SON DAKİKA

#Inanç Özgürlüğü

HABER DEĞER - Inanç Özgürlüğü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Inanç Özgürlüğü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aydoğan Doğan: O ruhban okulunu açtırmayacağız! Haber

Aydoğan Doğan: O ruhban okulunu açtırmayacağız!

“İznik Konsili’nin ruhu yeniden canlandırılmak isteniyor” İnsan hakları aktivisti ve siyasetçi Aydoğan Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Papa 14. Leo’nun İznik’te düzenlenecek dini etkinliğe katılacağını hatırlatarak, bu ziyaretin 1700 yıl önceki konsilin “ruhani mirasını canlandırma” amacı taşıdığı iddiasını gündeme getirdi. Doğan, paylaşımında törende Fener Rum Patrikhanesi ile birlikte hareket edilmesini “Anadolu’nun ruhani mirasının ortaklaşa gaspı” olarak nitelendirdi. “Ruhban Okulu” başlığı yeniden siyasetin merkezine çekildi Doğan, açıklamasında uzun süredir tartışılan “Ruhban Okulu” talebine özel bir yer ayırarak, bu başlığı yalnızca bir eğitim meselesi değil “siyasal ve ruhani nüfuz alanı” olarak değerlendirdi. Paylaşımda, “Amaç belli; Ruhban Okulu’nu bir kez daha yüksek sesle gündeme getirmek” ifadesi dikkat çekerken, talebin Türkiye’nin egemenlik ve toplumsal hafızası açısından sakıncalar doğuracağı savunuldu. “Hangi ruh bu?” Doğan, mesajında tartışmayı bölgesel bir başlıktan çıkarıp küresel bir eleştiriye taşıdı. “Kongo’da kobalt, Nijerya’da petrol, Latin Amerika’da lityum madenlerinde çocuk işçilerin kanıyla semiren ruh” sözleriyle uluslararası sermaye ve sömürgecilik eleştirisi yapan Doğan, Vatikan’ı da hedef alan sert bir dil kullandı. “Vatikan Bankası’nın mafya parasını akladığı” ve “yoksullar söylemiyle pazarlanan bir imaj” oluşturulduğu yönündeki sözleri, paylaşımın en dikkat çeken bölümleri arasında yer aldı. “Bizim okulumuz adalet ve emektir” Doğan, alternatif bir “okul” tanımı yaparak, “Bu toprakların ihtiyacı olan okul ‘adalet okulu’dur, ‘emek okulu’dur” ifadelerini kullandı. Grev çadırlarından maden ocaklarına, tarım işçilerinin direnişlerinden savaş bölgelerinde eğitim almaya çalışan çocuklara uzanan bir hat çizen Doğan, “Direniş” kavramını toplumsal mücadelelerin ortak paydası olarak tanımladı. “O okul açılmayacak” Paylaşımın en sert bölümü “Ruhban Okulu”na yönelik açık karşı çıkış oldu. Doğan, “O okul burada açılmayacak” ifadesiyle talebe net bir biçimde karşı durduklarını ilan etti. Vatikan ve Patrikhane’nin Anadolu’yu “Hristiyan dünyasının parçası” ilan etme hayali kurduğu yönündeki iddiasını da paylaşımına ekledi. Ziyaretin yankıları büyürken, tartışma çok boyutlu hale geldi Papa 14. Leo’nun programı çerçevesinde İznik’teki dini etkinlik, yalnızca bir ziyaret gündemi olmaktan çıkıp tarih, egemenlik, inanç özgürlüğü ve siyaset kesişiminde yeni bir tartışma alanı açtı. Doğan’ın çıkışı, sosyal medyada geniş yankı bulurken; farklı çevreler, din özgürlüğü ile siyasal alan arasındaki sınırların nasıl çizileceğine dair karşılıklı görüşlerini dile getirdi. Gözler İznik’teki törene ve resmi açıklamalara çevrildi Ziyaretin nasıl bir diplomatik ve toplumsal yankı doğuracağı, törende verilecek mesajların içeriği ve olası resmi açıklamalar merakla bekleniyor. Tartışmanın seyri, Türkiye toplumunda din–siyaset ilişkisine dair hassas başlıkların yeniden ele alınmasına yol açabilecek bir gündem oluşturdu.

Uygur hareketine 2025 Demokrasi Ödülü: Susturulan milyonların sesi olmaya devam edeceğiz! Haber

Uygur hareketine 2025 Demokrasi Ödülü: Susturulan milyonların sesi olmaya devam edeceğiz!

ÇKP baskısı altındaki topluluklara adanan ödül Washington’da düzenlenen törenle sahiplerine verildi ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen törenle verilen 2025 Demokrasi Ödülü, bu yıl Uygur hareketine takdim edildi. Senatör Mel Martinez’in sunduğu ödülü, Uygur hareketi adına İcra Direktörü Ruşen Abbas teslim aldı. Törende, Çin’deki insan hakları ihlallerine karşı yürütülen uluslararası farkındalık kampanyaları vurgulandı. Ruşen Abbas: “Bu ödül, sesleri susturulan milyonlar adına kabul edildi” Törende konuşan Abbas, ödülü sadece kendi organizasyonları için değil, “toplu gözaltılar, zorla çalıştırma ve inancın suç sayılmasıyla karşı karşıya bırakılan milyonlarca Uygur ve Türki halk” adına aldığını belirtti. Abbas, yedi yıldır kayıp olan kız kardeşi Dr. Gulshan Abbas’ın durumunu hatırlatarak, “ÇKP baskısı sadece ülkede değil, sınır ötesinde de hissediliyor” ifadelerini kullandı. Diğer ödüller de Çin’deki baskı düzenine dikkat çekti Uygur hareketine verilen ödülün yanı sıra, Çin’de dijital sansürü belgeleyen Xiao Qiang ve China Digital Times da aynı törende onurlandırıldı. “Demokrasi Hizmet Madalyası” ise Pastör Wang Yi ve 11. Panchen Lama Gedhun Choekyi Nyima’ya verildi. Tören, Çin’in insan hakları ihlallerinin küresel ölçekte belgelenmesi ve sorumluluk çağrısının güçlendirilmesi amacıyla organize edildi. Ulusal Demokrasi Vakfı: “Bu ödül, direnişin susturulamayacağını gösteriyor” Ulusal Demokrasi Vakfı Başkanı Damon Wilson, ödülün “soykırım ve devlet şiddeti altında yaşamaya zorlanan topluluklara verilen bir dayanışma mesajı” olduğunu söyledi. Vakıf, Uygur hareketinin demokrasi, inanç özgürlüğü ve insan onuru mücadelesindeki rolünü “küresel bir direnç hattı” olarak tanımladı.

Uygur Araştırmalar Merkezi (CUS): Çin, zulmü hoşgörü maskesiyle gizliyor Haber

Uygur Araştırmalar Merkezi (CUS): Çin, zulmü hoşgörü maskesiyle gizliyor

Dışa hoşgörü, içte baskı Uygur Araştırmalar Merkezi (CUS) tarafından yayımlanan yeni bir rapor, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) din politikalarındaki çelişkileri gözler önüne serdi. “Çin’in Dine İkiyüzlülüğü: ÇHC’nin Dini Politikalarında Çelişkileri Ortaya Çıkarmak” başlıklı rapor, Pekin yönetiminin dünyaya “din özgürlüğü savunucusu” olarak yansıtılan imajının, ülke içinde yürütülen sert baskı ve asimilasyon politikalarıyla taban tabana zıt olduğunu belgeliyor. CUS’un hazırladığı çalışmada, Çinli yetkililerin camilerin ve İslami kurumların varlığını vitrin olarak kullanarak, özellikle Müslüman ülkelere karşı dini hoşgörü mesajı verdiği; buna karşın Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanlarına yönelik sistematik baskıların sürdüğü vurgulandı. Ramazan yasağı, cami yıkımları, “yeniden eğitim” kampları Rapor, Çin’in Doğu Türkistan’da Ramazan orucu, dini kıyafetler ve cami ibadetleri gibi temel dini uygulamaları dahi kısıtladığını ortaya koyuyor. Binlerce cami ve türbenin yıkıldığı, milyonlarca Uygur’un ise “aşırılıkla mücadele” bahanesiyle sözde yeniden eğitim kamplarında alıkonulduğu belirtildi. Raporda, bu uygulamaların “modern tarihin en kapsamlı dini zulüm kampanyalarından biri” olduğu değerlendirmesi yer aldı. “Çin, dini jeopolitik araç olarak kullanıyor” CUS’un raporuna göre Çin, dini sadece iç kontrol aracı olarak değil, jeopolitik bir güç unsuru olarak da kullanıyor. Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ve diğer diplomatik platformlar aracılığıyla Müslüman çoğunluklu ülkelerle ilişkilerini güçlendiren Pekin, bu ülkelerin sessizliğini sağlamak için dini söylemleri manipüle ediyor. Rapor, Çin’in devlet kontrolündeki medya organları ve resmi dini kurumlarla seçici etkileşim kurarak, uluslararası kamuoyuna “hoşgörü yanılgısı” yansıttığını belirtiyor. Abdulhakim Idris: “Bu aldatma küresel ahlaki standartlara hakaret” Uygur Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim Idris, rapora ilişkin açıklamasında Çin’in “çifte oyununa” dikkat çekti: “Çin hükümeti bir yandan camileri yıkıyor, imamları ev hapsine alıyor; diğer yandan yurtdışındaki camilere bağış yaparak kendisini Müslümanların dostu gibi gösteriyor. Bu aldatma sadece zulüm mağdurlarına hakaret değil, aynı zamanda küresel din özgürlüğü standartlarına da ağır bir darbe.” Idris, Müslüman dünyasına da çağrıda bulunarak, “Bu adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, suç ortaklığına dönüşür” ifadelerini kullandı. Uluslararası çağrı: “Çin hesap vermeli” CUS raporu, sonunda demokratik hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerine net bir çağrı yapıyor: Pekin’in dini çifte standartlarının ifşa edilmesi, ÇKP’nin diplomatik, yasal ve ekonomik yollarla sorumlu tutulması, Uygur Müslümanları, Tibetliler, Çinli Hristiyanlar ve Falun Gong mensuplarıyla küresel dayanışma ağı kurulması. Rapor, Çin’in uluslararası arenada savunduğunu iddia ettiği “inanç özgürlüğü” ilkeleriyle gerçekte yürüttüğü baskı politikaları arasındaki uçurumu gözler önüne sererek son buluyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.