DEM Parti’den AKP’ye çözüm süreci eleştirisi: Ciddi adımlar atılmadı
“Demokratik bir anayasaya ekmek-su kadar ihtiyaç var”
bianet’e konuşan Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin yeni bir toplumsal sözleşmeye acil ihtiyaç duyduğunu belirterek, demokratik bir anayasanın tüm toplum kesimlerinin katılımıyla hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Hatimoğulları, “Demokrasi ve özgürlüklerden yana, bunları gerçek anlamda koruyan bir toplumsal sözleşmeye ekmek-su kadar ihtiyacımız var. ‘Nasıl bir anayasa’ sorusuna en hazırlıklı parti biziz. Ancak şu ana kadar anayasa konusu hiç gündeme gelmedi” dedi.
“Yeni anayasa boya değil, taşıyıcı kolonları yenilemek olmalı”
Hatimoğulları, hükümetin anayasayı bir “göstermelik reform” olarak ele aldığını savunarak şu ifadeleri kullandı:
“Yeni anayasa, çatlakları boya ile kapatacağımız bir duvar değil; evin taşıyıcı kolonlarını elden geçirecek bir kurucu süreçtir. Bu, toplumun tüm kesimlerinin evet diyebileceği, halkların, kadınların, gençlerin ve emekçilerin kendini bulduğu bir mutabakat olmalıdır.”
“AKP süreci toplumsallaştırma konusunda yetersiz kaldı”
Hatimoğulları, yeni çözüm sürecine dair umutlu bir hava oluşsa da hükümetin bu süreci topluma yeterince anlatamadığını söyledi.
“2013-2015 döneminden kalan olumsuz deneyimler nedeniyle toplumda kaygı var. Bu kaygı, barışı isteyenlerin kaygısı. DEM Parti olarak bir yıldır sahadayız, barışın önemini anlatıyor, halkın endişelerini dinliyoruz. Ancak AKP, süreci toplumsallaştırma konusunda ciddi adımlar atmış değil,” ifadelerini kullandı.
“MHP daha cesur sözler kuruyor”
Hatimoğulları, sürecin sadece iç dinamiklerle açıklanamayacağını, bölgesel gelişmelerin de etkili olduğunu belirtti:
“1 Ekim’de başlayan sürecin arkasında bölgesel dengeler var. Bu dengeler, Türkiye’nin iç barışını da etkileyecek. MHP’nin bile süreci tabanına anlatma konusunda AKP’den daha cesur sözler kurduğunu görüyoruz.”
“Barışın toplumsal zemini güçlendirilmeli”
Hatimoğulları, barış sürecinin başarısı için toplumsal desteğin hayati olduğunu vurgulayarak, “Toplumun tüm kesimleriyle ortaklaşan, adalet ve eşitlik temelinde bir sürece ihtiyaç var. Aksi halde barış, sadece siyasi gündemlerde kalan bir temenniden öteye geçmez” dedi.
