Prens Selman, Kaşıkçı cinayeti sonrası ilk kez Washington yolcusu
Kaşıkçı gölgesinden sonra ilk temas
ABD istihbaratı, Kaşıkçı cinayetinin Veliaht Prens’in bilgisi dahilinde gerçekleştiğini öne sürmüş; Selman ise operasyonu emretmediğini ancak ülkenin fiili lideri olarak “siyasi sorumluluğu” kabul ettiğini söylemişti. Aradan geçen yedi yılın ardından bu ziyaret, iki başkent arasında “sayfa çevirildiği” mesajı olarak değerlendiriliyor.
Savunma anlaşması Washington–Riyad hattının kilidi
Ziyaretin en kritik başlılarından biri, ABD ile Suudi Arabistan arasında uzun süredir müzakere edilen güvenlik anlaşması.
Riyad, Pentagon’un resmî güvenlik garantisini içeren kapsamlı bir savunma paktı istiyor. Ancak Washington, bu paketin şartını “Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi” olarak ortaya koyuyor.
Suudi tarafı ise İsrail’den Filistin devletine yönelik bağlayıcı taahhüt bekliyor. Netanyahu hükümetinin buna sıcak bakmaması süreci çıkmaza sokuyor. Bu nedenle Trump’ın Katar’da yaptığına benzer bir başkanlık kararnamesiyle daha sınırlı bir taahhüt vermesi en olası senaryo olarak görülüyor.
Nükleer enerji pazarlığı: Uranyum krizi
Prens Selman’ın ABD gündeminde bir diğer kritik başlık sivil nükleer program. Suudi Arabistan, Vision 2030 hedefleri kapsamında ABD’den nükleer teknoloji transferi istiyor.
Ancak Washington’ın şartları ağır:
Uranyum zenginleştirilmeyecek
Kullanılmış yakıt yeniden işlenmeyecek
Riyad bu kısıtlamaları kabul etmiyor. Bu nedenle masadan ya bir “ilerleme açıklaması” ya da kısmi bir anlaşma çıkması bekleniyor.
Yapay zekâ ve çip teknolojisi yarışı
Görüşmenin ekonomik boyutundaysa Suudi Arabistan’ın yapay zekâ ekosistemine giriş planı öne çıkıyor. Prens Selman:
ABD’li teknoloji devleriyle ortaklık,
Veri merkezi yatırımları,
Yüksek kapasiteli yapay zekâ çiplerine erişim
konularında anlaşmalar arıyor. Riyad’ın hedefi, BAE’nin hızla büyüyen teknoloji gücüyle rekabet edebilmek ve bölgenin veri merkezi üssü haline gelmek.
Washington ve Riyad’dan “zorunlu uzlaşma” beklentisi
Diplomatik çevreler, iki tarafın da beklentilerinin yüksek olduğuna ancak şartların sert olduğuna dikkat çekiyor.
Son değerlendirmelere göre:
“Taraflar masadan istediklerinin tamamını alamayacak ama ilişkileri yeniden yapılandıracak orta yol bulunacak.”
Bu ziyaret, hem Ortadoğu dengeleri hem de ABD–Suudi ilişkileri açısından son yılların en kritik diplomatik adımlarından biri olarak görülüyor.