma” adı altında sürdürülen politikalar, erkek şiddetinin üzerini örten bir kalkan haline gelmiş durumda. Bu ülkede kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+ bireyler sistematik bir tehdit altında yaşıyor. Sorunun çözümü; cezasızlığı bitirmek, İstanbul Sözleşmesi’ne dönmek ve erkek egemen yargı anlayışını kökten değiştirmekten geçiyor. Saliha, Tuğba, Sinem ve adını bilmediğimiz onlarca kadın... Onlar birer sayı değil, yarım kalan hayatlar. Ve bu hayatlar, sessizlikle değil, isyanla savunulacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.