SON DAKİKA

#Oyuncu

HABER DEĞER - Oyuncu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Oyuncu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diziden uçakta haberi oldu! Alina Boz şokta… Haber

Diziden uçakta haberi oldu! Alina Boz şokta…

NOW ekranlarında yayınlanması planlanan DOC dizisinin başrolü için anlaşan Alina Boz, projeden çıkarıldığını nerede, ne zaman ve nasıl öğrendi? İddialara göre oyuncu, tatil dönüşü uçağında okuduğu haberlerle ayrılığı öğrendi; gelişme üzerine hukuki haklarını aramaya hazırlandığı öne sürüldü. Yapım cephesinin ise “karşılıklı anlaşma” vurgusu dikkat çekti. “Karşılıklı anlaşma” denildi, kulisler başka konuştu Yapım tarafından yapılan kısa açıklamada, yolların “karşılıklı anlaşma” ile ayrıldığı ifade edildi. Ancak kulis bilgileri, sürecin oyuncunun bilgisi ve onayıyla ilerlemediğini iddia ediyor. Aynı kaynaklar, Boz’un resmî bir tebligat almadan, kamuoyuna yansıyan haberlerle projeden çıkarıldığını öğrendiğini savunuyor. Uçakta öğrenilen ayrılık iddiası ve hukuki hazırlık İddiaya göre Boz, tatilden dönerken uçakta sosyal medyada ve haber sitelerinde çıkan içeriklerle ayrılığı fark etti. Oyuncunun, sözleşme hükümlerini inceleyerek hukuki yollara başvurmayı değerlendirdiği konuşuluyor. Taraflardan bu iddiaya ilişkin ayrıntılı bir yalanlama ya da doğrulama henüz gelmedi. Yeni başrol arayışı: Sıla Türkoğlu ismi masada Boz’un ayrılığıyla birlikte yapım ekibinin yeni başrol için temasta olduğu isimlerden birinin Sıla Türkoğlu olduğu ileri sürülüyor. Gelişmenin netleşmesi hâlinde dizinin yayın takviminde revizyon yapılabileceği belirtiliyor. NOW cephesinden kısa mesaj Dizinin yayıncısı NOW ve yapım şirketi, kamuoyuna yansıyan iddialara karşı şimdilik “karşılıklı anlaşma” formülasyonunun dışına çıkmadı. Ancak kulislerdeki farklı anlatımlar, söz konusu ifadenin perde arkasına dair soru işaretlerini büyütüyor. Sektörde yankı: Sözleşmeler ve şeffaflık tartışması Olay, Türkiye’de dizi sektöründe sözleşme süreçleri ve iletişim şeffaflığı başlıklarını yeniden gündeme taşıdı. Oyuncuların, projeden ayrılıkların doğrudan kendilerine ve yazılı bildirimle iletilmesini talep ettiği biliniyor; yaşananlar, “haberle öğrenme” tartışmasını alevlendirdi.

Çiçekçi çocuğa çarpıp kaçtığı iddia edilmişti: ‘Sahipsizler’in Melis’i Mina Derman’dan açıklama geldi Haber

Çiçekçi çocuğa çarpıp kaçtığı iddia edilmişti: ‘Sahipsizler’in Melis’i Mina Derman’dan açıklama geldi

Genç kuşağın dikkat çeken oyuncularından Mina Derman, rol aldığı ‘Sahipsizler’ dizisindeki “Melis” karakteriyle geniş bir hayran kitlesine sahip. Ancak Derman, bu kez oyunculuğu ile değil, İstanbul Bebek’te yaşadığı bir olay nedeniyle sosyal medyanın gündemine oturdu. İddiaya göre 23 yaşındaki oyuncu, arkadaşıyla birlikte araç içerisinde bulunduğu sırada çiçek satışında bulunan küçük bir çocuğa çarptı. O anlarda çevrede bulunan muhabirlerin görüntü alması üzerine panikleyen Derman’ın hızla uzaklaştığı öne sürüldü. Kısa sürede sosyal medyada yayılan görüntüler, kullanıcılardan yoğun tepki aldı. Tartışmalar büyürken genç oyuncudan açıklama gecikmedi. Sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yayımlayan Derman, iddiaları kesin bir dille reddetti. Derman açıklamasında, “Hakkımda çıkan haberlere istinaden bir açıklama yapmak zorunda hissediyorum. Herhangi bir çarpma ya da kaçma olayı yaşanmadı. O an yanımızda olan muhabir arkadaşlarımız da buna tanıklık etti. Aksine, bahsedilen çocuk arabanın peşinden koşarken önüme aniden kesilince arabaya çarptı. Dönüp baktığımda çoktan ayağa kalkmış ve koşuyordu.” ifadelerini kullandı. Olayla ilgili yeni bir gelişme olup olmadığı merak edilirken, sosyal medya kullanıcıları ikiye bölündü: Bir kesim Derman’ın açıklamasını yeterli bulurken diğer kesim görüntülerin daha detaylı incelenmesini talep ediyor.

Boğaziçi Film Festivali'nde Altın Yunuslar sahiplerini buldu Haber

Boğaziçi Film Festivali'nde Altın Yunuslar sahiplerini buldu

13. Boğaziçi Film Festivali’nin en iyileri; Parçalı Yıllar ve Tavşan İmparatorluğu oldu. Parçalı Yıllar; En İyi Film ve En İyi Senaryo ödüllerini kazanırken Tavşan İmparatorluğu da En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni ve FİYAB En İyi Yapımcı ödüllerinin sahibi oldu. 13. Boğaziçi Film Festivali, bir haftalık maratonun ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Merve Aydın’ın sunduğu ödül töreniyle sona erdi. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen festivalde bu yıl Altın Yunus ödüllerini; “Parçalı Yıllar” ve “Tavşan İmparatorluğu” paylaştı. Gecede konukları selamlayan, Boğaziçi Film Festivali Artistik Direktörü Enes Erbay, “Bu yıl beni en çok etkileyen şey; Türk sinema sektörünün, tüm farklılıklarına rağmen, aslında ne kadar güçlü bir potansiyele sahip olduğunu görmekti. Bizim işimiz yalnızca filmleri seçmek değil sektörü bir araya getirecek bir zemin oluşturmak. Çünkü ancak birbirimizi destekleyerek, birlikte üretmenin yollarını bularak ve aramızdaki görünmez duvarları kaldırarak Türk sinemasını büyütebiliriz.” diye konuştu. Erbay; sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için önümüzdeki yıldan itibaren Bosphorus Film Lab’i yeniden hayata geçiriyoruz. Bosphorus Film Lab hem projelerin üretim süreçlerini destekleyecek hem de uluslararası ortaklıkların önünü açacak güçlü bir platform olarak geri dönecek. Bununla birlikte genç sinemacıların yaratım süreçlerine nefes aldıracak, ülkemizin ruhuyla beslenen yeni bir yaratıcı geliştirme programının da hazırlıklarını yapıyoruz. Bu yıl, geçtiğimiz seneye kıyasla izleyici sayımızın yüzde 30 artması hem festivalin büyüyen etkisinin hem de sinemaya duyduğunuz sevginin en güçlü göstergesi oldu. Bugün burada hep birlikte kurduğumuz birlik duygusunun, yarın katlanarak büyümesini diliyorum.” Gecede Ulusal Uzun Metraj, Uluslararası Uzun Metraj, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Metraj kategorilerindeki ödüller sahiplerini buldu. Başkanlığını, yönetmen Aydın Sayman’ın üstlendiği; oyuncu Hande Doğandemir, senarist Tufan Bora, yapımcı İris Tahhuşoğlu ve görüntü yönetmeni Ege Ellidokuzoğlu’ndan oluşan Ulusal Uzun Metraj Jürisi; Hasan Tolga Pulat’ın yönettiği “Parçalı Yıllar”ı En İyi Film seçti. Ödülü; filmin yapımcıları Tayfun Burus ve Tuncay Kaymaz’la birlikte, Boğaziçi Film Festivali Başkanı Ogün Şanlıer’den alan Pulat, şöyle konuştu: “Bizim için çok iyi bir süreçti; festivale ve jüri üyelerine çok teşekkür ederiz. Kostüm tasarımcımız ve aynı zamanda kız arkadaşım olan Tuba’ya ve aileme teşekkür ederim. Türk sinemasının, anlatılmamış bir dönemine bakmaya, bunu yaparken bağımsız kalmaya çalıştık. Yıllar içinde bu projeyi çok kez yapma imkânı oldu ama sömürüye, çarpıtmaya çok açık olduğu için bağımsız kalmayı tercih ettim hep. Bu konuda yıllar sonra bana inanan Tayfun Burus ve Tuncay Kaymaz’a gerçekten teşekkür ederim. Umarım bundan sonra Türk sinemasının parçalı yıllar olarak anılan dönemi daha fazla konuşulur. Bugünkü Türkiye’yi anlamak için o dönemi anlamak gerekiyor.” Jüri; En İyi Senaryo Ödülü’ne de “Parçalı Yıllar” ile Hasan Tolga Pulat’ı layık gördü. Jüri üyesi Tufan Bora’dan ödülünü alan Pulat; duygularını şu sözlerle paylaştı: “20 yıldır dönüyordu bu hikâye kafamın içinde, sonunda bu hikâyeyle vedalaşabildim. Bu bir dönem filmi, fazla konuşulmak istenmeyen bir dönem. Bir cesaretle o döneme girmek istedik, bunu yaparken de bağımsız kalmak istedik, hak ettiği gibi anlatmak istedik. Ve bu süreçte çok değerli ekip arkadaşlarıyla çalıştık. 10 gün gibi kısa bir sürede hızla çekmek zorundaydık, bu yüzden ekibimizdeki çok yetenekli insanların önemi daha da fazlaydı. Başta Yetkin Dikinciler olmak üzere şahane bir oyuncu kadrosuyla çalıştık; ki o olmasa hikâye bu kadar gerçekçi olmazdı sanırım. Ayrıca beraber çalışmaktan onur duyduğum Levent Özdilek, İlkim Tüfekçi ve bütün oyuncular, filmi gerçekten inanılır kıldı. Hepsine çok teşekkür ederim.” 13. Boğaziçi Film Festivali’nde Ulusal Uzun Metraj En İyi Yönetmen Ödülü ise “Tavşan İmparatorluğu” ile Seyfettin Tokmak’ın oldu. Ödülü, jüri başkanı Aydın Sayman’dan alanTokmak; “Film yapmanın ne kadar zor olduğunu bence salondaki birçok insan yakînen biliyor. Ama yönetmenin en kritik meselesi; öncelikle ekibini inandırması. Ben, ekibimi, bu zorlu şartlarda yani hayvanlarla, küçük çocuklarla, kışın ortasında, Elazığ’da film yapmaya inandırdım. Onlara bu emekleri için çok teşekkür ederim. Bu ödülü, yakın zamanda kaybettiğimiz, çok değerli Foley sanatçımız Murat Şenürkmez adına alıyorum.” dedi. Film yapımının büyük bir endüstri olduğunu hatırlatan Tokmak; sözlerini şöyle tamamladı: “12 Punto’da çok şey öğrendim, senaryo doktorlarıyla çalıştım. Yurt dışında da pek çok yeri gezdikten sonra sinemacı yetiştirme anlamında, filmleri uluslararası zeminde en doğru yere taşıma anlamında tüm 12 Punto ekibine teşekkür etmem gerekiyor.” Ulusal Uzun Metraj En İyi Görüntü Yönetimi Ödülü de Claudia Becerril Bulos’un çalışmasıyla “Tavşan İmparatorluğu”na gitti. Bulos adına ödülü, filmin yardımcı yönetmeni Serap Aydoğan alırken yönetmen Seyfettin Tokmak da teşekkürlerini şöyle dile getirdi: “Onun için ne söylesem azdır; sonsuz teşekkürler içindeyim. Onunla birlikte filmin yaratımında katkısı olan 12 Punto ekibine, TRT Sinema ekibine, Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’ne ve ortak yapımcılarıma çok teşekkür ediyorum.” “Tavşan İmparatorluğu”; yönetmenler Hakan Kerim Karademir, Belkıs Bayrak ve Cafer Özgül’den oluşan FİYAB Jürisi’nce verilen En İyi Yapımcı ödülünün de sahibi oldu. Koçak, teşekkür konuşmasında “Aslında yapımcı olmak isteyen biri değilim, mecburiyetten yapımcı olmuş biriyim. Birçok insanın desteğiyle bu işi yapabildim.” dedi. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Yarışması’nda “Kanto” filmindeki performansıyla Didem İnselel, En İyi Kadın Oyuncu seçildi. İnselel’in ödülünü, filmdeki rol arkadaşı, usta oyuncu Yıldız Kültür aldı. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ise “Bir Adam Yaratmak” filmindeki rolüyle Engin Altan Düzyatan’ın oldu. Oyuncu, ödülünü; “Bu kadar değerli aday arasından jürinin, beni layık görmesi çok gurur verici.” diyerek aldı. Düzyatan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Oyunculuk her ne kadar yalnız ve bireysel bir meslek gibi görünse de çok büyük bir bütünün parçası. Ve bir başarı gösterdiğinizde aslında tek başınıza göstermiş olmuyorsunuz. Müthiş bir ekiple çalıştım; benim daha iyi oynamam için ellerinden geleni yaptılar. Her birine tek tek teşekkür ediyorum. Ve film süresince bana katlandığı için eşime çok teşekkürler.” Ulusal Uzun Metraj En İyi Kurgu Ödülü’nün sahibi ise “Kesilmiş Bir Ağaç Gibi” filmiyle Naim Kanat oldu. Ödülü, Boğaziçi Film Festivali programcısı Elif Bulut Kahraman’dan alan Kanat; tüm film ekibine teşekkür etti. Uluslararası Jürinin favorileri; “DJ Ahmet” ve “The Love That Remains” oldu Oyuncu Kani Kusruti, yönetmen Reinaldo Marcus Green, festival programcısı Angela Prudenzi, yapımcı Nataliya Libet ve yönetmen Senad Şahmanoviç’ten oluşan Uluslararası Uzun Metraj Yarışma Jürisi; Hasan Hadi’nin yönettiği “The Presidents’ Cake”i, En İyi Film seçti. Hadi adına ödülü; Jüri Başkanı Reinaldo Marcus Green’den alan, kostüm tasarımcısı Tamara Abdulrahman Bahjatnour; “Bu harika bir an. Teşekkürler ve diğer adaylara da tebrikler.” dedi. Uluslararası kategoride En İyi Yönetmense “The Love That Remains” ile Hlynur Palmason oldu. Palmason’un ödülünü, jüri üyesi Angela Prudenzi’den, ses tasarımcısı Björn Viktorsson aldı. En İyi Kadın Oyuncu ödülü de yine “The Love That Remains” filmindeki rolüyle Saga Gardarsdottir’in oldu. Geceye bir video mesajıyla katılan Gardarsdottir; şunları söyledi: “Az önce bu güzel habere uyandım. Karanlık ve soğuk Reykjavik’teyim. Sizinle sıcak ve güneşli İstanbul’da olmayı çok isterdim. Herkese çok teşekkür ederim. Bu film, ailelere bir aşk mektubu; yaramaz çocuklara ve kafası karışık yetişkinlere. Bu benim ilk oyunculuk ödülüm; çok etkilendim, kalpten teşekkür ederim.” dedi. Georgi M. Unkovski’nin yönetttiği “DJ Ahmet” filmiyse geceden hem Jüri Özel Ödülü hem de En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’yle ayrıldı. En İyi Erkek Oyuncu seçilen Arif Jakup; ödülünü, jüri üyesi Senad Şahmanoviç’ten alırken heyecanını; “Hiç beklemiyordum ama beni layık gördüğünüz için teşekür ederim; ne söyleyeceğimi bilemiyorum.” sözleriyle paylaştı. Jüri Özel Ödülü ise Angela Prudenzi tarafından filmin oyuncularından Atila Klinche’e sunuldu. En İyi Belgesel; “Kavak Ağacının Gölgesinde” Yapımcı Ringaile Lescinskiene, yönetmen Miriam Karlsın ve akademisyen Sefa Karataş’tan oluşan Ulusal Belgesel Yarışma Jürisi tarafından En İyi Belgesel Film seçilen “Kavak Ağacının Gölgesinde” filminin yönetmeni Kenan Diler, ödülünü, Ringaile Lescinskiene’den aldı. Yönetmen; “Bana inanıp güvenen aileme ve bu yolu benimle yürüyen ekip arkadaşlarıma, en önemlisi; ana karakterimiz Mikail’e teşekkür ederim. Belgesel sinemacılar topluluğu, bu ülkenin vicdanıdır; bu ödülü, vicdanının sesini dinleyerek film üreten tüm dostlara armağan ediyorum.” diye konuştu. Ulusal Belgesel Yarışma Jüri Özel Ödülü ise “Özgür Kelimeler: Gazzeli Bir Şair” ile Abdullah Harun İlhan’ın oldu. Filmin yapımcısı Aslıhan Eker Çakmak; ödülü, Miriam Karlsın’dan “Umarım Filistin de bir gün, filmimizin adında geçtiği gibi, özgür olur.” sözleriyle aldı. Yönetmen Oben Yılmaz, oyuncu Selin Yeninci ve TRT Sinema Proje Sorumlusu Mehmet Ali Karga’dan oluşan Kısa Kurmaca Film Jürisi; Uluslararası kategoride Guillermo Polo’nun yönettiği “Video Store 2001”i, En İyi Kısa Kurmaca Film seçti. Mehmet Ali Karga’nın verdiği ödülü; yönetmen adına alan babası; şöyle konuştu: “Buraya 25 yıl önce bir psikoloji kongresine gelmiştim. Oğlum, İstanbul’a gideceğin i söyleyince ben de gelmek istedim; çünkü çok güzel bir şehir. O, İspanya’ya döndü, ödülü almak da bana kaldı. Umarım 25 yıl sonra da tekrar burada oluruz.” Ulusal kategoride En İyi Kısa Kurmaca Film seçilen “Kesik Kulak”ın yönetmeni İsmail Hakkı Koçak; ödülünü, jüri üyesi Oben Yılmaz’dan alırken “Çok yetenekli üç tiyatro oyuncusuyla çalıştım; oyuncularıma çok teşekkür ederim.” diye konuştu. İstanbul Medya Akademisi Genç Yetenek Ödülü ve bu kapsamda Tolan Film 59 Akademisi tarafından yönetmenle görüntü yönetmenine verilen 1 yıllık sinematografi eğitim bursunun sahibi ise “Defne” filmiyle Hamdi Furkan Yıldırım oldu. Yıldırım, ödülünü Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Nagihan Haliloğlu’ndan aldı. Ahmet Uluçay adına verilen Kısa Film Büyük Ödülü, TV Plus Direktörü Gülçin Alıcı Gökçe tarafından, Karim Huu Do’nun yönettiği “Ne Me Quitte Pas”’nın yapımcısı Zico’ya verildi. Yapımcı; “Seçki çok iyiydi, kazanmayı beklemiyorduk. Bütün haftayı burada geçirmek çok güzeldi.” sözleriyle festivale teşekkür etti.

Usta sanatçı Genco Erkal ölüm yıl dönümünde anılıyor Haber

Usta sanatçı Genco Erkal ölüm yıl dönümünde anılıyor

Sanat hayatına genç yaşta başladı 1938 yılında İstanbul'da doğan Genco Erkal, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra tiyatroya yöneldi. Sanat hayatına Arena Tiyatrosu’nda başlayan Erkal, 1969 yılında Dostlar Tiyatrosu’nu kurarak uzun yıllar bu çatıda oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Toplumsal temalara ağırlık verdi Genco Erkal, sahneye koyduğu oyunlarda toplumsal sorunlara dikkat çeken bir çizgi izledi. Bertolt Brecht, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal ve Aziz Nesin gibi isimlerin eserlerini sahneleyerek sosyal adalet, eşitlik ve insan hakları gibi temaları tiyatroya taşıdı. “Bir Delinin Hatıra Defteri”, “Sivas 93”, “Marx’ın Dönüşü”, “Ben Bertolt Brecht” ve “İnsanlarım” gibi oyunlarla geniş kitlelere ulaştı. Aynı zamanda şiir dinletileriyle de tanındı. Sanat hayatı boyunca birçok ödül aldı Erkal, hem Türkiye’de hem yurt dışında çok sayıda ödül aldı. Oyunları çeşitli festivallerde sahnelendi, tiyatro camiasında saygı gören bir isim oldu. Siyasi duruşuyla da öne çıktı Sanat yaşamı boyunca toplumsal olaylara duyarlılığıyla bilinen Erkal, farklı dönemlerde düşüncelerini açıkça dile getirdi. Bu duruşu nedeniyle zaman zaman hukuki süreçlerle karşı karşıya kalsa da sanat üretimini sürdürdü. 2024 yılında hayatını kaybetti Genco Erkal, 2024 yılında 86 yaşında hayatını kaybetti. Ölümünün ardından çok sayıda sanatçı, kurum ve izleyici başsağlığı mesajı yayımladı. Anısına çeşitli etkinlikler düzenlendi. Erkal, arkasında onlarca oyun, güçlü bir tiyatro mirası ve kendine özgü bir sanat anlayışı bıraktı. Tiyatro dünyasında iz bırakan sanatçılar arasında gösterilmeye devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.