SON DAKİKA

#Kültür Sanat

HABER DEĞER - Kültür Sanat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Sanat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Leonardo DiCaprio’dan politik yüklü komedi-aksiyon-drama: One Battle After Another Haber

Leonardo DiCaprio’dan politik yüklü komedi-aksiyon-drama: One Battle After Another

DiCaprio’dan sıra dışı bir performans Filmde Bob karakterine hayat veren DiCaprio, genç kızını kurtarmak için eski radikal geçmişiyle yüzleşen, dağınık ve kırılgan bir baba rolünde. Ekose sabahlığı ve beresiyle koşuştururken izleyiciyi güldüren Bob’un kızına olan sevgisi, oyuncunun rolüne kattığı duygusal derinlikle birleşiyor. Anderson’ın imza tarzı Paul Thomas Anderson, daha önce There Will Be Blood ve Boogie Nights gibi yapımlarda sergilediği yoğun ve farklı anlatım tarzını bu filmde bir araya getiriyor. Yönetmen, Thomas Pynchon’ın 1990 tarihli Vineland romanından esinlense de hikâyeyi günümüze uyarlıyor ve yeni karakterler yaratıyor. Sonuç; komplo teorileri, beyaz üstünlükçü topluluklar, yeraltı örgütleri ve aile bağlarıyla örülü bir hikâye. Usta oyuncu kadrosu DiCaprio’ya filmde Sean Penn, Benicio del Toro, Regina Hall, Teyana Taylor ve genç yetenek Chase Infiniti eşlik ediyor. Özellikle Penn’in canlandırdığı sapkın ve ikiyüzlü “Kaptan Lockjaw” karakteri, eleştirmenlerden tam not aldı. Politik ve güncel göndermeler Film, göçmen merkezlerinden milis gruplarına, beyaz üstünlükçü topluluklardan devletin karanlık yapıları ele alışına kadar birçok güncel tartışmayı perdeye taşıyor. Eleştirmenler, yapımı hem “korkunç hem de gülünç derecede komik” olarak tanımlıyor. Vizyon tarihi 2 saat 41 dakika süren One Battle After Another, geniş ekran VistaVision teknolojisiyle çekildi. Destansı görselliği, yüksek tempolu araba kovalamacaları ve duygusal baba-kız hikâyesiyle şimdiden yılın en iddialı yapımları arasında gösteriliyor.

Yolun altından 1500 yıllık tarih çıktı Haber

Yolun altından 1500 yıllık tarih çıktı

Kapadokya’nın gizli hazinesi Kapadokya’nın eşsiz coğrafyası peribacalarıyla olduğu kadar, toprak altındaki tarihi mirasıyla da dikkat çekiyor. Göreme ile Ortahisar arasındaki kara yolunun 2022’de ulaşıma kapatılmasının ardından başlatılan arkeolojik kazılar, bölgenin bilinmeyen geçmişine ışık tuttu. Nekropol alanı ortaya çıktı Nevşehir Müze Müdürlüğü ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nin bilimsel danışmanlığında yürütülen çalışmalarda, kayaya oyulmuş mezarlar, kilerler, yaşam alanları ve yaklaşık 50 mezardan oluşan geniş bir nekropol alanı gün yüzüne çıkarıldı. İncelemeler, yerleşimin Milattan Sonra 5. yüzyıla kadar uzandığını ortaya koydu. “Bölgenin tarihini geriye çekiyor” Kazı Başkanı ve Nevşehir Müze Müdürü Gökhan Maskar, elde edilen bulguların Kapadokya tarihi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı: “2022 yılından bu yana sürdürdüğümüz kazılarda 50’ye yakın mezar tespit ettik. Bu mezarların bir kısmı bölgede ilk kez görülen türden yapılar. 2025 yılı çalışmaları, yerleşimin 10-11. yüzyıldan da daha eskiye giderek Milattan Sonra 5. yüzyıla tarihlendiğini ortaya koydu. Ayrıca din adamlarına ait olduğu düşünülen mezarların yanı sıra bebek ve yetişkin definleri de bulundu. Röliker haçlar, sikkeler, küpeler ve bilezikler bu yılki keşifler arasında.” Yolun kapatılması tarihi korudu Maskar, kazılar sırasında geçmiş dönemlerde kullanılan taşların mezar yapımında yeniden değerlendirildiğini de belirtti. Göreme Açık Hava Müzesi’ne uzanan bu yolun uzun yıllar açık kalmasının ve alt yapı çalışmalarının bölgede ciddi tahribata yol açtığını söyledi. UNESCO’nun raporlarında “doğal dokuya zarar verdiği” gerekçesiyle kapatılması önerilen yol, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle 2022’de trafiğe kapatılmış, ardından kurtarma kazıları başlatılmıştı. Arkeopark hedefi Elde edilen bulguların ardından, alanın arkeopark olarak düzenlenmesi planlanıyor. Proje kapsamında yürüyüş yolları ve cam teraslarla ziyaretçilerin bölgeyi gezebilmesi hedefleniyor.

Çocuklar için büyülü bir film önerisi: Terabithia Köprüsü Haber

Çocuklar için büyülü bir film önerisi: Terabithia Köprüsü

Bir köprüden fazlası, bir dünya Hayatın sıradan akışında, bazen bir film izlemek bizi bambaşka diyarlara taşır. Özellikle çocuklar için seçtiğimiz bu kültür-sanat köşesinde, eğlenceyi derinlikli hikayelerle buluşturuyoruz. Bugün odak noktamız, 2007 yapımı Terabithia Köprüsü (Bridge to Terabithia) – Katherine Paterson'ın ödüllü romanından uyarlanan, dostluk, hayal gücü ve kayıpların iç içe geçtiği bir hikaye. Yönetmen Gábor Csupó'nun elinden çıkan bu eser, sadece bir çocuk filmi değil; her yaştan izleyiciye “Hayal etmek, en büyük güçtür” diye fısıldayan bir masal. Eğer ailecek keyifli bir akşam geçirmek istiyorsanız, bu film tam size göre. Hazır olun, çünkü Terabithia sizi bekliyor – hem gülümseterek, hem düşündürerek. Hikayenin büyüsü: İki yalnız ruhun buluşması Film, 11 yaşındaki Jess Aarons'un (Josh Hutcherson) dünyasında başlıyor. Jess, fakir bir ailenin en küçük oğlu; okulda zorbalara maruz kalan, evde ise dört kız kardeşi ve katı babasıyla boğuşan bir yalnız kurt. Sabahları koşu antrenmanları yapıyor, çünkü okul yarışını kazanmak onun tek umudu – biraz olsun takdir edilmek. "Keşke her şeyi bir köpek karşılığında değişebilsem," diye içinden geçiriyor sık sık, çizim tutkusu ise kimsenin umurunda değil. Derken, yeni komşu Leslie Burke (AnnaSophia Robb) hayatına giriyor. Zengin, kitap kurdu bir ailenin kızı Leslie, okulun "tuhaf" kızı ilan ediliyor – eski kıyafetleri ve sınırsız hayal gücüyle. Yarışta Jess'i geçince aralarında kıvılcım çakıyor: Önce rekabet, sonra dostluk. Ormanın derinliğinde, bir ip sallantıyla geçilen dere kenarında “Terabithia”yı yaratıyorlar – dev trol ağaçlar, uçan yaratıklar ve karanlık efendilerle dolu bir krallık. Jess çiziyor, Leslie hikaye anlatıyor; birlikte kral ve kraliçe oluyorlar. Gerçek hayattaki zorbalıklar, aile baskıları burada maceralara dönüşüyor. “Terabithia, sadece bir orman parçası değil; ruhların yarattığı bir kale, gerçek acıları hayali zaferlere çeviren bir köprü.” Bu sahneler, filmin en eğlenceli kısmı – çocuklarınızı ekrana kilitleyecek, belki de kendi hayal krallıklarını kurmaya teşvik edecek. Küçük kardeş May Belle (Bailee Madison) bile dahil oluyor. Ama hikaye burada bitmiyor; beklenmedik bir trajedi her şeyi değiştiriyor, duygusal bir derinlik katıyor. Yaratıcı ekibin sihirli dokunuşu Bu filmin büyüsü, arkasındaki usta ellerde gizli. Yönetmen Gábor Csupó, animasyon dünyasının yıldızı – Rugrats gibi çizgi dizilerin yaratıcısı. İlk canlı aksiyon filmiyle, Paterson'ın romanını sadık bir şekilde uyarlıyor; fantastik unsurları abartmadan, çocukların gözünden sunuyor. Yeni Zelanda'nın yemyeşil ormanlarında çekilen sahneler, Weta Workshop'un (Yüzüklerin Efendisi ekibi) CGI dokunuşlarıyla gerçekçi kalıyor. Csupó, “Bu hikaye, hayal gücünün acıları nasıl iyileştirdiğini anlatmak için doğdu,” diyor. Senaryoyu Jeff Stockwell ve David Paterson kaleme aldı. David, romancı Katherine Paterson'ın oğlu; hikaye, onun çocukluk trajedisinden (yakın arkadaşının ölümü) esinlenilmiş. Oyunculara gelince, Josh Hutcherson (Jess) içe kapanık bir çocuğun dönüşümünü harika oynuyor. AnnaSophia Robb (Leslie) adeta bir peri gibi cesur ve etkileyici. İkilinin kimyası, filmin kalbi: “Mükemmel bir uyum, dostluğun resmini çiziyor,” diyor eleştirmenler. Derinlikli bir analiz: Temalar ve çarpıcı anlar Terabithia Köprüsü, yüzeyde bir macera gibi görünse de, katmanlı bir drama. Ana tema dostluk: Jess ve Leslie, sınıf farkı, zorbalık ve aile sorunlarına rağmen birbirlerini tamamlıyor. “Dostluk, en fırtınalı sularda kurulan köprüdür,” diye özetleyebiliriz. Hayal gücü ise yıldız: Terabithia, yalnızlık ve ebeveyn ihmali gibi sorunları yenmek için bir araç. “Film, kaybı öyle dürüstçe ele alıyor ki, gözyaşları arasında umut filizleniyor – çocuk filmlerinin nadir bir mücevheri.” Jess’in dönüşümü etkileyici: Yalnız bir çocuktan, ailesine köprü kuran bir lidere evriliyor. Rotten Tomatoes’ta %85 puan alması tesadüf değil. Neden Terabithia Köprüsü'nü izlemelisiniz? 8-12 yaş için ideal: Zorbalıkla başa çıkmayı, empatiyi ve yaratıcılığı öğretiyor. Aile sohbeti için fırsat: “Hayal gücün seni nasıl kurtarır?” sorusunu tartışabilirsiniz. Duygusal zekayı geliştiriyor: Trajedi zorlayıcı olabilir, ama gerçek hayatı yansıtıyor. Yetişkinler içinse nostalji dolu: “Ağlatan ama iyileştiren bir hikaye,” diye özetliyor eleştirmenler. İzledikten sonra çocuğunuzla dışarı çıkıp kendi Terabithia’nızı yaratın – belki bir orman yürüyüşü, belki bir çizim seansı. Bu film, sadece izlenmez; yaşanır!

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.