SON DAKİKA

#Moda

HABER DEĞER - Moda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Moda haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yeni değil, yeterli olsun: İkinci el kıyafetlere talep rekor kırıyor! Haber

Yeni değil, yeterli olsun: İkinci el kıyafetlere talep rekor kırıyor!

Kış Kapıda, Fiyatlar El Yakıyor Her çarşamba Ankara’nın merkezinde Ayrancı Kapalı Pazar Yeri'nde kurulan ikinci el pazarı, son haftalarda adım atılamayacak kadar kalabalık. Havalar soğudukça, vatandaşın önceliği mont, kazak, bot oldu. Ancak mağazalardaki fiyatlar cep yakıyor: Yeni bir mont 2.500 liradan başlıyor, bot fiyatları 3.000 lirayı aşıyor. Bu tablo, dar gelirli yurttaşı da öğrenciyi de “yeniden giyilebilir” ikinci ellere yöneltti. Bir pazar esnafı durumu şöyle özetliyor: “Kış geldi, herkes mont soruyor. 200 liraya ikinci el mont buluyor, yeni fiyatı 10 katı. Kim alacak o paraya?” “Temizse yeter”: Tüketim değil, hayatta kalma ekonomisi Pazara gelenlerin çoğu artık “marka” ya da “moda” aramıyor. Yeter ki iş görsün anlayışı hâkim. Bir üniversite öğrencisi elinde ikinci el botu gösterip gülüyor: “Geçen yıl aynı model mağazada 3.500 liraydı. Buradan 250’ye aldım. Temizse, sağlam tabanlıysa, neden olmasın?” Bu sözler, Türkiye’nin orta sınıfının bile artık ikinci ele yöneldiğini gösteriyor. Kıyafet yalnızca bir ihtiyaç değil; gelir adaletsizliğinin en somut göstergesi haline gelmiş durumda. İsraf azalıyor mu, yoksa mecburiyet mi? Bir yandan çevre savunucuları ikinci el alışverişin sürdürülebilirlik açısından olumlu olduğunu savunuyor. Tekstil sektörünün dünyada en çok atık üreten alanlardan biri olduğu biliniyor. Ancak Ankara’daki pazarın gerçekliği biraz farklı: Burada insanlar “ekolojik bilinçten” değil, ekonomik çaresizlikten alışveriş yapıyor. “Keşke çevreci olduğumuz için alsak ama olmuyor,” diyor bir anne. “Çocuğa mont alacağım, 1.200 liradan aşağı yok. Burada 150’ye buldum. Temiz, sıcak tutuyor, gerisi önemli değil.” Ay sonunu getiremeyenler için yeni normal: İkinci el Asgari ücretlinin maaşı kiraya, faturalara ve mutfağa gidiyor. Giyecek, artık lüks tüketim kalemlerinden biri haline geldi. Her ay sonu, pazarlarda benzer bir manzara: Mont denerken pazarlık yapan işçiler, botun tabanını kontrol eden öğrenciler, eldivenlere bakan emekliler… Ekonomistler, bu durumu “sessiz bir uyum süreci” olarak tanımlıyor. Yani halk, gelirine göre değil; geliri yetmediği için ikinci el piyasasına mecburen adapte oluyor. “İkinci el ekonomisi” büyüyor Son yıllarda yalnızca sokak pazarlarında değil, dijital platformlarda da ikinci el satış patladı. Uygulamalardaki ilan sayısı rekor kırarken, kadınlar evdeki kullanılmayan kıyafetleri satarak geçim sağlamaya başladı. Uzmanlara göre bu tablo, bir yönüyle “mikro direniş ekonomisi” oluşturuyor: İsraf azalıyor, döngüsel ekonomi güçleniyor; ancak bunun nedeni gönüllü bilinç değil, hayatta kalma zorunluluğu. Bir montun ardındaki hikâye Ankara’daki tezgâhlarda 150 liraya alınan bir mont, aslında bu ülkenin ekonomik tablosunu anlatıyor. Bir yanda “kış indirimi” diye 3.000 liraya ürün satan mağazalar, diğer yanda soba dumanı arasında pazarlık yapan insanlar. Bir mont, artık yalnızca bir kıyafet değil; gelir eşitsizliğinin soğuk gerçeği. Tüketim çağında tükenmişlik Her çarşamba yeniden kurulan ikinci el pazarları, artık bir “moda” değil, bir hayatta kalma alanı. Yükselen fiyatların, azalan maaşların, büyüyen umutsuzluğun ortasında, vatandaşın tercihi net: “Yeniye gücüm yetmiyor, ikinci el de olsa sıcak tutsun yeter.” Bu söz, aslında koca bir dönemin özeti: Artık mesele şıklık değil, dayanıklılık.

Moda ikonunun perde arkası: Giorgio Armani'nin hayatı film oluyor Haber

Moda ikonunun perde arkası: Giorgio Armani'nin hayatı film oluyor

Dünyaca ünlü modacı Giorgio Armani, geçtiğimiz hafta karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmişti. 91 yaşında vefat eden Armani'nin ardından, moda dünyasında derin bir boşluk oluşurken, hayatı şimdi biyografik bir filmle ölümsüzleştiriliyor. İtalyan yapımcı Andrea Iervolino tarafından çekilecek olan film, "Armani – The King of Fashion" adını taşıyor. Yapımcı Iervolino, projeyi şöyle tanımlıyor: “Bu film, uluslararası modanın en büyük yenilikçilerinden birine ve İtalyan kimliğinin dünya çapındaki silinmez sembolüne bir saygı duruşu niteliğinde.” Filmin senaryosu, Oscar ödüllü yazar Bobby Moresco tarafından kaleme alınıyor. Armani’nin kişisel ve profesyonel yolculuğu, moda dünyasında nasıl bir ikon haline geldiği ve “Made in Italy” kavramına kattığı anlam, filmde detaylı şekilde ele alınacak. Oyuncu kadrosu ve vizyon tarihi henüz açıklanmazken, projenin uluslararası sinema çevrelerinde büyük ilgi görmesi bekleniyor. Modanın efsanevi ismi Giorgio Armani, daha önce de ünlü yönetmen Martin Scorsese'nin 2015 tarihli kısa filminde konu olmuştu. Ancak bu kez, onun tüm yaşamı – yükselişi, mücadeleleri ve mirası – ilk kez uzun metrajlı bir yapımla dünyaya anlatılacak. “Moda kralı”, “Asla solmayacak bir stil ikonu” ve “İtalyan zarafetinin yaşayan temsili” olarak tanınan Armani’nin hikâyesi, yalnızca moda tutkunları için değil, ilham verici yaşam öykülerine ilgi duyan herkes için merakla beklenen bir yapım olacak.

Zara’ya şok yasak: “Sağlıksız zayıflık” gerekçesiyle reklamlar kaldırıldı Haber

Zara’ya şok yasak: “Sağlıksız zayıflık” gerekçesiyle reklamlar kaldırıldı

Dünyanın önde gelen moda markalarından Zara, İngiltere'de beklenmedik bir kararla gündemde. İngiltere Reklam Standartları Otoritesi (ASA), iki Zara reklamının modellerin aşırı zayıf görünümü nedeniyle kamu sağlığı açısından “sorumsuzluk” içerdiğine hükmetti. Kararda, reklamlarda yer alan modellerin zayıflığının ışık, poz ve kadraj oyunlarıyla vurgulandığı belirtildi. “Zayıflık estetik değil, endişe verici” ASA'nın açıklamasına göre, kaldırılan reklamlardan birinde modelin bacaklarının ışık oyunlarıyla olduğundan daha ince gösterildiği, diğerinde ise köprücük kemiklerinin ön plana çıkarıldığı tespit edildi. Kurum, bu tür görsellerin özellikle gençler arasında “sağlıksız beden algısını” teşvik ettiğini vurguladı. Zara: Modeller sağlıklıydı, kurallara uyduk Zara cephesinden gelen açıklamada ise modellerin çekim anında sağlıklarının yerinde olduğu, bu durumu belgeleyen resmi tıbbi raporların mevcut olduğu ifade edildi. Marka, görsellerde yalnızca küçük ölçekli renk ve ışık düzenlemeleri yapıldığını savunarak, kurallara uygun hareket ettiklerini belirtti. Firma ayrıca, 2007 tarihli “Fashioning a Healthy Future” raporundaki tüm yükümlülükleri yerine getirdiklerini, modellerin sağlıklı olduğuna dair belgeleri sunduklarını ve bireysel şikâyet almadıklarını dile getirdi. Moda dünyasında benzer örnekler çoğalıyor Zara’nın yaşadığı bu reklam yasağı, moda sektöründe art arda gelen benzer kararları hatırlattı. Kısa bir süre önce Marks & Spencer ve Next gibi markalar da ASA’nın benzer uyarı ve yaptırımlarıyla karşılaşmıştı. Moda dünyasında estetik algısı ve beden sağlığı tartışmaları sürerken, Zara'nın reklam yasağı kararı sektör genelinde reklam etiği ve beden politikaları tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.