Eymen Göker: Gazze için hükümeti eleştirdiğimden baskı gördüm, iftiralarla hedef alınıyorum
Hafız Eymen Göker, Mahmud Efendi Hazretleri’nin vefatının ardından Seyda Feyzullah Konyevi Hazretleri’ne bağlandığını, itikadi açıdan aynı çizgide kalmaya devam ettiğini vurguladı. Ancak Gazze konusunda hükümeti eleştirdiğini ve “Gazze için birleşin” çağrılarına destek verdiğini ifade etti.
“Baskılar nedeniyle ayrıldım”
Sekiz yıl boyunca hafızlık eğitimi verdiği medreseden bu duruşu nedeniyle baskılar yaşadığını dile getiren Göker, kendi isteğiyle ayrıldığını belirtti. Göker, “Bu medrese, Cübbeli Hoca’nın tarafındaydı. Ayrılığım sonrası bu konuyu gündeme getirmememe rağmen, şu anda kendileri hakkımda iftira ve karalama kampanyası yürütüyor” dedi.
“Gazze için somut adımlar bekliyorum”
Eymen Göker, açıklamasında Gazze meselesinde hükümetten somut adımlar beklediğini yineleyerek, eleştirilerinin arkasında durduğunu kaydetti
.
Sosyal medyadan çarpıcı yorum: “Gazze, münafıkları ortaya çıkardı”
Göker’in açıklamasının ardından sosyal medyada da çok sayıda destek mesajı geldi. Bir kullanıcı, gönderinin altına şu yorumu yaptı:
“Gazze, birçok kâfirin imana gelip Müslüman olmasına vesile olurken, birçok Müslüman, hoca, şeyh, derviş, cemaat diye bilinenlerin münafık olduğunu ortaya çıkardı. Gerçekten Gazze çok hikmetli, çok mübarek bir mesele.”
İftiralarla boğamadığınız gerçek: Gazze’de çocuklar ölüyor
Eymen Göker’in açıklamaları, aslında Türkiye’de uzun süredir devam eden bir gerçeğin küçük bir yansımasıdır: Kim hükümeti eleştirirse, kim mevcut iktidarın çizgisinin dışına çıkarsa, üzerine yaftalar yapıştırılır, karalama kampanyaları başlatılır. Hele ki dini camialardan gelen muhalif sesler, iktidar bloğu için daha da rahatsız edicidir.
Göker’in Gazze için yaptığı “birleşelim” çağrısı, en insani taleplerden biridir. Ancak bu talep bile baskıya ve iftiraya gerekçe yapılabiliyorsa, ortada çok daha derin bir sorun vardır. Bir insanın “Gazze’de çocuklar ölmesin, hükümet adım atsın” demesi bile linç sebebiyse, bu ülkede kimsenin özgürce konuştuğunu söylemek mümkün değildir.
Bugün Göker’e yöneltilen iftiralar, yarın başkasına yöneltilecektir. Sessiz kalanlar da bir gün aynı karalama kampanyalarının hedefi olabilir. Asıl mesele şudur: İftirayla değil, fikirle mücadele edilir. Ama belli ki bazı çevreler fikir tartışmasından korkuyor.
Eymen Göker’in dediği gibi, Gazze için atılacak somut adımlar bekleniyor. Fakat görünen o ki, Gazze’nin acısından çok, eleştiri yapanların susturulmasıyla meşguller.
