SON DAKİKA

#Filistin

HABER DEĞER - Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mehmet Uçum: Hak ve özgürlükler emperyalist savaşların aracı haline getirildi Haber

Mehmet Uçum: Hak ve özgürlükler emperyalist savaşların aracı haline getirildi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Anadolu Ajansı için kaleme aldığı Dünya İnsan Hakları Günü yazısında, insan hakları kavramının küresel sistemde maruz kaldığı istismarları sert ifadelerle ele aldı. Uçum, “Hak ve özgürlükleri küresel egemenlik savaşlarının kullanışlı araçları olmaktan kurtarmadan insanlık gerçek anlamda evrensel haklara sahip olamaz” diyerek güncel uluslararası düzeni hedef aldı. “İnsan hakları, emperyalist amaçlar için savaş aracına dönüştürüldü” Uçum analizinde, özellikle Batı dünyasının 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hak ve özgürlük söylemini kendi çıkarlarını genişletmek için kullandığını savundu. “Batı'nın egemen güçleri... hakları ve özgürlükleri ekonomik ve siyasi egemenlik alanlarını genişletmek ve korumak için tam bir savaş aracı olarak kullandı.” Bu araçsallaştırmanın günümüzde daha görünür olduğuna dikkat çeken Uçum, Batı’nın kendi içindeki demokrasi krizinin de “aldatıcı samimiyeti aşındırdığını” belirtti. “Gazze soykırımı, Batı’nın iki yüzlülüğünü tüm çıplaklığıyla ortaya koydu” Uçum’un yazısının en çarpıcı bölümlerinden biri Gazze vurgusuydu. “Gazze soykırımına karşı Batı'nın neredeyse bir bütün olarak verdiği destek... hak ve özgürlükler konusundaki yozlaşmış yaklaşımlarının hakikati olduğunu kanıtladı.” Uçum’a göre Batı, evrensel değerleri coğrafi, etnik ve dinsel aidiyete göre sınıflandırıyor; Filistin örneği ise bu ayrımcılığın en keskin yüzü. Hak ve özgürlüklerin çok boyutlu istismarı: Güvenlik, birey, çevre, ifade özgürlüğü Yazıda Uçum, istismar biçimlerini ayrı başlıklarda topladı: • Özgürlük–güvenlik ikilemi Uçum’a göre küresel sistem bu ikilemi manipülatif biçimde kullanıyor: “Oysa özgürlük ve güvenlik çatışan değil, birbirini zorunlu kılan kavramlardır.” • Bireyin “kutsanması” ve doğal kimliklerin tasfiyesi iddiası Uçum, bireysel hak söyleminin “bencillik hakkı”na dönüştürüldüğünü öne sürüyor: “Bireyi doğal cinsel kimliği dahil doğuştan gelen özelliklerinden arındıran ideolojik-kültürel saldırılar... özgürlük adı altında yapılıyor.” • Çevre hakkının enerji politikaları üzerinden araçsallaştırılması Çevre söyleminin, Batı’nın enerji çıkarlarına uygun şekilde kullanıldığını ifade ediyor. • İfade özgürlüğünün kaos ve devlet zafiyeti yaratmak için kullanılması Uçum, “yıkıcı ifade biçimlerinin ifade özgürlüğü adı altında koruma altına alınmasını” emperyalist manipülasyon olarak yorumluyor. “Demokrasi istismar ediliyor, yeni tip rejim arayışları elitizmi güçlendiriyor” Uçum, demokrasi mekanizmalarının da küresel elitler tarafından araçsallaştırıldığını savundu: “Genel oy hakkını tartışmaya açan bu istismar biçimi... gerçekte demokrasiyle ilgisi olmayan rejim arayışlarına denk düşüyor.” “BM iflas etmiştir; insanlık için yeni bir küresel teşkilat şart” Yazının en iddialı bölümü Birleşmiş Milletler (BM) eleştirisi oldu. Uçum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’ye yönelik yıllardır dile getirdiği eleştirilerin Gazze süreciyle doğrulandığını savunarak, şu ifadeyi kullandı: “BM örgütü... emperyalist güçler tarafından ayakta tutulmaya çalışılan paravan yapıdan başka bir şey değildir.” Gazze saldırılarında hiçbir etkili adım atamayan BM’nin artık hükmünü yitirdiğini belirten Uçum, şu çağrıda bulundu: “BM’nin iflasının ilanıyla üye ülkelere BM sözleşmesinden ayrılmaları ve ‘Adil Dünya Düzeni Teşkilatı’nı kurmak için bir araya gelmeleri çağrısı yapılmalıdır.” Uçum, bu süreci başlatabilecek liderin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu savunarak, “Dünya seviyesinde adil bir küresel düzen için devrimci süreç başlatacak en önemli lider Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.” dedi. “Hak ve özgürlüklerin güvencesi tam bağımsızlıktır” Yazının sonuç bölümünde Uçum, ulusal bağımsızlık ile hak ve özgürlüklerin birbirinden ayrılmaz olduğunu vurguluyor: “Ülkelerin bağımsızlıklarını sağlamadan kendi toplumları için güvenceli hak ve özgürlükler sistemi kurmaları mümkün değil.” Türkiye'nin hak ve özgürlük yaklaşımının da “tam bağımsız Türkiye” perspektifiyle yapılandırılması gerektiğini belirtiyor. Uçum’un mesajı ‘haklar’ değil ‘egemenlik’ eksenli Mehmet Uçum’un Dünya İnsan Hakları Günü yazısı, uluslararası insan hakları sistemine yönelik kapsamlı bir eleştiri niteliği taşıyor. Yazının merkezinde şu tezler yer alıyor: • Küresel insan hakları düzeni emperyalist amaçlarla manipüle ediliyor. • Batı, hak ve özgürlükleri kendi çıkarları doğrultusunda sınıflandırıyor ve araçsallaştırıyor. • Gazze, bu ikiyüzlülüğün en görünür örneği. • BM meşruiyetini yitirdi ve yerine yeni bir küresel yapı kurulmalı. • Hak ve özgürlüklerin güvencesi milli devletlerin tam bağımsızlığı. Uçum’un bu değerlendirmeleri, Türkiye’nin son yıllarda uluslararası düzene yönelik eleştirilerini güçlendiren politik bir çerçeve sunuyor.

Gözaltı kararıyla gündemde: Mehmet Akif Ersoy kimdir? Savaş muhabirliğinden genel yayın yönetmenliğine... Haber

Gözaltı kararıyla gündemde: Mehmet Akif Ersoy kimdir? Savaş muhabirliğinden genel yayın yönetmenliğine...

İşte Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ve kariyer basamakları: Savaş muhabirliğinden ekran yüzüne 8 Ocak 1985’te İstanbul'da doğan Mehmet Akif Ersoy, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Mesleğe 2009 yılında 6 News kanalında muhabir olarak başlayan Ersoy, 2010 yılında TRT’ye geçiş yaptı ve TRT TÜRK Addis Ababa Temsilciliği görevini üstlendi. Ersoy'un kariyerindeki asıl kırılma noktası ise savaş muhabirliği yılları oldu. 2011 yılında Libya, Yemen, Şam ve Erbil gibi çatışma bölgelerinde TRT temsilcisi olarak görev yaptı. 2012 yılında, Libya lideri Muammer Kaddafi ile ölümünden önce son röportajı gerçekleştiren gazeteci olarak dünya basınına adını duyurdu. Diyanet'te müşavirlik görevi Saha muhabirliğinin ardından yöneticilik ve danışmanlık görevlerinde bulunan Ersoy, 2012’de TRT Kahire Temsilcisi, 2013’te TRT Arapça Koordinatör Yardımcısı ve 2014’te TRT İstanbul Bölge Müdür Yardımcısı oldu. 2015 yılında "Zenga Zenga" adlı Kaddafi belgeselini hazırladı. Aynı yıl kariyerinde farklı bir yola girerek Diyanet İşleri Başkanlığı Ortadoğu ve İslam Coğrafyası Sorumlu Başkan Müşaviri olarak atandı. 2016’da ise Dış Politika Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüttü. Habertürk dönemi ve Genel Yayın Yönetmenliği 2017 yılında Habertürk grubuna katılan Ersoy, "Manşet" ve "Nedir Ne Değildir" gibi tartışma programlarının moderatörlüğünü yaptı ve ana haber bültenini sundu. Stüdyo yayıncılığının yanı sıra Afganistan, Ukrayna ve Filistin gibi sıcak bölgelerden yaptığı yayınlarla sahadan kopmadı. Deneyimli gazeteci, geçtiğimiz yıl Habertürk TV Genel Yayın Yönetmenliği görevine getirilmişti. 2022 yılında Show TV Ana Haber Sunucusu Pınar Erbaş ile hayatını birleştiren Ersoy’un, "Tünel - Gazze'de Yaşamak" isimli bir de kitabı bulunuyor.

Filistin’den Pekin’e tam not: 100 milyon dolarlık can suyu ve ‘yapıcı rol’ övgüsü! Haber

Filistin’den Pekin’e tam not: 100 milyon dolarlık can suyu ve ‘yapıcı rol’ övgüsü!

Altyapının yüzde doksanı yok oldu Çin Medya Grubu’na özel açıklamalarda bulunan Büyükelçi Avad, iki yıldır aralıksız süren yıkıcı savaşın bilançosunu gözler önüne serdi. Gazze’deki altyapının yüzde doksanından fazlasının tahrip olduğunu vurgulayan Avad, Çin’den gelen cömert mali yardımın Filistin Devleti ve halkı için tam zamanında gelen hayati bir destek olduğunu belirtti. Pekin’in çatışmaların başından beri uluslararası platformlarda Filistin’in özgürlük mücadelesinin yanında durması ve sorunun çözümü için iki devletli modeli tek gerçekçi yol olarak savunması, diplomatik ilişkilerin seyrini güçlendiren en önemli unsur olarak öne çıktı. Savaş sonrası inşa sürecinde destek Çin’in yardımlarının sadece nakdi destekle sınırlı kalmadığına dikkat çeken Büyükelçi, Pekin’in Birleşmiş Milletler, Mısır ve Ürdün gibi kanallar üzerinden Gazze’ye acil insani yardım malzemeleri ulaştırdığını hatırlattı. Avad ayrıca, Çin’in Gazze’nin savaş sonrası yeniden inşası sürecinde Filistin halkının kendi geleceğinde söz sahibi olması gerektiği yönündeki ilkesel duruşunun kendileri için çok kıymetli olduğunu ifade etti. Tek Çin ilkesine bağlıyız Diplomatik ilişkilerdeki karşılıklı güvene vurgu yapan Filistinli büyükelçi, ülkesinin "Tek Çin" ilkesine sarsılmaz bir bağlılık göstereceğinin altını çizdi. Avad, Çin Devlet Başkanı tarafından ortaya konulan Küresel Yönetişim İnisiyatifi’nin, uluslararası toplumun Filistin meselesine daha adil ve etkili çözümler üretmesi noktasında kritik bir katkı sunduğunu dile getirdi.

Pekin'den Gazze için dev adım: 100 milyon dolarlık yardım paketi yolda! Haber

Pekin'den Gazze için dev adım: 100 milyon dolarlık yardım paketi yolda!

"Benzeri görülmemiş kriz" vurgusu ve yeniden yapılanma planı Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, yardım paketinin detaylarını ve amacını kamuoyuyla paylaştı. Gazze'deki çatışmaların iki yılı geride bıraktığını ve bölgede benzeri görülmemiş bir insani krizin yaşandığını belirten Lin, Pekin yönetiminin bu durumdan derin endişe duyduğunu ifade etti. 100 milyon dolarlık desteğin, sadece acil insani ihtiyaçların karşılanması için değil, aynı zamanda çatışma sonrası enkaza dönen şehirlerin yeniden inşası için de kullanılacağı açıklandı. Bu hamle, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından memnuniyetle karşılanırken, Abbas gönderdiği mesajla Şi Cinping'e teşekkürlerini iletti. İki devletli çözüm ve kalıcı ateşkes için diplomatik seferberlik Çin'in desteğinin sadece maddi yardımla sınırlı kalmayacağını vurgulayan Sözcü Lin, ülkesinin Filistin halkının meşru ulusal haklarını geri kazanma mücadelesini tutarlı ve kararlı bir şekilde desteklediğinin altını çizdi. Daha önce Birleşmiş Milletler, Mısır ve Ürdün kanalları üzerinden bölgeye defalarca insani yardım malzemesi gönderen Pekin yönetimi, uluslararası toplumla iş birliği içinde diplomatik çabalarını da sürdürüyor. Çin'in nihai hedefinin; Gazze'de kapsamlı ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve "iki devletli çözüm" temelinde Filistin sorununun en kısa sürede siyasi bir çözüme kavuşturulması olduğu bir kez daha teyit edildi.

TRT seti Dargeçit’i karıştırdı: İsrail bayrağını gören yurttaşlar tepki gösterdi Haber

TRT seti Dargeçit’i karıştırdı: İsrail bayrağını gören yurttaşlar tepki gösterdi

Mardin’in Dargeçit ilçesinde bir kontrol noktasına asılan ve bazı kişilerin elinde taşıdığı İsrail bayraklarını gören yurttaşlar kısa süreli şaşkınlık yaşadı. İlk etapta protesto ya da provokasyon zannedilen görüntüler, yetkililerden alınan bilgiyle açıklığa kavuştu. Bayrakların TRT tabii’nin viral hale gelen Sumud dizisinin çekimleri için kullanıldığı öğrenildi. Bayrakları gören yurttaşlar önce şaşırdı, sonra set hazırlığını fark etti Olay, ilçede çekim hazırlığı yapan prodüksiyon ekibinin kurduğu sahne dekoru nedeniyle yaşandı. Kameralar, çekim araçları ve set çalışanlarını gören yurttaşlar, yetkililerle konuştuklarında durumun bir dizi sahnesinden ibaret olduğunu öğrenerek rahatladı. Görüntülerin gerçek bir eylem ya da provokasyon olmadığının anlaşılmasıyla bölgedeki hareketlilik kısa sürede son buldu. TRT tabii’nin Sumud dizisi Dargeçit’i Gazze ve Batı Şeria mekânı olarak kullanıyor Edinilen bilgilere göre, TRT’nin dijital platformu tabii’de yayınlanan ve son günlerde geniş izleyici kitlesine ulaşan Sumud dizisinin yeni bölümleri Dargeçit’te çekiliyor. Filistin’in Gazze ve Batı Şeria’da geçen sahneleri için ilçe sokakları set alanına dönüştürüldü. Midyat’ta başlayan çekimler, Filistin’in işgal altındaki bölgelerini temsilen Dargeçit’te devam ediyor. Sumud dizisi Filistinli bir doktorun hikâyesi üzerinden kimlik ve dayanışma temalarını işliyor Dizinin başrolünde genç oyuncu Şifanur Gül bulunuyor. Gül, New York’ta büyümüş Melisa karakterine hayat veriyor. Melisa, yıllar sonra babasının aslında Filistinli bir doktor olduğunu öğreniyor ve köklerine doğru zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuk, hem kimlik arayışını hem de Filistin halkına destek olma çabasını güçlü bir şekilde işliyor.

Dünyanın gözü Ankara’da! Papa’nın ilk adımı Anıtkabir’e Haber

Dünyanın gözü Ankara’da! Papa’nın ilk adımı Anıtkabir’e

Katolik dünyasının lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo, bugün Ankara’ya gelerek üç gün sürecek Türkiye ziyaretini başlattı. Roma’dan havalanan özel uçakla Esenboğa’ya inen Papa, programındaki ilk adımı Anıtkabir’e atarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı. Ziyaret kapsamında Papa’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ikili görüşmesi ve ortak basın toplantısı yapması öngörülüyor. Anıtkabir’de sessiz ama güçlü mesaj Papa’nın Ankara’daki ilk durağı Anıtkabir oldu. Mozoleye çelenk bırakan Papa, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı ve buradaki törenin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geçti. Ziyaret, Türkiye toplumu ile Vatikan arasında sembolik düzeyde yeni bir sayfanın açıldığı görsel karelerle dünya kamuoyuna yansıdı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kritik temas Papa, Anıtkabir’in ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmi törenle karşılanacak. Liderler arasındaki baş başa görüşmede Türkiye–Vatikan ilişkilerinin yanı sıra Filistin başta olmak üzere bölgesel krizler ve küresel gündemin masaya yatırılması bekleniyor. Diplomasinin nabzı, iki liderin vereceği ortak mesajlarda tutulacak. Cihannüma Salonu’nda dünyaya ses İkili görüşmenin ardından ortak basın toplantısının, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ndeki Cihannüma Salonu’nda yapılması planlanıyor. “Cihan” ve “nüma” sözcüklerinden türetilen salon, dünyaya açılan pencere olarak konumlanıyor. Kubbesinde Alak Suresi’nden ayetlere yer verilen mekânın, bu ziyaretle ilk kez uluslararası bir ortak basın toplantısına ev sahipliği yapması dikkat çekiyor. Ziyaretin rotası Ankara ile sınırlı değil Papa’nın Türkiye programı Ankara ile başlayıp devam edecek çok duraklı bir diplomasi trafiğini işaret ediyor. Ziyaretin, Türkiye toplumuyla temasın yanı sıra bölgesel barış çağrılarını da güçlendirmesi hedefleniyor. İstanbul için önlemler gündemde Papa’nın temaslarının İstanbul ayağına ilişkin güvenlik ve ulaşım düzenlemeleri Valilik tarafından duyuruldu. Belirli güzergâhlarda geçici kapatmalar ve alternatif yollar devreye alınacak; şehir trafiğinde kontrollü akış sağlanacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.