SON DAKİKA

#Asrın Felaketi

HABER DEĞER - Asrın Felaketi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Asrın Felaketi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

4 canı alan kaçak inşaat CİMER’e defalarca şikayet edilmişti Haber

4 canı alan kaçak inşaat CİMER’e defalarca şikayet edilmişti

Depremden günler önce CİMER’e başvurdu Hatay’ın Defne ilçesi Sümerler Mahallesi’nde bulunan Asel Apartmanı, 6 Şubat depremlerinde kısmen yıkıldı; zemin ve birinci kat çökerken, 4 kişi yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenlerden Emir Gümüş, depremden yalnızca 13 gün önce CİMER’e yaptığı başvuruda, apartmanın giriş katındaki işyeri sahibinin kaçak inşaat yaptığını şikâyet etti. Gümüş dilekçesinde, “Belediye inşaatın tamamlanmasına göz yumdu. Şimdi yıkılamayacağını söylüyorlar. Belediyeden ve yapılan kaçak yapıdan şikâyetçiyim” ifadelerini kullandı. Belediye mühürledi ama inşaat sürdü Defne Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü, şikâyet üzerine apartmanın giriş katında ruhsatsız tadilat yapıldığını doğruladı ve alanı mühürledi. Ancak işyeri sahibi mühürlemeye rağmen çalışmalara devam etti. Emir Gümüş, 30 Ocak’ta CİMER’e ikinci kez başvurarak kaçak tadilatın sürdüğünü bildirdi. Bu başvurudan yalnızca 7 gün sonra, 6 Şubat depremleri geldi. Depremden 3 gün önce ikinci kez mühürlendi Belediye kayıtlarına göre söz konusu işyerindeki kaçak inşaat 3 Şubat 2023’te yeniden mühürlendi. Ancak deprem öncesinde bile çalışmaların sürdüğü, Gümüş’ün yakınlarının çektiği videolara yansıdı. Depremde çöken katlarda 4 kişi yaşamını yitirirken, 4 kişi de yaralandı. Ölenler arasında kaçak inşaatı şikâyet eden Emir Gümüş de vardı. 30 ay geçti, iddianame yok Depremin üzerinden 2,5 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Asel Apartmanı dosyasında yalnızca bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda; müteahhit, teknik uygulama sorumlusu, fenni mesul ve şantiye şefi “asli kusurlu”, belediye yapı kontrol birimi ise “tali kusurlu” bulundu. Ancak tüm bu bulgulara rağmen iddianame hâlâ hazırlanmadı.

219 kişinin öldüğü Atilla Eren Apartmanı davasında skandal Haber

219 kişinin öldüğü Atilla Eren Apartmanı davasında skandal

“Bina yapımında sorumluluğum yok” savunması 8 Mayıs tarihli ifade tutanağına göre Canbaz, projeden daire aldığını ve işin asıl yüklenicisinin Özburak İnşaat ile müteahhit Hikmet Günsay olduğunu savundu. Canbaz, binada sadece maddi destek sağladığını, teknik bir sorumluluğu olmadığını öne sürdü. Canbaz, “Benim binanın müteahhitliği ve teknik anlamda sorumluluk alma gibi bir konumum olmadı. Sadece inşaatın yarım kalması üzerine mali katkı sundum. Kusurum olduğunu düşünmüyorum” dedi. Avukattan tepki: “İki yıl boyunca yakalama kararı vardı, Antalya’da konakta yaşamış” Depremzede ailelerin avukatı Ecevit Alkan ise Canbaz’ın, inşaatın tüm kritik aşamalarında söz sahibi olduğunu belirterek, serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Alkan, “Dosyada adı geçen herkesin, başta Ahmet Canbaz’ın tutuklanması gerekiyor. İki yıl boyunca yakalama kararı vardı, meğer Antalya’da bir konakta yaşıyormuş” ifadelerini kullandı. Alkan, Canbaz’ın ifadesinde kendi şirketi ve belediye ilişkilerini kabul etmesine rağmen ilk savunmalarında inkâr ettiğini hatırlatarak, “Bu çelişkili ifadeler itiraf niteliğindedir. Aileler kadar diğer sanıklar da bu serbest bırakılmaya isyan ediyor” dedi. Davada son durum Atilla Eren Apartmanı davasında, aralarında müteahhitler, şantiye şefi ve yapı denetim sorumlularının da bulunduğu sanıklar hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor. Dosyada hâlen 3 tutuklu sanık bulunuyor.

Ezgi Apartmanı'nın firari sanıkları AK Parti'li eski vekilin damadının villasından çıktı Haber

Ezgi Apartmanı'nın firari sanıkları AK Parti'li eski vekilin damadının villasından çıktı

BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde yıkılan Ezgi Apartmanı davasının firari sanıkları Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel, Ankara’nın Etimesgut ilçesindeki bir villada yakalandı. 876’şar yıl hapis cezası istemiyle yargılanan sanıkların saklandığı 7 bin metrekarelik lüks villanın, eski AK Parti Antalya Milletvekili Hüseyin Samani’nin damadı Cengiz Gökay’a ait olduğu ortaya çıktı. Gökay, “Onların kaldığını bilmiyordum, kızları kiralamıştı” diyerek sorumluluğu reddetti. “Ben çocuklarımı siyah torbalarla gömüyordum, onlar villada tatilde” Ezgi Apartmanı’nda gelini, oğlu ve torununu kaybeden Nurgül Göksu, resmi X hesabından yaptığı paylaşımda, “Ben evlatlarımı depremin 8. günü gece siyah torbalarla koydum toprağa, torunum Asude’nin altındaki bezi bile çıkaramadık. Ben depremden bu yana evlatlarımın mezarına çiçekler ekip kendimi avutmaya çalışırken, firariler 7200 metrekare arazide lüks villada tatil yapıyormuş. Yazıklar olsun! Tüm Türkiye biliyor firarileri, nasıl tanımadığınızı iddia edersiniz” sözleriyle öfkesini dile getirdi. Sahte diploma skandalı Nurgül Göksu, aylardır adalet arayışını sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde, gelini Avukat Nesibe Kaya Zabun’un Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi diplomasının iptal edildiği, yerine başka bir kişi adına sahte diploma düzenlendiği ortaya çıkmıştı. Bu skandal, hem depremde yıkılan binaların sorumlularının yakalanamaması hem de hukuk sistemindeki çürüme tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bu tablo, Türkiye’de “hesap vermeyenlerin” lüks içinde saklanabildiği, “hak arayanların” ise mezarlık başında çiçek sulayarak avutulduğu bir düzeni gözler önüne seriyor. Depremin üzerinden 2 yıl geçti; ancak ne ihmaller zincirinin tüm halkaları ortaya çıkarıldı ne de adalet arayanların yarası sarıldı. Üstelik hukuk fakültesinden mezun dahi olmayan bir kişinin yıllarca avukatlık yapabilmesi, sahte diplomaların yargı sistemine kadar sızabildiğini gösteriyor. Türkiye’de adaletin terazisi, enkaz altında kalan binlerce hayatla birlikte ağır biçimde sarsılmış durumda. Bir yanda 7200 metrekarelik villalarda saklanan firariler, diğer yanda evladının mezarına çiçek diken bir anne… Bu çelişki, yalnızca bireysel vicdanları değil, devletin tüm kurumlarını sorgulatıyor.

Gülizar Apartmanı davası başlıyor Haber

Gülizar Apartmanı davası başlıyor

Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde, 6 Şubat 2023 depremlerinde yıkılan Gülizar Apartmanı ile ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı. 11 kişinin hayatını kaybettiği, 14 kişinin yaralandığı olayla ilgili hazırlanan iddianame kabul edildi. Depremin üzerinden geçen 2 yıl 7 ay sonra, aralarında müteahhit ve yapı denetim firması yetkililerinin de bulunduğu 12 sanık, 9 Eylül 2025’te Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hâkim karşısına çıkacak. 22 yıl 6 aya kadar hapis talebi Türkoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, sanıklar hakkında “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Sanıklar arasında müteahhit Ahmet Güneş, yapı denetim sorumluları, şantiye şefleri, kontrol elemanları ve proje müellifleri yer alıyor. Güneş’in 317 gün, denetçi Ahmet Deniz’in ise 51 gün tutuklu kaldığı bilgisi iddianamede yer aldı. Bilirkişi: Tüm sanıklar asli kusurlu Dosyada bilirkişi incelemesi Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden 7 kişilik uzman heyete yaptırıldı. Hazırlanan raporda, binanın projeye aykırı şekilde inşa edildiği, yönetmeliklere uyulmadığı, malzeme kalitesi ve işçilik açısından ciddi eksiklikler bulunduğu belirtildi. Heyet, tüm sanıkları “asli kusurlu”, ilgili belediye görevlilerini ise “tali kusurlu” buldu. “Deprem bölgesi olduğunu bilmelerine rağmen önlem alınmadı” İddianamede, sanıkların Kahramanmaraş’ın deprem kuşağında yer aldığını bilmelerine rağmen gerekli mühendislik ve denetim süreçlerini uygulamadıkları, buna rağmen binanın inşasına devam ettikleri ifade edildi. Proje uyumsuzluğu, donatı eksiklikleri ve malzeme yetersizliği gibi birçok teknik eksikliğin sanıklar tarafından öngörülebilir olduğu, buna rağmen inşa ve onay süreçlerinin sürdürüldüğü vurgulandı. Yargı süreci başlıyor Gülizar Apartmanı’nda hayatını kaybedenlerin yakınları, 2 yıl 7 ay sonra başlayacak duruşmada adalet talebini yineleyecek. Dava, Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek ve kamuoyu tarafından yakından takip edilmesi bekleniyor.

Arı Apartmanı davasında üç isim hakkında soruşturma izni Haber

Arı Apartmanı davasında üç isim hakkında soruşturma izni

Eski Besni Belediye Başkanı Tuğsuz ve iki kamu görevlisine depremde 31 kişinin hayatını kaybettiği binayla ilgili soruşturma açılıyor 6 Şubat depremlerinde Adıyaman’ın Besni ilçesinde yıkılan ve 31 kişinin yaşamını yitirdiği Arı Apartmanı ile ilgili yürütülen soruşturmada önemli bir gelişme yaşandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dönemin Besni Belediye Başkanı Mehmet Nuri Tuğsuz ile iki belediye görevlisi hakkında soruşturma izni verdi. İnceleme raporunda “asli kusurlu” bulundular Atatürk Üniversitesi’nden bilirkişilerce hazırlanan raporda, belediyenin kontrol birimi ile yapı kullanım izin belgesini düzenleyen kamu görevlileri “asli kusurlu” olarak değerlendirildi. Raporun ardından İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan dosya kapsamında, Mehmet Nuri Tuğsuz, dönemin Fen İşleri Müdürü Memet Yıldırım ve inşaat mühendisi Ekrem Lenger hakkında yasal işlem başlatılmasına karar verildi. Ruhsat ve kullanım izni belgeleri eksik projelere rağmen verilmiş Soruşturma izin belgesine göre, Arı Apartmanı’na ait mimari proje, betonarme proje ve hesap raporları olmamasına rağmen, 1995 yılında yapı ruhsatı düzenlenmişti. Ayrıca, yapıda yer alması gereken bodrum katın inşa edilmediği, malzeme kalitesinin düşük olduğu ve donatı detaylarının yetersiz olduğu tespit edildi. Bu eksikliklere rağmen 1999’da yapı kullanım izni verilmişti. Söz konusu belgelerde, bina yerinde inceleme yaptıkları belirtilen dönemin Fen İşleri Müdürü Mehmet Ali Emre (vefat), inşaat mühendisi Ekrem Lenger ve onaylayan Belediye Başkan Vekili Hacı Zeyrek Abbasoğlu (vefat) imza atmıştı. Ancak vefat eden iki isim için soruşturma izni çıkmadı. İnşaat kontrol görevini yerine getirmediler Ruhsatı imzalayan dönemin Belediye Başkanı Tuğsuz’un, eksik projelere rağmen yapı izni verdiği; Fen İşleri Müdürü Yıldırım’ın bodrum katın yapılmamasına müdahale etmediği ve yapı denetim görevini ihmal ettiği; yapı kullanım izninde imzası bulunan inşaat mühendisi Lenger’in ise yerinde denetim yapmaksızın belgeyi düzenlediği tespit edildi. Bu üç isim hakkında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında soruşturma izni çıktı. Aileler mücadeleyi sürdürecek Müşteki avukatı Abdurrahman Özdoğan, gelişmeyi şöyle değerlendirdi: “Depremde yaşamını yitiren yurttaşlarımız adına sorumluların ortaya çıkarılması yolunda önemli bir adım atıldı. Hukuki mücadelemiz devam edecek. Adalet Peşinde Aileleri Platformu olarak sorumlular ceza alana kadar bu süreci bırakmayacağız.” Depremin üzerinden geçen zamana rağmen, Arı Apartmanı’nda yaşanan kayıpların hesabı henüz tam anlamıyla sorulmadı. Ancak bu yeni karar, sorumluluk zincirinin kamu görevlilerini de kapsayabileceğine işaret ediyor.

Google’dan itiraf: Türkiye’de deprem uyarı sistemi başarısız oldu Haber

Google’dan itiraf: Türkiye’de deprem uyarı sistemi başarısız oldu

Android Deprem Uyarı Sistemi, 6 Şubat depremlerinde beklentileri karşılayamadı Google’ın Android işletim sistemine entegre ettiği Android Deprem Uyarı (AEA) sistemi, 2023’te Türkiye’yi sarsan “Asrın Felaketi” sırasında beklenen performansı gösteremedi. Milyonlarca telefondan veri toplayarak deprem sarsıntılarını tespit eden sistemin, o sabah saat 04.17’de meydana gelen ilk büyük deprem sırasında kullanıcıları zamanında uyaramadığı ortaya çıktı. Google, başarısızlığı algoritma sınırlamalarıyla açıkladı BBC’nin saha araştırmasına göre, deprem anında sistemin kritik uyarıyı verdiğini söyleyen herhangi bir kullanıcıya ulaşılamadı. Google araştırmacıları, Science dergisinde yayımladıkları makalede, bu başarısızlığın nedenini algoritmanın sınırlı tahmin kabiliyetine bağladı. İlk sarsıntının büyüklüğü sistem tarafından yalnızca 4.5-4.9 aralığında tahmin edildi. Oysa depremin gerçek şiddeti 7.8 olarak kayıtlara geçti. Aynı gün meydana gelen ikinci büyük depremde de sistem doğru bir uyarı veremedi. Uyarı sistemi, milyonlarca kişiye geç bildirim gönderdi İkinci sarsıntı sırasında yalnızca 8.158 cihaza “Harekete Geçin” uyarısı, yaklaşık 4 milyon kullanıcıya ise “Dikkatli Olun” bildirimi gönderildi. Olay sonrası algoritmalar güncellenerek sistem yeniden simülasyonlarla test edildi. Güncellenen yapay zekâ sayesinde, aynı deprem bugün yaşansaydı 10 milyon kullanıcıya “Harekete Geçin”, 67 milyon kullanıcıya da “Dikkatli Olun” bildirimi ulaşmış olacaktı. Bilim insanları veri açıklamasının gecikmesine tepki gösterdi Colorado School of Mines Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Dr. Elizabeth Reddy, sistemin başarısızlığına ilişkin verilerin açıklanmasının iki yıl sürmesini eleştirerek, “Bu küçük bir olay değil. İnsanlar hayatını kaybetti ve sistem beklendiği gibi çalışmadı” dedi. Bilim insanları, yaşanan gecikmenin şeffaflık ilkesine aykırı olduğunu savundu. Google: Sistem, ulusal erken uyarıların yerine değil, tamamlayıcısı Google, AEA sisteminin ülkelerin ulusal deprem erken uyarı sistemlerinin yerini almak için değil, onları tamamlamak amacıyla geliştirildiğini vurguladı. Ancak bazı uzmanlar, bu tür küresel teknoloji çözümlerine aşırı güvenin tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor. Pasifik Kuzeybatı Sismik Ağı Direktörü Harold Tobin, “Google bu işi yapıyor diye ülkeler kendi sistemlerinden vazgeçmemeli. Çok daha şeffaf olunmalı” uyarısında bulundu. Sistem dünya genelinde 98 ülkede kullanılıyor ama sorular yanıtsız Google, Android Deprem Uyarı Sistemi’nin bugüne kadar 98 ülkede kullanıldığını açıkladı. Ancak 2025 yılında Myanmar’da yaşanan büyük depremde sistemin nasıl çalıştığına dair henüz resmi bir değerlendirme yapılmadı. Bu durum, sistemin küresel güvenilirliği konusunda yeni soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.