SON DAKİKA

#Enerji

HABER DEĞER - Enerji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enerji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çin’in yeni kalkınma yol haritası ve Türkiye için stratejik fırsatlar: 15. beş yıllık plan ne anlama geliyor? Haber

Çin’in yeni kalkınma yol haritası ve Türkiye için stratejik fırsatlar: 15. beş yıllık plan ne anlama geliyor?

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin’in açıklamaları, Pekin’in yeni kalkınma planının yalnızca iç politika değil, aynı zamanda küresel ekonomi ve jeopolitik dengeler açısından da stratejik bir belge olduğunu gösteriyor. 2026’da yürürlüğe girecek 15. Beş Yıllık Plan, Çin’in ekonomik modelini “üretim ağırlıklı sanayi ekonomisinden, inovasyon ve yüksek teknoloji merkezli bir yapıya” dönüştürmeyi hedefliyor. Bu dönüşüm, Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) çerçevesinde Türkiye’ye doğrudan yansıyan alanları da beraberinde getiriyor: enerji, finans, lojistik, 5G altyapısı, biyoteknoloji ve nadir maden tedarik zincirleri. Çin yüksek teknoloji, yapay zekâ ve yeşil enerji yatırımlarını ulusal öncelik ilan etti Pekin yönetimi, 14. Plan döneminde (2021–2025) entegre devreler, kuantum teknolojisi, biyolojik ilaç ve yeni nesil enerji sistemlerinde kritik ilerleme kaydetti. Yeni plan bu süreci “özerk teknoloji üretimi” seviyesine taşımayı hedefliyor. Bu, Çin’in ABD ile süren teknoloji rekabetinde dışa bağımlılığı azaltma stratejisinin resmileşmiş hali olarak okunuyor. Yenilenebilir enerji yatırımları planın omurgasını oluşturuyor. 2030’a kadar güneş ve rüzgâr kapasitesinin, mevcut seviyenin iki katına çıkarılması hedefleniyor. Bu durum, enerji ekipmanları, şebeke sistemleri ve lityum-iyon pil tedarik zincirinde Çin merkezli bir küresel hakimiyet olacağını gösteriyor. Kuşak ve Yol Girişimi’nin ikinci fazı, Türkiye’yi lojistik merkez olmaya zorluyor Çin'in 15. Planı, Kuşak ve Yol Girişimi’ni "yüksek kaliteli iş birliği" aşamasına taşıyor. Bu kapsamda, yalnızca altyapı değil; finans, veri akışı, e-ticaret ve dijital gümrük entegrasyonu gibi alanlar sürece dahil ediliyor. Türkiye, Orta Koridor’un en kritik kara hattı olması nedeniyle bu dönüşümün dışında kalması mümkün olmayan ülkelerden biri. Çin-Türkiye ilişkilerinde en hızlı büyüyen alanlardan biri olan demir yolu taşımacılığı, gelecek yıllarda sadece yük taşımakla kalmayacak; dijital ticaret, blockchain tabanlı gümrükleme ve 5G destekli lojistik altyapılar için de merkez işlevi görebilecek. Çin, Türkiye ile enerji, 5G ve biyoteknoloji alanlarında “yeni iş birliği kulvarı” açmaya hazırlanıyor Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin’in açıklamasındaki en kritik unsur, iki ülke arasındaki iş birliğinin “geleneksel ticaretten teknolojik ortaklığa” evrilme niyetiydi. Bu kapsamda öne çıkan üç başlık dikkat çekiyor: Yeni Enerji: Lityum piller, güneş paneli teknolojileri, elektrikli araç şebekeleri 5G ve Dijital Dönüşüm: Huawei'nin Türkiye’deki Ar-Ge ısrarı, yerli üretim şartı ile yeniden konuşulabilir Biyoteknoloji ve İlaç: mRNA tabanlı ilaç Ar-Ge’si, klinik test altyapıları, sağlık turizmi bağlantılı yatırımlar Bu alanlar, yalnızca dış ticareti değil; Türkiye’de doğrudan teknoloji transferi ve ortak üretim modelleri açısından da kritik eşik oluşturuyor. Çin, Türk ekonomisinde üç alana özellikle odaklanıyor: finansal altyapı, turizm, liman yatırımları Çin’in Türkiye’de yürüttüğü somut projeler üzerinden bakıldığında tablo netleşiyor. ICBC Türkiye, resmî RMB takas bankası olarak çalışıyor; bu, Türkiye’de Çin Yuanı ile ticaret hacminin büyümesini destekleyecek. Kumport Limanı, Çinli konsorsiyumun devralmasından sonra Doğu Akdeniz’in Asya bağlantılı transit limanlarından biri hâline geldi. Hunutlu Termik Santrali, Çin’in Türkiye’de gerçekleştirdiği en büyük tekil enerji yatırımı olarak öne çıkıyor. Turizmde 410 bin Çinli ziyaretçi, 2025’te Çin’i Türkiye için en hızlı büyüyen pazar hâline getirdi. Bu tablo, iki ülke arasındaki ekonomik bağların artık “ticaret hacminden” çok, “altyapı ve uzun vadeli sermaye transferi” boyutuna taşındığını gösteriyor. Türkiye için fırsatlar kadar stratejik riskler de var Çin’in yüksek teknoloji ve enerji alanındaki küresel etkisi, Türkiye’ye büyük fırsatlar sunarken, ekonomik bağımlılık, dış ticaret açığı ve veri güvenliği gibi riskleri de beraberinde getiriyor. Türkiye’nin Çin’den ithalatı ihracatından yaklaşık dört kat fazla; bu dengesizlik, teknoloji ortaklığı ile giderilmediği sürece derinleşebilir. Aynı şekilde, 5G ve dijital altyapıda Çin teknolojisinin payı arttıkça ABD ve AB ile siyasi gerilimler artabilir. Bu nedenle Türkiye’nin önünde kritik bir denklem bulunuyor: Çin ile iş birliği, Batı ile ilişkilerden kopmadan nasıl derinleştirilir? Çin’in yeni kalkınma dönemi, Türkiye için bir yol ayrımı niteliğinde Çin, 15. Beş Yıllık Plan ile küresel ekonomide yalnızca üretici değil, teknoloji ve sermaye ihraç eden bir “sistem kurucu güç” hâline gelmeye hazırlanıyor. Bu dönüşümün dışında kalmak Türkiye için ekonomik kayıp, içinde konumlanmak ise uzun vadeli yatırım ve teknoloji edinimi anlamına geliyor. 2026 sonrası dönem, Çin–Türkiye ilişkilerini “stratejik ortaklık mı, yoksa tek yönlü ticaret bağı mı” sorusuna verecek yanıt üzerinden şekillendirecek.

İran’dan nükleer program açıklaması Haber

İran’dan nükleer program açıklaması

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezzekian, İran Atom Enerjisi Örgütü’nü ziyaretinde yaptığı açıklamada, ülkenin nükleer sanayiyi geliştirme hedefinin nükleer silah üretimi değil, “halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve ekonomik refahı artırmak” olduğunu belirtti. Pezzekian, nükleer endüstrinin yalnızca küçük bir kısmının askeri amaçlarla ilişkilendirildiğini, geri kalanının sağlık, tarım, enerji ve çevre gibi alanlara hizmet ettiğini vurguladı. Pezzekian: “Nükleer endüstriyi büyütme kararlılığımız bomba üretmeye değil, refah sağlamaya yöneliktir.” Cumhurbaşkanı, radyofarmasötik üretimi ve tıbbi tedavi teknolojilerinin yer aldığı sergiyi gezdikten sonra yaptığı konuşmada, İran’ın nükleer bilim insanlarının çalışmalarını “bilimsel cihat” olarak nitelendirdi. Pezzekian, ülkenin radyofarmasötik üretiminde bölgesel bir güç olma potansiyeline işaret ederek, “Bu teknoloji yalnızca tedavi için değil, aynı zamanda ulusal zenginlik üretimi için stratejik bir değere sahip” dedi. “Nükleer silah üretmek gündemimizde yok” vurgusu bir kez daha tekrarlandı. Pezzekian, Batılı ülkeleri İran’ın nükleer ilerleyişini engellemek için “asılsız silah iddialarını” kullanmakla eleştirdi ve “Bu iddiaların onlar için bahane olduğunu kendileri de biliyor” dedi. İranlı nükleer bilim insanlarına yönelik suikastların, ülkenin teknoloji bağımsızlığını hedef alan bir baskı aracı olduğunu savundu. İran, radyofarmasötikler, tarım teknolojileri, su arıtma ve enerji üretiminde nükleer uygulamaları genişletmeyi hedefliyor. Cumhurbaşkanı, nükleer teknolojinin yalnızca savunma değil, sağlık, tarım, su yönetimi ve çevre koruma gibi alanlarda kullanıldığını belirterek, bu teknolojinin tanıtım ve ihracatında daha etkili bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. “Ulusal kaynaklarımızı kullanırken bilimsel potansiyeli değerlendirmekte yavaş kaldık” diyerek iç eleştiri de yaptı. 8 yeni nükleer santral planı: İran, Rusya ile yeni elektrik üretim projeleri yürütüyor. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed Eslami, ülkenin güney ve kuzey kıyılarında 8 yeni nükleer santral kurulacağını açıkladı. Bu projelerin bir kısmı Rusya ile yürütülen anlaşmalara dayanıyor. Eslami, “20 bin megavat nükleer elektrik üretimi hedefini gerçekleştirmek için çalışıyoruz” dedi. Nükleer santrallerle birlikte tuzdan arındırma tesisleri ve yerli teknoloji altyapısı da kurulacak. Eslami, Buşehr'de devam eden nükleer santral projesiyle entegre 70 bin metreküp kapasiteli su arıtma tesisi kurulacağını duyurdu. Ayrıca kuantum, lazer ve füzyon teknolojilerinde de üniversitelerle işbirliği yapılacağını açıkladı. “Nükleer endüstri İran’ın bilimsel bağımsızlığının sembolü olacak.” Pezzekian, nükleer projelerin yalnızca teknolojik değil, jeopolitik bir bağımsızlık meselesi olduğunu belirterek, “Bu başarıları hızlandırmak için devlet tüm desteği verecek. Ülkenin geleceği bilgide, inovasyonda ve kendi teknolojimizi üretmekte” dedi.

Yıllar sonra bir ilk! Aliyev duyurdu: Tüm kısıtlamalar kaldırıldı Haber

Yıllar sonra bir ilk! Aliyev duyurdu: Tüm kısıtlamalar kaldırıldı

Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in daveti üzerine gittiği Astana’daki Azerbaycan-Kazakistan Yüksek Devletlerarası Konseyi’nin 2. toplantısında konuştu. Açıklamasında, iki ülke arasındaki barış sürecine dikkat çekti: “Azerbaycan'dan Ermenistan'a kargo taşımacılığında işgalden beri uygulanan tüm kısıtlamalar kaldırıldı. Bu türden ilk transit kargo, Kazakistan tahılının Ermenistan'a taşınması oldu. Bence bu, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barışın artık kağıt üzerinde değil, pratikte olduğunun göstergesidir.” “Zengezur Koridoru 2028 sonuna kadar açılabilir” Aliyev, bölgenin en stratejik projelerinden biri olarak görülen Zengezur Koridoru’nun da hızla ilerlediğini belirtti. “Azerbaycan’daki tüm karayolu ve demiryolu bağlantıları önümüzdeki yılın ortasına kadar tamamlanacak. Eğer diğer ülkelerde de aynı hızla ilerleme olursa, Zengezur Koridoru’nun açılışı 2028 yılı sonuna kadar gerçekleşebilir,” dedi. Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ı doğrudan Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye bağlayacak yeni bir ticaret hattı olarak bölgesel lojistiği kökten değiştirmesi beklenen bir proje olarak öne çıkıyor. “Trump Rotası” projesine destek Aliyev, konuşmasında ayrıca Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası (TRIPP) Projesi’ne de değindi. “ABD Başkanı Donald Trump, projeye kendi adını vermiştir ve bu da projenin mutlaka hayata geçirileceğine işaret etmektedir. Böylece Orta Koridor’un bir güzergahı daha açılmış olacak,” ifadelerini kullandı. Bu projeyle Asya’dan Avrupa’ya uzanan ticaret yollarının çeşitlenmesi, ülkeler arasındaki yük trafiğinin artması ve bölgesel entegrasyonun güçlenmesi hedefleniyor. Azerbaycan–Kazakistan ilişkilerinde 15 yeni anlaşma Astana temasları kapsamında Azerbaycan ve Kazakistan arasında; Enerji, Dijital dönüşüm, Sağlık, İçişleri, Yapay zeka, Ulaştırma ve Yatırım alanlarında 15 iş birliği anlaşması imzalandı. Bu adım, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirirken, Güney Kafkasya bölgesinde istikrarlı barış ve iş birliği döneminin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Bakan Bayraktar’dan dev enerji anlaşması açıklaması: Niğde Bor’daki 1 milyar dolarlık GES projesinde son aşamadayız Haber

Bakan Bayraktar’dan dev enerji anlaşması açıklaması: Niğde Bor’daki 1 milyar dolarlık GES projesinde son aşamadayız

BAE ile enerji ortaklığı genişliyor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, BAE merkezli Masdar Enerji şirketinin CEO’su Mohamed Jameel Al Ramahi ve beraberindeki heyeti bakanlıkta ağırladığını duyurdu. Bayraktar, iki ülke arasında güneş, rüzgar, hidroelektrik ve enerji depolama alanlarında ortak yatırımların değerlendirildiğini belirterek, “BAE ile enerji sektöründe çok yönlü bir işbirliği çerçevesi oluşturduk” dedi. 1 milyar dolarlık yatırımda sona geldik Bakan Bayraktar, açıklamasında Niğde’nin Bor ilçesinde yapılacak 1100 megavat kapasiteli depolamalı GES projesinde son aşamaya gelindiğini belirtti: “Yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırım değerine sahip bu proje, Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümünde önemli bir kilometre taşı olacak. Bunun yanı sıra deniz üstü rüzgar enerjisi, HVDC iletim hatları ve pompaj depolamalı hidroelektrik santralleri de gündemimizde.” 2053 hedefi doğrultusunda stratejik adım Bayraktar, Türkiye’nin 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda yürütülen projelerin ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "BAE ile özellikle yenilenebilir enerji projeleri odağında stratejik işbirliğimizi hükümetler arası mutabakat zaptı ile daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Enerji vizyonumuza güç katacak bu ortaklıklarla altyapılarımızı güçlendirerek bölgemizde örnek bir dönüşüm modeli oluşturmayı amaçlıyoruz.” Türkiye’nin enerji dönüşümünde yeni dönem Masdar ile imzalanması beklenen yeni anlaşmanın, Türkiye’nin yeşil enerji yatırımlarını hızlandırması ve yerli üretim kapasitesini artırması açısından tarihi bir adım olacağı belirtiliyor. Niğde Bor’daki proje, tamamlandığında Türkiye’nin tek seferde yapılan en büyük güneş enerjisi yatırımlarından biri olacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.