SON DAKİKA

#Sahte Diploma

HABER DEĞER - Sahte Diploma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sahte Diploma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İsmail Saymaz: 419 öğrenci usulsüz denklik belgesiyle üniversiteli yapıldı Haber

İsmail Saymaz: 419 öğrenci usulsüz denklik belgesiyle üniversiteli yapıldı

İlk ihbar 2019’da geldi, yıllarca işlem yapılmadı Saymaz’ın aktardığına göre, ilk ihbar 2019’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) ulaştı. Ancak iki yıl boyunca işlem yapılmadı. Milli Eğitim Bakanlığı, ancak 2021’de müfettiş görevlendirdi. Müfettiş raporuna göre, Bursa, Gaziantep ve Şanlıurfa’da 450 öğrenciden 419’unun denklik belgesi mevzuata aykırı çıktı. Öğrencilerin bir kısmı Türkiye’de lise mezunuyken aynı anda Rusya, Ukrayna, Belarus, Makedonya, Moldova ve Sırbistan’da da “sahte diplomalı” göründü. Evrakların asılları yok, giriş-çıkışlar sahte Raporda, belgelerin büyük bölümünün orijinallerinin bulunmadığı, öğrencilerin çoğunun yurt dışına hiç çıkmadığı veya giriş-çıkış tarihleriyle eğitim süresinin uyuşmadığı kaydedildi. Bazı belgelerin tamamen sahte olduğu ortaya çıktı. Rüşvet ağı: “Sevap için gönderdim” savunması 2022’de yapılan operasyonla aralarında emekli emniyet müdürü Bekir T., akademisyen Erdal Ş., şirket sahibi Harun K. ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli memurların da bulunduğu 10 kişi tutuklandı. İddianameye göre, bazı memurlar binlerce dolar rüşvet aldı. Bir şüpheli, hesabına yatan paralar için “sevap kazanmak için gönderildi” savunması yaptı. “Üç günde diploma” iddiası Saymaz’ın yazısında yer alan ifadelere göre, öğrenciler birkaç bin dolar ödeyerek “sahte lise diploması” satın aldı ve doğrudan Türkiye’deki özel üniversitelere kayıt yaptırdı. Bir öğrenci, hiç yurtdışına çıkmadan Rusya’da lise bitirmiş gibi gösterildiğini itiraf ederken; bir diğeri, “Mezuniyet evrakını hiç gitmeden satın aldım” dedi. Bekir T.: “Muhalefete geçtiğim için kumpas kuruldu” Şebekenin başı olmakla suçlanan emekli emniyet müdürü Bekir T. ise suçlamaları reddetti. AK Parti’den İYİ Parti’ye geçtiği için kumpasa uğradığını öne sürdü. Bekir T., pandemi döneminde uzaktan eğitimle lise diploması alınabildiğini iddia ederek, “Ben evrak üretmedim, sadece başvuru yaptım” dedi. Dava sürüyor Ankara ve Bursa’daki dosyalar, Bursa 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirildi. 210 öğrenci hakkında da “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla dava açıldı. Yargılamalar halen devam ediyor.

Kopyala-yapıştır kariyer: Devlet kademelerinde diploma mucizesi Haber

Kopyala-yapıştır kariyer: Devlet kademelerinde diploma mucizesi

“Vahim üstü iddialar” Son günlerde gündeme gelen sahte diploma ve unvan tartışmalarına ilişkin açıklama yapan Özdağ, “Yaklaşık 400’den fazla kişinin sahte evrak ve belgelerle devlet kademelerinde unvan elde ettiğini ortaya koyan vahim üstü iddialar söz konusu. Daha da vahimi, bu kişiler arasında kritik görevlerde bulunanların olduğuna dair güçlü şüphelerdir” ifadelerini kullandı. Özdağ, bu iddiaların hem kamu düzeni hem de devletin kurumsal yapısı açısından derhal açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Soru önergeleri tüm bakanlara gitti Özdağ, sahte diploma iddialarına ilişkin hazırladığı soru önergelerini TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başta olmak üzere tüm bakanlara sundu. Önergelerde şu başlıklar öne çıktı: Denklik sorunu bulunan üniversitelerden alınan diplomaların Türkiye’de nasıl değerlendirildiği, Bu diplomalarla kamuya yerleşenlerin sayısı ve görev dağılımı, Kamuya alımlarda sahte belgelerin nasıl sızabildiği, Usulsüzlüklerin engellenmesi için hangi adımların atıldığı. “Acilen kamuoyuna açıklanmalı” Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “TBMM üyeleri olarak milletin emaneti olan denetim görevimizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Kamu kurumlarında görev yapan kişilerin hangi diplomalarla, hangi yöntemlerle göreve geldiği acilen kamuoyuna açıklanmalıdır” dedi. Geniş çaplı denetim çağrısı Sahte diploma ve unvan iddialarıyla ilgili tartışmaların büyümesi üzerine Özdağ’ın çıkışı, Meclis’te geniş yankı uyandırdı. Muhalefet, konunun sadece birkaç kişiye indirgenemeyecek kadar ciddi olduğunu belirterek, YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapsamlı bir denetim başlatmasını talep ediyor.

Sahte diplomada yeni bir skandal daha! Haber

Sahte diplomada yeni bir skandal daha!

Emekli emniyet müdürü başrolde Soruşturmanın merkezinde, daha önce emniyet müdürlüğü yapan ve kendisini “hukuk doçenti, kriminalistik uzmanı” olarak tanıtan Bekir T. bulunuyor. TVS Grup Akademi Eğitim Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. isimli şirketin sahibi olan Bekir T.’nin, üç farklı partiden defalarca aday adayı olduğu da biliniyor. Ankara merkezli şebekede, EF Danışmanlık sahibi Erdal Ş. ve kendi şirketini kuran Harun K. da yer alıyor. Bu şirketler üzerinden öğrencilere sahte belgeler düzenlendiği iddia ediliyor. 10-15 bin dolara sahte mezuniyet Sistemin işleyişi ise şöyle: Öğrenciler, Rusya ve Ukrayna’daki bazı liselere online şekilde kaydediliyor, hiç gitmedikleri halde sahte transkript ve diploma veriliyor. Belgeler Türkçeye çevrilip Talim Terbiye Kurulu üzerinden denklik alınıyor. Bu süreç için öğrenci başına 10 ila 15 bin dolar para alındığı öne sürülüyor. Milli Eğitim’de rüşvet iddiası İddianamede Talim Terbiye Kurulu’nda görevli öğretmen Güler K.’nin kritik rol oynadığı belirtiliyor. Güler K.’nin yetkisi olmadığı halde, belgeleri sistem dışı yollarla onayladığı ve hem para hem de yakınlarına denklik belgesi sağladığı ileri sürüldü. İfade veren Güler K., Talim Terbiye Kurulu Başkanı M.A.B. ve bazı üyelerin de bu süreçte etkili olduğunu iddia etti. Üç günde diploma, üniversite yolu Soruşturmada, yalnızca üç gün yurtdışında kalarak sahte diploma aldığını iddia eden öğrencilerin olduğu ortaya çıktı. Bu belgelerle hukuk, tıp ve eczacılık gibi kritik bölümlere kayıt yapıldığı belirlendi. Medipol Üniversitesi ve Dicle Üniversitesi’nde sahte belgelerle öğrenci kabul edildiği tespit edildi. Milyonların hakkı gasp edildi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, 46 sanığa resmi belgede sahtecilik suçlaması yöneltildi. İddianamede, “Yurt dışında eğitim görmediği halde sahte belgelerle üniversiteye girenlerin, milyonlarca öğrencinin emeklerini gasp ettiği, ailelerinin harcadığı parayı ve yıllarını boşa çıkardığı” ifadeleri yer aldı. Dava, Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Ezgi Apartmanı'nın firari sanıkları AK Parti'li eski vekilin damadının villasından çıktı Haber

Ezgi Apartmanı'nın firari sanıkları AK Parti'li eski vekilin damadının villasından çıktı

BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde yıkılan Ezgi Apartmanı davasının firari sanıkları Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel, Ankara’nın Etimesgut ilçesindeki bir villada yakalandı. 876’şar yıl hapis cezası istemiyle yargılanan sanıkların saklandığı 7 bin metrekarelik lüks villanın, eski AK Parti Antalya Milletvekili Hüseyin Samani’nin damadı Cengiz Gökay’a ait olduğu ortaya çıktı. Gökay, “Onların kaldığını bilmiyordum, kızları kiralamıştı” diyerek sorumluluğu reddetti. “Ben çocuklarımı siyah torbalarla gömüyordum, onlar villada tatilde” Ezgi Apartmanı’nda gelini, oğlu ve torununu kaybeden Nurgül Göksu, resmi X hesabından yaptığı paylaşımda, “Ben evlatlarımı depremin 8. günü gece siyah torbalarla koydum toprağa, torunum Asude’nin altındaki bezi bile çıkaramadık. Ben depremden bu yana evlatlarımın mezarına çiçekler ekip kendimi avutmaya çalışırken, firariler 7200 metrekare arazide lüks villada tatil yapıyormuş. Yazıklar olsun! Tüm Türkiye biliyor firarileri, nasıl tanımadığınızı iddia edersiniz” sözleriyle öfkesini dile getirdi. Sahte diploma skandalı Nurgül Göksu, aylardır adalet arayışını sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde, gelini Avukat Nesibe Kaya Zabun’un Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi diplomasının iptal edildiği, yerine başka bir kişi adına sahte diploma düzenlendiği ortaya çıkmıştı. Bu skandal, hem depremde yıkılan binaların sorumlularının yakalanamaması hem de hukuk sistemindeki çürüme tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bu tablo, Türkiye’de “hesap vermeyenlerin” lüks içinde saklanabildiği, “hak arayanların” ise mezarlık başında çiçek sulayarak avutulduğu bir düzeni gözler önüne seriyor. Depremin üzerinden 2 yıl geçti; ancak ne ihmaller zincirinin tüm halkaları ortaya çıkarıldı ne de adalet arayanların yarası sarıldı. Üstelik hukuk fakültesinden mezun dahi olmayan bir kişinin yıllarca avukatlık yapabilmesi, sahte diplomaların yargı sistemine kadar sızabildiğini gösteriyor. Türkiye’de adaletin terazisi, enkaz altında kalan binlerce hayatla birlikte ağır biçimde sarsılmış durumda. Bir yanda 7200 metrekarelik villalarda saklanan firariler, diğer yanda evladının mezarına çiçek diken bir anne… Bu çelişki, yalnızca bireysel vicdanları değil, devletin tüm kurumlarını sorgulatıyor.

Ömer Fatih Sayan’dan sahte e-imza ve diploma iddialarına yanıt Haber

Ömer Fatih Sayan’dan sahte e-imza ve diploma iddialarına yanıt

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan sorumlu Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, sahte belgelerle e-imza üretilmesi sürecine dair açıklamalarda bulundu. Grand Pera Tarihi Emek Sineması’nda düzenlenen “Bilişim 500” ödül töreninde konuşan Sayan, sürecin 29 Şubat 2024’te BTK bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’ne gelen ihbarla başladığını, ertesi gün e-imza başvurularının geçici olarak durdurulduğunu söyledi. “Tüm veriler delil olarak kaydedildi” Sayan, yetkilendirilmiş yedi e-imza sağlayıcısına bilgi verildiğini, log kayıtlarının incelendiğini ve elde edilen verilerin adli ve idari soruşturmalar için saklandığını belirtti. 9 Ağustos 2024’te bir üniversitenin öğrenci bilgi sisteminde şüpheli işlemler fark edildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığını ve sahte kimliklerle üretilen e-imzaların iptal edildiğini aktardı. Diploma tartışmalarına sert yanıt Kendisine yönelik diploma eleştirilerine de değinen Sayan, “Alnım ak, başım dik, kimseye veremeyeceğim hesap yok” ifadesini yineledi. Açıköğretimden birden fazla bölüm bitirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Sayan, “Bu, çamur at izi kalsın mantığından başka bir şey değil” dedi. Sayan’ın açıklamaları, hem sahte e-imza çetesine yönelik operasyonun ayrıntılarını hem de hakkındaki diploma tartışmalarına verdiği yanıtları içeriyor. Ancak kamuoyunda bu süreç, yalnızca teknik bir siber güvenlik olayı olarak değil, aynı zamanda siyasi tartışmaların gölgesinde ilerleyen bir kriz olarak da değerlendiriliyor.

Haskoloğlu: Veriler çalındı, uyarmıştım! Haber

Haskoloğlu: Veriler çalındı, uyarmıştım!

Sahte diploma çetesi skandalı, çetenin sadece belge üretmediğini, aynı zamanda devlet kurumlarında görevli personelin kişisel verilerine eriştiğini ve bu verilerle sahte kimlikler oluşturduğunu ortaya çıkardı. Gazeteci İbrahim Haskoloğlu, X hesabından yaptığı açıklamada, çetenin yöntemine dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı: “Kamu personelinin bilgilerini çalıp, kendi fotoğraflarını yapıştırarak kimlik haline getirmişler. E-imzaları bile fiziki olarak gidip teslim almışlar.” “2021’de uyardım ama önemsenmedi” Haskoloğlu, 2021 yılında yaptığı açıklamalarda kişisel verilerin sızdırıldığını kamuoyuna duyurduğu için tutuklandığını hatırlattı. Dönemin yetkililerinin durumu reddettiğini ifade eden gazeteci, şu sözlerle o günlere işaret etti: “Verileriniz çalındı dediğimde kimse ciddiye almadı. Erdoğan ve Hakan Fidan’ın bile bilgileri taklit edilebiliyordu, bunu gösterdim.” Ancak tüm bu uyarılara rağmen veriyi çalanlar da çaldıranlar da yargılanmadı, diyen Haskoloğlu, “Tek tutuklanan ben oldum” ifadeleriyle duruma tepki gösterdi. “Süleyman Soylu, devlete ‘veriler çalınmadı’ dedirtti” Gazeteci Haskoloğlu, açıklamasında doğrudan dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da hedef aldı. Soylu’nun, Bakanlık aracılığıyla verilerin çalınmadığı yönünde kamuoyuna yanlış bilgi verdirdiğini iddia etti. “Dönemin İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu isimli şahıs, ‘veriler çalınmadı’ diye devlete yalan açıklama yaptırdı” diyen Haskoloğlu, sorumluluğun yalnızca sahtecilik yapan çetede olmadığını vurguladı. “Bu ülke bir günde bu hale gelmedi” Açıklamasının sonunda hesaplaşma çağrısı yapan Haskoloğlu, olayın sadece bugünkü sorumlularla sınırlı olmadığını belirtti: “Bugünlere Türkiye bir günde gelmedi. Her gün uyardım ama önemsenmedi.” “Gerçekten bir adım atılacaksa Süleyman Soylu da dahil olmak üzere geçmişten bugüne kim hata yaptıysa yargılanmalıdır.”

Sahte diploma çetesi, depremde ölen avukatın mezuniyet kaydını kullandı Haber

Sahte diploma çetesi, depremde ölen avukatın mezuniyet kaydını kullandı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen sahte diploma soruşturmasında, çetenin 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yaşamını yitiren bazı avukatların üniversite kayıtlarını sistemden sildiği, bu kişilerin yerine mezuniyet belgesi talep eden kişilerin bilgilerini yerleştirdiği tespit edildi. Bu kapsamda, Ezgi Apartmanı enkazında hayatını kaybeden Av. Nesibe Kaya Zabun’un hukuk fakültesi mezuniyet bilgilerine de izinsiz müdahale edildiği ortaya çıktı. Baro davaya müdahil olacak Kahramanmaraş Barosu, olayın yalnızca bu vakayla sınırlı olmadığını ve benzer ihlallerin araştırıldığını belirtti. Baro, söz konusu sahtecilik davasına müdahil olacaklarını ve yargı sürecini titizlikle takip edeceklerini duyurdu. Açıklamada, “Av. Nesibe Kaya Zabun’un ve depremde yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımızın aziz hatıraları üzerinden çıkar sağlama niyetinde olan her kişi ve yapının karşısında duracağız” denildi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Bazı kamu kurumlarının bilişim sistemlerine girilerek sahte elektronik imzalar ve usulsüz işlemlerle gerçekleştirilen eylemler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen soruşturma kapsamında, 6 depremlerinde vefat eden meslektaşlarımızdan Avukat Nesibe Kaya Zabun'un hukuk fakültesi mezuniyet bilgilerine hukuka aykırı biçimde müdahale edildiği tarafımızca öğrenilmiştir. Baromuz mensubu, kıymetli meslektaşımızın manevi hatırasına yönelmiş bu alçak ve insanlık dışı girişimi şiddetle kınıyoruz. Bu kapsamda, Türkiye Barolar Birliği ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşmeler gerçekleştirilmiş; yalnızca bu vakayla sınırlı kalmamak üzere başkaca ihlal durumlarının da araştırıldığını, tüm sürecin tarafımızca yakından takip edildiğini belirtmek isteriz. Şüpheliler hakkında açılan kamu davasına Kahramanmaraş Barosu olarak müdahillik talebinde bulunacağımızı, yargılamayı titizlikle takip edeceğimizi ve bu ağır suçu işleyenlerin adalet önünde hesap vermesi için tüm hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz. Bu vesileyle, Av. Nesibe Kaya Zabun'un ve depremde yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımızın aziz hatıralarını rahmet ve saygıyla anıyor; onların isimleri üzerinden çıkar sağlama niyetinde olan her kişi ve yapının karşısında duracağımızı yineliyoruz."

Sahte diploma soruşturması derinleşiyor Haber

Sahte diploma soruşturması derinleşiyor

Sahte e-imzalarla kamu sistemlerine erişildi 2024 yılında başlatılan soruşturma, elektronik sertifika sağlayan iki kuruluşun bazı bayileri üzerinden usulsüz işlemler yapıldığının belirlenmesiyle başladı. Şüphelilerin, kamu kurumlarında görev yapan üst düzey isimlerin elektronik imzalarını kopyalayarak; üniversitelerin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve ÖSYM’nin sistemlerine erişim sağladıkları belirlendi. İddianameye göre bu sayede: 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması, 108 sahte sürücü belgesi düzenlendi. Ayrıca, bazı kişilerin not ortalamaları yükseltildi, ehliyet sınav sonuçları değiştirildi. Zincirleme suç ve organizasyon şeması Soruşturma kapsamında 37 kişi tutuklanırken, 150 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcılık, şüphelilerin "zincirleme şekilde" organize suç işlediğini belirtirken, iddianamede Z.K. isimli bir şahsın liderliğini yaptığı suç şebekesinin, sahte elektronik imza ve kimliklerle resmi sistemlere erişim sağladığı belirtildi. Organizatörlerden biri olan M.Y. ifadesinde, Ankara Ulus’taki ofislerinde “başkaları adına sahte kimlik ve e-imza çıkarıldığını, bu belgelerle ÖSYM’nin AİS sistemine girilerek bazı kişilerin sınav puanlarının yükseltildiğini” öne sürdü. İddialara yalanlama: “400 akademisyen atandı” ifadesi gerçeği yansıtmıyor Dosyadaki sanıklardan birinin savcılığa verdiği ifadede, bu yöntemle “400 akademisyenin usulsüz şekilde kadrolara yerleştirildiği” öne sürülse de, bu iddia Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yalanlandı. Merkez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye'de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır. MEB'e bağlı öğretmen yoktur. İddia yalnızca bir şüphelinin ifadesine dayanmakta, somut belge yoktur.” YÖK: Üniversitelere talimat verdik, yasal düzenleme gerekiyor YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, 2 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, kurum içinde ayrı bir soruşturma başlatıldığını ve ilgili üniversitelere resmi yazı gönderildiğini duyurdu. Özvar ayrıca sahte diplomaları önlemek için yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Sanıklar 5 yıldan 50 yıla kadar hapisle yargılanıyor Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, sanıklar hakkında: Usulsüz elektronik imza üretimi, Kamu sistemlerine yetkisiz erişim, Resmi belgede sahtecilik, Bilişim sistemine girme gibi suçlardan 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.