SON DAKİKA

#Si̇yaset

HABER DEĞER - Si̇yaset haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Si̇yaset haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Di-En Araştırma'nın son anketi yayınlandı! Haber

Di-En Araştırma'nın son anketi yayınlandı!

Türkiye'de yolsuzluk iddiaları siyaseti sarsıyor ama seçmenin tercihlerini temelden değiştirmiyor. Di-En Anket Araştırma’nın Temmuz 2025’te 2312 kişiyle gerçekleştirdiği yüz yüze çalışmaya göre, yolsuzluk iddiaları halkın %82’sini etkiliyor. Ancak bu tepki, çoğu zaman oy verme davranışına yansımıyor. Araştırma İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Erzurum, Trabzon, Samsun, Tekirdağ, Konya, Bursa, Eskişehir, Kayseri ve Van'da yapıldı; yaş, cinsiyet, eğitim ve gelir kotaları gözetilerek hazırlandı. Yolsuzluğa karşı söylem var, tepki yok Araştırmaya katılanların %60,7’si yolsuzluk iddialarının “çok etkilediğini”, %21,2’si ise “etkilediğini” belirtti. Bu da halkın %82’sinin yolsuzlukla ilgili haberleri ciddiye aldığını gösteriyor. Ancak bu yüksek oran, sandığa etkili bir şekilde yansımıyor. Di-En Anket’in değerlendirmesine göre, Türkiye’de yolsuzluk iddiaları artık “enflasyon” gibi yaygınlaştı ve sıradanlaştı. “Yolsuzluk yapmayan mı var?” algısı, seçmenlerin ahlaki tepkilerini törpülüyor. Yani halk tepkili ama umutsuz; şeffaflık ve hesap verebilirlik beklentisi yerine kabullenme hali hâkim. Taraftarlık siyaseti yolsuzluğu da gölgeliyor Yolsuzluk algısı, siyasi kutuplaşmanın bir uzantısı olarak da karşımıza çıkıyor. Seçmenler, kendi partilerine yöneltilen yolsuzluk iddialarını “kumpas” olarak görme eğiliminde. Bu yüzden, iddialara karşı söylemsel bir tepki olsa da davranışsal değişim görülmüyor. Özellikle CHP ve AKP seçmeninde bu durum daha net gözlemleniyor. İddialar karşısında savunmacı refleksler ağır basarken, gerçek bir sorgulama ya da hesap sorma pratiği gelişmiyor. Böylece “yolsuzluk siyasetin kaderini belirler” kuralı, Türkiye’de istisnaya dönüşüyor. Belediyeler yolsuzlukla en çok anılan kurumlar Araştırma kapsamında seçmenlere yöneltilen “Belediyelerde yolsuzluk yapıldığına inanıyor musunuz?” sorusuna verilen yanıtlar çarpıcı: %71,8: Yolsuzluk yaygın biçimde var %24,2: Abartıldığı kadar yok %0,4: Hiç yolsuzluk yapılmıyor Toplamda %95’lik kesim, belediyelerde az ya da çok yolsuzluk olduğuna inanıyor. Seçmen, yerel siyasetteki servet artışlarını doğrudan gözlemleyebildiği için, belediyeleri "yolsuzluğun vitrini" olarak görüyor. İktidar tarafsız bulunmuyor, güven kaybı derinleşiyor “İktidarın yolsuzlukla mücadelede tarafsız davrandığına inanıyor musunuz?” sorusuna verilen yanıtlar da dikkat çekici: %62,7: Partisine göre farklı davranıyor %32,2: Tarafsız davranıyor Bu veriler, halkın çoğunluğunun iktidarın yolsuzlukla mücadelede çifte standart uyguladığını düşündüğünü gösteriyor. Özellikle CHP’li belediyelere yönelik operasyonların seçici yapılması, Ekrem İmamoğlu gibi isimlerin hedef alınması ve gazetecilere yönelik baskılar bu algıyı besliyor. CHP kurultayı: Yönetime güven az, Kılıçdaroğlu beklentisi yüksek CHP’deki kurultay süreci de seçmen nezdinde güven sorunu yaratmış durumda. “Kurultayda delege iradesine maddi müdahale yapıldı mı?” sorusuna verilen yanıtlar: %47,4: Evet, müdahale yapıldı %37,5: Hayır, yapılmadı %15,1: Kararsız Bu durum, CHP'nin iç işleyişine duyulan güvenin sarsıldığını ve tabanda “şaibeli seçim” algısının hâkim olduğunu ortaya koyuyor. Ancak CHP’ye kayyum atanması ihtimali, bu eleştirileri bastırıyor. Seçmen, “dış müdahale” tehdidi karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor. CHP davasında kılıçdaroğlu beklentisi öne çıkıyor “Eylül ayında CHP kurultayıyla ilgili açılan davadan ne sonuç çıkar?” sorusuna verilen yanıtlar: %35,2: Mahkeme, Kılıçdaroğlu’na partiyi yeniden kongreye götürme yetkisi verir %26,2: Davadan iptal kararı çıkmaz %17,6: Mahkeme ertelenir %8,4: CHP’ye kayyum atanır Bu veriler, kamuoyunun Kılıçdaroğlu’nun yeniden partiye döneceği yönünde bir beklenti içinde olduğunu ortaya koyuyor. Ancak aynı zamanda CHP’ye yönelik hukuki sürecin belirsizliğinin seçmeni tedirgin ettiğini de gösteriyor. Katılımcı profili: eğitim ve yaş dengesi Araştırmaya katılanlar yaş gruplarına göre dengeli bir şekilde dağılmış durumda. En yüksek oran 35-44 yaş aralığında. Cinsiyet dağılımı da neredeyse eşit: %51,2 erkek, %48,8 kadın. Eğitim düzeyinde ise katılımcıların büyük çoğunluğu lise ve altı eğitim seviyesine sahip. Lise mezunları %30,2 ile en geniş grubu oluşturuyor. Üniversite mezunu oranı %6,2, yüksek lisans yapanlar ise yalnızca %7,5 oranında. Bu da halkın genel sosyo-ekonomik yapısını yansıtması açısından değerli. Siyasi algı güven kaybıyla derinleşiyor Di-En Anket’in Temmuz 2025 tarihli araştırması, Türkiye’de yolsuzluğun sistemik hale geldiğini, seçmenlerin ise bu durumu "doğallaştırdığını", ancak içten içe güvensizlik duygusunu taşıdığını ortaya koyuyor. Hem iktidar hem muhalefet seçmeninin siyasal sadakati, çoğu zaman etik ilkelerin önüne geçiyor. Bu da Türkiye’de hesap sorulamayan ama herkesin bildiği bir yolsuzluk atmosferi oluşturuyor. Belediyelerden parti kurultaylarına kadar yayılan bu algı, siyasal sistemin meşruiyeti açısından ciddi bir tehdit olarak görülmeli. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve bağımsız denetim mekanizmalarının işler hale getirilmesi, sadece siyasi etik açısından değil, toplumsal güvenin yeniden inşası açısından da artık bir zorunluluk.

Yeni bir ittifak mı doğuyor? Haber

Yeni bir ittifak mı doğuyor?

Miili Yol Partisi’nin politikaları ve İYİ Parti Bursa mitingine destek: Yeni bir ittifak mı doğuyor? Türkiye’nin siyasi arenasında hareketli günler yaşanırken, Milli Yol Partisi (MİLLİ YOL), İYİ Parti’nin 3 Ağustos 2025’te Bursa’da düzenleyeceği mitinge destek vereceğini açıklayarak dikkatleri üzerine çekti. Zafer Partisi, Büyük Türkiye Partisi, ATA Parti ve Adalet Partisi’nin de destek verdiği bu miting, siyasi partiler arasında yeni bir iş birliği dalgasının habercisi olabilir mi? İşte detaylar… Milli Yol Partisi, 14 Aralık 2021’de ülkücü hareket içinde etkin bir konumda olan ,12 Eylül darbesi mağduru ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun en yakınında olan isim olarak bilinen Remzi Çayır liderliğinde, Büyük Birlik Partisi’nden (BBP) ayrılarak kuruldu. Parti, Türk milliyetçiliği ve milli muhafazakârlık ilkelerini benimseyerek, mevcut siyasi sistemdeki sorunlara alternatif çözümler sunmayı hedefliyor. MİLLİ YOL’un temel politikaları, resmi internet sitesinde ve açıklamalarında şu şekilde öne çıkıyor: Parlamenter Sisteme Dönüş: Parti, mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni eleştiriyor ve yasama, yürütme ile yargının net bir şekilde ayrıldığı, birbirini denetleyen bir sistem öneriyor. Genel Başkan Remzi Çayır, “Bütün kararların bir yürütmede toplandığı bir sistem yerine, hesap verebilir bir yönetim modeli kurmalıyız” diyor. Milli Kalkınma ve Adalet: Ekonomik sorunlara odaklanan parti, güçlü bir ekonomi ve üretim seferberliğiyle Türkiye’yi kalkındırmayı hedefliyor. “Adalet ve hayat kalitesi” sloganıyla, halkın refahını artırmayı ve gelir adaletsizliğini azaltmayı vadediyor. Bağımsızlık ve Kuvay-i Milliye Ruhu: Dış baskılardan arınmış, milli iradeye dayalı bir yönetim anlayışını savunan MİLLİ YOL, Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ruhunu vurguluyor. Parti, “Kuvay-i Milliye ruhuyla, vatansever bir mücadele” mottosunu benimseyerek, dış politikada bağımsızlığı önceliklendiriyor. Erdoğan Karşıtlığı: MİLLİ YOL, BBP’nin Cumhur İttifakı’nı desteklemesinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı ayrılmış bir parti. Remzi Çayır, AK Parti’yi “20 yıldır iktidarda olup muhalefet gibi konuşmakla” eleştiriyor ve mevcut yönetim anlayışına karşı çıkıyor. Parti, 2023 genel seçimlerinde %0,03 oy oranıyla sınırlı bir başarı elde etse de, teşkilatlanmasını tamamlayarak seçimlere katılma hakkı kazandı. Şu anda TBMM’de temsilcisi bulunmuyor, ancak yerel düzeyde aktif bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun “Birinci Vazifen…” sloganıyla duyurduğu 3 Ağustos 2025 Bursa mitingi, Osmangazi Meydanı’nda saat 18:00’de gerçekleşecek. Miting, özellikle son dönemde tartışılan “açılım süreci” karşıtlığı bir duruşu temsil ediyor. Milli Yol Partisi, bu mitinge teşkilatlarıyla katılacağını açıklayan partilerden biri oldu. Genel Başkan Yardımcısı Barış Ezer, “Milletimizin birliğini, devletimizin bekasını ve demokratik siyaset anlayışını önceleyen her türlü çabayı destekliyoruz” diyerek mitinge katılım çağrısı yaptı. MİLLİ YOL’un yanı sıra Zafer Partisi, Büyük Türkiye Partisi, ATA Parti ve Adalet Partisi de mitinge destek vereceğini duyurdu, böylece destekçi parti sayısı beşe yükseldi.Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, mitingi “Cumhuriyetin kazanımlarını savunan ,çözüm süreci adıyla sürdürülen bölücülüğe tepki koyan ve Türk milliyetçilerinin ortak iradesinin sergileneceği bir meydan” olarak tanımladı. Bu açıklamalar, mitingin yalnızca İYİ Parti’nin değil, geniş bir milliyetçi ve vatansever tabanın sesi olmayı hedeflediğini gösteriyor. İttifak ihtimalleri: Yeni bir milliyetçi cephe mi? Bursa mitingine verilen bu geniş destek, İYİ Parti, Zafer Partisi, Milli Yol Partisi, ATA Parti ve Adalet Partisi arasında bir ittifakın ilk sinyalleri olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu partilerin ideolojik duruşları ve geçmişteki ittifak deneyimleri, olası bir birleşmenin önünde hem fırsatlar hem de engeller barındırıyor. Ortak Zemin: Milliyetçilik ve Atatürkçülük: İYİ Parti, Zafer Partisi ve Milli Yol Partisi, Türk milliyetçiliği ve Atatürk ilkelerine bağlılık konusunda benzer söylemlere sahip. Özellikle Zafer Partisi’nin “stratejik göç mühendisliği” eleştirisi ve sığınmacı karşıtı politikaları, MİLLİ YOL’un bağımsızlığa vurgusuyla örtüşüyor. ATA Parti ve Adalet Partisi’nin de bu mitinge destek vermesi, ortak bir duruşun şekillendiğini gösteriyor. MİLLİ YOL’un henüz ittifak deneyimi sınırlı, ancak BBP’den ayrılma sebebi olan Cumhur İttifakı karşıtlığı, bu partileri bir araya getirebilir. Siyasi analistler, Bursa mitinginin bu partiler arasında bir “milliyetçi cephe” oluşturma denemesi olabileceğini, ancak kalıcı bir ittifak için daha fazla müzakereye ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Özellikle, 2028 genel seçimleri öncesinde ekonomik sorunlar ve sığınmacı politikaları gibi konularda ortak bir manifesto geliştirilirse, bu iş birliği güçlenebilir. Milli Yol Partisi’nin destek açıklaması, bu hareketin sadece bir mitingden ibaret olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin siyasi geleceğinde yeni bir iş birliği modelinin test edildiğini gösteriyor.Muhsin Yazıcıoğlu mirasının temsilcisi olan Remzi Çayır liderliğindeki MİLLİ YOL partisinin mitinge davet edilmesi Türk siyasi hareketinde Milli Yol Partisi'nin özellikle milliyetçi seçmen için ciddi bir seçenek olduğunun da kabul edilmiş olduğunu gösteriyor. Siyasi gözlemciler, bu ittifakın geleceğinin, partilerin tabanlarını mobilize etme başarısına ve ortak bir siyasi vizyon oluşturabilme yeteneğine bağlı olduğunu vurguluyor. Bursa’dan yükselen bu ses, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir mi? Bunu zaman gösterecek.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.