SON DAKİKA

#Ifade

HABER DEĞER - Ifade haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ifade haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Büyükçekmece Adliyesi’nde kasa vurgunu: 75 kilo altın ve gümüş kayıp! Haber

Büyükçekmece Adliyesi’nde kasa vurgunu: 75 kilo altın ve gümüş kayıp!

Devamsızlık şüphesi, büyük vurgunu ortaya çıkardı Olay, adliyede görevli zimmet memurunun uzun süre işe gelmemesi üzerine başlatılan iç denetimde fark edildi. Cumhuriyet savcılığına yapılan bildirimin ardından emanet bürosunun kapıları açıldı ve kasaların tamamen boşaltıldığı tespit edildi. Kasalar boş, altın ve gümüş yok Yapılan ilk incelemelere göre, soruşturma dosyalarında delil olarak muhafaza edilen yaklaşık 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş kayboldu. Değerli madenlerin tek seferde değil, belirli bir süreye yayılarak sistematik biçimde kasalardan çıkarıldığı değerlendiriliyor. Zimmet memuru ailesiyle birlikte kaçtı Soruşturmayı derinleştiren ekipler, olayın baş şüphelisi zimmet memuru Erdal T.’nin eşi ve çocuklarıyla birlikte 19 Kasım 2025’te İngiltere’ye gittiğini belirledi. Savcılık, şüpheli hakkında yakalama kararı çıkardı. İkinci şüpheli gözaltında, tüm personel ifade verdi Bağlantılı olduğu değerlendirilen ikinci isim Kemal D. yakalanarak gözaltına alındı. Emanet bürosunda görev yapan tüm personelin ve yazı işleri müdürünün ifadeleri alındı. Yapılan ev aramalarında başka bir suç unsuruna rastlanmadı. “Ben malları sattım” mesajı soruşturmanın seyrini değiştirdi Olayın en çarpıcı ayrıntılarından biri de kaçan şüphelinin çevresine gönderdiği mesaj oldu. Erdal T.’nin WhatsApp üzerinden “Ben malları sattım, Allah çarşınıza pazar versin” ifadelerini kullandığı öğrenildi. Soruşturma genişletildi Savcılık; emanet bürosuna ait tüm kayıtları, kamera görüntülerini ve giriş-çıkış loglarını mercek altına aldı. Değerli madenlerin nasıl sistem dışına çıkarıldığı, başka kişilerin olaya karışıp karışmadığı ve malvarlığının akıbeti araştırılıyor. Kaçan şüphelinin iadesi için İngiltere makamlarıyla temas kurulması bekleniyor.

Kadınlar tuvaletindeki gizli kamera skandalında öğretmeni okul yönetimi yakalattı Haber

Kadınlar tuvaletindeki gizli kamera skandalında öğretmeni okul yönetimi yakalattı

Adana’da bir özel lisede, idari binada kadın öğretmenlerin kullandığı tuvalete gizli kamera yerleştirildiğinin ortaya çıkması, okulda ve kamuoyunda büyük tepki yarattı. Olayın 24 Ekim’de yaşandığı, kamerayı tespit eden öğretmenin durumu okul yönetimine bildirdiği, yönetimin de görsel sanatlar öğretmeni E.İ.’yi saptayarak görevden aldığı ve savcılığa suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi. Şikâyet sonrası gözaltına alınan öğretmen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Gizli kamera kadınlar tuvaletinde fark edildi Kentteki bir özel lisenin idari binasında görev yapan bir öğretmen, öğretmenlerin kullandığı kadınlar tuvaletine girdiğinde gider mazgalında gizli kamera olduğunu fark etti. Öğretmenin durumu derhal okul yönetimine bildirmesi üzerine kurum içinde inceleme başlatıldı. Yönetim, kamera düzeneğinin tuvalete dışarıdan gizlice yerleştirildiğini belirledi. Okul yönetimi öğretmeni tespit edip savcılığa bildirdi Yapılan incelemelerde gizli kamerayı yerleştiren kişinin okulun görsel sanatlar öğretmeni E.İ. olduğu tespit edildi. Okul yönetimi, E.İ.’nin görevine derhal son verdi ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Şikâyet üzerine polis ekipleri öğretmeni gözaltına aldı ve dosya adli makamlara intikal etti. Öğretmen emniyette suçu itiraf etti Emniyette ifade veren E.İ., okulun idari binasında kadın öğretmenlerin kullandığı kilitli tuvalete kamera yerleştirdiğini itiraf etti. Öğretmenin, bazı öğretmenlerin kendisi hakkında dedikodu yapıp yapmadığını merak ettiği için bu düzenekle kayıt almak istediğini söylediği öğrenildi. Ancak adliyeye sevk edildiğinde, mahkeme karşısında hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen E.İ., çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hâkimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi. Okul yönetimi:"Sürecin sonuna kadar takipçisiyiz’" Olayın ardından okul yönetimi yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, olayın yönetim binasındaki kadınlar tuvaletinde ve okul çıkışı sonrasında meydana geldiği, kameranın E.İ. tarafından gizlice yerleştirildiğinin tespit edildiği ve fark edilir edilmez öğretmenin iş akdinin feshedilip savcılığa başvurulduğu belirtildi. Kamera kayıtlarının yalnızca yaklaşık 15 dakikalık görüntü içerdiği, bu kayıtlarda herhangi bir “uygunsuz görüntü” bulunmadığının anlaşıldığı ifade edildi. Sosyal medyadaki iddiaların asılsız olduğu vurgulandı Okul yönetimi, sosyal medyada yer alan “olayın 2019’dan beri sürdüğü” ve “görüntülerin yurt dışına satıldığı” yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bu söylemlerin tamamen asılsız olduğunu açıkladı. Olayı çarpıtarak yayanlar hakkında hukuki süreç başlatıldığı, E.İ.’nin bizzat okul yönetimi tarafından ihbar edildiği ve şikâyetçi olmak isteyen öğretmenlere avukatlık desteği sağlandığı da kamuoyuyla paylaşıldı. Yönetim, yargı sürecinin sonuna kadar takipçisi olacaklarını duyurdu.

Dünya Diyabet Günü’nde tarama seferberliği Haber

Dünya Diyabet Günü’nde tarama seferberliği

Ankara Üniversitesi Kızılcahamam Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Podoloji Programı öğretim elemanları ve öğrencileri, “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” kapsamında Kızılcahamam’da dikkat çeken bir diyabet farkındalık etkinliğine imza attı. Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı ve İlçe Sağlık Müdürlüğü iş birliğiyle bu yıl 2.’si düzenlenen etkinlikte, Kızılcahamam Belediyesine ait Emekliler Lokali ve Büyük Kaplıca’da kurulan sağlık noktalarında yüzlerce vatandaşa tansiyon ve glukoz ölçümünden ayak muayenesine, oksijen seviyesi ölçümü, monofilament ve diapazon testlerinden diyabetik ayak sağlığı eğitimine kadar kapsamlı taramalar yapıldı. 2 gün boyunca yoğun ilgi gören etkinlikte, her yaştan Kızılcahamamlı hem tarama hizmetlerinden yararlandı hem de diyabetle ilgili bilinçlendirildi. Şikâyeti tespit edilen vatandaşlar ilgili sağlık birimlerine yönlendirilirken, özellikle ilk kez diyabetik ayak eğitimi alan katılımcılar programdan büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti. Etkinlik kapsamında, “Diyabet Farkındalık Slogan Yarışması”nı kazanan Podoloji Programı 2. sınıf öğrencisi Kardelen Baysal’a ödülü takdim edildi. “Şekerin değil, yaşam kaliten yüksek olsun”, “Diyabetin gözü ayakta, işin çözümü podologta”, “Diyabetin gölgesi ayağına düşmesin”, “Şeker yüksekse risk ayakta, tedbir podologta” sloganları yarışmada dikkat çeken sloganlar arasında yer aldı. Etkinliğe video mesaj gönderen Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, diyabetin hem Türkiye’de hem dünyada giderek büyüyen bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Konfora dayalı yaşantı sebebiyle kiloların arttığını, kalp ve diğer kronik hastalıkların da artış gösterdiğini ifade eden Ünüvar, bunların başında diyabet hastalığının geldiğini söyledi. Bu konuda 14 Kasım Dünya Diyabet Günü vesilesiyle düzenlenen etkinliklerin son derece kıymetli olduğunu belirten Ünüvar, “Kızılcahamam Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuzu bu etkinlik için gönülden tebrik ediyorum. Birlikte hareket edersek, en önemlisi hareket edersek diyabeti yenebileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Kızılcahamam Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Yusuf Yaylı da etkinliğin bu yıl 2.’sinin düzenlendiğine işaret ederek, “Podoloji Programımızın uygulamalarının bu kadar ilgi görmesi bizi çok mutlu etti. Emeği geçen hocalarımıza, öğrencilerimize ve destek sağlayan yetkililere teşekkür ediyorum. Bu etkinlik artık bir gelenek haline geldi, bundan sonraki yıllarda daha da geliştirerek sürdüreceğiz” dedi.

Ekrem İmamoğlu Çağlayan’da: “Casusluk” suçlamasıyla ifade veriyor, adliye önünde binler toplandı Haber

Ekrem İmamoğlu Çağlayan’da: “Casusluk” suçlamasıyla ifade veriyor, adliye önünde binler toplandı

İmamoğlu 7 ay sonra ilk kez cezaevinden çıktı 19 Mart’ta gözaltına alınıp 23 Mart’ta Marmara Cezaevi’ne konulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, bugün Çağlayan Adliyesi’nde ifade veriyor. İmamoğlu, “casusluk” suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında savcılık tarafından çağrıldı. Cezaevinden çıkarılarak saat 10.55’te adliyeye getirilen İmamoğlu, uzun bir bekleyişin ardından 16.10’da ifade vermeye başladı. Adliye önünde yoğun güvenlik önlemi — yurttaşlar yasağa rağmen toplandı Sabahın erken saatlerinden itibaren Çağlayan Adliyesi çevresi polis ablukasına alındı. CHP’li milletvekilleri gece boyunca “demokrasi nöbeti” tutarken, yüzlerce yurttaş toplanma yasağına rağmen adliye önüne geldi. CHP İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla çok sayıda kişi “İmamoğlu’na özgürlük, demokrasiye sahip çık” sloganları attı. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, İmamoğlu’nun adliyedeki ilk sözlerinin “İstanbullu yurttaşlarımız yasağa rağmen Çağlayan’da toplandı, hepsine teşekkür ediyorum” olduğunu aktardı. Dilek İmamoğlu ve Özgür Özel adliyede İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, ifade sürecini takip etmek üzere adliyeye geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise saat 11.08’de Çağlayan Adliyesi’ne ulaştı. Özel, partililer ve İmamoğlu’nun avukatları tarafından karşılandı. Adliyede ayrıca CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Bülent Tezcan, Yunus Emre, Gül Çiftçi, Cem Avşar, Suat Özçağdaş ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan da hazır bulundu. Özgür Özel: “Casusluk suçlaması bir itiraftır” İmamoğlu’nun ifadesi başlamadan önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çağlayan Adliyesi önünde toplanan kalabalığa otobüsün üzerinden seslendi. “Geçen sene Çağlayan’a ‘Ak Toroslar çetesini’ yolladılar, o gün bugündür huzurumuz yok. Hırsız dediler olmadı, yolsuz dediler olmadı, terör dediler olmadı. Şimdi de casus dediler, yazıklar olsun!” Özel konuşmasında, savcılığın çaresiz kaldığını öne sürerek şunları ekledi: “İmamoğlu’na ‘casus’ demek bir itiraftır. Yolsuzluk dediler, geri tepti. Terör dediler, geri tepti. Şimdi casusluk diyorlar; bu, başsavcının çaresizliğidir.” Özel ayrıca, soruşturmanın merkezinde yer alan Hüseyin Gün adlı kişinin “İngiliz istihbaratıyla çalıştığını itiraf ettiğini” söyledi. İtirafçı ifade verdi, İmamoğlu 5 saat bekletildi CHP’li Gökhan Günaydın, ilk olarak itirafçı Hüseyin Gün’ün ifadesinin alındığını, yaklaşık yarım saat sürdüğünü belirtti. İmamoğlu, 5 saat boyunca avukatlarıyla dahi görüştürülmeden bekletildi. Ardından Merdan Yanardağ, Necati Özkan ve İSTTELKOM A.Ş. Genel Müdürü Melih Geçek’in ifadelerinin de alınmaya başlandığı bildirildi. Soruşturmanın geçmişi: TELE1’e kayyum, “casusluk” suçlaması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan hakkında “casusluk” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Soruşturma kapsamında gazeteci Merdan Yanardağ gözaltına alınmış ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu TELE1 televizyonuna kayyum atanmıştı. Savcılık kaynakları, soruşturmanın “yabancı bir ülke lehine bilgi paylaşımı yapıldığı iddiaları” çerçevesinde yürütüldüğünü belirtmişti. “Casusluk davası” politik mi, hukuki mi? İmamoğlu’nun ifade süreci, yalnızca bir yargılamanın değil, Türkiye’deki siyasal iklimin de kritik testi olarak görülüyor. CHP cephesi, davayı “siyasi bir operasyon” olarak nitelendirirken; hükümet çevreleri “devlet güvenliğiyle ilgili ciddi bir soruşturma” yürütüldüğünü savunuyor. Gazeteciler ve hukukçular, Çağlayan’daki sürecin, önümüzdeki seçimlerin seyrini ve muhalefet içi dengeleri doğrudan etkileyeceği görüşünde birleşiyor. Sonuç: Ekrem İmamoğlu’nun “casusluk” iddiasıyla verdiği ifade, Türkiye siyasetinde yeni bir kırılma anı olarak kayda geçti. Adliye önünde toplanan yurttaşların sloganları ise günün özetiydi: “İradeye dokunma, adaleti geri ver!”

Mabel Matiz’in şok ifadesi: Pişmanım ama suçlamaları kabul etmiyorum! Haber

Mabel Matiz’in şok ifadesi: Pişmanım ama suçlamaları kabul etmiyorum!

İçişleri Bakanlığı’nın suç duyurusunda bulunmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrılan Mabel Matiz, “Perperişan” şarkısının sözleri nedeniyle yaklaşık bir saat ifade verdi. Ünlü şarkıcı, adliyeden çıkışta sessiz kalmayı tercih etse de savcılığa verdiği ifadede dikkat çeken cümleler kurdu. “Müziğim insanları birleştirmek için var” Şarkısının hiçbir şekilde müstehcenlik amacı taşımadığını belirten Matiz, “Müziğimin amacı insanları tetiklemek ya da olumsuz yönlendirmek değil, aksine insanları birleştirmek ve iyi duygular uyandırmaktır. Pişmanım, ama üzerime atılan suçu kabul etmiyorum” dedi. Tartışılan sözlere kendi yorumunu getirdi Matiz, şarkıda geçen “Cici Toybebe” ifadesinin yanlış anlaşıldığını söyleyerek, bunun “sevdiğinin daha ham bir birey” anlamında kullanıldığını ifade etti. “Diyo şeytan üstüne atla, sal kuşu hanesine” sözleriyle ise “evine haber yollamak” kastettiğini dile getirdi. “Negatif çağrışım olursa sözleri değiştiririm” Ünlü sanatçı, hassas bir yapısı olduğunu söyleyerek daha önce konserlerinde sözleri değiştirdiğini de örnek verdi: “Dam Üstüne Çul Serer türküsünde ‘Küçükten yar sevene’ sözünü ‘Güzelden yar sevene’ yaptım. Negatif çağrışım olacağını düşünürsem anında müdahale ederim.” Sosyal medyada yankı buldu Matiz’in ifadesinde kullandığı “Pişmanım ama suçlamayı kabul etmiyorum” sözleri kısa sürede sosyal medyada gündem oldu. Kimi kullanıcılar sanatçıya destek verirken, kimi ise şarkının sözlerini eleştirmeye devam etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.