SON DAKİKA

#Chp

HABER DEĞER - Chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şehit cenazesinde gülüşen kişilerin kimliği ortaya çıktı Haber

Şehit cenazesinde gülüşen kişilerin kimliği ortaya çıktı

Azerbaycan–Gürcistan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan 20 Mehmetçik için Türkiye’de düzenlenen cenaze törenlerinde hüzün hâkimken, Muğla’daki şehit Emrah Kuran’ın cenazesinde kaydedilen bir görüntü sosyal medyada tartışma yarattı. Törende iki kişinin sohbet ederken gülmesi, kısa sürede tepkilere neden oldu. Görüntülerdeki kişilerin kimliği belirlendi Tepki çeken görüntülerde yer alan iki ismin AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Aydın Ayaydın ile CHP Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz olduğu tespit edildi. Cenaze töreni sırasında yan yana duran iki ismin gülüşmesi, sosyal medya kullanıcılarının ağır eleştirilerine hedef oldu. Aydın Ayaydın’dan açıklama: “Bir espri üzerine refleks olarak tebessüm ettim” Artan tepkiler üzerine açıklama yapan Aydın Ayaydın, yakın zamanda kalp ameliyatı geçirdiğini, doktorların uyarısına rağmen cenazeye katıldığını ifade etti. Ayaydın, gülüşmeye ilişkin şu açıklamada bulundu: “Namazı beklerken yanımdaki bazı siyasi kişilerle selamlaşma sırasında bana, ‘Kalbinizi yenilediğinize göre sahada sizinle baş etmek daha zor olacak’ şeklinde bir espri yapıldı. Ben de refleks olarak birkaç saniyelik bir tebessüm gösterdim. Beş saatlik törenin yalnızca o kısa anını alıp şehidimize saygısızlık etmişim gibi gösterenleri vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.” Tepkiler dinmiyor Görüntülerin sosyal medyada hızla yayılmasının ardından birçok kullanıcı cenaze töreninde sergilenen bu davranışa tepki gösterdi. Özellikle şehit ailelerinin acısının paylaşıldığı bir ortamda gülüşülmesi, “saygısızlık” olarak nitelendirildi.

CHP bilgi işlem sorumlusu hakkında çarpıcı gelişme! Haber

CHP bilgi işlem sorumlusu hakkında çarpıcı gelişme!

CHP’li isim hakkında gözaltı kararı nasıl alındı? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “İBB Hanem” ve “İstanbul Senin” uygulamalarındaki kişisel veri sızıntısı iddiaları üzerine yürüttüğü soruşturmayı genişletti. Soruşturmada, CHP Genel Merkez Bilgi İşlem Sorumlusu Orhan Gazi Erdoğan (O.G.E.) gözaltına alındı. Şüpheli, bugün “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak” ile “suç örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildi. Savcılık dosyasında, 4,7 milyon kullanıcının uygulama verileri, 11 milyon 360 bin seçmenin sandık bilgileri ve çok sayıda kişisel veri setinin, iki farklı ülkeye aktarıldığı ve ardından darkweb’de satışa çıkarıldığı iddiası yer alıyor. Savcılık: Veriler CHP üzerinden örgüte aktarıldı Başsavcılık, CHP’nin YSK’dan aldığı seçim verilerini usulsüz biçimde üçüncü kişilere aktardığını öne sürerek şu ifadeyi kullandı: “Kişisel veriler ile konum bilgilerinin eşleştirilip yasa dışı şekilde dışarı çıkarıldığı, örgüt üyelerine veri aktarımı yapıldığı tespit edilmiştir.” Bu kapsamda ilk operasyonda 15 şüpheli gözaltına alınmış, 6’sı tutuklanmıştı. Takip eden süreçte 5 şüpheli daha yakalanmış, bunlardan 4’ü tutuklanmıştı. Soruşturma “İmamoğlu örgütü” iddiası üzerinden yürütülüyor Soruşturma dosyası, resmi açıklamalarda “Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” başlığıyla yürütülüyor. “İBB Hanem” uygulamasında tutulan verilerin, İBB iştiraki şirketlerde görevli bazı kişilerin de dahil olduğu bir yapı üzerinden işlendiği ve yurt dışına aktarıldığı iddia ediliyor. Ne olacak? Orhan Gazi Erdoğan’ın tutuklanıp tutuklanmayacağı hakimlik sorgusu sonrası belli olacak. Soruşturmanın “çok yönlü ve derinleştirilerek sürdüğü” savcılık tarafından tekrar vurgulandı. Yeni gözaltı kararlarının gelebileceği, dijital incelemelerin sürdüğü belirtildi.

İmamoğlu ailesine ‘yolsuzluk’ soruşturması: Baba ve oğul Emniyet’te ifade veriyor Haber

İmamoğlu ailesine ‘yolsuzluk’ soruşturması: Baba ve oğul Emniyet’te ifade veriyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “çıkar amaçlı suç örgütü” soruşturması kapsamında bugün yeni bir gelişme yaşandı. Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu, saat 10.15’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade işlemleri için hazır bulundu. İfade alma süreci 11.47’de resmen başladı. Soruşturmanın başlığı: ‘Rüşvet ve malvarlığı aklama’ iddiası Başsavcılık, iki ismin dosyada yer alan deliller nedeniyle ifadeye çağrıldığını açıklarken, şu bilgiyi paylaştı: “İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’ne yönelik soruşturma kapsamında, şüpheliler Hasan İmamoğlu ve Selim İmamoğlu hakkında ‘rüşvet’ ve ‘suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama’ suçlarından savunmaları alınmak üzere talimat verilmiştir.” Ekrem İmamoğlu hala tutuklu CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunuyor. Aynı zamanda kendisi hakkında “casusluk” başlığıyla yürütülen ayrı bir soruşturma kapsamında da tutuklama kararı verilmişti. Süreç nasıl ilerleyecek? Baba ve oğulun ifade işlemlerinin bugün tamamlanması bekleniyor. Savcılık, ek deliller doğrultusunda tutuklama ya da adli kontrol kararı talep edebilir. Soruşturmada yeni isimlerin ifadeye çağrılacağı iddia ediliyor

Özel’den vakıf iddiası! Sen ineceksin tren yoluna devam edecek Haber

Özel’den vakıf iddiası! Sen ineceksin tren yoluna devam edecek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kaynaklarının vakıflara aktarılması ve yönetimlerde akraba ilişkileri olduğunu eleştirerek, 2018'de verilen 847 milyon TL'nin günümüzde 8 milyar TL değerine ulaştığını söyledi. CHP olarak vakıf harcamalarının denetlenmesini talep eden Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın demokrasiye ilişkin 'tren' benzetmesini de eleştirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM grup toplantısında gündemi değerlendirirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kaynaklarının vakıflara aktarılmasına sert tepki gösterdi. Özel, 2018’de İBB’den üç vakfa verilen 847 milyon TL’nin o dönemki dolar kuru (4,80 TL) üzerinden bugünkü değeriyle 8 milyar liraya ulaştığını savundu. Özel açıklamasında, “Birinin başında bir oğlu, diğerinde bir kızı, öbüründe bir damadı… Bunlara 2018’de İBB’den verilen para 847 milyon TL. Dolar o zaman 4 lira 80 kuruş... Şimdi yönetiyor olsalar, İstanbul’un 8 milyar lirasını yine o vakıflara verecekler!”Özel, vakıfların yönetiminde akraba ilişkileri olduğunu ima ederek, “Şimdi yönetiyor olsalar” ifadesiyle iktidara yüklenerek, kaynakların şeffaf kullanılmadığını eleştirdi. CHP, vakıf harcamalarının denetlenmesini talep etti. https://twitter.com/herkesicinCHP/status/1985708122804015151 Bu arada CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın demokrasiye ilişkin yaptığı 'tren' benzetmesine de tepki gösterdi. "Bindiği trenin lokomotifi, raylarını döşeyen kişi benim partimin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür" diyen Özgür Özel, şunları kaydetti: "O trenden ineceksin sen ama o tren yoluna devam edecek. Yolun sonuna kadar devam edecek. Kimsin sen, sen karşısında dururken sana rağmen döşendi o raylar. O rayları döşeyeni senin çok sevdiklerin idama mahkum ettiler Kurtuluş Savaşı'na girişmesin diye"

Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer için 15 yıla kadar hapis talebi Haber

Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer için 15 yıla kadar hapis talebi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bugün bir kez daha mahkemeye çıkarıldı. Savcılık, Özer’in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Duruşma, avukatların ek süre talebi üzerine 25 Ocak 2026’ya ertelendi. Duruşma Silivri’ye taşındı: Salon yetersiz kaldı, dava cezaevi kampüsünde görüldü. Normalde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılması planlanan duruşma, izleyici ve güvenlik yoğunluğu nedeniyle Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki 2 No’lu duruşma salonunda gerçekleştirildi. Duruşma 10.40’ta başladı, Ahmet Özer SEGBİS ile katıldı. Savcılık mütalaası: “Silahlı örgüt üyeliği” suçlamasıyla 7,5–15 yıl arası hapis talebi. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında Özer’in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasını talep etti. Özer’in avukatları, savunma için süre talep ederek mütalaaya itiraz edeceklerini bildirdi. Mahkeme, süre verilmesine karar verdi. Özer hakkındaki yargılama sadece terör dosyasıyla sınırlı değil: Yolsuzluk soruşturmasından da tutuklu. Ahmet Özer, geçen yıl başlatılan kent uzlaşısı soruşturması kapsamında 30 Ekim’de tutuklanmıştı. Temmuz ayında terör dosyasından tahliye kararı çıkmasına rağmen, “Aziz İhsan Aktaş dosyası” olarak bilinen yolsuzluk soruşturmasındaki tutukluluk kararı nedeniyle serbest kalamamıştı. Özer hâlâ bu dosya kapsamında cezaevinde bulunuyor. Kent uzlaşısı dosyası nedir? Soruşturma, 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin kazandığı ve DEM Parti’nin aday çıkarmadığı bazı belediyelerde “terör ilişkili pazarlık yapıldığı” iddiası üzerine başlatılmıştı. Dosyada yalnızca Ahmet Özer değil, farklı belediyelerden isimler de yer alıyor.

Kulisler hareketlendi: İYİ Parti’den istifa eden o ismin CHP’ye geçeceği iddia edildi Haber

Kulisler hareketlendi: İYİ Parti’den istifa eden o ismin CHP’ye geçeceği iddia edildi

İYİ Parti’den 16 ay önce istifa eden Ankara Milletvekili Koray Aydın’ın, önümüzdeki günlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılacağı iddiası siyaset kulislerini hareketlendirdi. CHP yönetimiyle temasların olumlu ilerlediği, Aydın’ın kararını netleştirme aşamasında olduğu belirtiliyor. Koray Aydın’ın CHP’ye geçişi “yeni dönem hamlesi” olarak yorumlanırken, milletvekilinin çevresinde nabız yokladığı öğrenildi. Kulis kaynaklarına göre Aydın, yakın çevresine “CHP’ye katılırsam tepki çeker miyim?” diye sorarak sürecin siyasi etkisini ölçmeye çalıştı. Aydın’ın, teklif geldiği bilinen Anahtar Parti’ye katılmayı kabul etmediği, buna karşılık CHP ile yürütülen temasların somutlaştığı ifade ediliyor. İYİ Parti’den ayrılış süreci: Genel başkanlık yarışında kaybetti, ardından istifa etti. Koray Aydın, Meral Akşener’in ardından İYİ Parti’de genel başkanlık yarışına girmiş ancak Müsavat Dervişoğlu’na karşı seçimi kaybetmişti. Bu sürecin ardından partiyle yolları ayrılmış, milletvekilliği görevini bağımsız olarak sürdürmüştü. Koray Aydın kimdir? Siyasette 40 yılı aşkın geçmiş, MHP ve İYİ Parti dönemleri, bakanlık ve TBMM başkanvekilliği… 1955 Trabzon doğumlu Aydın, 1978’de Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Siyasete genç yaşta katılan Aydın, 1999–2001 yıllarında Bayındırlık ve İskan Bakanı, farklı dönemlerde Trabzon ve Ankara milletvekili, 2015’te TBMM başkanvekili olarak görev yaptı. MHP’de Genel Sekreterlik görevini üstlendi, 2012’de Devlet Bahçeli’ye karşı genel başkanlık yarışına çıktı. 2017’de İYİ Parti’nin kurucuları arasında yer aldı ve partisinin önemli aktörlerinden biri olarak öne çıktı. Gelişmeler önümüzdeki günlerde netleşecek. Aydın’ın CHP’ye geçişinin hem muhalefet dengelerini hem de yaklaşan seçim stratejilerini etkileyebileceği değerlendiriliyor.

CHP’li Tan’dan Hakan Fidan’ın diplomasına itiraz Haber

CHP’li Tan’dan Hakan Fidan’ın diplomasına itiraz

CHP’li Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın lisans eğitimi ve yüksek lisansa kabul sürecine ilişkin yeni iddialar ortaya attı. Tan’ın Meclis’e yönelttiği soru önergesine YÖK’ten gelen yanıt, Fidan’ın üç yıllık lisans programı tamamladıktan sonra denklik belgesi çıkmadan yüksek lisansa başladığını ortaya koydu. Tan, “Hangi düzenleme buna izin verdi?” diyerek hem Fidan’dan hem YÖK’ten şeffaflık çağrısı yaptı. “Üç yıllık lisans, denklik almadan yüksek lisans” iddiası tartışmayı büyüttü CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, X hesabından yaptığı paylaşımda YÖK’ün resmi yanıtını açıklayarak Fidan’ın 1994–1997 yılları arasında üç yıllık uzaktan lisans programı tamamladığını, ancak denklik belgesinin 1998’de verildiğini, buna rağmen Fidan’ın 1997’de Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisansa başladığını belirtti. Tan, bu durumun “mevzuata aykırı ve ayrıcalıklı bir işlem” olabileceğini savundu. “Bu süreç sadece biyografi tartışması değil, devlet şeffaflığı meselesi” Tan, devlet yönetiminde görev alan isimlerin eğitim belgelerinin eksiksiz biçimde açıklanmasının kurumsal itibar gereği olduğunu vurgulayarak, “En küçük belirsizlik bile kamu güvenini zedeler” dedi. Fidan’ın transkript, ders programı ve denklik evraklarının açıklanmasını talep eden Tan, “Liyakat yerine imtiyaz uygulanıyorsa bu sadece akademik bir konu değil, devlet yönetimine dair bir sınavdır” ifadesini kullandı. YÖK yanıt verdi ama belgeleri paylaşmadı Meclis’e gönderilen resmî YÖK yazısında, Fidan’ın lisans programının üç yıl sürdüğü ve denklik kararının 1998’de verildiği doğrulandı. Ancak programın kaç krediden oluştuğu, içerik, ders yükü ve kabul kriterlerine ilişkin detaylar paylaşılmadı. Bu eksik yanıt, tartışmayı daha da büyüttü. Fidan ve YÖK’ten yeni açıklama beklentisi Hakan Fidan’ın veya YÖK’ün konuya ilişkin yeni bir açıklama yapıp yapmayacağı belirsizliğini korurken, Tan “Bu süreç kapanmadı, takipçisi olacağız” dedi. Siyaset kulislerinde, Fidan’ın eğitim dosyasıyla ilgili belgeleri kamuoyuna açıklayıp açıklamayacağı merak ediliyor. Zaman çizelgesi – tartışmanın dönüm noktaları Yıl Gelişme 1994–1997 Fidan’ın üç yıllık lisans eğitimi (uzaktan / açık öğretim) 1997–1999 Bilkent Üniversitesi yüksek lisans programı 1998 YÖK denklik belgesi verildi Ağustos 2025 Tan Meclis'e soru önergesi verdi Kasım 2025 YÖK yanıtı geldi, tartışma yeniden alevlendi Soru işaretleri büyüyor • Üç yıllık lisans programı hangi kriterlerle tam lisans diplomasına denk kabul edildi? • Denklik alınmadan yüksek lisansı başlatan istisnai bir yönetmelik mi var? • Bu süreç başka öğrencilere de uygulanıyor mu, yoksa kişiye özel bir istisna mı? • Akademik belgeler neden hâlâ paylaşılmadı? Gelişmeler geldikçe güncellenecek… Hem Fidan’ın hem YÖK’ün olası açıklamaları, Meclis gündemine gelmesi beklenen ikinci soru önergesi ve belgelerin kamuoyuna yansıyıp yansımayacağı takip edilecek.

Kulisler bu haberle çalkalanıyor! Haber

Kulisler bu haberle çalkalanıyor!

İddia nereden çıktı, neden önemli? Türkiye siyasetinde tartışma yaratan bir iddia, AK Parti kulislerinden sızarak kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Gazeteci Serdar Akınan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ileride gerçekleşmesi beklenen siyasi geçiş sürecinde oğlu Necmeddin Bilal Erdoğan’ı halefi olarak değerlendirdiğini öne sürdü. Akınan’ın “AK Parti’nin kalbinden” ifadesiyle duyurduğu kulis bilgisi, hem parti içinde hem muhalefet cephesinde tartışma yarattı. Bilal Erdoğan kimdir? Eğitim, iş hayatı ve kamuoyu profilinin arka planı 23 Nisan 1981 İstanbul doğumlu Necmeddin Bilal Erdoğan, eğitimini Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Indiana Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinde tamamladı. Türkiye’ye dönüşünün ardından inşaat, enerji ve eğitim sektörlerinde faaliyet gösterdi. Sivil toplumda ise TÜGVA ve TÜRGEV gibi vakıflarda yöneticilik yaparak etkisini artırdı. Resmi bir siyasi görevi bulunmamasına rağmen, adı sık sık siyasetle ilişkilendiriliyor. Özellikle 2013’te sızan telefon kayıtları sonrasında kamuoyundaki algısı tartışmalı hâle geldi. “Erdoğan kararını verdi” diyen Serdar Akınan ne söyledi? İddianın çıkış noktası, gazeteci Serdar Akınan’ın YouTube ve sosyal medya paylaşımı oldu. Akınan, “Erdoğan kararını verdi, yerine Bilal Erdoğan geçecek” ifadelerini kullanarak, sürecin önce AK Parti Genel Başkanlığı, ardından Cumhurbaşkanlığı üzerinden planlandığını ileri sürdü. Akınan ayrıca Emine Erdoğan’ın da bu süreçte etkili olduğunu ima etti. İddia, paylaşımın ardından 250 binden fazla etkileşim aldı ve gündemin ilk sıralarına çıktı. Bu tartışma, daha önce BirGün yazarı Yaşar Aydın ve eski milletvekili Selçuk Özdağ tarafından ortaya atılan “halefiyet senaryoları” ile benzerlik gösteriyor. Ancak AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuyu “asılsız spekülasyon” olarak değerlendirdi. Siyasi ve sivil tepkiler: Destekleyenler, karşı çıkanlar, uyarıda bulunanlar AK Parti çevresi: “Erdoğan mirasının devamı” Parti tabanında bazı isimler iddiayı olumlu karşıladı. Eski AK Partili Yusuf Elmas, “Gerçek mi bilmiyorum ama kesinlikle destekliyorum” dedi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da “yeni nesil lider hazırlığı” vurgusuyla dolaylı destek verdi. Muhalefet ve eski AK Partililer: “Nepotizm ve kurumsal çöküş riski” CHP’li Avukat Cemil Çiçek, “Böyle bir senaryoya oy vermem” diyerek sert çıktı. HKP Genel Başkanı Nurullah Efe Ankut, “Aile içi geçişler demokrasiyi zedeler” yorumunda bulundu. Eski AK Partili Selçuk Özdağ, “Hakan Fidan gibi isimler de konuşuluyor” diyerek itirazını dile getirdi. Sivil toplum ve akademi: “Şeffaflık ve meritokrasi olmazsa risk büyük” TÜSİAD sessiz kalırken, akademisyen Dr. Serkan J. İnci, “Aile bağları değil liyakat konuşulmalı” uyarısı yaptı. Cumhuriyetçi Düşünce Derneği ise “Ailevi siyasallaşma, demokratik standartları bozar” açıklaması yayımladı. Kamuoyu tepkisi: Sosyal medyada üçlü ayrışma X (Twitter) analizlerine göre: %40 destekleyici, %35 eleştirel, %25 temkinli yorum yapıldı. “Babası gibi olursa destekleriz” diyenler ile “Cumhuriyet mirası aile devrine bırakılamaz” diyenler arasında sert tartışmalar yaşandı. Uzmanlara göre mesele ne? “Erdoğan sonrası dönemin psikolojisi” Siyaset bilimci Doç. Dr. Selçuk Atak, tartışmayı şöyle değerlendirdi: “Aile mirası güçlü bir motivasyon olabilir ancak nepotizm algısı seçmen davranışını etkileyebilir.” KONDA’nın Ekim 2025 anketine göre, Erdoğan’ın onay oranı %45, ancak olası halefiyet tartışmaları henüz netleşmiş değil. Resmî açıklama yok, spekülasyon devam ediyor İddia, Türkiye'nin siyasi geleceğine dair kritik bir tartışmayı tetiklemiş durumda. Henüz Cumhurbaşkanlığı ya da AK Parti’den resmî bir açıklama yapılmadı. Süreç ilerledikçe, tartışma “siyasi miras mı, aile aktarımı mı?” sorusu etrafında şekillenmeye devam edecek. Haber: Edip YETMİŞSEKİZ

Ekrem İmamoğlu Çağlayan’da: “Casusluk” suçlamasıyla ifade veriyor, adliye önünde binler toplandı Haber

Ekrem İmamoğlu Çağlayan’da: “Casusluk” suçlamasıyla ifade veriyor, adliye önünde binler toplandı

İmamoğlu 7 ay sonra ilk kez cezaevinden çıktı 19 Mart’ta gözaltına alınıp 23 Mart’ta Marmara Cezaevi’ne konulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, bugün Çağlayan Adliyesi’nde ifade veriyor. İmamoğlu, “casusluk” suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında savcılık tarafından çağrıldı. Cezaevinden çıkarılarak saat 10.55’te adliyeye getirilen İmamoğlu, uzun bir bekleyişin ardından 16.10’da ifade vermeye başladı. Adliye önünde yoğun güvenlik önlemi — yurttaşlar yasağa rağmen toplandı Sabahın erken saatlerinden itibaren Çağlayan Adliyesi çevresi polis ablukasına alındı. CHP’li milletvekilleri gece boyunca “demokrasi nöbeti” tutarken, yüzlerce yurttaş toplanma yasağına rağmen adliye önüne geldi. CHP İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla çok sayıda kişi “İmamoğlu’na özgürlük, demokrasiye sahip çık” sloganları attı. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, İmamoğlu’nun adliyedeki ilk sözlerinin “İstanbullu yurttaşlarımız yasağa rağmen Çağlayan’da toplandı, hepsine teşekkür ediyorum” olduğunu aktardı. Dilek İmamoğlu ve Özgür Özel adliyede İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, ifade sürecini takip etmek üzere adliyeye geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise saat 11.08’de Çağlayan Adliyesi’ne ulaştı. Özel, partililer ve İmamoğlu’nun avukatları tarafından karşılandı. Adliyede ayrıca CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Bülent Tezcan, Yunus Emre, Gül Çiftçi, Cem Avşar, Suat Özçağdaş ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan da hazır bulundu. Özgür Özel: “Casusluk suçlaması bir itiraftır” İmamoğlu’nun ifadesi başlamadan önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çağlayan Adliyesi önünde toplanan kalabalığa otobüsün üzerinden seslendi. “Geçen sene Çağlayan’a ‘Ak Toroslar çetesini’ yolladılar, o gün bugündür huzurumuz yok. Hırsız dediler olmadı, yolsuz dediler olmadı, terör dediler olmadı. Şimdi de casus dediler, yazıklar olsun!” Özel konuşmasında, savcılığın çaresiz kaldığını öne sürerek şunları ekledi: “İmamoğlu’na ‘casus’ demek bir itiraftır. Yolsuzluk dediler, geri tepti. Terör dediler, geri tepti. Şimdi casusluk diyorlar; bu, başsavcının çaresizliğidir.” Özel ayrıca, soruşturmanın merkezinde yer alan Hüseyin Gün adlı kişinin “İngiliz istihbaratıyla çalıştığını itiraf ettiğini” söyledi. İtirafçı ifade verdi, İmamoğlu 5 saat bekletildi CHP’li Gökhan Günaydın, ilk olarak itirafçı Hüseyin Gün’ün ifadesinin alındığını, yaklaşık yarım saat sürdüğünü belirtti. İmamoğlu, 5 saat boyunca avukatlarıyla dahi görüştürülmeden bekletildi. Ardından Merdan Yanardağ, Necati Özkan ve İSTTELKOM A.Ş. Genel Müdürü Melih Geçek’in ifadelerinin de alınmaya başlandığı bildirildi. Soruşturmanın geçmişi: TELE1’e kayyum, “casusluk” suçlaması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan hakkında “casusluk” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Soruşturma kapsamında gazeteci Merdan Yanardağ gözaltına alınmış ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu TELE1 televizyonuna kayyum atanmıştı. Savcılık kaynakları, soruşturmanın “yabancı bir ülke lehine bilgi paylaşımı yapıldığı iddiaları” çerçevesinde yürütüldüğünü belirtmişti. “Casusluk davası” politik mi, hukuki mi? İmamoğlu’nun ifade süreci, yalnızca bir yargılamanın değil, Türkiye’deki siyasal iklimin de kritik testi olarak görülüyor. CHP cephesi, davayı “siyasi bir operasyon” olarak nitelendirirken; hükümet çevreleri “devlet güvenliğiyle ilgili ciddi bir soruşturma” yürütüldüğünü savunuyor. Gazeteciler ve hukukçular, Çağlayan’daki sürecin, önümüzdeki seçimlerin seyrini ve muhalefet içi dengeleri doğrudan etkileyeceği görüşünde birleşiyor. Sonuç: Ekrem İmamoğlu’nun “casusluk” iddiasıyla verdiği ifade, Türkiye siyasetinde yeni bir kırılma anı olarak kayda geçti. Adliye önünde toplanan yurttaşların sloganları ise günün özetiydi: “İradeye dokunma, adaleti geri ver!”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.