SON DAKİKA

#Iş Güvenliği

HABER DEĞER - Iş Güvenliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iş Güvenliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dünya Madenciler Günü’nde emek sermayeye soruyor Haber

Dünya Madenciler Günü’nde emek sermayeye soruyor

Dünya genelinde her yıl binlerce madenci, iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken; 4 Aralık Dünya Madenciler Günü, nerede, nasıl ve neden bu ölümlerin yaşandığını sorgulayan küresel bir vicdan gününe dönüşüyor. Türkiye’de ve dünyada maden kazaları, yalnızca “kaza” değil, siyasal tercihler ve ekonomik sistemin ürettiği bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Yeraltında emek, yeryüzünde kâr: Bu düzen kime çalışıyor? Madencilik, insanlık tarihinin en ağır emek biçimlerinden biri olmayı sürdürüyor. Yeraltından çıkarılan her taş, her mineral, her ton kömür; görünmeyen bir emeğin, çoğu zaman da geri dönmeyen hayatların bedeliyle yeryüzüne ulaşıyor. Buna karşın yaratılan zenginlik, alın terinin sahiplerine değil; çoğunlukla büyük sermaye gruplarına ve şirketlere akıyor. Bu tablo, emek-sermaye çelişkisinin en çıplak ve en sert yaşandığı alanlardan birinin madencilik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. “Kader değil, politik tercih”: Maden faciaları neden bitmiyor? Maden kazalarının ardından sıkça tekrar edilen “kader” veya “fıtrat” söylemi, sorumluluğu görünmez kılmanın bir yolu olarak kullanılıyor. Oysa uzman raporları, sendikal veriler ve uluslararası çalışma standartları gösteriyor ki; facialar teknik yetersizlikten çok, denetimsizlikten, özelleştirme politikalarından ve iş güvenliği maliyetinin “yük” görülmesinden kaynaklanıyor. Kamu denetiminin zayıflatıldığı, taşeronlaşmanın yaygınlaştığı ve üretimin insan yaşamının önüne geçtiği her yerde felaket kaçınılmaz hale geliyor. İşçi sınıfı tarihi yeraltında yazıldı Madenciler yalnızca üretimin değil, direnişin de simgesi oldu. Dünyanın dört bir yanında işçi sınıfı mücadelesinin en önemli dönemeçleri çoğu zaman maden ocaklarında filizlendi. Sosyalist düşüncenin kurucu metinlerinde de madencilerin yeri sıradan değildir. Karl Marx, emek ve sermaye arasındaki ilişkiyi açıklarken, üretim sürecinde işçinin nasıl yabancılaştığını şöyle anlatır: “İşçi ne kadar çok üretirse, o kadar az şeye sahip olur.” Friedrich Engels ise İngiltere’deki işçi sınıfını anlatırken madencilerin durumunu şu sözlerle özetler: “İşçilerin yaşam koşulları, bir toplumun uygarlık düzeyinin aynasıdır.” Bu sözler, bugün hâlâ geçerliliğini koruyor. Maden ocaklarındaki koşullar, bir ülkenin demokratikleşme ve adalet karnesini okumak için en yalın göstergelerden biri olmaya devam ediyor. Sorun denetim eksikliği değil, sistem Sosyalist yaklaşım, maden facialarını münferit ihmallerle değil, yapısal bir sömürü düzeniyle açıklar. Emek, metalaştırılır; insan, maliyet kalemine dönüştürülür; yaşam, üretim bandının sıradan bir parçası haline getirilir. Bu nedenle sosyalizm, madenlerin ve doğal kaynakların toplumun ortak varlığı olduğunu savunur. Rosa Luxemburg bu düzeni şöyle tarif eder: “Kapitalizm, ya insanlığı barbarlığa sürükleyecek ya da sosyalizmle aşılacaktır.” Madencilerin yaşadığı güvencesizlik, yalnızca iş güvenliği probleminden ibaret değil; mülkiyet ilişkilerinin, üretim biçimlerinin ve siyasal iktidarın emek karşısındaki konumunun bir sonucudur. Yurttaşın kömürü, kimin serveti? Türkiye’de madenler, Türkiye toplumunun ortak malıdır. Ancak bu kaynaklardan elde edilen kazanç, Türkiye halkına eşit şekilde yansımıyor. Bir yanda yeraltında can veren emekçiler, diğer yanda milyarlık kâr tabloları… Bu eşitsizlik, yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir yarılmadır. Dünya Madenciler Günü: Anma değil, hesap sorma günü 4 Aralık, yalnızca madencileri anma günü değildir. Bu tarih, sorulması gereken büyük soruların da günüdür: Neden hâlâ insanlar çalışırken ölüyor? Neden üretim, yaşamın önüne geçiyor? Neden zenginlik tabana değil, azınlığa akıyor? Bu sorular yanıt bulmadıkça, her maden ocağı potansiyel bir mezara; her vardiya, riske dönüşmeye devam edecek. Madenci meselesi, demokrasi meselesidir Madencilerin yaşadığı sorunlar, bir ülkenin demokrasi düzeyiyle doğrudan ilişkilidir. Sendikasızlaştırma, ifade özgürlüğünün baskılanması ve sosyal hakların törpülenmesi; yerin altında yaşanan sömürüyü daha da derinleştirir. Emekçi konuşamazsa, güvenlik de talep edemez. Hak yoksa, yaşam da güvencesizleşir. Bu nedenle Dünya Madenciler Günü, yalnızca emekçilerin değil; eşitlik, adalet ve sosyal hak talep eden tüm yurttaşların günüdür.

OSB’de ölüm kıskacı! İki işçi can verdi, patron dahil üç kişi gözaltında Haber

OSB’de ölüm kıskacı! İki işçi can verdi, patron dahil üç kişi gözaltında

Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesindeki Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi içinde bulunan Mach Tech fabrikasında kaynak çalışması sırasında kayan sacın altında kalan iki işçi yaşamını yitirdi. Olayın ardından işletme sahibi, işletme müdürü ve işletme şefi gözaltına alındı; soruşturma jandarma tarafından sürdürülüyor. İki emekçi iş başında hayata veda etti Sabah saatlerinde üretim hattında yapılan kaynak esnasında büyük bir metal sacın kayması sonucu işçiler Mutlu Atay (56) ve Tekin Omay (58) ağır şekilde yaralandı. Olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen iki emekçi kurtarılamadı. Fabrika çevresi güvenlik şeridiyle kapatılırken, savcılık incelemesi eşliğinde deliller toplandı. Sorumluluk zinciri gözaltına kadar uzandı Hayatını kaybeden işçilerin ardından yürütülen adlî süreçte fabrikanın işletme sahibi Ö.K., işletme müdürü F.B. ve işletme şefi İ.Ö. gözaltına alındı. Şüphelilerin jandarmadaki işlemleri sürerken, bilirkişi raporlarının iş güvenliği uygulamalarını ve olası ihmal zincirini mercek altına alacağı belirtildi. “İş cinayeti” vurgusu dosyaya girdi İlk bulgular, olayın “iş kazası” başlığının ötesinde, önlenebilir risklerle bağlantılı olabileceğine işaret ediyor. Soruşturma dosyasına “iş cinayeti” nitelemesiyle giren durum kapsamında; risk analizi, kişisel koruyucu donanım, ekipman sabitleme ve eğitim süreçleri ayrıntılı biçimde inceleniyor. Türkiye toplumu hesap sorulmasını istiyor Yaşananların ardından emek örgütleri ve yurttaşlar, benzer faciaların tekrar etmemesi için etkin denetim ve caydırıcı yaptırım çağrısı yaptı. “Güvencesiz üretim değil, güvenli çalışma” talebi yükselirken, Türkiye toplumunun geniş kesimleri yargının süreci şeffaf ve hızlı biçimde yürütmesini istiyor. Soruşturma derinleşiyor Savcılık, görgü tanıklarının ifadeleri, kamera kayıtları ve teknik incelemeler doğrultusunda ihmal olup olmadığını netleştirmeye çalışıyor. Dosyaya girecek uzman raporlarının ardından gözaltındaki isimler hakkında adlî kararın verilmesi bekleniyor.

Dilovası’ndaki fabrika yangınının nedeni belli oldu! Haber

Dilovası’ndaki fabrika yangınının nedeni belli oldu!

Patlama alkol aktarımı sırasında yaşandı 8 Kasım sabahı Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’ndeki kozmetik fabrikasında meydana gelen yangın, Türkiye’yi sarsan bir iş cinayetine dönüştü. Soruşturmayı yürüten ekiplerin hazırladığı ön rapora göre, fabrikanın üretim sürecinde etil alkol ve esans karışımı hazırlanırken alkolün kazana aktarımı sırasında statik elektrik boşalması veya elektriksel temas sonucu alevlenme meydana geldi. Patlamayla birlikte tesis alev topuna döndü. Yangında Şengül Yılmaz (55), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17), Cansu Esatoğlu (16), Esma Dikan (65) ve Hanım Gülek (65) yaşamını yitirdi. Yaralanan 7 kişiden biri hâlâ yoğun bakımda tedavi görüyor. Soruşturmada 7 kişi tutuklandı Olayla ilgili yürütülen adli soruşturmada 11 kişi gözaltına alındı. Şirket yetkilileri Kurtuluş Oransal, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, “olası kastla öldürme” suçlamasıyla, Ali Osman Akat ve Onay Yürüklü ise “suçluyu kayırma” suçlamasıyla tutuklandı. Diğer 4 şüpheli ise adli kontrolle serbest bırakıldı. Kamu kurumlarında açığa alma dalgası Yangın sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, olayda sorumluluğu bulunduğu iddia edilen 7 kamu görevlisini açığa aldı. Görevden uzaklaştırılanlar arasında SGK Kocaeli İl Müdürü, İl Müdür Yardımcısı, Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü, Çalışma ve İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü ile bazı şube yöneticileri bulunuyor. Ayrıca Dilovası Belediyesi, Belediye Başkan Yardımcısı Necati Temiz, Zabıta Müdürü Nizamettin Balcı ve üç zabıta memurunu da soruşturma süresince görevden uzaklaştırdı. “İhmaller zinciri” iddiaları araştırılıyor Savcılık soruşturması, denetim eksiklikleri, iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve fabrikanın faaliyet izniyle ilgili ihmal iddialarını da kapsayacak şekilde genişletildi. Yetkililer, nihai bilirkişi raporunun ardından olası ihmallerin tüm boyutlarıyla ortaya konacağını açıkladı. Kamuoyu tepkisi: “Bu bir kaza değil, sistem hatası” Fabrika yangını, Türkiye’de iş güvenliği tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Sendikalar ve iş güvenliği uzmanları, olayın “önlenebilir bir kaza” değil, sistematik bir ihmal zinciri olduğunu belirtti. Uzmanlara göre, yanıcı kimyasalların bulunduğu alanlarda statik elektriğe karşı koruma sistemlerinin yetersizliği, bu tür felaketleri kaçınılmaz hâle getiriyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.