SON DAKİKA

#İçişleri Bakanlığı

HABER DEĞER - İçişleri Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İçişleri Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

“Çakar listesi” canlı yayında açıldı: Gazeteciler hedefte, bakanlık sessiz Haber

“Çakar listesi” canlı yayında açıldı: Gazeteciler hedefte, bakanlık sessiz

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul’da denetime takıldığı ileri sürülen TBMM plakalı araç iddiasının ardından katıldığı canlı yayında sert konuştu. Başarır, Emniyet ve İçişleri Bakanlığını “yasadışı takip ve fişleme” ile suçlarken, “çakar” tartışmasının yalnızca siyasetçilere indirgenemeyeceğini söyledi ve bazı gazetecilerin de çakar kullandığını iddia ederek isimleri kamuoyuyla paylaştı. Canlı yayında isim verdi, tartışma büyüdü Başarır, Halk TV ekranlarında yaptığı açıklamada çakarlı araç kullandığını iddia ettiği gazetecileri tek tek saydı ve “Herkes için aynı hukuk” vurgusu yaptı. Açıklamanın hemen ardından sosyal medyada geniş yankı oluştu; iddialar kısa sürede “ayrıcalık” ve “eşitlik” başlıkları altında tartışılmaya başlandı. “Beni izleyen raporlar WhatsApp’tan elime geldi” dedi Başarır, kendisine ait olduğu ileri sürülen araç üzerinden yürütülen takibin “6 sayfalık istihbarat raporu”na dönüştüğünü, bu belgelerin defalarca kendisine gönderildiğini açıkladı. Araçla ilgili tüm yükümlülüklerin şahsı tarafından karşılandığını söyleyen Başarır, “Resmi aracı kullanmadım, şahsi aracımla dolaştım” ifadesini kullandı. Emniyet ve Bakanlığa açık çağrı yaptı Canlı yayında doğrudan İçişleri Bakanlığı ve Emniyet’e seslenen Başarır, çakar kullanımına dair kamuoyuna şeffaf bir açıklama yapılmasını istedi. “Kimin hangi yetkiye dayanarak çakar kullandığı açıklansın” çağrısı, tartışmanın devlet kapasitesi ve denetim mekanizmaları boyutuna taşınmasına yol açtı. Gazetecilerden karşı hamle geldi İddiaların ardından bazı gazeteciler sosyal medya üzerinden yanıt niteliğinde açıklamalar yaparak çakar kullanmadıklarını dile getirdi. Bu açıklamalar, kamuoyundaki “kim doğru söylüyor” sorusunu daha da görünür kıldı ve tartışmayı derinleştirdi. “Resmi araç suistimali” iddiası masada Olayın çıkış noktası olan trafik denetimi ve araçtan kimin çıktığına dair iddialar henüz resmî bir makam tarafından doğrulanmadı. Bu belirsizlik, tartışmanın yalnızca kişiler üzerinden değil, sistemsel denetim zafiyeti üzerinden yürütülmesine neden oldu. Türkiye toplumunda eşitlik talebi yükseliyor Tartışma, “ayrıcalıklar devleti mi, eşit hukukun devleti mi?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Türkiye toplumunda, çakar ve benzeri sembollerin “imtiyaz” anlamına gelmemesi, denetimin herkes için eşit işletilmesi yönündeki talep sosyal medyada güçlü biçimde dile getiriliyor. Gözler resmî açıklamada simlerin açıkça telaffuz edilmesiyle ivme kazanan tartışmada, İçişleri Bakanlığı ve ilgili kurumların yapacağı açıklamalar merakla bekleniyor. Kamuoyu, iddiaların somut verilerle aydınlatılmasını ve çakar kullanımına ilişkin kuralların şeffaf biçimde ortaya konmasını istiyor.

Ankara’da sular ısındı: Yavaş’tan Gökçekler hakkında suç duyurusu Haber

Ankara’da sular ısındı: Yavaş’tan Gökçekler hakkında suç duyurusu

İddia kulislerle geldi Ankara kamuoyunu sarsan gelişme, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, eski başkan Melih Gökçek ve AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla yeni bir aşamaya girdi. Yavaş’ın hamlesi, “soruşturma izni” kararının ardından gündeme gelen kulis iddialarına yanıt olarak geldi. Soruşturma izninin gölgesinde “etki iddiası” patladı Kulis bilgilerine göre, Melih Gökçek ve Osman Gökçek’in, Yavaş hakkında soruşturma izni veren müfettişler ve Teftiş Kurulu ile temas kurduğu; bu görüşmelerde Yavaş aleyhine girişimlerde bulunulduğu öne sürüldü. Söz konusu iddialar, başkentte siyasi tansiyonu yükseltti. Yavaş, iddiaları yargıya taşıdı Gelişmeler üzerine Yavaş, iddialara konu isimler hakkında suç duyurusunda bulunarak meselenin adli mercilerce soruşturulmasını istedi. Belediye cephesinde, “yargının etkilenmesi” iddiasının ciddiyetle ele alınması gerektiği vurgulandı. Dosyanın kökü konser harcamalarına uzanıyor Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, belediyenin konser organizasyonlarına ilişkin yürüttüğü dosyada, iddianame aşamasının ardından Yavaş ile Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlamaları kapsamında İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni talep etmişti. Bakanlık bu talebe onay vermişti. İtiraz mekanizması işletildi Yavaş, verilen soruşturma izni kararına itiraz ederek dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na sundu. İtiraz süreci devam ederken, Gökçekler hakkındaki iddia ve suç duyurusu, dosyayı yalnızca bir mali soruşturma olmaktan çıkarıp geniş bir siyasi tartışmaya dönüştürdü. Başkent, yargı–siyaset geriliminin seyrine kilitlendi Gözler şimdi hem soruşturma izni kararına yapılacak itirazın sonucuna hem de Yavaş’ın suç duyurusuyla açılan yeni hattın nasıl ilerleyeceğine çevrildi. Sürecin, Ankara siyasetinde dengeleri nasıl etkileyeceği merak konusu.

AFAD'ın ulusal tatbikatıyla ilgili flaş açıklama Haber

AFAD'ın ulusal tatbikatıyla ilgili flaş açıklama

Büyük Marmara Depremi Tatbikatı’nın iptal edildiği ve hazırlıklar için harcanan paranın boşa gittiği yönündeki iddialar, İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından kesin bir dille yalanlandı. AFAD’ın 2025 yılı içinde toplam 40 tatbikatı başarıyla gerçekleştirdiği, 26 Kasım'da yapılacak olan ulusal tatbikatın ileri bir tarihte yapılacağını duyurdu. İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bazı basın yayın organları ve sosyal medya hesaplarında yer alan “Büyük Marmara Depremi Tatbikatı, İçişleri Bakanlığı tarafından iptal edildi; hazırlıklar için harcanan milyonlarca lira boşa gitti” şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Merkez tarafından yapılan açıklamada, paylaşılan bilgilerin asılsız olduğu ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulandı. AFAD: Planlı tatbikatlar takvime uygun şekilde yapıldı Açıklamada, AFAD Başkanlığı’nın Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) doğrultusunda, görevli birimlerin ortak çalışma kapasitesini artırmak için yıl boyunca planlı faaliyetler yürüttüğü belirtildi. Bu kapsamda, 2025 yılı içerisinde 12 bölgesel, 28 yerel olmak üzere toplam 40 tatbikatın başarıyla icra edildiği ifade edildi. Yetkililer, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için resmi kurumların açıklamalarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, afet hazırlıkları konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin manipülatif iddialara itibar edilmemesi çağrısında bulundu. DMM, 26 Kasım'da yapılacak olan ulusal afet tatbikatının ileri bir tarihte yapılacağı ve bu süreçte herhangi bir harcama ve satın alınma yapılmadığını duyurdu.

Yeni yönetmelik şaşırttı: O binalara 2028’e kadar süre tanındı Haber

Yeni yönetmelik şaşırttı: O binalara 2028’e kadar süre tanındı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın ortak hazırladığı Sığınak Yönetmeliği değişikliği bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme, olası afet ve savaş durumlarında yurttaşların korunmasını amaçlayan yeni zorunluluklar içeriyor. Özellikle yüksek yoğunluklu kullanıma sahip kapalı alanlarda sığınak inşası artık yasal şart olacak. 5 bin kişiden fazla kapasiteye sahip tüm kapalı alanlarda sığınak zorunlu hale getirildi Yeni düzenlemeye göre, spor tesisleri, AVM’ler, otoparklar, millet bahçeleri gibi kitlesel kullanım alanlarında sığınak yapılması mecburi olacak. Projelendirme aşamasında metro, yeraltı geçitleri ve kapalı çarşıların da “genel sığınak” olarak kullanılabilir şekilde tasarlanması şart koşuldu. Sığınaklarda kişi başına en az 1 metrekare alan, 2,40 m tavan yüksekliği, acil aydınlatma, havalandırma ve nükleer filtreleme sistemleri bulunması teknik zorunluluk olarak belirlendi. Mevcut yapılara son tarih: 31 Aralık 2028 — Tüm sığınaklar AFAD sistemine kaydedilecek Yönetmelik yalnızca yeni yapılacak binaları değil, mevcut yapıları da kapsıyor. Halihazırda sığınağı olmayan binalar, 31 Aralık 2028’e kadar gerekli eklemeleri yapmak zorunda olacak. Tüm sığınaklar, yapı kullanım izni sonrası AFAD kayıt sistemine işlenecek ve denetlenecek. Bazı yapılar zorunluluktan muaf tutuldu: Küçük konutlar, düşük yoğunluklu tesisler, yatakhaneler Yönetmelik, kapasitesi düşük ve belirli özelliklere sahip bazı yapıları kapsam dışı bıraktı. Sığınak zorunluluğu bulunmayan yapılar arasında: • 10’dan az bağımsız bölümlü konutlar • 1500 m²’den küçük işyerleri • 50 yatak altı otel, yurt, konaklama tesisleri • 25 yatak altı bakım evleri ve sağlık tesisleri • Tarım ve hayvancılık yapıları • 2000 m²’den küçük imalat ve sanayi tesisleri Yeraltı yapıları için teşvik: Sinema, tiyatro, otopark gibi alanlar sığınak olarak kullanılabilecek Belediyelere verilen yetkiyle, yeraltı tesislerinin inşasında kolaylık sağlanacak ve bu yapılar gerektiğinde genel sığınak olarak kullanılabilecek. Yönetmelikte, bu alanların afet anında toplu koruma merkezleri olarak devreye girmesi planlanıyor.

Motosiklet, traktör ve bisiklet kullanıcılarına yeni zorunluluk  Haber

Motosiklet, traktör ve bisiklet kullanıcılarına yeni zorunluluk 

Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle birlikte motosiklet, traktör, bisiklet ve elektrikli bisiklet kullananlar için koruyucu ekipman zorunluluğu getirildi. Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeye göre artık yalnızca motosiklet sürücüleri değil, arkadaki yolcu da gözlük ve eldiven takmak zorunda olacak. Traktör kullananlar için de koruyucu gözlük zorunluluğu getirildi. Kurala uymayanlara 993 TL idari para cezası uygulanacak. Kask ve gözlük artık sadece motosiklette değil: Traktör, bisiklet ve elektrikli bisiklet sürücüleri de ekipman takmak zorunda. Yeni düzenlemeye göre; Bisiklet, elektrikli bisiklet, motorlu bisiklet, motosiklet ve 2001 sonrası T3 sınıfı traktörlerde kask ve gözlük kullanmak zorunlu olacak. Motosikletlerde sürücünün yanı sıra arka yolcu da gözlük ve eldiven takmak zorunda olacak. Üç tekerlekli kapalı modeller ve kasa tipi traktörler bu zorunluluktan muaf tutuldu. Yolcunun kask takma zorunluluğu ise aynen devam ediyor. Yeni yönetmelik hem şehir trafiğini hem kırsal yolları kapsıyor: Metropolde motosikletle işe gidenler de, tarlada traktör süren çiftçiler de uyacak. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde yoğun trafikten kaçmak için motosiklete yönelen çalışanlar başta olmak üzere, köylerde buğday, arpa, mısır hasadı yapan traktör sürücüleri de yeni kurallara dahil edildi. İçişleri Bakanlığı, ekipman zorunluluğunu “can güvenliği” gerekçesiyle genişletti. Ceza 993 TL: Ekipman yoksa işlem yapılacak, “yakın mesafe, tarlanın içi” bahanesi geçerli sayılmayacak. Denetimlerin şehir içi, çevre yolu ve kırsal bölgelerde yapılacağı duyuruldu. Kask veya koruyucu gözlük takmayan kullanıcılar için uygulanacak ceza 993 TL olarak belirlendi. Trafik uzmanları, bunun “bilgilendirme dönemi değil, doğrudan uygulama dönemi” olduğunu vurguluyor. Yeni düzenlemenin teknik kısmı da değişti: Sürücü belgesi ve tescil verileri artık elektronik ortamda paylaşılacak. Yönetmelikle birlikte, ehliyet ve araç tescil işlemlerinde kullanılan bilgiler Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından elektronik olarak temin edilebilecek. Bu sayede belgelerin fotokopi veya fiziksel sunumu zorunluluğu kalkacak.

“Mansur Yavaş’a soruşturma izni verildi” iddiası yalanlandı Haber

“Mansur Yavaş’a soruşturma izni verildi” iddiası yalanlandı

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), bazı basın organlarında yer alan “İçişleri Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Mansur Yavaş’a soruşturma izni verdi” haberlerini yalanladı. “İddianamede Mansur Yavaş’ın ismi dahi geçmiyor” ABB’nin yazılı açıklamasında, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla duyuru yapılması gerektiği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın isminin geçmediği bir iddianameye ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni talebinde bulunmuştur. Kamuoyunda ‘konser soruşturması’ olarak bilinen süreç kapsamında daha önce Mülkiye Müfettişleri kapsamlı bir inceleme yapmış, Yavaş’ın ifadesine dahi başvurma gereği görmemiştir.” “Yazılı ifade verildi, süreç olağan şekilde işliyor” Açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı belediyeye müfettiş gönderdi ve müfettişler şu anda ilgili iddiaları inceliyor. ABB, bu süreçte Mansur Yavaş’ın yazılı ifade verdiğini ve “olağan prosedürün işlediğini” bildirdi. “Bu konuda Mansur Yavaş yazılı ifade vermiştir. Süreç tamamen olağan şekilde işlemektedir.” “7 günlük süre, standart bir uygulama” Bazı haberlerde öne çıkan “7 günlük savunma süresi” ifadesine de açıklık getirildi. Belediye, bu sürenin Mülkiye soruşturmalarında rutin bir prosedür olduğunu belirtti: “7 günlük süre, Mülkiye soruşturmalarında savunma için rutin olarak tanınan 7 ila 10 günlük standart süreden ibarettir. Müfettiş raporu doğrultusunda, İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verecektir.” “İtiraz hakkımız açık” Ankara Büyükşehir Belediyesi, açıklamasının sonunda olası bir soruşturma izni durumunda yasal itiraz haklarını kullanacaklarını bildirdi: “Soruşturma izni verilmesi halinde, bu karara karşı elbette yasal itiraz yolumuz açıktır. Şu an için söz konusu olan, sadece rutin bir inceleme sürecidir.” Ankara Büyükşehir Belediyesi, Mansur Yavaş hakkında “soruşturma izni verildi” haberlerinin gerçeği yansıtmadığını, sürecin yalnızca rutin bir müfettiş incelemesi olduğunu açıkladı. Belediye, “Yavaş’ın ifade verdiği, ancak herhangi bir soruşturma kararının alınmadığı” bilgisini kamuoyuyla paylaştı.

Bakan Tekin duyurdu: Okul kayıt sisteminde yeni dönem başlıyor Haber

Bakan Tekin duyurdu: Okul kayıt sisteminde yeni dönem başlıyor

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okul kayıtlarında uzun süredir tartışma yaratan adrese dayalı sistemin istismar edilmesini önlemek için 2026 eğitim-öğretim yılından itibaren yeni bir döneme geçileceğini açıkladı. Tekin, “Sınırlamayla okul kayıtlarının kapatıldığı bir uygulamayı hayata geçireceğiz. Böylece sahadaki baskılar sona erecek,” dedi. “Bazı okullarda 40 kişilik sınıflar, yanındaki okulda 15 öğrenci var” Bakan Tekin, Erzurum Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü’nde düzenlenen ilçe milli eğitim müdürleri toplantısında konuştu. Ankara’daki okul ziyaretinde öğretmenlerin “okul kayıt baskısı” konusunu gündeme getirdiklerini hatırlatarak, kayıt sisteminde ciddi dengesizlikler yaşandığını söyledi: “İlkokul ve ortaokullarda sınavla öğrenci alan okullar dışında, yerleştirmeleri adrese dayalı yapıyoruz. Ancak bazı veliler çocuklarını adresleri uymadığı halde ‘popüler’ denilen okullara kaydettirmek istiyor. Bu da hem baskı oluşturuyor hem de planlamamızı bozuyor.” Tekin, bazı bölgelerde sınıf mevcudunun 37-38’e kadar çıktığını, buna karşın birkaç sokak ötedeki okullarda sınıfların 15-20 öğrenciye kadar düştüğünü belirtti. “Planlamamızı adres bazlı yapıyoruz, ama bu tür kayıt talepleri dengesizlik yaratıyor,” diye konuştu. “Kayıt parası söylentisi aslında adres uyuşmazlığından kaynaklanıyor” Bakan Tekin, veliler arasında sıkça dile getirilen “kayıt parası isteniyor” iddialarına da açıklık getirdi. “Okul müdürlerinin velilere ‘adresiniz bu okula uygun değil’ demesini, bazı veliler ‘kayıt parası istiyor’ diye yorumluyor. Müdürün söylediği şey, yasal adres dışında kayıt yapılamayacağıdır. Kimse kayıt parası vererek çocuğunu adres dışı okula kaydettiremeyecek.” “Yeni sistemle baskılar bitecek” Milli Eğitim Bakanı, yeni dönemde okul kayıt sisteminin tamamen dijital olarak sınırlanacağını ve bu konuda İçişleri Bakanlığı ile ortak bir çalışma yürütüldüğünü duyurdu. “Önümüzdeki yıldan itibaren, belirlenen kontenjan dolduğunda okul kayıtları otomatik olarak kapanacak. Bu sayede il ve ilçe müdürlerimiz, okul yöneticilerimiz kayıt baskısından kurtulacak. Adrese dayalı sistemin sabote edilmesini önleyeceğiz.” “Atölyeler sınıfa dönüştürülmek zorunda kalıyor” Tekin, bazı bölgelerde aşırı kayıt baskısı nedeniyle okullarda fiziksel alanların bile kaybolduğunu söyledi: “Birçok okulda müzik atölyesi, kütüphane gibi alanlar kapatılıp sınıfa dönüştürülüyor. Çünkü o kadar çok öğrenci geliyor ki idareciler mecbur kalıyor. Biz bunu ortadan kaldırmak istiyoruz.” Yeni kayıt döneminin hedefi: Adil ve dengeli dağılım Yeni sistemle birlikte her öğrencinin kendi mahallesindeki okula yönlendirilmesi, böylece derslik başına düşen öğrenci sayısının ülke genelinde dengelenmesi hedefleniyor. Tekin, bu uygulamanın eğitimde fırsat eşitliğini güçlendireceğini belirterek, “Eğitimin kalitesi yalnızca müfredatla değil, sınıf ortamındaki dengeli dağılımla da ilgilidir. Biz bunu sağlamak istiyoruz,” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.