SON DAKİKA

#Kafkasya

HABER DEĞER - Kafkasya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kafkasya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İki ili birbirine düşüren bin yıllık lezzet: Cağ kebabı Kıpçaklardan günümüze miras Haber

İki ili birbirine düşüren bin yıllık lezzet: Cağ kebabı Kıpçaklardan günümüze miras

Bin yıllık geçmişe sahip Anadolu lezzeti cağ kebabı, kökenine dair süregelen tartışmalarla bir kez daha gündeme geldi. Yıllardır “Erzurum’un mu, Artvin’in mi?” sorusuna net yanıt bulunamazken, Artvin Çoruh Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun, bu eşsiz yemeğin aslında Kıpçak Türklerinden günümüze ulaşan bir kültürel miras olduğunu söyledi. Erzurum ve Artvin arasındaki coğrafi işaret yarışı yıllardır sürüyor. Lezzetin iki şehir arasında paylaşılamadığı tartışmada Erzurum, 2010 yılında “Oltu cağ kebabı” adıyla coğrafi işaret tescili aldı. Artvin ise 2020’de “Yusufeli cağ döner” markasıyla sürece katıldı. Böylece cağ kebabı, hem Doğu Anadolu hem Doğu Karadeniz mutfağının simgesi haline geldi. Kıpçak Türkleri, cağ kebabının tarihsel köklerini oluşturdu. Prof. Dr. Ercoşkun, Selçukluların 11. yüzyılda Anadolu’ya ilerlemesiyle Kafkasya’daki dengelerin değiştiğini ve Gürcistan Krallığı’nın savunma amacıyla kuzeyde yaşayan Kıpçak Türklerini bölgeye davet ettiğini belirtti. “Yaklaşık 40 bin Kıpçak ailesi Artvin, Ardahan, Ahıska ve Batum çevresine yerleştirildi. Bugün Artvin, Erzurum ve Ardahan hattındaki kültürel benzerlikler, bu yerleşimin izlerini taşır.” dedi. Kökleri Orta Asya’nın şişte et pişirme geleneğine dayanıyor. Kıpçakların Karadeniz’in kuzeyinde kurduğu devletin (1030–1241) mirası olan bu yemek kültürünün, Orta Asya’dan taşınarak yerel damak tadıyla harmanlandığını anlatan Ercoşkun, “Cağ kebabı sadece bir yemek değil, bu coğrafyanın tarihi belleğidir. Yatay şişte ağır ağır pişen et, Türk mutfak kültüründe sürekliliğin simgesidir.” ifadelerini kullandı. Cağ kebabı Türkiye genelinde gastronomi turizminin gözdesi haline geldi. Ercoşkun’un araştırmasına göre 2024 itibarıyla cağ kebabı restoran sayısı Erzurum ve İstanbul’da 50’şer adede ulaştı. Ankara’da 20, Bursa’da 15, Artvin, İzmir ve Kocaeli gibi illerde ise 10’ar restoran bulunuyor. Bu yaygınlaşma, cağ kebabının yöresel bir lezzetten ulusal bir gastronomi markasına dönüşmesinde etkili oldu. “Cağ kebabı, Türkiye’nin mutfak çeşitliliğinin sembollerinden biridir.” Artvin ve çevresinde son yıllarda artan cağ kebabı restoranlarının, bölge turizmine canlılık kattığını belirten Prof. Dr. Ercoşkun, “Bu yemek yalnızca Erzurum’un değil, Türkiye’nin gastronomik zenginliklerinin bir sembolü. Farklı illerde benimsenmesi, ortak kültürün en güzel yansıması.” sözleriyle değerlendirmesini tamamladı.

Gürcistan istihbaratından uranyum operasyonu: 3 Çin vatandaşı gözaltına alındı Haber

Gürcistan istihbaratından uranyum operasyonu: 3 Çin vatandaşı gözaltına alındı

Gürcistan Devlet Güvenlik Servisi (SSG) başkent Tiflis’te gerçekleştirilen bir özel operasyonla, nükleer madde kaçakçılığı girişimini engelledi. Servis yetkilileri, üç Çin vatandaşının 2 kilogram uranyumu yasa dışı yollarla temin etmeye çalışırken yakalandığını duyurdu. Radyoaktif madde için 400 bin dolarlık pazarlık yapıldı SSG Başkan Yardımcısı Lasha Maghradze, düzenlediği basın toplantısında operasyonun detaylarını paylaştı. Maghradze, gözaltına alınan kişilerin organize bir suç şebekesine üye olduklarını belirterek şu bilgileri verdi: “Şüpheliler, 400 bin dolar karşılığında uranyumu yasa dışı şekilde temin etmeye çalışıyordu. Maddeyi Tiflis’te satın aldıktan sonra Rusya üzerinden Çin’e kaçırmayı planlamışlardı.” Yetkili, operasyonun Karşı İstihbarat ve Özel Operasyonlar Daireleri tarafından ortak yürütüldüğünü, şüphelilerin suçüstü yakalandığını ve delil olarak nükleer maddeye el konulduğunu bildirdi. Çin’deki suç örgütüyle bağlantı tespit edildi Yapılan incelemelerde, gözaltına alınan zanlıların Gürcistan’da yasa dışı şekilde bulundukları ve Çin’deki başka suç örgütü üyeleriyle doğrudan temas hâlinde oldukları tespit edildi. Maghradze, “Faaliyetleri Çin’deki diğer örgüt üyeleri tarafından koordine edilmiş. Şüpheliler Gürcistan’da nükleer madde arayışı içindeydi. Bunlardan biri, uranyum satın almak için ülkede uzman kişilerle bağlantı kurmaya çalışmış” dedi. Yetkililer, şüphelilerin kimliklerinin iletişim kayıtları ve yapılan görüşmeler üzerinden tespit edildiğini açıkladı. Tiflis ve Batum’da aramalar yapıldı Operasyon kapsamında zanlıların Tiflis ve Batum’daki geçici ikamet yerlerinde aramalar yapıldı. Güvenlik güçlerinin, nükleer maddeye ilişkin izlerin başka bölgelere uzanma ihtimaline karşı soruşturmayı genişlettiği belirtildi. 10 yıla kadar hapis cezası gündemde Gürcistan Ceza Kanunu’nun 230. maddesi uyarınca yürütülen soruşturma kapsamında, şüpheliler 10 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya. Yetkililer, soruşturmanın uluslararası iş birliği çerçevesinde sürdüğünü vurgularken, operasyonun “nükleer kaçakçılığa karşı yürütülen en kritik müdahalelerden biri” olduğu değerlendirildi. Tiflis, bölgesel nükleer güvenlikte kilit rol üstleniyor Son yıllarda Gürcistan, nükleer madde kaçakçılığıyla mücadelede stratejik bir hat üzerinde bulunuyor. Tiflis yönetimi, özellikle Kafkasya üzerinden geçen yasa dışı nükleer madde ticaretine karşı uluslararası güvenlik kurumlarıyla yakın iş birliği içinde çalışıyor. Bu son operasyon, hem bölgesel güvenlik açısından hem de uluslararası nükleer denetim politikaları bakımından büyük önem taşıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.