SON DAKİKA

#Mektup

HABER DEĞER - Mektup haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mektup haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Metin Akpınar’ın kızı Duygu Nebioğlu konuştu: Haklılığım ortaya çıkacak Haber

Metin Akpınar’ın kızı Duygu Nebioğlu konuştu: Haklılığım ortaya çıkacak

Yeşilçam oyuncusu Metin Akpınar’ın 1980’li yıllarda Suphiye Orancı ile ilişkisinden doğan ikiz kızlarından biri olan Duygu Nebioğlu’nun açtığı tazminat davası ertelendi. Mahkeme, karşı tarafın sosyal-ekonomik durum araştırmasının henüz dosyaya ulaşmaması nedeniyle duruşmayı ileri tarihe bıraktı. Nebioğlu, karar sonrası yaptığı açıklamada sürecin zorlu geçtiğini ve hakikat ortaya çıkana dek mücadele edeceğini söyledi. “Bu mücadele yalnız kendi hikâyem değil” Duygu Nebioğlu, duruşma sonrası yaptığı açıklamada davanın uzamasının kendisini yıprattığını ancak geri adım atmayacağını belirtti. “Hakikatin ortaya çıkmasının kolay olmadığını gördüm. Çok yıprandım ama kimsesiz bırakılan kadınlar ve koparılan çocuklar için mücadeleyi bırakmayacağım” dedi. “Kimliğimin peşine 21 yaşında düştüm” Nebioğlu, gerçek ailesini öğrenme sürecini şöyle anlattı: “21 yaşında kimliğimin peşine düştüm. Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kaldığım dönemde annemin kuruma gönderdiği bir mektup olduğunu öğrendim. O mektup sayesinde ikiz kardeşimle birlikte Metin Akpınar’ın öz babam olduğunu annemin beyanından öğrendim.” Yıllar süren bu arayışın kendisi için hem psikolojik hem de hukuki anlamda ağır bir süreç olduğunu vurguladı. “6 yıl boyunca kimsesiz çocuklarla yaşadım” Nebioğlu, hayatının ilk yıllarının dramatik zorluklarla geçtiğini şu sözlerle anlattı: “Gözlerimi Çocuk Esirgeme Kurumu’nda açtım. 6 yıl boyunca kimsesiz çocuklarla birlikte yaşadım. Karanlık odalar, açlık, sefalet… 6 yaşında Antalya’da Özdemir–Emine Nebioğlu çifti beni evlat edindi. İkiz kardeşimi de orada öğrendim.” “Tek gecelik ilişki” açıklaması beni yıktı Nebioğlu, tazminat davası açmasının en önemli sebebinin Metin Akpınar’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalar olduğunu belirtti: “Annemle ilişkisinden ‘tek gecelik’ diye bahsetmesi beni ve annemi toplum önünde itibarsızlaştırdı. Bir sanatçının böyle bir ifade kullanması beni çok üzdü. Bu nedenle hem çocukluk yaralarım hem de insan onuruna sahip çıkmak için dava açtım.” Görüşme talebinin olmadığını da ekleyerek, “Böyle bir sorumluluk bana ait değildir” dedi. “Kimsesiz çocukların sesi olacağım” Nebioğlu, davayı yalnız kendi adalet arayışı için değil, benzer hikâyeler yaşayan çocuklar ve kadınlar için de sürdürdüğünü söyledi: “Nefes aldığım sürece bu davadan vazgeçmeyeceğim. Sonrasında kimsesiz çocukların, sesi bastırılan annelerin, kimlik arayan herkesin yanında olacağım.” Açıklamasında, kendisine yöneltilen “Sana dondurma mı alacaktık, parka mı götürecektik?” sözlerine de değinerek: “Ben kimsesiz çocuklara dondurma alacağım, parka götüreceğim. Hayallerimi bunun üzerine kurdum. Türkiye’nin buna ihtiyacı var.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş: Kimse benim adıma konuşamaz! Haber

Demirtaş: Kimse benim adıma konuşamaz!

“Benim adıma konuşan hiç kimseyi kabul etmiyorum” Edirne F Tipi Cezaevi’nde 9 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kamuoyuna el yazısıyla hitap ettiği bir mektupla gündeme yeniden damga vurdu. Demirtaş, son günlerde kendisine atfedilen açıklamalara tepki göstererek, “İyi niyetli dahi olsa hiç kimsenin benim adıma konuşma yetkisi yoktur” ifadelerini kullandı. Mektup, Demirtaş’ın resmi X hesabı üzerinden yayımlandı ve kısa sürede binlerce kişiye ulaştı. Arınç’ın sözlerine dolaylı yanıt: “Benim doğrudan söylemediğim hiçbir şey beni bağlamaz” Demirtaş’ın bu çıkışı, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın cezaevi ziyareti sonrası yaptığı açıklamaların hemen ardından geldi. Arınç, “Demirtaş Erdoğan’la görüşmek istiyor, siyasete dönmeyeceğine söz verirse tahliye süreci hızlanır” şeklindeki sözleriyle büyük tartışma yaratmıştı. Demirtaş’ın mektubu, bu iddialara net bir yanıt niteliği taşıyor. Mektupta şu ifadeler öne çıkıyor: “Benim doğrudan paylaşmadığım hiçbir açıklama, yorum, düşünce beni bağlamaz. Gerektiğinde düşüncelerimi bizzat kamuoyu ile paylaşıyorum.” “Bundan böyle siyasetçi ve bazı avukatlarla görüşmeyeceğim” Demirtaş, kendisine mal edilen sözler ve çarpıtılmış açıklamalar nedeniyle görüşme trafiğini sınırlandıracağını belirterek dikkat çeken bir karar aldığını duyurdu: “Arkadaşlarım hariç hiçbir siyasetçi ve avukatla görüşmeyeceğim. Bu çarpıtma ve suistimalleri önlemenin başka yolu kalmadı.” Bu cümle, hem iktidar hem de muhalefet kulislerinde yankı uyandırdı. Siyasi kulislerde deprem etkisi Mektup, barış süreci, tahliye tartışmaları ve kulislerde dolaşan “uzlaşma” iddialarının tam ortasına düştü. Gazeteci Nevşin Mengü X hesabında şu yorumu yaptı: “Demirtaş, Bülent Arınç’ın iddialarını boşa düşürdü. Siyasete dönmeyeceğine ‘söz vermesi’ için baskı yapıldığı iddiaları var, Demirtaş bunu açık şekilde reddediyor.” DEM Parti kaynakları ise mektubun “Demirtaş’ın bağımsız, manipüle edilmeyen sesini koruma iradesi” olduğunu açıkladı. Arka Plan: Tartışmayı başlatan ziyaret 18 Kasım’da Bülent Arınç’ın Edirne Cezaevi ziyaretiyle birlikte, kulislerde “arka kapı diplomasisi”, “Demirtaş’tan uzlaşma sinyali” yorumları gündeme gelmişti. Demirtaş’ın mektubu, bu söylemlere sert bir fren niteliği taşıyor. Mektubun yayımlanan bölümü “İyi niyetli dahi olsa hiç kimsenin benim adıma konuşma yetkisi yoktur. Doğrudan paylaşmadığım hiçbir açıklama beni bağlamaz. Bundan böyle arkadaşlarım hariç hiçbir siyasetçi ve avukatla görüşmeyeceğim.” — Selahattin Demirtaş, 20 Kasım 2025 Tahliye tartışmalarında yeni kırılma noktası Demirtaş’ın mektubu, siyasi atmosferde yeni bir döneme işaret ediyor. Hem iktidar hem muhalefet cephesinin “Demirtaş tahliye edilir mi?” tartışmalarının sürdüğü bir dönemde gelen bu açıklama, “uzlaşma” iddialarını ortadan kaldıran net bir kırmızı çizgi olarak görülüyor.

Ayşe Barım’dan çığlık gibi mektup! Haber

Ayşe Barım’dan çığlık gibi mektup!

Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla 27 Ocak’tan bu yana Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Ancak kamuoyunu sarsan gelişme, Barım’ın hayati sağlık sorunlarına rağmen tutuklu yargılanmaya devam etmesi. Barım, 27 Ağustos'ta yayımladığı açık mektupta yaşadığı sağlık sorunlarını anlatarak, ölüm riski altında olduğunu açıkladı. Mektup, sahibi olduğu ID İletişim şirketinin Instagram hesabı üzerinden paylaşıldı. Barım, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Altı ayrı kalp hastalığım, beynimde iki stentli anevrizmam ve müdahale edilemeyen yeni bir anevrizmam var. Ani ölüm riskiyle yaşıyorum. Cezaevinde 30 kilo verdim, kaslarım çöktü, panik ataklar yaşıyorum." Barım, son üç ayda altı kez baygınlık geçirdiğini ve kalp rahatsızlıklarının ilerlediğini de vurguladı. Tedavi için kendi seçeceği doktorlara erişim talep etti. Barım’ın avukatı Deniz Ketenci, Barım’ın kalp damar hastalıkları, uyku apnesi, akciğerde nodül, tansiyon, diyabet ve iki beyin anevrizması gibi ciddi rahatsızlıklarla mücadele ettiğini söyledi. Avukat, cezaevi koşullarının Barım’ın sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti. Sağlık Raporları Ne Diyor? 2 Temmuz tarihli resmi sağlık kurulu raporu, Barım’ın kalp kaslarının normalin çok üzerinde kalınlaştığını, kalp kapakçıklarında ileri düzeyde yetmezlik bulunduğunu ve kalp nakli gerekebileceğini bildirdi. Ayrıca, beyninde bulunan üçüncü anevrizmanın genişlediği ve bu durumun beyin kanaması, felç ve ani ölüm riski taşıdığı ifade edildi. Raporda ayrıca, cezaevi koşullarında bu düzeydeki rahatsızlıklar için acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı. Mektup, sahibi olduğu ID İletişim şirketinin Instagram hesabı üzerinden paylaşıldı. Barım, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Altı ayrı kalp hastalığım, beynimde iki stentli anevrizmam ve müdahale edilemeyen yeni bir anevrizmam var. Ani ölüm riskiyle yaşıyorum. Cezaevinde 30 kilo verdim, kaslarım çöktü, panik ataklar yaşıyorum." Barım, son üç ayda altı kez baygınlık geçirdiğini ve kalp rahatsızlıklarının ilerlediğini de vurguladı. Tedavi için kendi seçeceği doktorlara erişim talep etti. Barım’ın avukatı Deniz Ketenci, Barım’ın kalp damar hastalıkları, uyku apnesi, akciğerde nodül, tansiyon, diyabet ve iki beyin anevrizması gibi ciddi rahatsızlıklarla mücadele ettiğini söyledi. Avukat, cezaevi koşullarının Barım’ın sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu belirtti. Sağlık Raporları Ne Diyor? 2 Temmuz tarihli resmi sağlık kurulu raporu, Barım’ın kalp kaslarının normalin çok üzerinde kalınlaştığını, kalp kapakçıklarında ileri düzeyde yetmezlik bulunduğunu ve kalp nakli gerekebileceğini bildirdi. Ayrıca, beyninde bulunan üçüncü anevrizmanın genişlediği ve bu durumun beyin kanaması, felç ve ani ölüm riski taşıdığı ifade edildi. Raporda ayrıca, cezaevi koşullarında bu düzeydeki rahatsızlıklar için acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.