SON DAKİKA

#Israil

HABER DEĞER - Israil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Israil haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gazze Mahkemesi: Nihai karar çıktı — ‘Soykırım ve apartheid’ tespitiyle küresel çağrı Haber

Gazze Mahkemesi: Nihai karar çıktı — ‘Soykırım ve apartheid’ tespitiyle küresel çağrı

Gazze’de işlenen savaş suçlarını incelemek üzere bağımsız olarak düzenlenen “Gazze Mahkemesi”, İstanbul Üniversitesi’ndeki final oturumlarının dördüncü gününde nihai kararını açıkladı. Mahkeme, açlığın silah olarak kullanılması, tıbbi bakımın reddi, zorla yerinden etme gibi uygulamaların soykırım ve toplu cezalandırma araçları olduğunu; İsrail’in eylemlerinin Siyonizm kökenli üstünlükçi bir apartheid rejisi bağlamında değerlendirilebileceğini ilan etti. Kararda ayrıca Batılı hükümetlerin, özellikle ABDnin, diplomatik ve askeri desteğiyle “suç ortaklığı” yaptığı ileri sürülerek BM Genel Kurulu aracılığıyla acil kolektif önlemler alınması çağrısı yapıldı. Mahkemenin en kritik tespiti: İsrail’in uygulamaları soykırım vasfı taşıyor Gazze Mahkemesi karar metni, “Açlığın silah haline getirilmesi, tıbbi bakımın reddi ve zorla yerinden edilme” gibi uygulamaların tüm nüfusu hedef alan toplu cezalandırma ve soykırım araçları olduğunu beyan ediyor. Bu vurgu, mahkemenin delil değerlendirmesinin merkezinde yer aldı ve uluslararası hukukun en ağır suç kategorilerinden birine işaret etti. Mahkeme, bu tespitle İsrail uygulamalarının salt çatışma uygulamaları olmadığını, kitlesel yok etmeye varan politik sonuçlar doğurduğunu savundu. “Bu bir insanlık suçudur; araçları arasında açlık ve sağlık hizmetlerinin sistematik dışında bırakılması vardır,” şeklinde özetlenebilecek bu tespit, karar metninde vurgulanmış bulunuyor. Batılı aktörlerin rolü ve sorumluluk iddiası: ABD ve müttefiklerinin “suç ortaklığı” iddiası Mahkeme kararında Batılı hükümetlerin, özellikle ABD’nin, İsrail’e sağladığı diplomatik koruma, silah ve istihbarat desteği yoluyla sürece suç ortaklığı düzeyinde katkıda bulunduğu ileri sürüldü. Karar, bu destek zincirinin kimi hallerde fiili işbirliğine dönüştüğünü; dolayısıyla yalnızca İsrail değil, yardakçı aktörlerin de sorumluluk taşıdığını belirtiyor. Bu vurgu, uluslararası sorumluluk ve hesap verme yollarının genişletilmesi çağrısını beraberinde getiriyor. “Batılı hükümetler, özellikle ABD, diplomatik koruma, silah, istihbarat, askeri yardım ve eğitim sağlama ve ekonomik ilişkileri sürdürme yoluyla İsrail’in soykırımına suç ortaktır.” Mahkemenin somut önerileri: BM Genel Kurulu’na ve küresel harekete çağrı Karar metni, BM Güvenlik Konseyi’nin ABD vetoları nedeniyle etkisiz kaldığı vurgusuyla, BM Genel Kurulu’nun “Barış için Birleşme Kararı” (Uniting for Peace) mekanizmasını etkinleştirmesini öneriyor; amaç, Filistin toprakları için koruyucu bir güç kurulması ve soykırımın durdurulması yönünde kolektif adımlar atılması. Ayrıca karar, Siyonist yapıların güç kaynaklarının haritalandırılması ve bunlara karşı hukuki, ekonomik, kültürel ve teknolojik alanlarda koordineli küresel bir strateji inşa edilmesi çağrısını içeriyor. “BM Genel Kurulu’nun Barış için Birleşme Kararı etkinleştirilmeli; Siyonist yapıları ortadan kaldırmaya yönelik hak temelli bir strateji ile güç kaynakları haritalandırılmalıdır.” Hukuki mahiyet ve pratik etkiler: Bu kararın bağlayıcılığı ve olası yansımaları Gazze Mahkemesi bağımsız, sivil toplum odaklı bir girişim olarak kuruldu; uluslararası bir yargı organı statüsünde değildir. Dolayısıyla kararın hukuki bağlayıcılığı sınırlıdır; ancak politik ve normatif etkisi yüksek olabilir. Kararın pratik yansımaları şunlar olabilir: Siyasi baskı ve kamuoyu mobilizasyonu: Karar, hükümetleri ve uluslararası kurumları harekete geçirmek üzere küresel bir kampanyanın dayanak metni haline gelebilir. Hukuki strateji ve delil havuzu: Mahkeme tarafından derlenen deliller ve tespitler, uluslararası ceza yargılamalarında veya ulusal mahkemelerde kullanılmak üzere referans gösterilebilir; özellikle insan hakları örgütlerinin ve mağdur temsilcilerinin ileri sürecekleri davalarda etkili olabilir. Diplomasi ve yaptırım tartışmaları: Kararın “suç ortaklığı” iddiaları, bazı devletlerin İsrail’le ilişkilerini ve silah-ticaret pratiklerini gözden geçirmesine yol açabilir; ancak bunun gerçekleşmesi siyaset, ekonomik çıkarlar ve güvenlik değerlendirmelerine bağlıdır. Eleştiriler ve muhtemel itirazlar: Kararın meşruiyeti ve tarafsızlık tartışmaları Kararın savları, özellikle “soykırım” ve “Siyonizm’i ortadan kaldırma” gibi ifadeler nedeniyle yoğun tartışma doğuracaktır. Olası itirazlar şöyle özetlenebilir: Hukuki usul itirazları: Mahkemenin bağlayıcı bir uluslararası mahkeme olmadığı, metodolojisinin ve delil değerlendirme süreçlerinin tartışmaya açık olduğu iddia edilebilir. Siyasi karşı-ataklar: İsrail ve destekçileri, kararın siyasi amaçlı ve önyargılı olduğunu ileri sürerek itiraz edecek; ayrıca BM nezdinde benzer girişimler karşı kampanyalarla karşılaşabilir. Pratik uygulanabilirlik: Kararın öngördüğü geniş kapsamlı küresel izolasyon ve Siyonist yapıların “ortadan kaldırılması” çağrısı, uluslararası hukuk ve politika gerçekleriyle sınırlanacaktır; dolayısıyla somut adımlara dönüşmesi uzun ve karmaşık bir süreç gerektirir. Karar hem bir hukuk arayışı hem de uluslararası siyaset aynasıdır Gazze Mahkemesi’nin nihai bildirgesi, hukuki terimlerle ağır bir itham (soykırım, apartheid) getirirken, aynı zamanda uluslararası kamuoyunu harekete geçirme amacı taşıyan stratejik bir belge niteliğinde. Kararın gücü, delillerin kamuoyuna açılması, uzman ve gözlemci beyanlarının derlenmesi ve normatif bir çerçeve sunmasından geliyor. Ancak kararın uluslararası sistem üzerindeki etkisi, BM mekanizmalarının işleyişi, büyük güçlerin (özellikle ABD) tepkisi ve Avrupa devletlerinin politik tercihleri ile sınırlandırılacaktır. “Gazze Mahkemesi, soykırım iddiasını delilleriyle ortaya koyuyor; artık soru, uluslararası sistemin bu iddialara nasıl yanıt vereceğidir.” Ne değişti, ne değişebilir? Gazze Mahkemesi’nin İstanbul’daki final oturumunun nihai bildirisinin önemi şu iki düzlemde özetlenebilir: birincisi, hukuki ve vicdani bir belge olarak Gazze’de yaşananlara dair güçlü bir kayıt sunması; ikincisi, politik araç olarak küresel dayanışmayı ve kurumsal müdahaleyi tetikleme potansiyeli taşıması. Ancak unutulmamalıdır ki, kararın bağlayıcılığı sınırlıdır; gerçek değişim, BM organları, devlet siyasetleri ve uluslararası hukuk mekanizmalarının bu tespiti nasıl ele alacağıyla belirlenecektir. Türkiye halkı ve küresel kamuoyu, şimdi bu kararın izlerini diplomasi, sivil toplum kampanyaları ve hukuki takibatta arayacak.

Trump’tan dikkat çeken Gazze açıklaması: İkinci aşama şimdi başlıyor Haber

Trump’tan dikkat çeken Gazze açıklaması: İkinci aşama şimdi başlıyor

Görev henüz tamamlanmadı ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Gazze’deki ateşkes ve esir değişimi sürecine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Trump, “Gazze'de ikinci aşama şimdi başlıyor. Yirmi rehine iyi durumda geri döndü, ancak görev henüz bitmemişti ve ölüler söz verildiği gibi teslim edilmedi.” ifadelerini kullanarak sürecin henüz sona ermediğini vurguladı. İkinci aşama” mesajı dikkat çekti Trump’ın “ikinci aşama” ifadesi, uluslararası kamuoyunda yeni bir diplomatik ya da askeri sürece mi işaret ettiği yönünde tartışmalara yol açtı. Beyaz Saray kaynakları, açıklamanın “ateşkesin kalıcı hale getirilmesi ve kalan esirlerin serbest bırakılması için yürütülecek yeni müzakerelere” atıfta bulunduğunu belirtti. Gazze’de ateşkes sonrası hassas denge Geçtiğimiz hafta Mısır’da yürütülen görüşmelerin ardından Hamas ile İsrail arasında geçici bir ateşkes sağlanmış, 20 İsrailli rehinenin serbest bırakıldığı açıklanmıştı. Ancak anlaşma kapsamında ölenlerin cenazelerinin teslim edilmemesi taraflar arasında gerilimi yeniden artırdı. Trump’ın açıklaması, ABD’nin ateşkesin ikinci aşamasında daha aktif bir rol üstlenebileceği yönündeki beklentileri de güçlendirdi. Washington’dan yeni diplomatik adımlar bekleniyor ABD yönetiminin, Orta Doğu’daki ateşkes sürecini izlemek ve insani yardımların geçişini sağlamak amacıyla CENTCOM aracılığıyla diplomatik temaslarını yoğunlaştırdığı biliniyor. Trump’ın açıklaması, bu sürecin “daha kapsamlı bir stratejiye” evrileceğinin sinyali olarak değerlendiriliyor.

Trump, Mısır’daki zirve öncesi İsrail’de: Netanyahu havalimanında karşıladı Haber

Trump, Mısır’daki zirve öncesi İsrail’de: Netanyahu havalimanında karşıladı

Trump’ın İsrail ziyareti dört saatten az sürecek ABD Başkanı Donald Trump’ın uçağı bu sabah Tel Aviv’e indi. Trump’ı, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun eşi karşıladı. Trump, dört saatten kısa sürecek İsrail ziyaretinde Batı Kudüs’teki İsrail Parlamentosu’nda (Knesset) konuşacak. Ardından Tel Aviv’e geçerek İsrailli esirler ve yakınlarıyla görüşecek. ABD Başkanı, yerel saatle 13.00’te İsrail’den ayrılarak Mısır’da düzenlenecek Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılacak. “Gazze’yi ziyaret etmekten gurur duyarım” Trump, İsrail yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazze’deki ateşkese ilişkin “İnsanlar artık yoruldu. Ateşkes devam edecek. Gazze’de önce enkaz kaldırılmalı. Yıllar içinde çok daha güzel bir yer haline gelecek” dedi. Gazze’ye gidip gitmeyeceği sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Çok isterim, bununla da gurur duyarım. Gazze, gelecek on yıllarda muhteşem bir mucize olacak.” Trump ayrıca, “Bu ateşkes dahil olduğum en büyük barış süreci olabilir” diyerek Gazze’deki anlaşmayı tarihi bir fırsat olarak nitelendirdi. İsrail Trump’a onur madalyası verecek, Mısır’dan da “Nil Nişanı” geliyor İsrail Cumhurbaşkanlığı, Trump’ın Gazze’deki esirlerin serbest bırakılmasına yaptığı katkılardan dolayı “İsrail Cumhurbaşkanlığı Onur Madalyası” ile ödüllendirileceğini açıkladı. Madalyanın önümüzdeki aylarda Herzog tarafından takdim edileceği belirtildi. Mısır Cumhurbaşkanlığı ise Trump’a “Nil Nişanı” verileceğini duyurdu. Açıklamada, “Gazze’deki saldırıların durdurulmasında oynadığı kilit rol” ve “bölgesel barış çabalarına katkısı” vurgulandı. Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Trump’ın “Nobel Barış Ödülü’nü hak ettiğini” söylemişti. İsrail’de olağanüstü güvenlik önlemleri Trump’ın ziyareti nedeniyle Tel Aviv ile Kudüs arasındaki 1 numaralı otoyol her iki yönde tamamen trafiğe kapatıldı. Kudüs’te Herzl, Rabin ve Weizmann bulvarları başta olmak üzere birçok ana cadde güvenlik gerekçesiyle trafiğe kapatıldı. İsrail polisi yurttaşlara toplu taşımayı kullanma ve güvenlik uyarılarına uyma çağrısı yaptı. Tel Aviv’de üç futbol sahası büyüklüğünde bir alana Trump’a teşekkür mesajlarının yazıldığı bir görsel enstalasyon da hazırlandı. Gazze’de esir takası süreci başladı Gazze’deki ateşkes anlaşması kapsamında 20 İsrailli esirin serbest bırakıldığı bildirildi. Kızılhaç heyeti, ikinci teslim noktasına doğru hareket etti. Serbest bırakılan ilk yedi kişinin isimleri açıklandı: Matan Angrest, Alon Ohel, Guy Gilboa-Dalal, Gali Berman, Ziv Berman, Eitan Mor ve Omri Miran. Trump’ın İsrail Parlamentosu’nda yapacağı konuşmada, “İsrail halkına sonsuza dek sevgi ve barış mesajı vereceğini” ifade ettiği bildirildi. Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi’nde kritik buluşma Trump, İsrail ziyaretinin ardından Mısır’a geçerek Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılacak. Zirveye; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve birçok ülke lideri katılacak. Zirvede, Gazze’deki ateşkesin kalıcı hale getirilmesi, bölgesel güvenlik mekanizması ve yeniden inşa planı görüşülecek. Trump’ın bu ziyaretinin, İsrail-Mısır hattında yeni bir diplomatik dönemin kapısını aralaması bekleniyor. Barış Zirvesi’nde verilecek mesajların, Orta Doğu’da kalıcı ateşkes sürecinin geleceğini belirleyeceği yorumları yapılıyor.

Gazze’de ateşkes sonrası ilk hareketlilik: Yardım tırları bölgeye giriş yaptı! Haber

Gazze’de ateşkes sonrası ilk hareketlilik: Yardım tırları bölgeye giriş yaptı!

İki yıl süren bombardımanın ardından Gazze’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasıyla birlikte, bölgeye insani yardım sevkiyatı yeniden başladı. Sabah saatlerinde İsrail’in Kerem Şalom (Kerem Ebu Salim) sınır kapısını açmasının ardından, yardım malzemesi taşıyan yüzlerce TIR Gazze Şeridi’ne giriş yaptı. Yardımlar sınırlı düzeyde ulaştı Filistinli kaynaklar, yardım TIR’larının bölgeye ulaşmasına rağmen henüz tamamının sivillere dağıtılmadığını belirtti. Yardımların hâlâ İsrail ordusunun kontrolünde olduğu ve Filistinli yardım kuruluşlarına teslim edilmediği aktarıldı. Kaynaklar, ateşkesin ardından yardımlarda “olağanüstü bir artış” yaşanmadığını, sevkiyatın son aylardaki düzeyde sürdüğünü ifade etti. 600 TIR standardı devrede İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, hükümetin onayladığı ateşkes anlaşması uyarınca Gazze’ye insani yardımların serbestçe girmesine izin verildi. Bu uygulamanın, 19 Ocak 2025 tarihli kararda belirlenen günlük 600 yardım TIR’ı standardına dayanacağı bildirildi. Yardımların içinde gıda, ilaç, içme suyu, tıbbi malzeme ve 50 yakıt tankerinin bulunduğu açıklandı. Uluslararası izleme birimi denetliyor Yardımların akışı, Mısır’ın başkenti Kahire’de kurulan ve Türkiye, ABD, Mısır, Katar ve İsrail temsilcilerinin yer aldığı ortak operasyon birimi tarafından denetleniyor. Refah Sınır Kapısı’nın da çarşamba günü yeniden açılması, ilk etapta günlük 300 kişilik insani geçişe izin verilmesi planlanıyor. BM: 1,6 milyon kişiye ulaşmayı hedefliyoruz Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), ateşkesin ardından Gazze’de “hayat kurtarıcı gıda dağıtımlarını artırmaya hazır olduklarını” açıkladı. Program kapsamında ilk üç ayda 1,6 milyon kişiye, yani yaklaşık 320 bin aileye, ekmek, buğday unu ve temel gıda paketi ulaştırılması hedefleniyor. Ateşkesin arka planı ABD Başkanı Donald Trump’ın duyurduğu plan kapsamında, Mısır’da yürütülen müzakereler sonrası 10 Ekim itibarıyla ateşkes ve esir takası anlaşması yürürlüğe girmişti. İsrail ordusunun “sarı hat” olarak adlandırılan bölgeye çekilmesiyle birlikte çatışmalar durdu. Gazze’de 8 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılarda 67 bin 682 Filistinli hayatını kaybetmiş, 170 binden fazla kişi yaralanmıştı. Ateşkes, yıkımın ortasında kalan yüz binlerce sivil için yeni bir umut penceresi açtı.

Ahmet Şimşirgil’in sözleri ortalığı karıştırdı: SUMUD gerilimi tırmanıyor Haber

Ahmet Şimşirgil’in sözleri ortalığı karıştırdı: SUMUD gerilimi tırmanıyor

Gazze’deki saldırılara tepki için yola çıkan SUMUD Filosu’nun dönüşünün ardından kamuoyunda başlayan tartışma, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in açıklamalarıyla alevlendi. Şimşirgil’in Bekir Develi ve Ayçin Kantoğlu’na yönelik eleştirileri, “yakışıksız” ve “hedef gösterici” olarak değerlendirildi. Taraflardan peş peşe gelen açıklamalarla sosyal medya ikiye bölündü. “3–4 şovmen Gazze’yi unutturdu” sözleri tepki çekti Bir televizyon programında konuşan Şimşirgil, SUMUD Filosu’nun yardım faaliyetleri üzerinden bazı isimlere göndermede bulunarak, “Gazze’yi unutturacak hale düşmeleri... Bunu da 3–4 şovmen yapıyor” ifadelerini kullandı. Bu sözlerin Develi ve Kantoğlu’na yönelik olduğu iddia edildi. Kantoğlu: “Namusuma dil uzattın, hukuk önünde hesaplaşacağız” Açıklamaların ardından Ayçin Kantoğlu sosyal medyada sert tepki gösterdi. “En son namusum kalmıştı laf edilmedik” diyerek Şimşirgil’i ağır bir dille eleştiren Kantoğlu, “Sizinle hukuk önünde hesaplaşacağız” ifadelerini kullandı. Şimşirgil: “Ben kimsenin namusuna söz etmedim” Kantoğlu’nun açıklamaları sonrası sessizliğini bozan Şimşirgil, sözlerinin çarpıtıldığını savundu. “Sumud’a değil, şovmenliğe tepki gösterdim. Fotoğrafı siz paylaştınız, ben değil” diyerek kendisini savundu. Şimşirgil, kimseye hakaret etmediğini ve kötü sözün sahibine ait olduğunu belirtti. Tartışma büyüyor, sosyal medya ikiye bölündü Olay kısa sürede sosyal medyada geniş yankı buldu. Bazı kullanıcılar Şimşirgil’in açıklamalarını “kutuplaştırıcı” bulurken, bazıları “yerinde bir eleştiri” olarak değerlendirdi. Taraflardan yeni bir açıklama bekleniyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.