SON DAKİKA

#Sahte Imza

HABER DEĞER - Sahte Imza haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sahte Imza haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

100 milyon liralık vurgun yapan ‘Ölüler Çetesi’ çökertildi Haber

100 milyon liralık vurgun yapan ‘Ölüler Çetesi’ çökertildi

Ankara’da mirasçısı olmayan kişilerin üzerine kayıtlı taşınmazları sahte belgelerle kendi adlarına geçirip satan ve toplamda 100 milyon liralık vurgun yaptığı tespit edilen ‘Ölüler Çetesi’ düzenlenen operasyonla yakalandı. Çete, Osmanlı döneminden kalan ya da yakınları olmayan ölü yurttaşlara ait arsa ve binaları hedef alarak tapu devri yapıyor, daha sonra bu taşınmazları üçüncü kişilere satıyordu. Tapu memurunun şüphesiyle başlayan soruşturma organize dolandırıcılığı ortaya çıkardı. Çubuk Tapu Müdürlüğü’nde görevli memur Ş.B., e-devlet üzerinden gönderilen bir tapu devir dosyasındaki imzaların ve belgelerin tutarsız olduğunu fark etti. Evrakların sahte olduğunun anlaşılması üzerine savcılığa suç duyurusu yapıldı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar birimi kapsamlı bir takip başlattı. Çete, miras bırakmayan ölülerin tapularını tespit edip sahte evrakla kendi üzerine geçiriyordu. Soruşturma sonucunda, çete üyelerinin mirasçısı olmayan kimsesiz kişilerin taşınmazlarını, sahte mühür, sahte imza ve düzenlenmiş kimlik belgeleriyle kendi üzerlerine geçirip sattığı belirlendi. TAPU arşivlerinden elde edilen bilgilerin önce içerden alındığı, ardından sahtecilik yoluyla resmî işlemlere dönüştürüldüğü ortaya çıktı. Çete üyeleri tapu müdürlüğünde işlem yaparken suçüstü yakalandı. Müteahhit Y.O., tapuda memur olan H.N.S., emlakçılar H.Y., M.B. ve T.T., esnaf M.K., arsa alım satımı yapan H.G. ve üniversite öğrencisi Y.İ.O. gözaltına alındı. Bazı şüphelilerin sahte dosyalarla tapu işlemi gerçekleştirdiği anlar kamera kayıtlarına da yansıdı. 8 kişi tutuklandı, MASAK para trafiğini tespit etti: Vurgun 100 milyon TL. Çubuk Sulh Ceza Hakimliği, 8 şüpheliyi “resmî belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç örgütü kurma ve rüşvet” suçlarından tutukladı. MASAK raporlarına göre çete, taşınmaz satışlarından elde ettiği paraları farklı hesaplara dağıtarak izini kaybettirmeye çalıştı. Çete, Osmanlı arşivinden kalan eski tapuları bile hedef almış. Soruşturma dosyasına göre, tapu memuru H.N.S. arşiv kayıtlarından Osmanlı dönemine ait, mirasçısı olmayan ya da yurt dışında yaşayan kişilerin tapularını listeleyip müteahhit Y.O.’ya iletiyordu. Ardından sahte imza ve mühür üreten ekip bu tapuları değerli arsa ve gayrimenkul olarak piyasaya sürüyordu. Çetenin ifşa olmasıyla birlikte benzer tapu dolandırıcılıklarına yönelik yeni soruşturmalar başlatıldı. Yetkililer, özellikle “sahipsiz miras” taşınmazlarının sistem üzerinden daha sıkı takip edileceğini, tapu işlemlerinde kimlik doğrulamalarının güçlendirileceğini açıkladı.

Erdoğan talimat verdi: DDK sahte e-imza şebekesini mercek altına aldı Haber

Erdoğan talimat verdi: DDK sahte e-imza şebekesini mercek altına aldı

Ne oldu, nerede ve kim başlattı? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ocak ayından bu yana yürüttüğü soruşturma sonucu ortaya çıkan sahte e-imza ve sahte belge şebekesi iddiaları kamuoyuna yansımış; olayın büyüklüğü ve kamu kurumlarındaki olası güvenlik zafiyetleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, DDK’dan inceleme talep etti. DDK, konunun kamu hizmetlerinde güvenin korunması ve suistimallerin tespiti amacıyla derinlemesine araştırılmasını yürütecek. Soruşturmanın kapsamı ne? hangi kurumlar etkilendi? İddianamelerde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başta olmak üzere bazı üniversitelerin öğrenci işleri personelinin, YÖK birimlerinin ve elektronik sertifika sağlayıcılarının ofislerinin adı geçiyor. Savcılık belgelerine göre sahte e-imzalar kullanılarak sahte diploma, sürücü belgesi ve sertifika üretildi; 220 kişi hakkında işlem yapılırken 199 şüpheli hakkında kamu davası açıldı, iki ayrı iddianamede toplam yüzlerce sanık için 5–50 yıla kadar değişen hapis talepleri yer aldı. Suç örgütünün yöntemleri ve tespit edilen örnekler neler? İddianamede, şüphelilerin bazı elektronik sertifika hizmet sağlayıcıların ofisleri üzerinden usulsüz başvurular yapıp, kamu görevlilerinin adına e-imza ürettikleri; bu e-imzalarla kamu kurumlarının bilgi sistemlerine yetkisiz erişim sağladıkları ve YÖKSİS’e sahte mezuniyet kayıtları ekledikleri yer alıyor. Dosyada, sahte diplomalarla akademik unvan elde edildiği, sınav sonuçlarının değiştirildiği ve ünlü bazı isimlere ilişkin sahte kayıt üretildiği iddiası da bulunuyor. İddianamedeki rakamlar ve hukuki süreç nasıl ilerliyor? Hazırlanan ilk iddianamede 134 sanık için ÖSYM Kanunu’na muhalefet, resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine girme gibi suçlardan 6–45 yıl arası, ikinci iddianamede 65 sanık için 5–50 yıl arası hapis cezaları talep edildi. İddianameler Ankara mahkemesince kabul edildi; DDK incelemesi ise idari ve sistemik zaafiyetleri ortaya koymaya yönelik olacak. Neden kritik; hangi riskler gündemde? DDK incelemesi, yalnızca soruşturmanın adli boyutunu değil aynı zamanda kamu kurumlarının bilgi güvenliği, elektronik imza süreçleri ve yetki denetim mekanizmalarının zaaflarını da araştıracak. Savcılık belgeleri, kamu sistemlerine yetkisiz erişim sayesinde sahte belgelerle hem bireylerin hem de kurumların itibarının zedelendiğini ortaya koyuyor; bu durum, kamusal hizmetlere güvenin sarsılması riskini taşıyor. Kamuoyuna yansıyan isim ve vaka örnekleri İddianamede adı geçenler arasında bazı akademik unvan iddiaları, yüksek profilli isimlere düzenlenen sahte mezuniyet kayıtları ve kamu görevlilerine ait e-imza kopyalanması gibi örnekler bulunuyor. Örneğin, dosyada yer alan kayıt iddialarından biri olarak bir tarihi soybağının da sahte mezuniyet kaydıyla ilişkilendirildiği aktarılıyor; bu tür örnekler soruşturmanın boyutunu gösteriyor. DDK ne yapacak, sonuç ne zaman çıkar? DDK, Cumhurbaşkanının talimatı doğrultusunda ilgili kamu kurumlarının bilgi sistemleri, e-imza tedarik süreçleri, iç denetim raporları ve idari sorumluların uygulamalarını inceleyerek rapor hazırlayacak. İncelemenin süresi, elde edilecek delillere göre şekillenecek; ancak DDK’nın bulguları hem idari soruşturmalar hem de olası mevzuat değişiklikleri için temel teşkil edecek. Ne talep ediliyor, toplum ne bekliyor? Kamuoyunun beklentisi, hem adli süreçte etkin soruşturma ve hesap verebilirlik hem de idari düzeyde sistem güvenliğinin sağlanması. DDK raporu, hangi kurumların ve hangi uygulamaların sorumlu olduğuna dair netlik getirirse, benzer suistimallerin önlenmesi için hukuki ve teknik adımlar atılabilir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.