SON DAKİKA

#Intihar

HABER DEĞER - Intihar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Intihar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nehre uçan araçtan sağ çıkmıştı: Türkiye’nin konuştuğu doktor cezaevinde yaşamına son verdi Haber

Nehre uçan araçtan sağ çıkmıştı: Türkiye’nin konuştuğu doktor cezaevinde yaşamına son verdi

Samsun’un Bafra ilçesinde kullandığı otomobilin nehre uçması sonucu eşi Gülşah Karaman Kıyak ve bir yaşındaki oğlu Poyraz’ı kaybeden Dr. Serdar Kıyak, tutuklu bulunduğu Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Olayın ardından cinayet şüphesiyle tutuklanan ve hastanede görevli bir başka personelle ilişkisi olduğu iddialarının odağındaki ismin, koğuşundaki havalandırma penceresine kendini asarak intihar ettiği öğrenildi. Çöp poşetiyle pencereye kendini astı Elazığ’da tutuklu bulunan Serdar Kıyak, dün akşam saatlerinde koğuşunda bulduğu çöp poşetini kullanarak kendini havalandırma penceresinin korkuluklarına astı. İnfaz koruma memurlarının durumu fark ederek anında müdahale etmesine ve cezaevi semt polikliniğine kaldırılmasına rağmen Kıyak kurtarılamadı. Daha önce Samsun’da tutuklu bulunduğu sırada da benzer bir girişimde bulunan, hastanede tedavi edildikten sonra güvenlik gerekçesiyle Elazığ’a sevk edilen doktorun ölümüyle ilgili yetkililer tarafından geniş çaplı inceleme başlatıldı. Fren izine rastlanmayan şüpheli ölüm Türkiye toplumunun yakından takip ettiği üzücü olay, 12 Eylül günü Kızılırmak Nehri’ne uçan araçla başlamıştı. Kazadan yara almadan kurtulan Serdar Kıyak’ın eşi ve oğlu ise suyun içinde yaşamını yitirmişti. Ancak olay yerinde yapılan detaylı incelemelerde herhangi bir fren izine rastlanmaması ve Kıyak’ın olay anında 112 Acil Servis ekiplerini aramaması şüpheleri artırmıştı. Civardaki yurttaşların ifadelerine göre, doktorun kaza sonrası nehir kenarında beklediği belirtilirken, savcılık soruşturmayı derinleştirerek olayın bir trafik kazası değil, kasıtlı bir eylem olduğu ihtimali üzerinde durmuştu. Yasak ilişki ve tehdit mesajları dosyadaydı Soruşturma dosyasında yer alan çarpıcı detaylara göre, Serdar Kıyak’ın aynı hastanede görev yapan bir psikolog ile ilişkisi olduğu ve bu durumun evliliğinde ciddi sorunlara yol açtığı belirlenmişti. Yaşamını yitiren Gülşah Karaman Kıyak’ın yakın arkadaşlarına gönderdiği mesajlarda eşinin kendisine zarar vereceğinden korktuğunu ve tehdit edildiğini açıkça dile getirdiği saptanmıştı. 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçlamasıyla tutuklanan Kıyak, jandarmadaki sorgusunda susma hakkını kullanmış, mahkemede ise çelişkili ifadeler vererek dikkatleri üzerine çekmişti.

Mardin'deki aile katliamında sır perdesi aralanıyor Haber

Mardin'deki aile katliamında sır perdesi aralanıyor

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 24 Kasım gecesi Mehmet Kaya, Berna Kaya ve 5 yaşındaki kızları Samyeli’nin evlerinde başlarından vurulmuş halde bulunmasıyla başlayan süreç, ilk saatlerde “aile içi intihar” olarak kamuoyuna yansıdı. Ancak olay yerindeki boşluklar, çelişkili tanık ifadeleri ve kayıp deliller, anlatının değişmesine yol açtı. Dosya, cinayet şüphesiyle ele alındı. İlk anlatı çöktü, soruşturma yön değiştirdi Olayın ardından “baba eşini ve çocuğunu öldürdükten sonra intihar etti” iddiası dolaşıma sokuldu. Fakat evde kullanılan silahın bulunamaması, muhtar ve bazı aile bireylerinin güvenlik ekipleri gelmeden içeri girmesi ve sahadaki düzensizlikler, iddianın zayıflamasına neden oldu. Savcılık, delil zincirindeki kopukluklar nedeniyle dosyayı cinayet kapsamında ele alarak geniş çaplı inceleme başlattı. Komşu ifadesi dosyayı kilitledi İlk ifadesinde “ses duymadım” diyen komşu M.C.’nin anlatımlarındaki çelişkiler dikkat çekti. Yeniden gözaltına alınan M.C., savcılık aşamasında olayla ilgili farklı beyanlarda bulundu ve cinayet anında evde olduğunu ileri sürdü. İfadesinde, kullanılan silahı temin ettiğini ve daha sonra kanalizasyona attığını söyledi; gösterdiği noktada yapılan aramada silah ele geçirildi. Tutuklamalar geldi, suçlamalar ağırlaştı Soruşturmanın ikinci dalgasında M.C. “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklandı. Delil karartmaya yardım ettikleri iddiasıyla V.E. ve B.K. de cezaevi yolunu tuttu. M.C.’nin kadın arkadaşı B.S. hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Savcılık, telefon kayıtları ve kamera görüntülerini de kapsayan teknik incelemeyi genişletti. “Bu bir vahşet; magazin dili adaleti gölgeliyor” Dosya avukatları, olayın başından itibaren “intihar” etiketiyle servis edilmesinin hem soruşturmayı hem de toplumun doğru bilgilenme hakkını olumsuz etkilediğini vurguladı. Avukat Nurullah Öner, delillerin cinayete işaret ettiğini belirterek, “Magazinsel dil gerçeği saklıyor; bu bir vahşet, intihar değil” sözleriyle medyaya sorumluluk çağrısı yaptı. Toplumsal etki uyarısı yapıldı Olay yerinden görüntülerin kontrolsüz paylaşılmasının özellikle çocuklar üzerinde travmatik etki yarattığına dikkat çeken savunma tarafı, şiddeti olağanlaştıran içeriklerin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Avukatlar, Türkiye toplumunun barış ve huzuru besleyen bir yayın diline ihtiyacı olduğunu vurguladı. Gözler yargı sürecinde Soruşturma derinleştirilirken, kamuoyu hem delillerin eksiksiz toplanmasını hem de hızlı ve şeffaf bir yargılamayı bekliyor. Üç canın hesabının adalet önünde sorulması, bu trajedinin karanlıkta kalmaması için tek yol olarak görülüyor.

İstanbul’da 3 kişilik vahşi cinayet zincirinde kan donduran ayrıntılar: Yakında çok ünlü olacağım Haber

İstanbul’da 3 kişilik vahşi cinayet zincirinde kan donduran ayrıntılar: Yakında çok ünlü olacağım

İstanbul Büyükçekmece’de 10 Kasım akşamı meydana gelen ve üç kişinin yaşamını yitirdiği kanlı cinayetlerin ayrıntıları netleşmeye başladı. Polis ekipleri, aynı gün hem bir otomobilin içinde hem de yakındaki bir otel odasında bulunan üç cesedin aynı fail tarafından öldürüldüğünü belirledi. Olay sonrası günlerce firarda olan Hakan K., Avcılar Firüzköy’de saklandığı boş bir binada Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından yakalandı. Şüphelinin yakalanmadan önceki davranışları ve ifadeleri ise “bilinç bulanıklığı ve paranoya” tabloyu ortaya koydu. Olay zinciri: İlk kurban sevgilisi Melisa Soruşturmaya göre 27 yaşındaki Melisa Kölekçi ile birlikte üç gün önce bir otele yerleşen Hakan K., olay günü genç kadını başından vurarak öldürdü. Şüpheli, polise verdiği ilk sözlü anlatımda, “Uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle birlikte intihar etmeye karar verdik, önce onu vurdum, sonra vazgeçtim” dedi. Ancak bu sözlerini resmi ifadeye geçirmeyi reddetti. İki kişiyi daha yanına çağırıp öldürdü Melisa’yı öldürdükten sonra otelden ayrılan Hakan K., kendisine uyuşturucu temin ettiğini iddia ettiği Emrah Yılmaz (33) ve Emre Güçlü (31) isimli iki kişiyi telefonla çağırdı. Bir araca binmelerinin ardından iki kişiyi de yakın mesafeden öldürdü. Emrah Yılmaz olay yerinde hayatını kaybetti, ağır yaralanan Emre Güçlü ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Cinayetten sonra adım adım kaçış Polis kayıtlarına göre Hakan K., cinayetlerden sonra olay yerinden yaya olarak uzaklaştı. Evine giderek üzerindeki kanlı kıyafetleri çıkarıp değiştirdi. Ardından babasına ait otomobille Avcılar’a geçti. Bir akaryakıt istasyonundan çakmak gazı satın alıp aracını boş bir alanda terk etti. Peşindeki ekipleri yanıltmak için telefonunu araçta açık bıraktı. Cinayet Büro Amirliği, şüphelinin izini bulmak için 432 kameradan toplam 1.240 saatlik görüntü incelemesi yaptı. Bu analizler sonucu Hakan K.’nın saklandığı boş bina tespit edildi. Yakalandığında üzerinde sökülmüş tabanca çıktı Saklandığı yerde yakalanan Hakan K.’nın üzerinde cinayetlerde kullandığı değerlendirilen 9 mm ruhsatsız tabanca bulundu. Ancak tabancanın namlusunun söküldüğü ve parçalarının ayrıldığı görüldü. Şüpheli, “Uyuşturucunun etkisiyle başka kimseye zarar vermek istemedim, o yüzden silahı söktüm” dedi. Yeni ayrıntı: “Yakında çok ünlü olacağım, görürsünüz” Soruşturmada ortaya çıkan dikkat çekici bir ayrıntıya göre, firari olduğu günlerde Hakan K., alışveriş yaptığı bir market çalışanına: “Şimdi beni tanımıyorsun ama yakında çok ünlü olacağım. Görürsünüz” dedi. Market kamerası görüntülerinde bu anların ardından çalışanla tokalaştığı da ortaya çıktı. Aynı günlerde bindiği bir taksi şoförüne de benzer ifadeler kullandığı bildirildi. Bu sözler, polise göre şüphelinin “paranoyak, halüsinatif ve kontrolsüz davranışlar” gösterdiğinin işareti. Oteldeki ve cinayet öncesi son görüntüler ortaya çıktı Güvenlik kamerası görüntülerinde: Melisa Kölekçi’nin otele giriş anı, Cinayet sonrası Hakan K.'nın otelden çıkıp iki kurbanın bulunduğu araca yaklaşması, Firari haldeyken markette alışveriş yapıp rahatça dolaşması net bir şekilde görüldü. 7 ayrı suç kaydı var Hakan K.’nın daha önce de çeşitli suçlardan 7 kaydının bulunduğu belirlendi. Cinayet Büro’daki işlemlerinde resmi ifade vermeyi reddederek susma hakkını kullanan şüpheli, adliyeye sevk edilirken basın mensuplarının “Neden öldürdünüz?” sorularını yanıtsız bıraktı. Olayla ilgili soruşturma çok yönlü sürüyor.

Şaban Vatan’dan Müge Anlı’ya: O röportaj kaydını neden gizliyorsun? Haber

Şaban Vatan’dan Müge Anlı’ya: O röportaj kaydını neden gizliyorsun?

Anayasa Mahkemesi kararı sonrası dikkat çeken çıkış Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, kızının ölümüyle ilgili yıllardır süren adalet arayışını yeniden gündeme taşıdı. Vatan, Müge Anlı’nın bir paylaşımını alıntılayarak sert eleştiriler yöneltti. Vatan, Anayasa Mahkemesi’nin Resmî Gazete’de yayımlanan kararına atıf yaparak “Rabia Naz’ın yaşam hakkının elinden alındığı, soruşturmanın kasıtlı eksik yürütüldüğü ve aile olarak haklı bulunduğumuz açıklandı” ifadelerini kullandı. “Adalet Bakanı da cana kıyıldığını söyledi” Şaban Vatan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un 2 Eylül 2025’te Rabia Naz sorusuna verdiği yanıtı da hatırlatarak, Bakan Tunç’un “7 yıldır takip ettiğimiz olaydır; katledilen, canına kıyılan çocuklar” ifadesini kullandığını belirtti. Vatan, bu açıklamanın kızının ölümünün “intihar değil, cinayet” olduğunun yetkili makamlar tarafından da artık kabul edildiğini gösterdiğini savundu. Müge Anlı’ya: “Neden susuyorsun?” Şaban Vatan, yıllar önce Müge Anlı’nın programı için verilen ve cinayete ilişkin itiraf niteliği taşıdığını iddia ettiği bir röportaj kaydının bulunduğunu belirterek şu soruları yöneltti: “O röportaj kaydı senin elinde. Neden gizliyorsun? Neden suskunsun? Önce bunu açıkla.” Vatan, olayın tüm yönleriyle ortaya çıkması için kamuoyuna da çağrıda bulundu. “Tüm kamuoyunun vicdanına bırakıyorum” Paylaşımında duygusal ifadeler kullanan Vatan, kızının 11 yaşında yaşamını kaybettiğini hatırlatarak, adalet arayışını sürdüreceğini vurguladı. Vatan, “Tüm kamuoyunun vicdanına…” diyerek çağrısını yineledi.

Güllü davasında çarpıcı iddia: Tuğyan Hanım ölüm orucuna girmiş! Haber

Güllü davasında çarpıcı iddia: Tuğyan Hanım ölüm orucuna girmiş!

Güllü’nün ölümüyle ilgili yeni iddia: “Cezaevine girmemek için kilo vermeye çalışıyor” Arabesk müziğin unutulmaz isimlerinden Güllü’nün (Gül Tut) Yalova’daki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan soruşturmada dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Sanatçının eski patronu Ferdi Aydın, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter hakkında “ölüm orucuna girdi” iddiasında bulundu. Aydın, “Tuğyan Hanım cezaevine girmemek için 30 kiloya düşmeye çalışıyor. Şu anda 39 kilo. 30 kilo olursa cezaevine girmeyeceğini biliyormuş” dedi. Bu sözler sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Soruşturma genişliyor: Kamera, ses ve DNA analizleri sürüyor Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın intihar, kaza veya dış müdahale olup olmadığını belirlemek için geniş kapsamlı teknik inceleme yürütüyor. Olay gecesine ait görüntüler, Bursa Adli Tıp Kurumu ve Emniyet Kriminal Daire Başkanlığı tarafından analiz edilirken, ses kayıtları TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği Araştırma Merkezi’ne gönderildi. Başsavcılığın talimatıyla seslerin kimlik eşleştirmesi, konuşma analizi ve zaman senkronizasyonu çalışmaları devam ediyor. Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz de süreci TÜBİTAK Gebze tesislerinde bizzat takip edeceğini açıkladı. Tanık ifadeleri çelişkili: “Annesini öldüreceğini söylemişti” iddiaları Güllü’nün yakın çevresinden Bircan Dülger ve Çağrı Kutlu gibi tanıkların ifadeleri, soruşturmanın seyrini değiştirdi. Tanıklar, Tuğyan Gülter’in annesiyle sevgilisi Kervan yüzünden sık sık tartıştığını, annesini “öldüreceğim” dediğini ve önceden şiddet uyguladığını iddia etti. Bircan Dülger ayrıca, Tuğyan’ın annesini mutfak önlüğüyle bağladığını, daha önce frenleri kesmekle tehdit ettiğini öne sürdü. Ferdi Aydın da benzer şekilde, “Güllü bana, ‘Eğer ölürsem kızım yapmıştır’ demişti” ifadelerini kullandı. Tuğyan Gülter sessizliğini koruyor Ferdi Aydın’ın açıklamasının ardından gözler yeniden Tuğyan Ülkem Gülter’e çevrildi. Güllü’nün kızı, daha önce yaptığı açıklamada hakkındaki suçlamaları reddederek “Annemle aramız kötü değildi, o benim en yakın arkadaşımdı. Hakkımızda çıkan iftiralarla yargı önünde hesaplaşacağız” demişti. Gülter, ayrıca yasaklı madde kullandığı yönündeki iddiaları da yalanlayarak, “Ben hemşireyim, kendi emeğimle çalışan bir kadınım” ifadelerini kullanmıştı. Güllü’nün ölümü hâlâ gizemini koruyor 26 Eylül gecesi Yalova’da altıncı kattaki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitiren Güllü’nün ölüm nedeni hâlâ netlik kazanmadı. Kamera kayıtları, Güllü’nün kızı ve arkadaşının olaydan hemen sonra çığlık atarak binadan çıktığını gösteriyor. Adli Tıp’tan gelecek bilimsel raporlar ve TÜBİTAK analizleri, olayın seyrini belirleyecek. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma “cinayet mi, kaza mı” sorusuna yanıt ararken, Türkiye toplumu ünlü sanatçının ölümünün perde arkasını merakla bekliyor.

Rojin davasında baba Nizamettin Kabaiş: Yabancı numaralardan tehdit alıyorum Haber

Rojin davasında baba Nizamettin Kabaiş: Yabancı numaralardan tehdit alıyorum

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş (21), 27 Eylül akşamı Van Gölü kıyısında kaybolmuş, 15 Ekim’de kaybolduğu yerden 24 km uzaklıktaki Mollakasım Köyü sahilinde cansız bedenine ulaşılmıştı. ANKA’ya konuşan baba Nizamettin Kabaiş, kızının dosyasında iki erkek DNA’sı ve Rojin’in atletinde başka bir kadına ait kan izi bulunduğunu söyleyerek soruşturmanın hızlandırılmasını istedi. Baba: “Yabancı numaralardan dört kez tehdit aldım.” Kabaiş, son adli rapor bulgularının basına yansımasının ardından 3–4 farklı yabancı numaradan mesaj geldiğini, “Rojin’in ölümünde parmağımız var; geri çekilmezsen ölümünüz yakındır” içerikli tehditler aldığını aktardı. “Mücadelemi sürdüreceğim” diyen baba, tehditlerin kendisini yıldırmayacağını söyledi. “Atletindeki kan başka bir kadına ait; kim olduğu tespit edilmeli.” Kabaiş, kızının atletinde bir kadına ait kan izi saptandığını belirterek, bu kişinin rolünün aydınlatılmasının kritik olduğunu, üniversite ve yurt yönetimlerinin ihmali bulunduğunu savundu ve her iki kurum hakkında şikâyetçi olduklarını bildirdi. “İntihar ısrarı bizi yaraladı; somut delil yoktu.” Rojin’in kaybolduğu dönem bazı yetkililerin “intihar” vurgusuna tepki gösteren aile, 19 kez Van’a gidip geldiklerini, telefonundaki son 3 günde 16 görüşme bilgisinin paylaşıldığını ancak oda arkadaşıyla görüştürülmediklerini söyledi. Yetkililere çağrı: “Dosyayı hızla aydınlatın.” Kabaiş, Cumhurbaşkanı, İçişleri ve Adalet Bakanlığına seslenerek, iki erkek DNA’sının sahiplerinin tespiti ve kadın kan izinin kaynağının bulunması için bölge taraması ve karşılaştırmalı DNA çalışması talep etti. Tanık olabilecek yurttaşlara da “Gören, duyan, bilen varsa bildirsin” çağrısı yaptı. Ne olmuştu? Rojin Kabaiş, üniversitede derslere başladıktan üç gün sonra kaybolmuş, 18 gün süren aramaların ardından cansız bedenine ulaşılmıştı. Aile, otopsi ve delil toplama süreçlerinde gecikme iddiasında bulunuyor; yurt ve üniversite için “ölüme sebebiyet veren ihmal” suçlamasıyla hukuki girişimlerini sürdürüyor.

Erzurum’da sokak ortasında kadın cinayeti Haber

Erzurum’da sokak ortasında kadın cinayeti

Erzurum’un Yakutiye ilçesinde sabah saatlerinde yaşanan olayda, Salih Aybas (34), peşinden koştuğu Nermin Tirit’i (30) sitenin bahçesinde tabancayla öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti. İkili olay yerinde hayatını kaybetti. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde Tirit’in kaçmaya çalıştığı, Aybas’ın ise silahla arkasından koştuğu görülüyor. Fail, daha önce kadına yönelik şiddet suçundan tutuklanmış, 22 Ekim’de tahliye edilmişti. Edinilen bilgilere göre Aybas, 2023 yılında Nermin Tirit’e karşı “kadına yönelik şiddet”, “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “tehdit” suçlarından tutuklanmış, yaklaşık iki yıl cezaevinde kaldıktan sonra 22 Ekim 2025’te serbest bırakılmıştı. Cinayetin, tahliyeden sadece 12 gün sonra işlendiği belirtildi. Olay sitenin bahçesinde gerçekleşti: Polis ve sağlık ekipleri geldiğinde her iki kişi de yaşamını yitirmişti. Ömer Nasuhi Bilmen Mahallesi’nde bulunan sitede sabah 07.00 sıralarında gerçekleşen saldırı sonrası bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Tirit ve Aybas’ın cansız bedenleri olay yerinde yapılan incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Erzurum Emniyet Müdürü Onur Karaburun olay yerine gelerek inceleme yaptı. Nermin Tirit üniversitede temizlik personeli olarak çalışıyordu; arkadaşları “defalarca şikâyetçi oldu” dedi. Erzurum Teknik Üniversitesi’nde çalışan Tirit’in çevresindekilere, Aybas’ın tahliyesi sonrası yeniden tehditler aldığını söylediği öne sürüldü. Yakınları, Tirit’in önceki şiddet olayları nedeniyle koruma başvurusunda bulunduğunu hatırlattı. Bir kadın daha, bilinen fail tarafından öldürüldü: Şiddet, tahliye, takip, cinayet… Olay, Türkiye toplumunda kadın cinayetleri ve koruma mekanizmalarının yetersizliği üzerine yeniden tartışma başlattı. Şüphelinin daha önce aynı kadına saldırdığı için tutuklanmış olması, buna rağmen tahliye sonrası hiçbir denetim uygulanmaması tepkilere yol açtı.

‘İncinmişsin’ videosuyla tanınan Hasan Yılmaz kamyonda ölü bulundu Haber

‘İncinmişsin’ videosuyla tanınan Hasan Yılmaz kamyonda ölü bulundu

Sosyal medyada “Okumuş kadın, incinmişsin dedi” videosuyla tanınan Hasan Yılmaz, Konya’nın Selçuklu ilçesinde park halindeki bir kamyonda ölü bulundu. Ünlü fenomenin ölüm nedeni yapılacak otopsi sonrası netlik kazanacak. Kamyonda hareketsiz bulundu Olay, Konya 6. Organize Sanayi Bölgesi’nde meydana geldi. Park halindeki bir kamyonda uzun süre hareketsiz kalan bir kişiyi fark eden vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan kontrolde, kamyon içindeki kişinin 42 yaşındaki Hasan Yılmaz olduğu belirlendi. Sağlık ekipleri Yılmaz’ın hayatını kaybettiğini tespit etti. “Okumuş kadın, incinmişsin dedi” videosuyla tanınmıştı Hasan Yılmaz, yaklaşık 4 yıl önce sosyal medyada paylaştığı “Okumuş kadın, incinmişsin dedi” başlıklı videosuyla tanınmış, kısa sürede milyonlarca kişi tarafından izlenmişti. Yılmaz, halk arasında “Hasan Abi” olarak da biliniyordu. Mizahi üslubuyla çektiği videolar, sosyal medyada geniş bir takipçi kitlesine ulaşmıştı. Soruşturma başlatıldı Yılmaz’ın cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı. Polis, olayın intihar mı yoksa şüpheli ölüm mü olduğunu belirlemek için kapsamlı bir soruşturma başlattı. Yetkililer, ölüm nedeninin otopsi raporuyla kesinlik kazanacağını bildirdi.

Trump’ın vergi hamlesi kripto milyonerinin intiharına sebep oldu! Haber

Trump’ın vergi hamlesi kripto milyonerinin intiharına sebep oldu!

ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yüzde 100’lük gümrük vergisi açıklaması, küresel piyasalarda deprem etkisi yarattı. Kripto paralar sert değer kaybı yaşarken, Ukraynalı yatırımcı Konstantin Galish Kiev’deki lüks aracında ölü bulundu. İlk belirlemelere göre intihar şüphesi üzerinde duruluyor. “Kiev’de park halindeki Lamborghini’de trajik son” Kripto dünyasında “Kostya Kudo” olarak tanınan Galish, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Lamborghini marka aracında ölü bulundu. Polis, araçta Galish’e ait olduğu düşünülen bir silah buldu. Söz konusu silahın, Ukrayna Askerî İstihbarat Başkanı Kyrylo Budanov tarafından hediye edildiği ileri sürüldü. Olayla ilgili soruşturma çok yönlü olarak devam ediyor. “Trump’ın kararıyla kripto piyasalarında panik başladı” Galish’in ölümü, Trump’ın Çin’e yüzde 100 gümrük vergisi açıklamasının hemen ardından geldi. Bu açıklama, küresel kripto para piyasalarında büyük bir çöküşü tetikledi. Bitcoin 101 bin dolara, Ethereum 3 bin 400 dolara kadar gerilerken, bazı altcoin’ler yüzde 90’a varan değer kaybı yaşadı. “65 milyon dolarlık fonun çöküşü baskıyı artırdı” Galish’in yönettiği 65 milyon dolarlık yatırım fonunun iflas ettiği iddia edildi. Fonun kaynaklarının önemli bir kısmının Kievli iş insanları ve devlet bağlantılı çevrelerden geldiği öne sürülüyor. Bu çöküşün, Galish üzerinde ciddi bir mali ve psikolojik baskı oluşturduğu belirtiliyor. “Lüks hayat, yüksek stres” Sosyal medyada “lüks yaşamı” ve “yatırım eğitimleri”yle tanınan Galish, Lamborghini’siyle yaptığı paylaşımlar ve yatırım tavsiyeleriyle geniş bir takipçi kitlesine ulaşmıştı. Ancak son dönemde başarısız yatırımlar ve piyasadaki çöküş, Galish’in üzerindeki baskıyı artırdı. “Kesin ölüm nedeni adli tıp raporuyla belirlenecek” Ukraynalı yetkililer, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlattıklarını ve tüm olasılıkların değerlendirildiğini açıkladı. Adli tıp incelemeleri ve dijital delillerin analizi sonucunda Galish’in ölüm nedenine ilişkin kesin bilgiler kamuoyuyla paylaşılacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.