SON DAKİKA

#Şam

HABER DEĞER - Şam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şam haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Trump’a yakın isimden çarpıcı sözler: Netanyahu’nun Büyük İsrail projesi patladı, yeni düzenin lideri Erdoğan Haber

Trump’a yakın isimden çarpıcı sözler: Netanyahu’nun Büyük İsrail projesi patladı, yeni düzenin lideri Erdoğan

ABD’de Donald Trump’a yakınlığıyla bilinen siyasetçi ve eski Beyaz Saray danışmanı Steve Bannon, sosyal medya üzerinden yayımlanan War Room programında Türkiye ve Orta Doğu üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Bannon, bölgedeki dengelerin değiştiğini, “Büyük İsrail” hayalinin çöktüğünü ve Türkiye’nin liderliğinde yeni bir dönem başladığını öne sürdü. “Osmanlı geri döndü, Erdoğan Gazze’de güvenlik gücünün başında olacak” Steve Bannon, Türkiye’nin Orta Doğu’da yeniden etkin bir güç haline geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Osmanlı geri döndü. Erdoğan, Gazze’de kurulacak güvenlik gücünün başında olacak. Yüzyıl önce sona erdirilmek istenen düzen, iki ay içinde tersine çevrildi.” Bannon, ABD yönetiminin Türkiye ve Katar ile doğrudan temas hâlinde olduğunu, “sahada güvenlikten Türkiye’nin sorumlu olacağını, Katar’ın finansman sağlayacağını, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın asker göndereceğini” iddia etti. “Yeni Orta Doğu düzeninin lideri Erdoğan” Bannon, konuşmasında Ankara’nın bölgesel merkez rolüne vurgu yaparak, “Eğer bugün yeni bir Orta Doğu düzeninden söz ediyorsak, bu düzenin lideri Erdoğan’dır” dedi. Beyaz Saray döneminde Orta Doğu politikalarının şekillenmesinde etkili isimlerden biri olan Bannon, “Erdoğan artık yalnızca Türkiye’nin değil, bölgedeki güvenliğin de garantörü” ifadelerini kullandı. “Netanyahu’nun Büyük İsrail projesi çöktü” Bannon, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uzun süredir hedeflediği “Büyük İsrail” projesinin başarısız olduğunu söyledi. “Bu proje Netanyahu’nun yüzüne patladı. Artık sahnede Türkiye var. Bölge, Erdoğan’ın hamlelerine göre şekilleniyor” diyen Bannon, İsrail yanlısı çevrelere seslenerek “Siz bu politikaları desteklediniz, şimdi karşınızda Türkiye’nin öncülük ettiği yeni bir güç dengesi var” sözleriyle dikkat çekti. “Osmanlı sabırla ilerliyordu, şimdi tablo tersine döndü” Bannon, Türkiye’nin tarihsel etkisine de değinerek, “Osmanlı emin adımlarla ilerlerdi. Erdoğan da aynı sabırla ilerliyor. Yüzyıl önce İngilizler Osmanlı’yı Kudüs’ten, Şam’dan, Filistin’den çıkarmıştı. Şimdi tablo tersine döndü. Türkler yeniden başrolde” dedi. “Üçlü düzen kuruluyor: Türk güvenlik kuşağı, Müslüman devlet, Hristiyan Kudüs” Bannon, bölgede yeni bir stratejik mimarinin şekillendiğini savundu: “Artık üçlü bir düzen kuruluyor: Müslümanların devleti, Hristiyan Kudüs ve Türk güvenlik kuşağı. Bu denge önümüzdeki 30 yılı belirleyecek.” “Türkiye yeniden merkez ülke konumuna yükseldi” Bannon’un açıklamaları, Washington’da ve bölge basınında yankı uyandırdı. Analistler, söz konusu ifadeleri “Türkiye’nin Orta Doğu’da yeniden merkez ülke konumuna yükseldiğinin açık bir itirafı” olarak yorumladı. Bannon’un sözleri, yalnızca ABD’nin Orta Doğu politikalarında değil, Türkiye’nin bölgesel güç rolü konusunda da yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Şam’da dikkat çeken trafik: DSG’den üst düzey heyet başkentte Haber

Şam’da dikkat çeken trafik: DSG’den üst düzey heyet başkentte

Askeri ve güvenlik heyeti Şam’a ulaştı ANHA’nın haberine göre, Rojava Özerk Yönetimi’ne bağlı askeri ve güvenlik delegasyonu, dün akşam Şam geçiş hükümeti yetkilileriyle görüşmek üzere başkente ulaştı. Heyetin, bugün Savunma ve İçişleri bakanlıklarındaki üst düzey güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek askeri konuları ele alacağı bildirildi. Heyette DSG’nin önde gelen isimleri yer aldı Rojava Özerk Yönetimi’ni temsilen Şam’a giden heyette şu isimler bulunuyor: DSG Genel Komutanlığı üyeleri Sozdar Hacı ve Sipan Hemo, DSG sözcüsü Abcer Davud, komutan Şakir Arab, ayrıca İç Güvenlik Güçleri’nden Tümgeneraller Delir Hüseyin Temo, Ali Hıdır El-Hasan, Mustafa Mahmud Deli, Aho Eyliyo Lahdo ve İçişleri Konseyi Eş Başkanı Yardımcısı Erin Mustafa. Demokratik Suriye Güçleri Komutanlığı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “yakında Şam’a resmi bir güvenlik heyeti gönderileceğini” duyurmuştu. Ziyaret, 10 Mart anlaşmasının devamı Kaynaklara göre görüşmeler, 10 Mart 2025’te imzalanan askeri koordinasyon anlaşması çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Bu anlaşma, ülke genelinde istikrarı sağlamak, çatışmasız bölgelerde güvenliği güçlendirmek ve “sahadaki koordinasyonu” artırmayı amaçlıyor. Ziyaretin zamanlaması da dikkat çekici. Dün, Türkiye ve Suriye yetkilileri Ankara’da bir araya gelmişti. Görüşmede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, Suriye tarafında ise Dışişleri Bakanı Esad Şeybani, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Genel İstihbarat Başkanı Hüseyin Es-Selame ile masaya oturmuştu. Bölgesel denklemler yeniden şekilleniyor DSG’nin Şam ziyareti, Suriye’nin kuzeyinde yeniden şekillenen askeri dengelerin bir parçası olarak görülüyor. Uzmanlara göre, Türkiye-Şam hattında artan diplomasi trafiği, Rojava yönetimini de sürecin parçası haline getiriyor. Ziyaretin sonucunda güvenlik koordinasyonunun kurumsallaşması ve taraflar arasında “doğrudan temas mekanizması” oluşturulması bekleniyor.

Barrack’tan Suriye’ye yeni model önerisi Haber

Barrack’tan Suriye’ye yeni model önerisi

ABD’den çarpıcı açıklama ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye’de artan mezhep çatışmalarının ardından ülkenin geleceğine dair dikkat çeken bir öneri getirdi. Washington Post’un haberine göre Barrack, “Bir federasyon değil ama onun biraz altında, herkesin kendi kültürünü ve dilini koruduğu bir yapı” ifadesini kullandı. Bu açıklama, Trump yönetiminin daha önce güçlü destek verdiği Ahmed eş-Şara’nın merkezi devlet vizyonuna ilk ciddi uluslararası çekince olarak değerlendirildi. Şam’dan sert tepki Suriye lideri Ahmed eş-Şara, devlet medyasında yayımlanan açıklamasında ülkenin bölünmesi ihtimalini kesin bir dille reddetti. “Suriye’yi bölmek isteyenler olabilir, ancak bu mantıken de siyasi olarak da mümkün değil” diyerek merkezi devlet modelinde ısrarını yineledi. Azınlık katliamları baskıyı artırıyor ABD’nin politika değişikliğine işaret eden çıkışın arkasında son aylarda yaşanan kanlı azınlık saldırıları var. Süveyda’da Dürzi sivillere yönelik saldırılarda binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Mart ayında sahil bölgesindeki Alevi azınlığa yönelik saldırılarda ise en az 1.400 sivil ve 200 asker öldürüldü. Bu gelişmeler, merkeziyetçi devlet anlayışının ülkedeki farklı etnik ve dini grupları korumakta yetersiz kaldığı eleştirilerini güçlendirdi. SDG ile anlaşmazlıklar sürüyor Rojava ve doğu Suriye’de geniş bölgeleri kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile hükümet arasında mart ayında imzalanan “entegrasyon anlaşması” hâlâ uygulanamadı. En büyük sorun ise SDG bölgelerinin ne kadar özerklik sahibi olacağı meselesi. Bu durum, ABD’nin önerdiği “federasyona yakın model” tartışmalarını daha da kritik hale getiriyor. Uzmanlar: Merkezi devlet modeli çöktü Chatham House uzmanı Haid Haid, son şiddet olaylarının merkezi devlet projesini çıkmaza soktuğunu belirtti: “Hükümetin tüm Suriye üzerinde kontrol kurma hırsı işe yaramıyor. Ulusal diyalog ve güven inşası şart.” Öte yandan Ceble Belediye Başkanı Diya Heyrbeyk, ülkenin bölünmesinin çözüm getirmeyeceğini savundu: “Haseke’nin buğdayına, sahilin balığına ihtiyaç var. Birbirimize muhtacız.” Suriye için yeni bir yol haritası mı? Barrack’ın çıkışı, ABD’nin Suriye politikasında değişim sinyali olarak görülüyor. Bir yanda Şam’ın merkezi devlet ısrarı, diğer yanda ABD’nin federasyona yakın esnek model önerisi var. Ancak artan şiddet, mezhep çatışmaları ve SDG gerilimi, ülkenin geleceğini her zamankinden daha belirsiz hale getiriyor.

Suriye'de su ararken doğal gaz buldular Haber

Suriye'de su ararken doğal gaz buldular

Suriye'nin Şam kentinin doğusundaki Akobar beldesinde, halkın su ihtiyacını karşılamak için hayırsever desteğiyle açılan bir kuyu beklenmedik bir şekilde doğal gaz kaynağına dönüştü. Kuyudan yaklaşık bir aydır çıkan gaz, hem belde halkında hem de yerel yönetimde büyük heyecan yarattı. "Su beklerken ateş yükseldi" Kuyunun açılmasına öncülük eden Adnan Gadem, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Su bulmak amacıyla başladığımız bu çalışmada, yerin altından gaz çıkacağını hiç tahmin etmezdik. Şam kırsalında bu tür kaynaklar halktan hep gizlendi, artık yeni yönetimle birlikte bu kaynakların halk yararına kullanılmasını bekliyoruz” dedi. Belediye Başkanı: Alev bir anda yükseldi Akobar Belediye Başkanı Hasan Salih İsmail ise kuyunun yaklaşık 140 metre derinliğinde açıldığını ve ilk anda alevlerin yükseldiğini söyledi. İsmail, “Bölgemizde genelde 70 metrede su çıkar ama burada su yerine alev fışkırdı. Durumu hemen Enerji Bakanlığı’na ilettik. Mühendisler kuyunun bir süre açık kalması gerektiğini söyledi ve gaz çıkışı hâlâ devam ediyor” diye konuştu. Beşar Esed korkusu yüzünden gizlenen keşifler Belediye Başkanı İsmail, yaklaşık 5 yıl önce aynı bölgede yine benzer bir gaz çıkışı yaşandığını ancak o dönem rejim korkusu nedeniyle yetkililere bilgi veremediklerini belirtti. “O zamanlar korkudan sessiz kaldık. Şimdi ise durum farklı. Yeni yönetimin halk için çalışacağına inanıyoruz” dedi. Suriye'nin savaş ve yoksullukla mücadele eden kırsal bölgelerinde bulunan bu tür yer altı kaynakları, eğer değerlendirilirse bölge halkı için yeni bir umut olabilir. Akobar’da çıkan doğal gazın işlenip işlenemeyeceği henüz belirsizliğini korurken, belde halkı gelişmenin istihdama ve bölge ekonomisine katkı sunmasını bekliyor. Enerji Bakanlığı’nın bölgedeki çalışmalarını sürdürdüğü öğrenildi.

İsrail basını: Türkiye sadece enerji değil, nüfuz da taşıyor Haber

İsrail basını: Türkiye sadece enerji değil, nüfuz da taşıyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Kilis üzerinden Halep’e 2 Ağustos itibarıyla doğal gaz iletimine başlanacak” açıklamasını manşetine taşıyan Maariv, bu gelişmeyi Türkiye’nin Orta Doğu’daki pozisyonunu sessiz ama kararlı bir şekilde pekiştirmesi olarak yorumladı. Haberde dikkat çeken satırlardan biri şu şekilde: “Türkiye yalnızca enerji iletmiyor. Savaş yorgunu Suriye’de altyapıyı yeniden kuruyor, böylece uzun vadeli nüfuz alanları oluşturuyor.” İsrail basınına göre Halep’e taşınacak 3.4 milyon metreküplük doğal gaz, 900 megavatlık elektrik üretimini mümkün kılacak ve bu da Ankara’nın bölgedeki liderliğini sadece askeri değil, ekonomik ve sosyal düzlemde de tescilleyecek. Gazete, Erdoğan liderliğinde yürütülen bu stratejinin “yalnızca Şam yönetimini değil, Tel Aviv’i de yakından ilgilendirdiğini” vurgularken, Türkiye’nin yıllardır Kuzey Suriye’de sürdürdüğü altyapı, güvenlik ve yerel idare desteklerinin bugün meyvesini verdiğini belirtti. Şam ile doğrudan çatışmadan kurulan bu etki ağı, İsrail tarafında dikkatle izleniyor. Maariv'in analizinde, Türkiye'nin bölgesel gücünün artık yalnızca bir tahmin ya da senaryo olmadığı, sahada karşılığı olan somut bir gerçeklik haline geldiği ifade edildi. Bu değerlendirmeler, Ankara’nın Suriye politikasında yeni bir evreye geçildiğinin ve Türkiye'nin bölgesel güç mimarisi inşa etme hedefinin giderek daha görünür hale geldiğinin işareti olarak yorumlanıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.