SON DAKİKA

#Özel

HABER DEĞER - Özel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özel haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ekrem İmamoğlu Çağlayan’da: “Casusluk” suçlamasıyla ifade veriyor, adliye önünde binler toplandı Haber

Ekrem İmamoğlu Çağlayan’da: “Casusluk” suçlamasıyla ifade veriyor, adliye önünde binler toplandı

İmamoğlu 7 ay sonra ilk kez cezaevinden çıktı 19 Mart’ta gözaltına alınıp 23 Mart’ta Marmara Cezaevi’ne konulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, bugün Çağlayan Adliyesi’nde ifade veriyor. İmamoğlu, “casusluk” suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında savcılık tarafından çağrıldı. Cezaevinden çıkarılarak saat 10.55’te adliyeye getirilen İmamoğlu, uzun bir bekleyişin ardından 16.10’da ifade vermeye başladı. Adliye önünde yoğun güvenlik önlemi — yurttaşlar yasağa rağmen toplandı Sabahın erken saatlerinden itibaren Çağlayan Adliyesi çevresi polis ablukasına alındı. CHP’li milletvekilleri gece boyunca “demokrasi nöbeti” tutarken, yüzlerce yurttaş toplanma yasağına rağmen adliye önüne geldi. CHP İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla çok sayıda kişi “İmamoğlu’na özgürlük, demokrasiye sahip çık” sloganları attı. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, İmamoğlu’nun adliyedeki ilk sözlerinin “İstanbullu yurttaşlarımız yasağa rağmen Çağlayan’da toplandı, hepsine teşekkür ediyorum” olduğunu aktardı. Dilek İmamoğlu ve Özgür Özel adliyede İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, ifade sürecini takip etmek üzere adliyeye geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise saat 11.08’de Çağlayan Adliyesi’ne ulaştı. Özel, partililer ve İmamoğlu’nun avukatları tarafından karşılandı. Adliyede ayrıca CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Bülent Tezcan, Yunus Emre, Gül Çiftçi, Cem Avşar, Suat Özçağdaş ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan da hazır bulundu. Özgür Özel: “Casusluk suçlaması bir itiraftır” İmamoğlu’nun ifadesi başlamadan önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çağlayan Adliyesi önünde toplanan kalabalığa otobüsün üzerinden seslendi. “Geçen sene Çağlayan’a ‘Ak Toroslar çetesini’ yolladılar, o gün bugündür huzurumuz yok. Hırsız dediler olmadı, yolsuz dediler olmadı, terör dediler olmadı. Şimdi de casus dediler, yazıklar olsun!” Özel konuşmasında, savcılığın çaresiz kaldığını öne sürerek şunları ekledi: “İmamoğlu’na ‘casus’ demek bir itiraftır. Yolsuzluk dediler, geri tepti. Terör dediler, geri tepti. Şimdi casusluk diyorlar; bu, başsavcının çaresizliğidir.” Özel ayrıca, soruşturmanın merkezinde yer alan Hüseyin Gün adlı kişinin “İngiliz istihbaratıyla çalıştığını itiraf ettiğini” söyledi. İtirafçı ifade verdi, İmamoğlu 5 saat bekletildi CHP’li Gökhan Günaydın, ilk olarak itirafçı Hüseyin Gün’ün ifadesinin alındığını, yaklaşık yarım saat sürdüğünü belirtti. İmamoğlu, 5 saat boyunca avukatlarıyla dahi görüştürülmeden bekletildi. Ardından Merdan Yanardağ, Necati Özkan ve İSTTELKOM A.Ş. Genel Müdürü Melih Geçek’in ifadelerinin de alınmaya başlandığı bildirildi. Soruşturmanın geçmişi: TELE1’e kayyum, “casusluk” suçlaması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan hakkında “casusluk” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Soruşturma kapsamında gazeteci Merdan Yanardağ gözaltına alınmış ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu TELE1 televizyonuna kayyum atanmıştı. Savcılık kaynakları, soruşturmanın “yabancı bir ülke lehine bilgi paylaşımı yapıldığı iddiaları” çerçevesinde yürütüldüğünü belirtmişti. “Casusluk davası” politik mi, hukuki mi? İmamoğlu’nun ifade süreci, yalnızca bir yargılamanın değil, Türkiye’deki siyasal iklimin de kritik testi olarak görülüyor. CHP cephesi, davayı “siyasi bir operasyon” olarak nitelendirirken; hükümet çevreleri “devlet güvenliğiyle ilgili ciddi bir soruşturma” yürütüldüğünü savunuyor. Gazeteciler ve hukukçular, Çağlayan’daki sürecin, önümüzdeki seçimlerin seyrini ve muhalefet içi dengeleri doğrudan etkileyeceği görüşünde birleşiyor. Sonuç: Ekrem İmamoğlu’nun “casusluk” iddiasıyla verdiği ifade, Türkiye siyasetinde yeni bir kırılma anı olarak kayda geçti. Adliye önünde toplanan yurttaşların sloganları ise günün özetiydi: “İradeye dokunma, adaleti geri ver!”

CHP’de kritik gün: “Mutlak butlan” davası başladı! Haber

CHP’de kritik gün: “Mutlak butlan” davası başladı!

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) siyasi dengeleri sarsabilecek “mutlak butlan” davasının beşinci duruşması bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde başladı. 38. Olağan Kurultay ile 21. Olağanüstü Kurultay’ın iptali istemiyle açılan dava, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in genel başkanlığını da doğrudan etkileyecek bir süreç olarak görülüyor. Yoğun güvenlik, yüksek katılım Sabahın erken saatlerinden itibaren Dışkapı Adliyesi önünde yoğun bir kalabalık oluştu. Partililer, delegeler, basın mensupları ve gözlemciler duruşmayı izlemek için adliyeye akın etti. Yoğun ilgi nedeniyle duruşma Z-10 numaralı büyük salonda yapılıyor. Adliye çevresinde güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı. Dava neyi kapsıyor? Dava, CHP’li eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bir grup delegenin başvurusuyla açıldı. Davacılar, 38. Olağan Kurultay ve 21. Olağanüstü Kurultay süreçlerinde partinin tüzüğünün ihlal edildiğini, delegelerin baskı ve usulsüz yönlendirmelerle oy kullandığını öne sürüyor. Dilekçede, mevcut yönetimin “kurultay iradesini organize bir biçimde ortadan kaldırdığı”, “parti içi demokrasinin yok edildiği” ve bu nedenle söz konusu kurultayların “mutlak butlan” kapsamında yok hükmünde sayılması gerektiği savunuluyor. Üç olasılık masada Yargı çevreleri ve siyaset kulislerinde bugünkü duruşmadan üç olasılığın çıkabileceği konuşuluyor: ⚖️ Kurultayların iptali: Mahkeme, davacıların iddialarını haklı bulursa 38. ve 21. kurultayların iptaline karar verebilir. Bu durumda CHP yönetimi ve Özgür Özel’in genel başkanlığı düşebilir. ????️ Davanın reddi: Mahkeme, usul yönünden veya delil yetersizliği gerekçesiyle davayı reddedebilir. Böyle bir karar, Özgür Özel liderliğindeki yönetimin meşruiyetini güçlendirir. ⏳ Ek süre kararı: Mahkeme, yeni delillerin değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi veya ek süre talep edebilir. Bu durumda karar sonraki celseye ertelenir ve belirsizlik sürer. “CHP’de yargı krizi” tartışması Dava, yalnızca partinin iç işleyişini değil, Türkiye’de siyasi partilerde yargı denetiminin sınırlarını da yeniden gündeme taşıdı. CHP içinde bazı isimler davayı “parti içi demokrasi arayışı” olarak görürken, bazıları ise “yargı eliyle siyasete müdahale” olarak değerlendiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’ye sert tepki: Siyasi parti mi, mafya mı olduklarını millet karıştırır oldu Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’ye sert tepki: Siyasi parti mi, mafya mı olduklarını millet karıştırır oldu

Boykot bahanesiyle millî markaları tehdit ediyorlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin MYK toplantısında yaptığı konuşmada, CHP’nin “boykot” politikalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan, yolsuzluk soruşturmalarının ardından CHP yönetiminin paniğe kapıldığını belirterek şunları söyledi: “Yolsuzluk operasyonları başlayınca beytülmale çöreklenmiş yankesicileri yargıdan kurtarmak için boykot diye bir şey uydurdular. Şimdi anlaşılıyor ki boykottan amaçları, millî markaları tehdit edip haraca bağlamakmış.” Millet artık bunların siyasi parti mi, mafya mı olduklarını karıştırıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin kullandığı üslup ve yöntemlerin Türkiye siyasetinde eşi benzeri görülmemiş bir seviyesizliğe dönüştüğünü söyledi. “Milletimiz bunların artık siyasi parti mi, mafya mı olduğunu karıştırır oldu. Öyle ya, önüne geleni tehdit eden bir siyasi parti olur mu? Bu tavır, demokratik siyasetle bağdaşmaz.” CHP dümeni kilitlenmiş gemi gibi savruluyor CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de yüklenen Erdoğan, partinin yönetilemez hale geldiğini savundu: “Sayın Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybediyor. Daha önce de söyledim; CHP yönetilmiyor, dümeni kilitlenmiş gemi misali oraya buraya savruluyor.” Erdoğan, CHP’nin içindeki karmaşanın Türkiye siyasetine zarar verdiğini ifade ederek, “Temennimiz, CHP’nin yaşadığı bu kimlik bunalımını bir an önce aşmasıdır” dedi. Milletimizin iradesiyle kavga eden kaybeder Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasının sonunda, siyasetin ancak millete dayanarak yapılabileceğini vurguladı: “Milletin iradesine rağmen siyaset yapan, tehditle yol almaya çalışan hiçbir yapı ayakta kalamaz. Bizim siyasetimiz milletin gönlüne dokunma siyasetidir. Onlarınkisi ise milletin sabrını sınama siyasetidir.” Erdoğan’ın açıklamaları, CHP’nin son dönemdeki söylemlerine yönelik en sert yanıt olarak değerlendirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.