SON DAKİKA

#Duruşma

HABER DEĞER - Duruşma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Duruşma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Depremde yıkılan Uğur Apartmanı davasında sarsıcı sözler Haber

Depremde yıkılan Uğur Apartmanı davasında sarsıcı sözler

Duruşmada sanık Akbaş projeyi hatırlamadığını söyledi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde çöken ve 9 yurttaşın hayatına mal olan Uğur Apartmanı davasında tutuksuz yargılanan fenni mesul ve statik proje müellifi Hasan Akbaş, mahkeme huzurunda “Dava konusu taşınmazın projesini çizmiş olabilirim ama binayı hatırlamıyorum” diyerek kendini savundu. Akbaş, projelendirme sürecinden sonra yapılan tadilatların sorumluluğunun belediyede olduğunu öne sürdü. Savunmasında “Çizdiğim binaları kontrol ederdim; duvar yerinde mi değil mi diye bakardım. Ama tamamlandıktan sonra yapılanlara karışmam” ifadelerini kullanan Akbaş, bilirkişi raporuna da itiraz etti. Avukatı, yeni bir bilirkişi heyeti talep ederek müvekkilinin duruşmalardan bağışık tutulmasını istedi. Yakınını kaybeden Güvleren Kaçar’dan isyan Depremde tek çocuğunu kaybeden anne Güvleren Kaçar, sanığın sözleri karşısında ayakta durmakta güçlük çekti. “Bu binada 9 kişi öldü. Ocağım söndü” diyen Kaçar, Akbaş’a şu sözlerle seslendi: “Bizim binamızda beton yoktu, demir yoktu. Çocuğumu enkazdan çıkarırken bir parça demir bulamadık. Gençliğimi, geleceğimi aldınız. ‘Hiçbir şeyi kabul etmiyorum’ diyemezsiniz. Siz de utansanız, avukat bey de utansın, bu adamı savunmayın. Ben bu adamdan davacıyım. Benden önce ölürseniz, ahirette beni bekleyin. Bu adam yüzünden tek çocuğumu kaybettim. Ömür boyu hakkımı helal etmiyorum.” Kaçar, tüm yakınlarının hakları için mücadeleyi sürdüreceğini söyledi. Savcılık, 22 yıl 6 aya kadar hapis istemişti Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, Hasan Akbaş hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etmişti. Uğur Apartmanı’nın yıkılması sonucu 9 yurttaş yaşamını yitirmiş, 1 kişi yaralanmıştı. Duruşma 28 Ocak 2026’ya ertelendi Mahkeme, sanığın duruşmalardan bağışık tutulması talebini değerlendirmek üzere yargılamayı 28 Ocak 2026 tarihine erteledi.

Akademisyen Emrah Gülsunar tahliye edildi Haber

Akademisyen Emrah Gülsunar tahliye edildi

Akademisyen ve yazar Emrah Gülsunar hakkında bugün görülen duruşmada tahliye kararı çıktı. Gülsunar, mahkemenin verdiği yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Gülsunar, 11 Ekim'de sosyal medya hesabında Venezuela üzerine açtığı anket nedeniyle gözaltına alınmış ve 13 Ekim’den bu yana tutuklu bulunuyordu. Hakkındaki dava İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edecek. “Bu benim işim: Diktatöryal rejimleri tartışmak siyaset biliminin konusudur” Duruşma saat 10.45’te kimlik tespitiyle başladı. Ardından savunmasını yapan Gülsunar, paylaşımlarının akademik çalışma alanı içinde kaldığını vurguladı: “Siyaset bilimi tüm rejimleri inceler. Diktatöryal rejimler üzerine tartışmak, bir siyaset bilimcisinin doğrudan işidir. Benim uzmanlık alanım çerçevesinde yaptığım akademik değerlendirmelerin suç unsuru sayılması gerçeklikle bağdaşmıyor.” Gülsunar, sosyal medya anketinin Türkiye’ye yönelik olmadığını, Venezuela üzerine yürüyen tartışmalarla ilgili olduğunu belirtti: “Paylaşımımın bağlamı açıktır. O gün Nobel Ödülü ve Venezuela üzerine konuşulan bir konuyu tartışıyordum. Bilinçli bir karalama kampanyasıyla hedef gösterildim.” “Paylaşımlarım suç değil ama tutuklama ifade özgürlüğünü baskılıyor” Savcılık, Gülsunar’ın tutukluluğunun devamını talep etti. Beyanında tutukluluğun orantısız olduğunu söyleyen Gülsunar şöyle konuştu: “Paylaşımlarım kamu düzenini bozmaz. Ancak böylesi bir paylaşımın tutuklamaya konu edilmesi ifade özgürlüğü bakımından ciddi bir baskıya dönüşür. 36 gündür cezaevindeyim; derslerime giremiyor, akademik çalışmalarımı sürdüremiyorum.” Avukatlar Hasan Sınar ve Mehmet Can Seyhan da, suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek tahliye talep etti. Mahkemeden adli kontrolle tahliye kararı Mahkeme heyeti, tarafların beyanlarının ardından duruşmaya ara verdi. Aranın ardından, Gülsunar’ın adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine hükmetti. Hakim ayrıca esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyayı savcılığa gönderdi ve duruşmayı 30 Ocak tarihine erteledi.

Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer için 15 yıla kadar hapis talebi Haber

Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer için 15 yıla kadar hapis talebi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bugün bir kez daha mahkemeye çıkarıldı. Savcılık, Özer’in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Duruşma, avukatların ek süre talebi üzerine 25 Ocak 2026’ya ertelendi. Duruşma Silivri’ye taşındı: Salon yetersiz kaldı, dava cezaevi kampüsünde görüldü. Normalde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılması planlanan duruşma, izleyici ve güvenlik yoğunluğu nedeniyle Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki 2 No’lu duruşma salonunda gerçekleştirildi. Duruşma 10.40’ta başladı, Ahmet Özer SEGBİS ile katıldı. Savcılık mütalaası: “Silahlı örgüt üyeliği” suçlamasıyla 7,5–15 yıl arası hapis talebi. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında Özer’in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasını talep etti. Özer’in avukatları, savunma için süre talep ederek mütalaaya itiraz edeceklerini bildirdi. Mahkeme, süre verilmesine karar verdi. Özer hakkındaki yargılama sadece terör dosyasıyla sınırlı değil: Yolsuzluk soruşturmasından da tutuklu. Ahmet Özer, geçen yıl başlatılan kent uzlaşısı soruşturması kapsamında 30 Ekim’de tutuklanmıştı. Temmuz ayında terör dosyasından tahliye kararı çıkmasına rağmen, “Aziz İhsan Aktaş dosyası” olarak bilinen yolsuzluk soruşturmasındaki tutukluluk kararı nedeniyle serbest kalamamıştı. Özer hâlâ bu dosya kapsamında cezaevinde bulunuyor. Kent uzlaşısı dosyası nedir? Soruşturma, 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin kazandığı ve DEM Parti’nin aday çıkarmadığı bazı belediyelerde “terör ilişkili pazarlık yapıldığı” iddiası üzerine başlatılmıştı. Dosyada yalnızca Ahmet Özer değil, farklı belediyelerden isimler de yer alıyor.

Hakim anneden Kartalkaya faciası davasında isyan: Bırakın yardımı, üstüne her şeyi gizliyorlar! Haber

Hakim anneden Kartalkaya faciası davasında isyan: Bırakın yardımı, üstüne her şeyi gizliyorlar!

Bolu Kartalkaya faciasında üçüncü duruşma: “Katiller geliyor” sloganları Bolu’nun Kartalkaya bölgesinde 2023’te meydana gelen ve 78 kişinin ölümüne neden olan Grand Kartal Otel yangını davasının üçüncü duruşması, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu’nda yapıldı. Duruşmaya 20’si tutuklu 32 sanık, hayatını kaybedenlerin yakınları, avukatlar ve çok sayıda yurttaş katıldı. Sanıklar salona alındığı sırada, acılı aileler gözyaşlarına boğularak “Katiller geliyor, bunun hesabını vereceksiniz!” sloganları attı. Mahkeme başkanı, gelen belgelerin zapta geçirilmesinin ardından tarafların beyanlarını almaya başladı. Hakim Serpil Gençbay: “Suç vasfı neden düşürüldü? Yangında kapı mı çaldılar da hafifletici neden oldu?” Faciada oğlu Dr. Yiğit Gençbay’ı kaybeden Ankara 11. İdare Mahkemesi Hakimi Serpil Gençbay, duruşmada söz alarak mütalaadaki değişikliğe tepki gösterdi. Savcılığın bir önceki celsede, bazı sanıkların suç vasfını “olası kast”tan “bilinçli taksir”e çevirmesine dikkat çeken Gençbay, otel yöneticilerinden Emine Mürtezaoğlu, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras’ın yargı sürecine yardım etmek yerine delilleri gizlediğini iddia etti. “Yangın sırasında kapıları mı çaldılar da hafifletici neden oldu ve suç vasfı değişti? Emine Mürtezaoğlu, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras burada herhangi bir yargılama sürecine yardım etmedi. Bırakın yardımı, üstüne her şeyi gizliyorlar. Adaletin yerine gelmesini engelliyorlar. Suç vasfının düşürülmesini değil, ağırlaştırılmasını istiyoruz.” — Hakim Serpil Gençbay, duruşma salonunda Gençbay’ın bu sözleri salondaki aileler tarafından alkış ve gözyaşlarıyla karşılandı. Savcılığın mütalaasında değişiklik tartışma yarattı Davanın önceki celsesinde, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 21 sayfalık mütalaa, bazı sanıklar için suç vasfı değişikliği önermişti. Buna göre, haklarında “olası kastla öldürme” suçundan dava açılan otel yöneticileri ve bazı çalışanlar için suçlama “bilinçli taksirle ölüme neden olma” şeklinde değiştirilmişti. Mütalaada şu isimlerin cezaları azaltılmış şekilde yeniden düzenlenmişti: Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras (yönetim kurulu üyeleri) Zeki Yılmaz (otel müdürü) Cemal Özer, Mehmet Salun (muhasebe görevlileri) Savcılık, bu kişiler hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemişti. Ayrıca İl Özel İdaresi’nden bazı kamu görevlileri için de suçlamalar “taksirle ölüme neden olma” düzeyine düşürülmüştü. “Bu dosya hafifletilemez” diyen aileler: “Adalet yerini bulmazsa huzur bulamayız” Duruşmayı izleyen aileler, mahkeme salonu dışında adalet nöbeti tuttu. Acılı yakınlar, ellerinde “Yangında değil, ihmallerde yandılar” yazılı pankartlarla tepkilerini dile getirdi. “Bizim çocuklarımız bir ihmaller zincirinde can verdi. Şimdi bu dosyada suçun hafifletilmesi, ikinci bir ölüm demek.” — Yangın mağduru yakını, duruşma çıkışı Olayın geçmişi: 78 kişi alevler arasında can vermişti Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 2023 yılında çıkan yangında, çoğu sağlık çalışanı ve tatilci olan 78 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Yangının, ihmal edilen elektrik tesisatı ve kapalı acil çıkış kapıları nedeniyle büyüdüğü tespit edilmişti. Facia sonrası başlatılan soruşturma kapsamında otel yöneticileri, mühendisler, muhasebeciler ve kamu görevlileri dahil 32 kişi hakkında dava açılmıştı. Hakim annenin isyanı salona damga vurdu Serpil Gençbay’ın isim vererek yaptığı “adaleti engelliyorlar” çıkışı, üçüncü duruşmanın en dikkat çeken anı oldu. Aileler, savcılığın mütalaasında yapılan suç vasfı değişikliğinin geri çekilmesini talep ediyor. “Bu dava sadece bizim çocuklarımız için değil, adaletin onuru için yürütülüyor.” — Serpil Gençbay, oğlu Dr. Yiğit Gençbay’ın annesi Bir sonraki duruşmanın Aralık ayında görülmesi bekleniyor.

Minguzzi davasında karar çıktı! Haber

Minguzzi davasında karar çıktı!

Adalet arayışı 9 ay sonra karara bağlandı Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşması, 24 Ocak 2025’te Kadıköy’de işlenen cinayetin ardından yaklaşık dokuz ay sonra sonuçlandı. Mahkeme heyeti, haksız tahrik indirimi uygulamadan hüküm kurdu. Kararın açıklanmasının ardından adliye koridorlarında gergin anlar yaşandı. Mattia’nın annesi Yasemin Minguzzi fenalaşırken, duruşma salonu “Adalet istiyoruz!” sloganlarıyla yankılandı. “Ahmet’in yanında olması onun talihsizliğiydi” sözü tepki çekti Duruşma boyunca sanık avukatlarının savunmaları, salondaki izleyicilerin tepkisine neden oldu. Sanık avukatlarından biri, “Ahmet’in yanında olması onun talihsizliğiydi” ifadesini kullanınca, Minguzzi ailesi ve izleyiciler salonu terk etti. Aile, sanıkların son sözlerini dinlememeyi tercih etti. Savcı indirimsiz ceza talep etmişti Savcılık, esas hakkındaki mütalaasında, sanıklardan B.B. ve U.B. için “çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan 24’er yıl, diğer iki çocuk sanık M.A.D. ve A.Ö. için ise “yardım etmek” suçlamasıyla 15 ila 20 yıl arası hapis istemişti. Ancak mahkeme, delil yetersizliği gerekçesiyle iki sanığın beraatine karar verdi. “Bu karar her çocuğun güvenliği için” Minguzzi ailesinin avukatı Ersan Barkın, karar öncesi yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bu dava, sadece bir çocuğun değil, tüm çocukların güvenliği için yürütüldü. Verilecek karar, yarın başka bir evladın aynı kaderi yaşamaması adına büyük önem taşıyor.” Olayın geçmişi 24 Ocak 2025’te Kadıköy’deki Tarihi Salı Pazarı’nda yaşanan olayda, İtalyan şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar’ın oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, yaşıtlarıyla yaşadığı tartışmanın ardından bıçaklanmıştı. Görgü tanıkları, B.B.’nin pazardaki bir tezgahtan aldığı bıçakla Minguzzi’yi birden fazla kez yaraladığını, U.B.’nin ise genci tekmelediğini belirtmişti. 17 gün yoğun bakımda kalan Mattia, 9 Şubat’ta hayatını kaybetmişti. Toplumun vicdanında yankı bulan dava Türkiye kamuoyu, 15 yaşındaki Minguzzi’nin ölümünü “çocuk şiddetinin sembolü” olarak görmüş; birçok kentte “Mattia için Adalet” eylemleri düzenlenmişti. Bugünkü karar, birçok yurttaş tarafından “gecikmiş ama umut verici bir adım” olarak yorumlandı. Mahkeme, iki sanık için ağır cezalar verirken, iki sanığın beraatiyle toplumda adalet tartışmaları yeniden alevlendi. Minguzzi ailesi, kararı istinafa taşıyacağını açıkladı ve “Mattia için adalet arayışımız sürecek” mesajı verdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.