SON DAKİKA

#Ayşe Barım

HABER DEĞER - Ayşe Barım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayşe Barım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ayşe Barım davasında tahliye: Ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı Haber

Ayşe Barım davasında tahliye: Ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, ID İletişim’in sahibi menajer Ayşe Barım hakkında “Gezi Parkı olaylarını planlamak” suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Ocak 2025’te tutuklanan Barım, bugün görülen duruşma sonrası konutu terk etmeme ve yurt dışı çıkış yasağı tedbirleriyle tahliye edildi. Davanın seyri Sezon başında Amedspor’un formasındaki Kürtçe sloganın onaylanmasının ardından kulübe ceza verilmesiyle tartışmalar büyümüş; dosyada Barım’a yönelik suçlamalar Gezi Parkı sürecindeki faaliyetlere bağlanmıştı. Sanık, ilk duruşmada ayrıntılı savunma yapmış, bugün ise sağlık durumuna da dikkat çekerek tutuksuz yargılama talebini yineledi. Duruşmaya yoğun katılım Duruşmayı takip etmek ve destek vermek için adliyeye gelenler arasında Mehmet Günsür, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Nehir Erdoğan, Lale Mansur, Nejat İşler, Selma Ergeç, Rıza Kocaoğlu, Ceyda Düvenci, Zafer Algöz gibi isimler yer aldı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de bir süre salonda bulundu; çıkışta “sanatçılara gözdağı veriliyor” açıklaması yaptı. Tanıklar ne anlattı? Mahkeme, ikinci celsede çok sayıda ismi tanık olarak dinledi. Bergüzar Korel: “Gezi’ye eşimle bireysel gittim, Barım’ı orada görmedim; hiçbir yönlendirmesi olmadı.” Ceyda Düvenci: “3 gün katıldım; 23 yıldır birlikte çalışıyoruz, Gezi’de görmedim. Sosyal medya paylaşımlarımda yönlendirme olmadı.” Dolunay Soysert: “Gezi’de bir kez karşılaştım; yönlendirme yok. Ayşe ile özel–iş nedeniyle sık görüşmemiz normal.” Mehmet Günsür: “2–3 kez gittim; Barım’ın talimatı ya da yönlendirmesi olmadı.” Nejat İşler: “DİSK üyesi olduğum için çadıra uğradım; Barım yönlendirmedi.” Selma Ergeç: “Gezi’de bir kez selamlaştık; bana talimat verme hakkı yok, görüşmelerimiz iş gereğiydi.” Zafer Algöz: “3 kez kendi irademle gittim; yönlendirme yok.” Sedat Gün (ihbarcı): “Gezi’ye katılmadım; sosyal medyada gördüklerim üzerine ihbar ettim, Barım’ı tanımıyorum.” Sanık ve savunma Barım, “248 gündür tutukluyum, ağır suçlamalara rağmen somut delil yok” diyerek tutuksuz yargılama istedi; sağlık sorunlarını ve ciddi kilo kaybını aktardı. Avukatı Sedat Özyurt, “Atılı suçlamaların kanuni tanımıyla dosyadaki eylemler arasında bağ kurulamıyor; cebir ve şiddet isnadı desteklenmiyor” dedi. Mahkemenin kararı Heyet, yurt dışı çıkış yasağı ve konutu terk etmeme (ev hapsi) adli kontrol tedbirleriyle tahliyeye hükmetti. Dava, tanık anlatımları ve bilirkişi/eksik evrakların tamamlanmasının ardından devam edecek.

Ayşe Barım Silivri’den seslendi Haber

Ayşe Barım Silivri’den seslendi

“Linç kültürüyle yalnız bırakıldım” Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan oyuncu Ayşe Barım, T24 yazarı Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda dikkat çeken ifadeler kullandı. Sosyal medyada yaşadığı linç dalgasını hatırlatan Barım, “Sektör bana sahip çıkmadı. Ömrüm boyunca bunu unutmayacağım. Oyuncular yanımda olmaya çalıştıkça trol hesapların hedefi oldular. Sonra da beni yalnız bırakmakla suçlandılar” sözleriyle yaşadığı hayal kırıklığını dile getirdi. “30 kilo verdim, kaslarım tükendi” Cezaevinde geçirdiği 7 ayda ciddi sağlık sorunları yaşadığını aktaran Barım, “Şimdiye kadar 30 kilo verdim ve kilo kaybım hâlâ devam ediyor. Kas kaybım çok fazla. Kollarımda ve bacaklarımda neredeyse hiç kas kalmadı” dedi. Günlük beslenmesinin peynir, yoğurt, yulaf ezmesi, salatalık, domates ve meyveyle sınırlı olduğunu belirten Barım, “Avluda yürümeye çalışıyorum ama nefes darlığı nedeniyle fazla efor sarf edemiyorum” ifadelerini kullandı. “Ani kriz ihtimaliyle yaşıyorum” Yaşadığı sağlık sorunlarının kalp ve beyin açısından kritik seviyeye ulaştığını belirten Barım, her an hayati risk altında olduğunu söyledi: “Her an ani bir krizle karşılaşma ve geri dönememe ihtimalim var. Bu korku ile yaşamak başlı başına ağır bir yük oluşturuyor. Üzüntü, korku ve kaygı içerisinde ayakta kalmaya ve bir yaşam mücadelesi vermeye çalışıyorum.”

Ayşe Barım’dan çığlık gibi mektup! Haber

Ayşe Barım’dan çığlık gibi mektup!

Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla 27 Ocak’tan bu yana Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Ancak kamuoyunu sarsan gelişme, Barım’ın hayati sağlık sorunlarına rağmen tutuklu yargılanmaya devam etmesi. Barım, 27 Ağustos'ta yayımladığı açık mektupta yaşadığı sağlık sorunlarını anlatarak, ölüm riski altında olduğunu açıkladı. Mektup, sahibi olduğu ID İletişim şirketinin Instagram hesabı üzerinden paylaşıldı. Barım, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Altı ayrı kalp hastalığım, beynimde iki stentli anevrizmam ve müdahale edilemeyen yeni bir anevrizmam var. Ani ölüm riskiyle yaşıyorum. Cezaevinde 30 kilo verdim, kaslarım çöktü, panik ataklar yaşıyorum." Barım, son üç ayda altı kez baygınlık geçirdiğini ve kalp rahatsızlıklarının ilerlediğini de vurguladı. Tedavi için kendi seçeceği doktorlara erişim talep etti. Barım’ın avukatı Deniz Ketenci, Barım’ın kalp damar hastalıkları, uyku apnesi, akciğerde nodül, tansiyon, diyabet ve iki beyin anevrizması gibi ciddi rahatsızlıklarla mücadele ettiğini söyledi. Avukat, cezaevi koşullarının Barım’ın sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti. Sağlık Raporları Ne Diyor? 2 Temmuz tarihli resmi sağlık kurulu raporu, Barım’ın kalp kaslarının normalin çok üzerinde kalınlaştığını, kalp kapakçıklarında ileri düzeyde yetmezlik bulunduğunu ve kalp nakli gerekebileceğini bildirdi. Ayrıca, beyninde bulunan üçüncü anevrizmanın genişlediği ve bu durumun beyin kanaması, felç ve ani ölüm riski taşıdığı ifade edildi. Raporda ayrıca, cezaevi koşullarında bu düzeydeki rahatsızlıklar için acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı. Mektup, sahibi olduğu ID İletişim şirketinin Instagram hesabı üzerinden paylaşıldı. Barım, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Altı ayrı kalp hastalığım, beynimde iki stentli anevrizmam ve müdahale edilemeyen yeni bir anevrizmam var. Ani ölüm riskiyle yaşıyorum. Cezaevinde 30 kilo verdim, kaslarım çöktü, panik ataklar yaşıyorum." Barım, son üç ayda altı kez baygınlık geçirdiğini ve kalp rahatsızlıklarının ilerlediğini de vurguladı. Tedavi için kendi seçeceği doktorlara erişim talep etti. Barım’ın avukatı Deniz Ketenci, Barım’ın kalp damar hastalıkları, uyku apnesi, akciğerde nodül, tansiyon, diyabet ve iki beyin anevrizması gibi ciddi rahatsızlıklarla mücadele ettiğini söyledi. Avukat, cezaevi koşullarının Barım’ın sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti. Sağlık Raporları Ne Diyor? 2 Temmuz tarihli resmi sağlık kurulu raporu, Barım’ın kalp kaslarının normalin çok üzerinde kalınlaştığını, kalp kapakçıklarında ileri düzeyde yetmezlik bulunduğunu ve kalp nakli gerekebileceğini bildirdi. Ayrıca, beyninde bulunan üçüncü anevrizmanın genişlediği ve bu durumun beyin kanaması, felç ve ani ölüm riski taşıdığı ifade edildi. Raporda ayrıca, cezaevi koşullarında bu düzeydeki rahatsızlıklar için acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı.

TTB'den uyarı: Emine Ayşe Barım'ın sağlık durumu ciddi, ani ölüm riski var Haber

TTB'den uyarı: Emine Ayşe Barım'ın sağlık durumu ciddi, ani ölüm riski var

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Emine Ayşe Barım’ın cezaevinde devam eden sağlık sorunlarıyla ilgili kamuoyunu bilgilendiren bir açıklama yayımladı. TTB’nin resmî X (Twitter) hesabından duyurulan açıklamada, Barım hakkında bir bilim kurulu tarafından kapsamlı bir rapor hazırlanmakta olduğu ancak hayati risk nedeniyle ön değerlendirme paylaşma gereği doğduğu ifade edildi. Açıklamada, Barım’a 2 Temmuz 2025 tarihinde Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi tarafından “Hipertrofik Obstrüktif Kardiyomiyopati” tanısı konduğu belirtildi. Bu hastalığın ani ölüm riski taşıdığı ve Emine Ayşe Barım’a acil olarak ICD (şok cihazı) takılmasının önerildiği bilgisi verildi. Ayrıca ciddi beyin damar hastalığı ve bayılma atakları da bulunduğu bildirildi. “Tahliyesi gecikirse hayati tehlike artar” TTB açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Hastanın başka herhangi bir ek sağlık sorunu bulunmaması durumunda bile ani ölüm riski taşıyan kalp hastalığı nedeniyle bir an önce tahliye edilmesi kanaatindeyiz.” Barım’ın mevcut durumu değerlendirildiğinde, cezaevi koşullarında sağlık hizmetine erişimin sınırlı olması ve şok cihazı takılması gerektiği göz önüne alındığında tutukluluğun devamı telafisi imkânsız sonuçlara yol açabilir uyarısı yapıldı.

Ayşe Barım: Türk eğlence sektörünün görünmez baronesi mi?  Haber

Ayşe Barım: Türk eğlence sektörünün görünmez baronesi mi? 

Türk film ve televizyon endüstrisinin derinliklerinde, bir isim yıllardır fısıltıyla anılıyor: Ayşe Barım. ID İletişim'in kurucusu ve ortağı olan Barım, sektörün en güçlü yetenek menajerlerinden biri olarak biliniyor. Ancak son dönemde artan iddialar, onun sadece bir menajer olmadığını, adeta bir "endüstri baronu" gibi hareket ederek piyasayı tekelleştirdiğini ve mafya benzeri bir ağ kurduğunu öne sürüyor. Tutuklu yargılandığı Gezi Parkı olayları davası sürerken, eski çalışanlar, yapımcılar ve sektör insider'ları Barım'ın sektördeki hakimiyetini ifşa etmeye başladı.Ayşe Barım'ın yükselişi, 2002 yılında kurduğu ID Danışmanlık Limited Şirketi ile başladı. Şirket, kısa sürede Türkiye'nin önde gelen ünlülerini portföyüne kattı: Oyuncular, müzisyenler ve televizyon yıldızları, Barım'ın ağına dahil oldu. IMDb profiline göre, 15 yılı aşkın süredir medya sektöründe menajerlik, iletişim danışmanlığı ve PR yöneticiliği yapan Barım, başlangıçta "ketum ve keskin" bir iş kadını olarak tanınıyordu. Ancak, bu imajın altında yatan gerçekler, sektördeki tekelleşme iddialarıyla gölgeleniyor. Tekelleşmenin izleri: Dağıtım, PR ve engellemeler Sektör kaynaklarına göre, Barım'ın gücü, sadece temsil ettiği ünlülerle sınırlı değil. Bir yapımcı-yönetmen olan Jandae Perçem'in yakın zamandaki itirafları, bu hakimiyeti gözler önüne seriyor. Perçem, 1 milyon dolarlık filmini Barım'ın 100 bin dolara satın almak istediğini, reddedince dağıtımcıların projeyi iptal etmeye başladığını iddia etti. "Dağıtımcıyı aramış, adam 'iptal edelim' demeye başladı. O kadar korkuyorlar kadından," diyen Perçem, PR şirketlerinin bile "Ayşe Barım istemiyorsa hiç zorlama, kaldırtırlar filmini her yerden" uyarısında bulunduğunu aktardı. Sonuç? Film gala yapamadı, sadece 7 kişi izledi ve dijital platformlar tarafından reddedildi. Perçem, Barım'ı "endüstri mafyası" olarak nitelendirerek, "Herkes bana şunu diyordu: Ayşe Barım bir endüstri mafyasıdır, hiç bulaşma kazanamazsın," diye ekledi. Bu tür engellemeler, izole vakalar değil. Müzik sektöründe de benzer iddialar var. Hande Yener gibi isimlerin ilk albümlerinde Barım'ın parmağı olduğu söyleniyor; albüm kapaklarında "Ayşe Barım'a sevgilerle" notları bile bulunuyor. Eleştirmenler, Barım'ın DMC gibi büyük şirketlerle bağlantılarını kullanarak, belirli sanatçıları piyasaya hakim kıldığını öne sürüyor. Bir tanık ifadesinde, "O dönemin piyasasının müzik mafyaları: Sezen Aksu, DMC, Ercan Saatçi, Ayşe Barım, Altan Çetin" diye listeleyerek, bu ağın nasıl işlediğini ima etti. Mafya benzeri yapı: Tehditler, sömürü ve siyasi bağlantılar Barım'ın "mafya" etiketi, sadece ekonomik hakimiyetten gelmiyor. Şikayetler arasında, kadınları ahlaksız ilişkilere zorladığı iddiaları da yer alıyor. Bir sosyal medya paylaşımında, "Ayşe Barım ile ilgili şikayetlerden biri kadınları ahlaksız ilişkiye zorlaması. Ayşe Barım hangi cemaate mensup? Manukyan gibi kadın tüccarları hangi cemaate mensup?" sorusuyla bu konu gündeme taşındı. Yapım şirketlerinin kadınları sömürdüğü eleştirileri, Barım'ın ağıyla bağlantılı olarak anılıyor. Ayrıca, siyasi bağlantılar da tartışma konusu. Ocak 2025'te Gezi Parkı olayları nedeniyle tutuklanan Barım, "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçlamasıyla karşı karşıya. Tutukluluğu Temmuz 2025'te uzatıldı, sağlık sorunlarına rağmen serbest bırakılmadı. Bazı yorumcular, bu tutukluluğun sektördeki "kadrolu sanat sepet tayfası"nı susturduğunu, CHP'li belediyelerle bağlantılı medya operasyonlarını etkilediğini söylüyor. Televizyon dizilerinde aynı oyuncuların dönüp dolaşıp ekrana gelmesi de Barım'ın etkisiyle açıklanıyor. Sektörün sessizliği ve gelecek Barım'ın tutukluluğu devam ederken, sektördeki korku duvarı çatlamaya başladı. Yapımcılar, "haberleri bile ortadan kaldırıyorlar" diye uyarıyor. Ancak, Perçem gibi isimler umutlu: "Allah belasını verir bir şekilde." Bu iddialar, Türk eğlence endüstrisinin şeffaflığını sorgulatıyor. Barım gerçekten bir baron mu, yoksa sektörün günah keçisi mi? MUHABİR : Edip YETMİŞSEKİZ

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.