SON DAKİKA

#Kamuoyu

HABER DEĞER - Kamuoyu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kamuoyu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KKTC’den Türkiye halkına konut çağrısı: kendi adamıza sahip çıkalım Haber

KKTC’den Türkiye halkına konut çağrısı: kendi adamıza sahip çıkalım

İstanbul’daki zirvede verilen mesaj, konut politikasını gündemin merkezine taşıdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen fuarda yaptığı açıklamalarla KKTC’de konut edinimine ilişkin yeni bir çağrıyı kamuoyuna duyurdu. Ataoğlu, “KKTC’ye hep beraber sahip çıkmalıyız” diyerek, yatırımların başka ülkelere değil KKTC’ye yönelmesini istedi. “Başka ülkelerde yaşayanların değil, Türkiye halkının konut almasını istiyoruz” dedi. Ataoğlu, mesajını şu sözlerle netleştirdi: “Esas isteğimiz, başka ülkelerde yaşayan insanların o topraklarda mülk ya da konut sahibi olması değil; ana vatan Türkiye’de yaşayan kardeşlerimizin o topraklardan mülk ve konut sahibi olmasıdır.” Açıklamalar, KKTC’nin konut alanında yerli-yakın pazar önceliğini öne çıkaran bir perspektif sundu. Turizm ve yatırım vurgusu “Ada Kıbrıs” markasıyla pekiştirildi. Bakan, KKTC’nin turizmde markalaşma atağı olarak görülen “Ada Kıbrıs” tanıtımlarına atıf yaptı. Havayolu fiyatlarına yönelik düzenlemelerin ve reklam kampanyalarının turizm talebini artırdığını söyleyen Ataoğlu, geçen yıla kıyasla ziyaretçi sayısında yüzde 30–40’lık artış yaşandığını ifade etti. “Artan ziyaretçi, üretim ve ihracata da ivme kazandırıyor.” Ataoğlu’na göre turizmdeki yükseliş yalnızca döviz girdisi değil; üretim zinciri açısından da çarpan etkisi yaratıyor. “Turizm büyüdükçe tüketim artıyor. Bu, KKTC’li üreticilerin yanında Türkiye’den yapılan ihracatın da hacmini yükseltiyor” diyen Ataoğlu, iki ekonominin karşılıklı kazanç sağladığını savundu. Eğitim ve inşaat, iki lokomotif sektör olarak işaret edildi. Bakan, ülkedeki yükseköğretim alanına da dikkat çekerek öğrencilerin önemli bölümünün Türkiye’den geldiğini hatırlattı. İnşaat ve eğitim sektörlerinin birlikte büyümesinin konut ihtiyacını artırdığını kaydeden Ataoğlu, bu nedenle Türkiye halkına konut yatırımı çağrısını yineledi. Tarihsel bağ vurgusu geleceğe çağrı olarak sunuldu. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na değinen Ataoğlu, iki toplum arasındaki tarihsel bağın bugün ekonomik ve sosyal dayanışmaya dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. “KKTC’nin önemini anlatmakla değil, yaşamakla daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum” sözleriyle Türkiye halkını adaya davet etti. KKTC’den net davet: Yatırım rotası Kuzey Kıbrıs olsun. Açıklamalar, KKTC’nin konut ve turizm ekseninde Türkiye halkına güçlü bir davet sunduğunu ortaya koydu. Yetkililer, yatırımlar için bürokratik kolaylıkların sürdürüleceğini belirtirken; kamuoyu, bu çağrının konut piyasasına nasıl yansıyacağını izlemeye başladı.

Yedi yıllık mesajlar ortaya saçıldı: Set arkasında neler yaşandı? Haber

Yedi yıllık mesajlar ortaya saçıldı: Set arkasında neler yaşandı?

Eski set arkadaşları arasındaki gerilim kamuoyuna taşındı. Bir döneme damga vuran Bez Bebek dizisinin oyuncularından Asena Keskinci, sosyal medyada yayımladığı video ile rol arkadaşı Evrim Akın hakkında ağır iddialar ortaya attı. Keskinci, “mobbing” yaşadığını savunarak, Akın’ın yıllardır babasıyla aynı evde yaşadığı öne sürüsünü de gündeme getirdi ve yaşadıklarını “ifşa” başlığıyla kamuoyuna açtı. “Diziden attırırsam ne olur?” sözü tartışmanın fitilini ateşledi. Keskinci, sette herkesin Akın’dan çekindiğini ileri sürerken, kendisine yönelik “Bir de ben seni bu diziden attırırsam ne olur?” şeklinde ifadeler kullanıldığını iddia etti. Ayrıca yapım ekibinin, rol arkadaşı hakkında “ağır ilaçlar kullandığı” yönünde telkinlerle, kendisinden “alttan almasını” istediğini öne sürdü ve bu süreçte oyuncu değişikliğine gidildiğini iddialarına ekledi. Evrim Akın sessizliğini bozdu, kameralar önünde ağladı. Gündem olan açıklamaların ardından Akın ilk kez doğrudan konuştu. “İyilikten başka ne yaptım?” diyerek gözyaşlarına hâkim olamayan oyuncu, kendisine yönelik bir “algı operasyonu” yürütüldüğünü savundu. Duygusal anların yaşandığı açıklamada Akın, iddiaların kendisini yıprattığını ve yıllardır sürdürdüğü ilişkilerin “iyilik üzerinden okunması gerektiğini” söyledi. Mesajlar ortaya saçıldı, delil tartışması yeni bir boyut kazandı. Akın, savunmasını yalnızca sözle sınırlı bırakmadı; Asena Keskinci ile “7 yıl önce”ye tarihlenen mesajlaşmaları sosyal medya hesabında paylaştı. Bununla da yetinmeyen oyuncu, Keskinci’nin annesiyle yaptığı yazışmaları da yayımlayarak, iddialara “belgeyle” karşılık vermeyi tercih etti. Avukattan karşı hamle geldi, “travma” vurgusu yapıldı. Keskinci’nin avukatı Feyza Altun, yazılı bir açıklama yaparak müvekkilinin çocukluk ve gençlik döneminde yaşadıklarının “duygusal ve fiziksel şiddet” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Açıklamada, travmaların görünür olmasının yıllar alabileceği, tek bir tetikleyici olayın dahi tüm yükü ortaya çıkarabileceği vurgulandı ve “Hukuk önünde gerçeklerin açığa çıkması” kararlılığı ifade edildi. Destek ve karşıt açıklamalar cepheleşmeyi büyüttü. Keskinci’nin paylaşımlarının ardından dizi ekibinden bazı isimlerin destek mesajları vermesi, bazı isimlerin ise Akın’ın yanında durması krizi ikiye böldü. Sosyal medya, izleyici yorumlarıyla adeta bir açık mahkeme salonuna döndü; “ifşa” ile “savunma” arasında gidip gelen mesajlar gündemi belirledi. Gözler hukuki sürece çevrildi, son söz mahkemenin olacak. Taraflardan gelen karşılıklı açıklamalar, tartışmayı magazin sınırlarının dışına taşıdı. Şimdi merak edilen, iddiaların yargı önüne taşınıp taşınmayacağı ve paylaşılan mesajların hukuki karşılığının ne olacağı. Kamuoyu, “gözyaşı mı, belge mi?” sorusunun yanıtını adli süreçte arayacak.

Demirtaş: Kimse benim adıma konuşamaz! Haber

Demirtaş: Kimse benim adıma konuşamaz!

“Benim adıma konuşan hiç kimseyi kabul etmiyorum” Edirne F Tipi Cezaevi’nde 9 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kamuoyuna el yazısıyla hitap ettiği bir mektupla gündeme yeniden damga vurdu. Demirtaş, son günlerde kendisine atfedilen açıklamalara tepki göstererek, “İyi niyetli dahi olsa hiç kimsenin benim adıma konuşma yetkisi yoktur” ifadelerini kullandı. Mektup, Demirtaş’ın resmi X hesabı üzerinden yayımlandı ve kısa sürede binlerce kişiye ulaştı. Arınç’ın sözlerine dolaylı yanıt: “Benim doğrudan söylemediğim hiçbir şey beni bağlamaz” Demirtaş’ın bu çıkışı, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın cezaevi ziyareti sonrası yaptığı açıklamaların hemen ardından geldi. Arınç, “Demirtaş Erdoğan’la görüşmek istiyor, siyasete dönmeyeceğine söz verirse tahliye süreci hızlanır” şeklindeki sözleriyle büyük tartışma yaratmıştı. Demirtaş’ın mektubu, bu iddialara net bir yanıt niteliği taşıyor. Mektupta şu ifadeler öne çıkıyor: “Benim doğrudan paylaşmadığım hiçbir açıklama, yorum, düşünce beni bağlamaz. Gerektiğinde düşüncelerimi bizzat kamuoyu ile paylaşıyorum.” “Bundan böyle siyasetçi ve bazı avukatlarla görüşmeyeceğim” Demirtaş, kendisine mal edilen sözler ve çarpıtılmış açıklamalar nedeniyle görüşme trafiğini sınırlandıracağını belirterek dikkat çeken bir karar aldığını duyurdu: “Arkadaşlarım hariç hiçbir siyasetçi ve avukatla görüşmeyeceğim. Bu çarpıtma ve suistimalleri önlemenin başka yolu kalmadı.” Bu cümle, hem iktidar hem de muhalefet kulislerinde yankı uyandırdı. Siyasi kulislerde deprem etkisi Mektup, barış süreci, tahliye tartışmaları ve kulislerde dolaşan “uzlaşma” iddialarının tam ortasına düştü. Gazeteci Nevşin Mengü X hesabında şu yorumu yaptı: “Demirtaş, Bülent Arınç’ın iddialarını boşa düşürdü. Siyasete dönmeyeceğine ‘söz vermesi’ için baskı yapıldığı iddiaları var, Demirtaş bunu açık şekilde reddediyor.” DEM Parti kaynakları ise mektubun “Demirtaş’ın bağımsız, manipüle edilmeyen sesini koruma iradesi” olduğunu açıkladı. Arka Plan: Tartışmayı başlatan ziyaret 18 Kasım’da Bülent Arınç’ın Edirne Cezaevi ziyaretiyle birlikte, kulislerde “arka kapı diplomasisi”, “Demirtaş’tan uzlaşma sinyali” yorumları gündeme gelmişti. Demirtaş’ın mektubu, bu söylemlere sert bir fren niteliği taşıyor. Mektubun yayımlanan bölümü “İyi niyetli dahi olsa hiç kimsenin benim adıma konuşma yetkisi yoktur. Doğrudan paylaşmadığım hiçbir açıklama beni bağlamaz. Bundan böyle arkadaşlarım hariç hiçbir siyasetçi ve avukatla görüşmeyeceğim.” — Selahattin Demirtaş, 20 Kasım 2025 Tahliye tartışmalarında yeni kırılma noktası Demirtaş’ın mektubu, siyasi atmosferde yeni bir döneme işaret ediyor. Hem iktidar hem muhalefet cephesinin “Demirtaş tahliye edilir mi?” tartışmalarının sürdüğü bir dönemde gelen bu açıklama, “uzlaşma” iddialarını ortadan kaldıran net bir kırmızı çizgi olarak görülüyor.

Narin davasında sessizlik bozuldu: Müebbet alan amca tek ismi işaret etti! Haber

Narin davasında sessizlik bozuldu: Müebbet alan amca tek ismi işaret etti!

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 2024 yılında kaybolduktan sonra cansız bedeni derede bulunan 9 yaşındaki Narin Güran’ın cinayetine ilişkin davada verilen ağırlaştırılmış müebbet cezaları Yargıtay’a taşınırken, cezaevinde bulunan amca Salim Güran ilk kez konuştu. Güran, kardeşi aracılığıyla yayınladığı mesajda “Bu dava bitmedi, katil bellidir” diyerek Nevzat Bahtiyar’ı işaret etti. Dava Yargıtay aşamasında: Ağırlaştırılmış müebbet kararları masada Narin Güran cinayetinde anne Yüksel Güran, amca Salim Güran ve ağabey Enes Güran, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası almıştı. Sanıklardan Nevzat Bahtiyar’a ise “delilleri yok etme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis verilmişti. Mahkeme, olayın planlı şekilde işlendiğini ve sanıkların birlikte hareket ettiğini karara bağlamıştı. Ailelerin ve avukatların itirazı üzerine dosya Yargıtay’a taşındı. Cezaevinden gelen mesaj: “Susmayacağız, gerçek ortaya çıkacak” Eski muhtar olan ve olay tarihinde tutuklanan amca Salim Güran, sessizliğini bozarak cezaevinden mesaj gönderdi. Güran, paylaşımında “Bizi yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederim. Deliller katilin kim olduğunu kabak gibi ortaya koyuyor. Biz kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz, susmayacağız” ifadelerini kullandı. Mesaj, kardeşi tarafından sosyal medya üzerinden paylaşıldı. Nevzat Bahtiyar iddiası: ‘Deliller ona işaret ediyor’ çıkışı Güran, olayda suçlandığı iddiaları reddederken tüm okları Nevzat Bahtiyar’a çevirdi. Mahkeme gerekçeli kararında tüm sanıkların birlikte hareket ettiği belirtilmişti ancak Salim Güran, “asıl failin saklandığını” ve dosyanın yeniden incelenmesi gerektiğini savunuyor. Aile, hem adli tıp raporları hem de telefon kayıtlarının yeniden araştırılmasını talep ediyor. Ailenin çağrısı: ‘Narin için adalet bitmedi’ Güran ailesi, Yargıtay sürecine dair “Son nefesimize kadar adalet arayacağız” açıklamasında bulundu. Dava sürecini yakından takip eden yurttaşlar ve kadın örgütleri de “çocuk cinayetlerinde cezasızlık kabul edilemez” diyerek sürecin kamuoyu baskısıyla takip edilmesi gerektiğini vurguluyor. Narin Güran cinayeti, Türkiye toplumunda infial yaratan çocuk cinayetleri arasında yer almaya devam ederken, Yargıtay’ın vereceği karar davanın seyrini belirleyecek.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.