SON DAKİKA

#Sivil Toplum

HABER DEĞER - Sivil Toplum haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sivil Toplum haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Araç sahiplerine yeni yük: Muayene ücretleri bir gecede uçtu Haber

Araç sahiplerine yeni yük: Muayene ücretleri bir gecede uçtu

Zam kararı resmileşti, takvim 1 Ocak’ı işaret ediyor. 2026 yılı için yeniden değerleme oranının yüzde 25,49 olarak ilan edilmesi, muayene ücretlerinin de aynı oranda artacağı anlamına geldi. Düzenleme, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriş sürecini başlattı. Artış, 1 Ocak 2026 itibarıyla TÜVTÜRK istasyonlarında uygulanacak. Otomobil sahipleri en sıkı darbeyi alacak gruplardan biri oldu. Mevcut tarifede 2.620 TL olan standart otomobil muayene ücreti, yeni yılda 3.288,84 TL’ye çıkıyor. Aynı tarife; minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi taşıtı, römork ve yarı römorkları da kapsıyor. Kısacası, bireysel kullanıcıdan küçük esnafa kadar geniş bir kesim doğrudan etkilenecek. Ağır vasıta ve toplu taşıma cephesi de zamdan kaçamadı. Otobüs, kamyon, çekici ve tanker sınıfında muayene bedeli 4.445,60 TL’ye yükseldi. Bu kalemdeki artış, taşımacılık maliyetlerine yansıma potansiyeli nedeniyle fiyat zinciri üzerinde dolaylı bir baskı yaratabilecek başlıklar arasında görülüyor. İki teker ve tarım araçları için yeni rakamlar da şekillendi. Traktör (römorklu-römorksuz), motosiklet ve motorlu bisiklet için muayene ücreti 1.674,53 TL olarak belirlendi. Tarımsal üretimde kullanılan traktörlerdeki artış, kırsal ekonominin yük hanesine yeni bir kalem ekledi. Oran otomatik işliyor, tartışma kapısı kapanıyor. Mevzuat gereği araç muayene ücretleri, her yıl ilan edilen yeniden değerleme oranına endeksli olarak güncelleniyor. Bu nedenle 2026 zammı, teknik bir “otomatik ayarlama” olsa da yurttaş açısından cebine doğrudan yansıyan bir artış olarak karşılık buluyor. Toplumun gündemi: Güvenlik mi, erişilebilirlik mi? Muayenenin trafik güvenliği açısından vazgeçilmez olduğu vurgulanırken, artan bedeller “ulaşılabilirlik” tartışmasını da beraberinde getiriyor. Sivil toplum ve tüketici çevreleri, dar gelirli yurttaşlar için taksitlendirme ve indirimli dönem uygulamalarının gündeme alınmasını talep ediyor. Gözler ilk faturalarda olacak. 1 Ocak’la birlikte istasyonlardaki ilk tahsilatlar, zammın fiilen nasıl hissedileceğini gösterecek. Araç sahipleri, randevu planlarını ve bütçelerini şimdiden yeni tarifeye göre ayarlamaya başladı.

Kulisler bu haberle çalkalanıyor! Haber

Kulisler bu haberle çalkalanıyor!

İddia nereden çıktı, neden önemli? Türkiye siyasetinde tartışma yaratan bir iddia, AK Parti kulislerinden sızarak kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Gazeteci Serdar Akınan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ileride gerçekleşmesi beklenen siyasi geçiş sürecinde oğlu Necmeddin Bilal Erdoğan’ı halefi olarak değerlendirdiğini öne sürdü. Akınan’ın “AK Parti’nin kalbinden” ifadesiyle duyurduğu kulis bilgisi, hem parti içinde hem muhalefet cephesinde tartışma yarattı. Bilal Erdoğan kimdir? Eğitim, iş hayatı ve kamuoyu profilinin arka planı 23 Nisan 1981 İstanbul doğumlu Necmeddin Bilal Erdoğan, eğitimini Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Indiana Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinde tamamladı. Türkiye’ye dönüşünün ardından inşaat, enerji ve eğitim sektörlerinde faaliyet gösterdi. Sivil toplumda ise TÜGVA ve TÜRGEV gibi vakıflarda yöneticilik yaparak etkisini artırdı. Resmi bir siyasi görevi bulunmamasına rağmen, adı sık sık siyasetle ilişkilendiriliyor. Özellikle 2013’te sızan telefon kayıtları sonrasında kamuoyundaki algısı tartışmalı hâle geldi. “Erdoğan kararını verdi” diyen Serdar Akınan ne söyledi? İddianın çıkış noktası, gazeteci Serdar Akınan’ın YouTube ve sosyal medya paylaşımı oldu. Akınan, “Erdoğan kararını verdi, yerine Bilal Erdoğan geçecek” ifadelerini kullanarak, sürecin önce AK Parti Genel Başkanlığı, ardından Cumhurbaşkanlığı üzerinden planlandığını ileri sürdü. Akınan ayrıca Emine Erdoğan’ın da bu süreçte etkili olduğunu ima etti. İddia, paylaşımın ardından 250 binden fazla etkileşim aldı ve gündemin ilk sıralarına çıktı. Bu tartışma, daha önce BirGün yazarı Yaşar Aydın ve eski milletvekili Selçuk Özdağ tarafından ortaya atılan “halefiyet senaryoları” ile benzerlik gösteriyor. Ancak AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuyu “asılsız spekülasyon” olarak değerlendirdi. Siyasi ve sivil tepkiler: Destekleyenler, karşı çıkanlar, uyarıda bulunanlar AK Parti çevresi: “Erdoğan mirasının devamı” Parti tabanında bazı isimler iddiayı olumlu karşıladı. Eski AK Partili Yusuf Elmas, “Gerçek mi bilmiyorum ama kesinlikle destekliyorum” dedi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da “yeni nesil lider hazırlığı” vurgusuyla dolaylı destek verdi. Muhalefet ve eski AK Partililer: “Nepotizm ve kurumsal çöküş riski” CHP’li Avukat Cemil Çiçek, “Böyle bir senaryoya oy vermem” diyerek sert çıktı. HKP Genel Başkanı Nurullah Efe Ankut, “Aile içi geçişler demokrasiyi zedeler” yorumunda bulundu. Eski AK Partili Selçuk Özdağ, “Hakan Fidan gibi isimler de konuşuluyor” diyerek itirazını dile getirdi. Sivil toplum ve akademi: “Şeffaflık ve meritokrasi olmazsa risk büyük” TÜSİAD sessiz kalırken, akademisyen Dr. Serkan J. İnci, “Aile bağları değil liyakat konuşulmalı” uyarısı yaptı. Cumhuriyetçi Düşünce Derneği ise “Ailevi siyasallaşma, demokratik standartları bozar” açıklaması yayımladı. Kamuoyu tepkisi: Sosyal medyada üçlü ayrışma X (Twitter) analizlerine göre: %40 destekleyici, %35 eleştirel, %25 temkinli yorum yapıldı. “Babası gibi olursa destekleriz” diyenler ile “Cumhuriyet mirası aile devrine bırakılamaz” diyenler arasında sert tartışmalar yaşandı. Uzmanlara göre mesele ne? “Erdoğan sonrası dönemin psikolojisi” Siyaset bilimci Doç. Dr. Selçuk Atak, tartışmayı şöyle değerlendirdi: “Aile mirası güçlü bir motivasyon olabilir ancak nepotizm algısı seçmen davranışını etkileyebilir.” KONDA’nın Ekim 2025 anketine göre, Erdoğan’ın onay oranı %45, ancak olası halefiyet tartışmaları henüz netleşmiş değil. Resmî açıklama yok, spekülasyon devam ediyor İddia, Türkiye'nin siyasi geleceğine dair kritik bir tartışmayı tetiklemiş durumda. Henüz Cumhurbaşkanlığı ya da AK Parti’den resmî bir açıklama yapılmadı. Süreç ilerledikçe, tartışma “siyasi miras mı, aile aktarımı mı?” sorusu etrafında şekillenmeye devam edecek. Haber: Edip YETMİŞSEKİZ

Minguzzi davasında karar çıktı! Haber

Minguzzi davasında karar çıktı!

Adalet arayışı 9 ay sonra karara bağlandı Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşması, 24 Ocak 2025’te Kadıköy’de işlenen cinayetin ardından yaklaşık dokuz ay sonra sonuçlandı. Mahkeme heyeti, haksız tahrik indirimi uygulamadan hüküm kurdu. Kararın açıklanmasının ardından adliye koridorlarında gergin anlar yaşandı. Mattia’nın annesi Yasemin Minguzzi fenalaşırken, duruşma salonu “Adalet istiyoruz!” sloganlarıyla yankılandı. “Ahmet’in yanında olması onun talihsizliğiydi” sözü tepki çekti Duruşma boyunca sanık avukatlarının savunmaları, salondaki izleyicilerin tepkisine neden oldu. Sanık avukatlarından biri, “Ahmet’in yanında olması onun talihsizliğiydi” ifadesini kullanınca, Minguzzi ailesi ve izleyiciler salonu terk etti. Aile, sanıkların son sözlerini dinlememeyi tercih etti. Savcı indirimsiz ceza talep etmişti Savcılık, esas hakkındaki mütalaasında, sanıklardan B.B. ve U.B. için “çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan 24’er yıl, diğer iki çocuk sanık M.A.D. ve A.Ö. için ise “yardım etmek” suçlamasıyla 15 ila 20 yıl arası hapis istemişti. Ancak mahkeme, delil yetersizliği gerekçesiyle iki sanığın beraatine karar verdi. “Bu karar her çocuğun güvenliği için” Minguzzi ailesinin avukatı Ersan Barkın, karar öncesi yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bu dava, sadece bir çocuğun değil, tüm çocukların güvenliği için yürütüldü. Verilecek karar, yarın başka bir evladın aynı kaderi yaşamaması adına büyük önem taşıyor.” Olayın geçmişi 24 Ocak 2025’te Kadıköy’deki Tarihi Salı Pazarı’nda yaşanan olayda, İtalyan şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar’ın oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, yaşıtlarıyla yaşadığı tartışmanın ardından bıçaklanmıştı. Görgü tanıkları, B.B.’nin pazardaki bir tezgahtan aldığı bıçakla Minguzzi’yi birden fazla kez yaraladığını, U.B.’nin ise genci tekmelediğini belirtmişti. 17 gün yoğun bakımda kalan Mattia, 9 Şubat’ta hayatını kaybetmişti. Toplumun vicdanında yankı bulan dava Türkiye kamuoyu, 15 yaşındaki Minguzzi’nin ölümünü “çocuk şiddetinin sembolü” olarak görmüş; birçok kentte “Mattia için Adalet” eylemleri düzenlenmişti. Bugünkü karar, birçok yurttaş tarafından “gecikmiş ama umut verici bir adım” olarak yorumlandı. Mahkeme, iki sanık için ağır cezalar verirken, iki sanığın beraatiyle toplumda adalet tartışmaları yeniden alevlendi. Minguzzi ailesi, kararı istinafa taşıyacağını açıkladı ve “Mattia için adalet arayışımız sürecek” mesajı verdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.