SON DAKİKA

#Elazığ

HABER DEĞER - Elazığ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Elazığ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nehre uçan araçtan sağ çıkmıştı: Türkiye’nin konuştuğu doktor cezaevinde yaşamına son verdi Haber

Nehre uçan araçtan sağ çıkmıştı: Türkiye’nin konuştuğu doktor cezaevinde yaşamına son verdi

Samsun’un Bafra ilçesinde kullandığı otomobilin nehre uçması sonucu eşi Gülşah Karaman Kıyak ve bir yaşındaki oğlu Poyraz’ı kaybeden Dr. Serdar Kıyak, tutuklu bulunduğu Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Olayın ardından cinayet şüphesiyle tutuklanan ve hastanede görevli bir başka personelle ilişkisi olduğu iddialarının odağındaki ismin, koğuşundaki havalandırma penceresine kendini asarak intihar ettiği öğrenildi. Çöp poşetiyle pencereye kendini astı Elazığ’da tutuklu bulunan Serdar Kıyak, dün akşam saatlerinde koğuşunda bulduğu çöp poşetini kullanarak kendini havalandırma penceresinin korkuluklarına astı. İnfaz koruma memurlarının durumu fark ederek anında müdahale etmesine ve cezaevi semt polikliniğine kaldırılmasına rağmen Kıyak kurtarılamadı. Daha önce Samsun’da tutuklu bulunduğu sırada da benzer bir girişimde bulunan, hastanede tedavi edildikten sonra güvenlik gerekçesiyle Elazığ’a sevk edilen doktorun ölümüyle ilgili yetkililer tarafından geniş çaplı inceleme başlatıldı. Fren izine rastlanmayan şüpheli ölüm Türkiye toplumunun yakından takip ettiği üzücü olay, 12 Eylül günü Kızılırmak Nehri’ne uçan araçla başlamıştı. Kazadan yara almadan kurtulan Serdar Kıyak’ın eşi ve oğlu ise suyun içinde yaşamını yitirmişti. Ancak olay yerinde yapılan detaylı incelemelerde herhangi bir fren izine rastlanmaması ve Kıyak’ın olay anında 112 Acil Servis ekiplerini aramaması şüpheleri artırmıştı. Civardaki yurttaşların ifadelerine göre, doktorun kaza sonrası nehir kenarında beklediği belirtilirken, savcılık soruşturmayı derinleştirerek olayın bir trafik kazası değil, kasıtlı bir eylem olduğu ihtimali üzerinde durmuştu. Yasak ilişki ve tehdit mesajları dosyadaydı Soruşturma dosyasında yer alan çarpıcı detaylara göre, Serdar Kıyak’ın aynı hastanede görev yapan bir psikolog ile ilişkisi olduğu ve bu durumun evliliğinde ciddi sorunlara yol açtığı belirlenmişti. Yaşamını yitiren Gülşah Karaman Kıyak’ın yakın arkadaşlarına gönderdiği mesajlarda eşinin kendisine zarar vereceğinden korktuğunu ve tehdit edildiğini açıkça dile getirdiği saptanmıştı. 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçlamasıyla tutuklanan Kıyak, jandarmadaki sorgusunda susma hakkını kullanmış, mahkemede ise çelişkili ifadeler vererek dikkatleri üzerine çekmişti.

Zaza kimliği siyasete taşınıyor: Deza-Par resmen kuruldu Haber

Zaza kimliği siyasete taşınıyor: Deza-Par resmen kuruldu

Ankara’da 9 Mayıs 2016’da kurulan Demokrasi Zamanı Partisi (DEZA-PAR), Anadolu’nun kadim halklarından Zazaların kimliğini ve kültürel mirasını siyasi zemine taşıma amacıyla yola çıktı. Zazaca’nın statüsünün güçlendirilmesi, eğitimde seçmeli derslerin yaygınlaşması ve kültürel özerklik başlıklarıyla öne çıkan parti, Zazaların ayrı bir halk olarak görünürlüğünü artırmayı hedefliyor. Zaza kimliğinin siyasete taşınması tarihi bir adım olarak görülüyor Bingöl, Tunceli (Dersim), Elazığ, Diyarbakır, Siirt, Bitlis ve Muş illerinde yoğunlaşan, sayıları 2–3 milyon arasında tahmin edilen Zazalar, uzun yıllardır süren dil ve kültür mücadelesini artık parlamenter siyasetle buluşturmayı amaçlıyor. Parti, bu hamleyi “kendi renkleriyle demokrasiye katkı” olarak tanımlıyor. Parti, dil ve kültürel hakları programının merkezine koyuyor Parti manifestosu, Zazaca’nın resmi dil statüsü için adım atılmasını, okullarda Zazaca seçmeli derslerin yaygınlaştırılmasını ve kültürel özerklik tartışmalarının demokratik zeminde yürütülmesini savunuyor. “Zazalar ayrı bir halktır” vurgusu, programın temel cümlelerinden biri. İsim değişikliği yasal gerekçelerle yapıldı Kuruluş sürecinde, parti Mehmet Ali Şenel öncülüğünde önce “Zaza Halk Partisi” adıyla yola çıktı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “bölge veya ırk esasına göre parti kurulamaz” uyarısı üzerine isim “Demokrasi Zamanı Partisi” olarak değiştirildi. DEZA-PAR kısaltması, Zazaca’da “kuzen” anlamına gelen “deza” sözcüğünden esinlenerek seçildi; bu da topluluk içi birlik ve dayanışmayı simgeliyor. Zazaların tarihsel ve kültürel mirası çok katmanlıdır Zazaca (Dimilkî/Kırmanckî), Hint-Avrupa dillerinin İranî koluna mensup, Kürtçe ile akraba ama ayrı bir yapı sergileyen bir dildir. Dengbêjlik geleneği, saz, kaval, erbane eşliğinde aktarılan destan ve ağıtlarla yaşıyor; “çepik” ve “halay” gibi topluluk dansları sosyal bağları güçlendiriyor. İnanç dünyasında Alevilik ve Sünnilik (Şafiî) bir aradalık gösteriyor. Kilim dokumacılığı ve demircilik gibi el sanatları somut kültürel mirasın güçlü örnekleri arasında. Dersim 1937–38 gibi travmatik dönemler, kolektif hafızada derin izler bıraksa da kültürel direnç sürüyor. Kuruluş, Türkiye’de temsilde çeşitlilik tartışmasını canlandırıyor Genel Başkan Ali Demirel, kuruluş açıklamasında “Zazalar ayrı bir halktır; Kürt ya da başka bir kimliğin gölgesinde değil, kendi renklerimizle demokrasiye katkı sunacağız” dedi. Bu söylem, Türkiye toplumunun çokkültürlü yapısında temsilde adalet ve dil hakları tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor. Parti, sahada miting ve kültürel etkinliklerle örgütlenecek DEZA-PAR, önümüzdeki aylarda Anadolu’nun çeşitli illerinde miting ve kültürel etkinlikler düzenleyerek tabanını genişletmeyi planlıyor. Hedef, meclis koridorlarında Zaza yurttaşların sesini daha güçlü duyurmak ve demokratik katılımı artırmak. Zaza kimliğinin siyasi görünürlüğü yeni bir eşiğe taşınıyor DEZA-PAR’ın tescili, Zazaca’nın korunması ve kimlik haklarının kurumsal düzeyde savunulması için yeni bir sayfa açıyor. Türkiye’nin çoğulcu demokrasi anlayışı açısından bu adım, dil ve kültür temelli hak arayışlarının siyasal temsille buluştuğu kritik bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor.

Otizmli Veysel’den 3 gündür haber yok: Arama çalışmaları genişletildi Haber

Otizmli Veysel’den 3 gündür haber yok: Arama çalışmaları genişletildi

Aramalar sulama kanalları, dere yatakları ve ormanlık alanlarda yoğunlaştı Elazığ’ın Gümüşkavak Mahallesi’nde yaşayan otizmli Veysel Bilen, 5 Kasım günü öğle saatlerinde evden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Ailesi ve mahalle sakinleri kendi imkânlarıyla yaptıkları aramada sonuç alamayınca durum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirildi. Bunun üzerine AFAD, Jandarma Arama Kurtarma, Polis Arama Kurtarma, UMKE, MEB AKUB ve sivil arama ekiplerinden oluşan yaklaşık 250 kişilik ekip bölgede çalışma başlattı. Suya ilgisi olduğu bilinen Veysel için özellikle sulama kanalları, dere yatakları ve gölet çevreleri öncelikli olarak tarandı. Termal dronlar ve iz takip köpekleriyle 30 kilometrelik alan tarandı Ekipler, termal kameralı dronlarla havadan, iz takip köpekleriyle karadan arama yapıyor. Mısır tarlaları, ormanlık alanlar, sazlık bölgeler ve su kenarları tek tek inceleniyor. Malatya ve Diyarbakır’dan destek olarak gönderilen termal dronlar da bölgede uçuşa başladı. AFAD Arama Kurtarma Şube Müdürü Süleyman Polat, şu açıklamayı yaptı: “3 gündür 30 kilometrelik alan taranıyor. Suyu sevdiği söylendiği için dalgıç ekipler su bölgelerinde arama yaptı. Henüz hiçbir ize ulaşamadık. Veysel bulunana kadar çalışmalarımız sürecek.” Aile ve ekipler umutlu, yurttaşlar kaygılı: “Bir iz bile yok” Veysel’in daha önce de birkaç kez evden uzaklaştığı bilinse de bugünkü süreçte kayıp süresi uzadıkça endişe artıyor. Arama bölgesine gelen yurttaşlar ve gönüllü ekipler, çalışmaların her saat daha geniş alana yayıldığını belirtiyor.

Sosyal medyanın konuştuğu kaymakam: Tuğçe Orhan! “Barbie bebek” benzetmeleriyle gündem oldu Haber

Sosyal medyanın konuştuğu kaymakam: Tuğçe Orhan! “Barbie bebek” benzetmeleriyle gündem oldu

Yeni Ladik Kaymakamı Tuğçe Orhan, sosyal medyada olay oldu Samsun’un Ladik ilçesine kaymakam olarak atanan Tuğçe Orhan, göreve başlamasının hemen ardından sosyal medyanın en çok konuşulan isimlerinden biri haline geldi. Orhan’ın atama haberinden çok, fotoğrafları gündem oldu. Sosyal medya kullanıcıları, Orhan’ın fotoğraflarına “Barbie bebek”, “Cindy bebek”, hatta “yapay zekâ ile yapılmış gibi” yorumları yaparken; binlerce beğeni ve yüzlerce paylaşım geldi. Atamasını tamamladı, göreve başladı Daha önce Bolu’nun Seben ilçesinde 22 ay Kaymakam Vekilliği yapan Tuğçe Orhan, geçtiğimiz günlerde Ladik’e atandı. Orhan, yeni görevi öncesi Samsun Valiliği ve Ladik Belediyesi ziyaretlerini tamamladıktan sonra resmi olarak Ladik Kaymakamı olarak görevine başladı. Tuğçe Orhan kimdir? 1995 yılında Elazığ’da doğan Tuğçe Orhan, Fırat Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nü 2017 yılında dereceyle bitirdi. Ardından aynı üniversitenin Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. Kamu görevine atanmasının ardından Bolu Seben’de Kaymakam Vekili olarak 22 ay görev yaptı. 2025 yılı itibarıyla Samsun Ladik Kaymakamlığı görevine başladı. “Yapay zeka mı, kaymakam mı?” tartışması Orhan’ın fotoğrafları kısa sürede X (Twitter), Instagram ve TikTok’ta viral olurken bazı kullanıcılar “Bu gerçekten bir insan mı, yoksa yapay zekâ görseli mi?” şeklinde şaka yollu paylaşımlar yaptı. Kimi kullanıcılar “Güzel olduğu kadar donanımlı bir kaymakam” yorumunu yaparken, kimileri “Türkiye’nin en zarif kamu görevlisi” ifadelerini kullandı. Göreviyle de dikkat çekiyor Tuğçe Orhan’ın kariyerinde genç yaşta gösterdiği başarı, birçok sosyal medya kullanıcısının dikkatini çekti. Orhan’ın kamu yönetimindeki hızlı yükselişi, kadınların bürokrasi içindeki varlığı açısından da “ilham verici bir örnek” olarak değerlendirildi. Tuğçe Orhan, güzelliğiyle sosyal medyada gündem olsa da, kariyerindeki başarılarıyla dikkat çeken genç bir kamu yöneticisi olarak öne çıkıyor. Sosyal medyada “güzelliğiyle değil, başarılarıyla da konuşulmalı” yorumları ise beğeni toplamaya devam ediyor.

Elazığ’da yeni hastane planı halka değil müteahhide yarayacak Haber

Elazığ’da yeni hastane planı halka değil müteahhide yarayacak

Halktan uzak, ranta yakın bir planlama Fırat Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı’nın yayınladığı ihale ilanına göre yeni hastane, 177 bin metrekarelik alanda, bodrum artı iki zemin ve altı katlı (B+2Z+6) olacak şekilde inşa edilecek. Ayrıca 12 bin metrekarelik ek hizmet binası da projeye dahil edildi. Ancak yeni hastanenin şehir merkezine 18-20 kilometre uzak bir noktada yapılması, vatandaşların sağlık hizmetine erişimini zorlaştıracağı gerekçesiyle tepkilere yol açıyor. Özellikle düşük gelirli hastaların ulaşımda büyük sıkıntı yaşayacağı belirtiliyor. “Halk özel hastanelere mahkûm kalacak” Kamu Sağlık-Sen Genel Başkanı Ümit Karataş, daha önce yaptığı açıklamada projeyi sert sözlerle eleştirmişti. Karataş, “Fırat Üniversitesi Hastanesi kapatılırsa yurttaşlarımız özel hastanelere mecbur kalacak. Bu, ekonomik krizle boğuşan halk için büyük yük demek. İnsanlar acile bile ücret ödeyerek gitmek zorunda kalacak. Ayrıca çevredeki esnaf da gelir kaybına uğrayacak” dedi. Karataş, Fethi Sekin Şehir Hastanesi açıldığında kent merkezindeki SSK, devlet, kadın doğum ve diş hastanelerinin kapatıldığını hatırlatarak, benzer bir durumun yeniden yaşanmasından endişe ettiklerini vurguladı: “Yaklaşık bir hasta garantili hastane için dört hastanemizi kapattık ve yıktık. Şimdi aynı senaryonun üniversite hastanesinde tekrarlanmasını istemiyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.