SON DAKİKA

#Tahran

HABER DEĞER - Tahran haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tahran haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Rojhılat ve İran’da hava kirliliği alarm veriyor: 17 vilayette yaşam durdu Haber

Rojhılat ve İran’da hava kirliliği alarm veriyor: 17 vilayette yaşam durdu

Rojhılat ve İran genelinde hava kirliliği tehlikeli seviyeye yükseldi İran ve Rojhılat’ta günlerdir etkisini artırarak devam eden yoğun hava kirliliği, influenza (grip) salgınıyla birleşerek hayatı durma noktasına getirdi. Cumartesi gününden bu yana başkent Tahran başta olmak üzere ülkenin 17 vilayetinde okullar, resmi kurumlar ve bazı özel işletmeler geçici olarak kapatıldı. Özellikle Rojhılat kentlerinde yaşayan yurttaşlar, kirliliğin günlük yaşamı felç ettiğini dile getiriyor. Tahran’da hava kirliliği yeniden kritik eşikte Tahran sakinleri, hava kirliliğinin ana nedeninin düşük standartlı yakıt ve yerli üretim düşük emisyonlu olmayan araçlar olduğunu belirtiyor. Kent sakini Hüseyni, içinde bulundukları çaresizliği şu sözlerle özetledi: “Benzinimiz de arabalarımız da standart değil. Zorunluluktan yerli araç kullanıyoruz çünkü ithal araç yasak. Bu yüzden kirlilik azalacağına artıyor.” İran’ın büyük şehirlerinde uzun süredir uygulanan araç sınırlamaları, üretim kotaları ve ithal araç yasakları, hava kirliliği krizinin çözümünü daha da zorlaştırıyor. Urmiye ve Loristan’da tatil Rojhılat’ın en büyük kentlerinden Urmiye’de hava kirliliğinin “tehlikeli seviye”ye gelmesi, Loristan’da ise influenza salgınının hızla yayılması nedeniyle okullar ve bazı kamu kurumları kapatıldı. Kararın en az birkaç gün sürmesi bekleniyor. “Uyarı sınırı aşıldı, salgın en az 2 ay daha sürebilir” İran Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi Başkanı Kubad Muradi, influenza salgınının bazı vilayetlerde uyarı sınırını aştığını belirterek durumun ciddiyetine dikkat çekti: “Bazı bölgelerde influenza vakaları hızla artıyor. Salgın bir buçuk ila iki ay daha devam edebilir.” Uzmanlar, hava kirliliğinin bağışıklık sistemini zayıflatarak influenza başta olmak üzere solunum yolu enfeksiyonlarını ağırlaştırdığına vurgu yapıyor. Hava kirliliği can alıyor: İran Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, geçen yıl İran ve Rojhılat’ta 58 bin 975 kişi hava kirliliği ve buna bağlı nedenlerle yaşamını yitirdi. Bu sayı, ülkede hava kirliliğinin deprem ve trafik kazaları kadar büyük bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini gösteriyor. Uyarılar sürüyor, çözüm yok Hava kirliliğinin haftalar boyunca devam edeceği tahmin edilirken, Rojhılat ve İran genelinde maskeli dolaşım zorunlu hâle geldi. Yurttaşlar, artan sağlık riskleri nedeniyle hükümete yakıt kalitesinin yükseltilmesi, toplu taşımanın güçlendirilmesi ve araç politikalarının gözden geçirilmesi çağrısında bulunuyor. Bölgede kirlilik ve salgın nedeniyle günlük yaşamın ne zaman normale döneceği ise belirsizliğini koruyor.

İran kuraklığın pençesinde: Bulut aşılama operasyonu başladı Haber

İran kuraklığın pençesinde: Bulut aşılama operasyonu başladı

Urmiye Gölü Havzasında “yağmur tetikleme” uçuşu İran’ın resmi ajansı Irna’nın aktardığına göre, hafta sonu Urmiye Gölü havzası üzerinde bulut aşılama uçuşu gerçekleştirildi. Ülkenin en büyük gölü olmasına rağmen büyük ölçüde kuruyan Urmiye, geniş bir tuz çölüne dönüşmüş durumda. Yetkililer, doğu ve batı Azerbaycan eyaletlerinde yeni aşılama operasyonlarının planlandığını belirtiyor. “50 yılın en kurak sonbaharı”: Barajlar neredeyse boş İran Meteoroloji Kurumu, yağışların uzun dönem ortalamasına göre yüzde 89 düşerek ülkeyi yarım yüzyılın en sert kuraklığına sürüklediğini açıkladı. Ulusal İklim ve Kuraklık Krizi Yönetim Merkezi Başkanı Ahmed Vazifeh, Tahran ve çevre eyaletlerdeki baraj seviyelerinin tek haneli yüzde değerlerine düştüğünü belirterek “endişe verici durum” uyarısı yaptı. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise geçtiğimiz günlerde, yağışların devam etmemesi hâlinde Tahran’da su kısıntısına gidilebileceğini ve hatta bazı bölgelerde tahliyelerin gündeme gelebileceğini söyledi. Bulut aşılama nasıl yapılıyor? Bulut aşılama; uçaklarla ya da yerdeki jeneratörlerle gümüş iyodür, potasyum iyodür gibi kimyasal tuzların bulutlara verilmesiyle su buharının yoğunlaşmasını kolaylaştırmayı hedefliyor. Böylece yağmurun oluşması tetiklenebiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri bu yöntemi uzun yıllardır düzenli şekilde kullanıyor. İran ise kuraklık baskısı nedeniyle bu yönteme daha sık başvurmaya hazırlanıyor. Su israfına ceza yolda Hükümet, aşırı su tüketen haneler ve işletmeler için ceza sistemi getirilmesi konusunda hazırlık yapıyor. Ülkede ciddi anlamda su kesintilerinin baş göstermesi üzerine, cuma günü Tahran’daki bir camide yüzlerce kişi yağmur duası için bir araya geldi. Yağmur ve kar sonunda görüldü İranlı meteorologlar, hafta sonu ülkenin batı ve kuzeybatısında sınırlı da olsa yağış gözlendiğini açıkladı. Sosyal medyada paylaşılan videolarda Tahran’ın kuzeyindeki kayak merkezinin sezonun ilk karını aldığı görüldü.

Yağışsız geçen mevsim: İran en kurak dönemini yaşıyor Haber

Yağışsız geçen mevsim: İran en kurak dönemini yaşıyor

İran sonbahardan bu yana neredeyse hiç yağmur almadı. 23 Eylül’de başlayan yeni yağmur mevsiminin ilk haftalarında 31 eyaletin 15’inde hiç yağış kaydedilmedi. Ülke, son on yılların en ağır kuraklığını yaşarken, yetkililer su kesintileriyle tüketimi sınırlamaya çalışıyor. Enerji Bakanı Abbas Ali Abad, özellikle başkent Tahran’da belirli saatlerde planlı su kesintileri uygulanacağını açıkladı. Ancak 20 milyona yaklaşan nüfusuyla Tahran’da, yıllardır yenilenmeyen altyapı nedeniyle basınç düşüklüğü ve uzun süren kesintiler günlük yaşamı zorlaştırıyor. Barajlar kritik seviyede, halk çaresiz Tahran çevresindeki barajların su seviyesi, altı yıldır devam eden kuraklık yüzünden tarihinin en düşük noktasına geriledi. Tahran Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne göre halk son yedi ayda %12 daha az suyla yaşamak zorunda kaldı; bu oran kısa sürede %20’ye çıkarılabilir. Bazı bölgelerde yaşayan yurttaşlar, su pompaları olmadan evlerine su çıkmadığını belirtiyor. Yetkililer, kış aylarına kadar mevcut arzın sürdürülebilmesi için tüketimin ciddi oranda azaltılması gerektiğini söylüyor. “İran her üç yılda Konstanz Gölü büyüklüğünde su kaybediyor” DW’ye konuşan çevre uzmanı Azam Bahrami, su krizinin nedeninin yalnızca iklim değil, yanlış yönetim ve tarım politikaları olduğunu belirtiyor. İran’da suyun %80–90’ı tarıma gidiyor ve bu sektörde ilkel sulama yöntemleri hâlâ yaygın. Stuttgart Üniversitesi’nden Muhammed Javad Tourian’ın Nature dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, İran 2002’den bu yana yılda 16 milyar metreküp su kaybediyor — bu da her üç yılda bir Konstanz Gölü (Bodensee) büyüklüğünde bir su rezervinin yok olması anlamına geliyor. Son 23 yılda toplam 370 milyar metreküp suyun kaybolduğu tahmin ediliyor. Siyasi irade eksikliği ve liyakatsiz yönetim Uzmanlara göre İran, artık nüfus artışını sürdüremeyecek ve gıda üretiminde kendi kendine yetemeyecek bir noktada. Ancak reform yanlısı çevrelerin uyarıları dikkate alınmıyor; karar mekanizmalarında liyakatsiz, rejime yakın isimler yer alıyor. Reformcu İtimad gazetesi “önemli kurumlardaki liyakatsiz yöneticileri” su krizinin baş sorumlusu olarak gösterirken, Şark gazetesi “siyasi tartışma ortamının tamamen yok edildiğini” yazdı. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, su kıtlığının derinleşmesi durumunda Tahran’ın tahliyesinin bile gündeme gelebileceğini açıklamıştı. Ancak kamuoyu hâlâ şu sorunun yanıtını bekliyor: “Tahranlılar nereye gidecek?” Uzmanlardan çözüm önerileri Tourian’a göre kısa vadede içme suyu önceliklendirilip, sanayi ve tarımda tüketim kısıtlanmalı. Uzun vadede ise: Uydu verileriyle su kayıplarının düzenli izlenmesi, Tarımda iklime uygun ürünlere geçilmesi, Verimli sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Ancak bu adımların hayata geçebilmesi için teknik kapasiteden çok, siyasi irade ve şeffaf yönetim gerekiyor. Tourian bu durumu şöyle özetliyor: “Çoğu zaman teknik çözümü bulmak, siyasi çözümü bulmaktan çok daha kolay.” İran, kötü yönetim, aşırı su kullanımı ve kuraklığın birleşimiyle öngörülebilir bir çevre felaketinin eşiğinde. Uzmanlara göre yalnızca kısa vadeli kesintiler değil, köklü reformlar ve bilimsel yönetim anlayışı ülkeyi bu krizden kurtarabilir.

Tahran susuz kalabilir: Pezeşkiyan’dan acil alarm Haber

Tahran susuz kalabilir: Pezeşkiyan’dan acil alarm

Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan: “Kasım ve aralıkta yağış yoksa suyu kısmaya başlıyoruz” İran’ın batısındaki Senendeç kentinde konuşan Pezeşkiyan, ülkenin ciddi bir kuraklık ve su güvenliği kriziyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. “Kasım ve aralık aylarında yağmur yağmazsa gelecek aydan itibaren Tahran’da su kısıtlamasına gitmek zorunda kalacağız. Eğer bundan sonra da yağış olmazsa suyumuz tamamen tükenecek ve Tahran’ı boşaltmak zorunda kalacağız.” diyen Pezeşkiyan, su krizinin ulusal güvenlik riski boyutuna ulaştığını söyledi. Barajlardaki doluluk oranı çöküşte: “Yüzde 11… Talegan çıkarılırsa yüzde 5” Tahran Su ve Kanalizasyon Şirketi Genel Müdürü Mohsen Ardakani, başkentteki tabloyu şu sözlerle özetledi: “Bu yıl eylül ve ekimde Tahran’a bir milimetre bile yağmur düşmedi. Barajların doluluk oranı yüzde 11’e indi. Talegan Barajı’nı hesaptan çıkarırsak bu oran yüzde 5’e düşüyor.” Geçmiş yıllarda 420 milyon m³ olan su rezervi, bugün 252 milyon m³’e geriledi. Ardakani, “Son yüzyılın en düşük yağış seviyesini yaşıyoruz” diyerek, başkentte su yönetimi için zorunlu tasarruf dönemine geçileceğini açıkladı. “Kuraklığı durduramayız, uyum sağlamayı öğrenmeliyiz” Yetkililer, su kullanımını azaltmak, tasarruf ekipmanlarını zorunlu hale getirmek ve yeraltı kaynaklarını korumak dışında bir çıkış yolunun kalmadığını vurguluyor. Ardakani: “Kuraklıkla mücadele etmek mümkün değil, ona uyum sağlamak zorundayız.”

UAEA: İran, nükleer iş birliğini acilen geliştirmeli Haber

UAEA: İran, nükleer iş birliğini acilen geliştirmeli

UAEA: İran denetimlere kapı kapatıyor, kriz büyüyor Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, İran’ın Birleşmiş Milletler denetçileriyle iş birliğini “ciddi şekilde geliştirmesi gerektiğini” açıkladı. Grossi, ajansın Haziran ayından bu yana İran’da yaklaşık bir düzine denetim yaptığını ancak daha önce ABD tarafından vurulan Fordow, Natanz ve İsfahan tesislerine erişimin hâlâ engellendiğini vurguladı. “Nükleer anlaşmada kalıyorum deyip yükümlülükleri yok sayamazsınız” Grossi, Financial Times’a yaptığı açıklamada, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’na bağlı olduğunu söylemesine rağmen denetim koşullarını ihlal ettiğini belirtti. “Savaş var diye farklı kategoriye geçemezsiniz” diyen Grossi, İran’ın yükümlülüklerini uygulamaması hâlinde denetim imkânlarının tamamen kaybedileceğini ifade etti. İran’dan Grossi’ye yanıt: “Programımız barışçıl, suçlamalar temelsiz” İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Grossi’nin açıklamalarına tepki göstererek İran’ın nükleer faaliyetlerinin “tamamen barışçıl” olduğunu savundu ve UAEA Başkanı'nın “temelsiz görüşler paylaşmaması gerektiğini” söyledi. Tahran yönetimi, UAEA’nın bazı kararlarının İsrail’in saldırılarını meşrulaştırmak için kullanıldığını iddia ediyor. İsrail gerilimi denetim krizini artırdı İran’ın denetimlere kısıtlama getirdiği dönem, İsrail’in İran’a ait askeri ve nükleer tesislere saldırı düzenlediği süreçle çakışıyor. Tahran, UAEA'nın eleştirilerini “siyasi baskı” olarak yorumlarken, ajans ise denetim eksikliğinin küresel güvenlik riskini büyüttüğünü savunuyor. UAEA ile İran ilişkisi ‘inişli çıkışlı’ devam ediyor Grossi, İran ile ajans arasındaki ilişkinin yıllardır “gelgitli” bir yapıya sahip olduğunu, ancak bu durumun İran’ı yükümlülükten muaf tutmayacağını söyledi. “Görüş alanımız ortadan kalkarsa bunu resmî olarak bildiririm” ifadeleri, Viyana merkezli ajansın İran dosyasında kritik bir döneme girildiğine işaret ediyor.

İran’da eğitimde katılım seferberliği: Sorunlar halkın eliyle çözülmeli Haber

İran’da eğitimde katılım seferberliği: Sorunlar halkın eliyle çözülmeli

İran’da eğitim politikaları yeni bir katılımcı anlayışla yeniden şekilleniyor. Cumhurbaşkanı Mesud Pezizkian yönetimindeki 14. Hükümet, eğitimi yalnızca bir kurumsal mesele değil, “toplumsal katılımın ve bilimsel kalkınmanın omurgası” olarak ele alıyor. Son haftalarda düzenlenen üç ayrı toplantı ve açıklama, İran’da eğitim sisteminin demokratikleştirilmesi, uygulamalı eğitimin güçlendirilmesi ve bilim insanlarına duyulan saygının kurumsallaşması yönünde dikkat çekici mesajlar içeriyor. “Eğitim halkın katılımına açılmalı” Tahran Eğitim Genel Müdürü Majid Parsa, Ebeveynler ve Eğitimciler Haftası kapsamında yaptığı konuşmada, İran’daki eğitim sisteminin ancak halkın aktif katılımıyla iyileşebileceğini vurguladı. “Eğitim yükü ağır, ama çözüm halkın katılımında. Eğitim kurumlarının kapıları yurttaşların görüşlerine, planlarına ve karar süreçlerine açık olmalı.” Parsa, Cumhurbaşkanı Pezizkian’ın eğitime verdiği özel önemi “takdire şayan” olarak niteledi. Pezizkian’ın son bir yılda “eğitimde adalet” temalı 60’tan fazla toplantıya katıldığını belirten Parsa, özellikle kırsal bölgelerde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesine yönelik projelerin hızlandığını söyledi. Eğitim müdürü ayrıca, Tahran’daki aile danışma merkezlerinin sayısının yıl sonuna kadar 12’den 20’ye çıkarılacağını açıkladı. Bu merkezler, öğretmen-aile işbirliğini geliştirmeyi ve öğrenci başarısına sosyal destek sağlamayı hedefliyor. “Eğitim teoride değil, uygulamada anlam kazanır” İran İdari ve İstihdam Teşkilatı Başkanı Alaeddin Rafizadeh, kamu kurumlarındaki yöneticiler ve eğitim müdürleriyle yaptığı toplantıda, eğitimde reformun ancak “uygulamalı, güncel ve yenilikçi” yöntemlerle mümkün olacağını söyledi. “Eğer eğitim pratik değilse, sadece sıkıcı hale gelir. Gerçek hayata dokunmayan hiçbir öğretim süreci bireylere ya da kurumlara katma değer sağlayamaz.” Rafizadeh, çevre yönetiminden kamu yönetimine kadar tüm alanlarda eğitimlerin teoriden pratiğe taşınması gerektiğini vurguladı. Ülkede başlatılan “Etkili Eğitim, Çevre Yönetiminin Temelidir” projesi kapsamında üç yeni çevre eğitim paketi de tanıtıldı. “Bilgiye saygı günü”: Bilim insanlarına alkışlı vurgular İran’da üniversitelerde yeni akademik yılın açılış töreni, Cumhurbaşkanı Mesud Pezizkian’ın “Bilgiye Saygı” çağrısıyla dikkat çekti. Tarbiat Modares Üniversitesi’nde düzenlenen törende Pezizkian, “İnançları, siyasi görüşleri ve cinsiyetleri ne olursa olsun, bilgiyi temsil eden herkese saygı göstermeliyiz.” ifadelerini kullandı. “Ülkemizi önemsiyorsak, kültürel, ekonomik ve toplumsal sorunları çözmek için en yetkin bilim insanlarını dinlemeliyiz. Kurtuluşun yolu bilgi ve bilgeliktedir.” Cumhurbaşkanı’nın sözleri, akademisyenler tarafından uzun süre alkışlandı. Törende ayrıca üniversiteye yeni giren başarılı öğrencilere ödüller verildi; bilimsel yetkinliğin İran’ın askeri ve toplumsal gücünün temeli olduğu vurgulandı. “Bilim, inanç ve toplumsal sorumluluk el ele” Sağlık Bakanı Muhammed Rıza Zafargandi, törende yaptığı konuşmada, İran’ın bilimsel hareketinin durdurulamaz olduğunu belirtti: “İlim aramak, yalnızca uzun yollar yürümek değil; dünyayla etkileşim kurmak, bilimi paylaşmak ve insanlığa hizmet etmektir.” Zafargandi, İranlı bilim insanlarının özellikle pandemi sürecinde gösterdikleri çabayı hatırlatarak, “Bilimsel otorite, İran’ın askeri ve kültürel bağımsızlığının teminatıdır.” dedi. Eğitimde reform çağrısı Türkiye’ye de mesaj taşıyor İran’daki bu gelişmeler, bölge ülkelerinde eğitim politikalarının yönünü tartışmaya açtı. Katılımcı yönetim, bilim temelli karar alma ve uygulamalı eğitim vurgusu, Türkiye’deki eğitim reformu tartışmalarına da paralellik gösteriyor. Uzmanlara göre, İran’ın “bilgiye saygı, eğitime katılım ve adalet” merkezli politikaları, bölgesel düzeyde “insan odaklı kalkınma modeli” arayışına yeni bir örnek oluşturuyor.

Tahran’da dikkat çeken mesaj! Haber

Tahran’da dikkat çeken mesaj!

“Yaptırımlar bizi durduramadı” Tahran’daki Ulusal Loncalar Günü ve İran Loncaları Temsilciler Meclisi toplantısında konuşan Aref, İran ekonomisinin uzun süredir maruz kaldığı yaptırımlara rağmen direnç gösterdiğini vurguladı. Aref, “Düşmanlarımızın isteklerine rağmen yaptırımlar bizi yıkamadı. Aksine tecrübe kazandık, dayanıklılığımız arttı. Artık sadece yaptırımları aşmakla kalmayacak, onları tamamen kaldırmanın yollarını bulacağız.” ifadelerini kullandı. “Çarşı ve üniversite devrimin omurgasıdır” Aref, konuşmasında İran’ın ekonomik ve toplumsal direncinde üniversitelerle çarşıların kritik rolüne dikkat çekti: “İslam Devrimi’nin zaferinde çarşılar ve üniversiteler yan yanaydı. Bu birliktelik, ülkenin hem ekonomik hem de entelektüel temelini oluşturdu.” dedi. Aref’e göre, son dönemde esnafın “12 Günlük Savaş” sürecinde gösterdiği dayanışma da aynı ruhun devam ettiğini kanıtlıyor. “Ekonomide güvenin adresi loncalar olacak” Hükümetin yeni dönemde piyasa düzenlemelerini esnaf örgütleriyle birlikte yürütme kararı aldığını açıklayan Aref, “Hükümet, loncalara güveniyor. Artık piyasaya müdahale yerine iş birliği dönemine geçiyoruz.” dedi. Aref, Esnaf Odası’nın hem halkın hem de hükümetin çıkarlarını koruyan bir denge merkezi olması gerektiğini belirterek, “Yeni Esnaf Yasası modern yaklaşımlarla revize edilecek” açıklamasını yaptı. “Gerçek ticaret, helal kazançla mümkündür” Aref, konuşmasında İran ticaret kültürüne dair kişisel bir anısını da paylaştı: “Babam Yezd halı pazarında hiçbir zaman indirim yapmazdı çünkü sattığı malların fiyatına az ama helal bir kâr eklerdi. Gerçek bir tüccar, malına haram bulaştırmaz; çünkü bir zerre haram, tüm pazarı kirletir.” Aref, bu geleneğin İran ticaret kültürünün temelini oluşturduğunu belirterek, esnafların bu mirası koruması gerektiğini söyledi. “Piyasaya müdahale son çare” Ekonomik istikrarın korunmasında devletin geri planda kalması gerektiğini vurgulayan Aref, “Piyasaya müdahaleden hoşlanmıyoruz, ancak bazı kişi ve kurumlar kuralları kötüye kullandığında önlem almak zorunda kalıyoruz.” dedi. Aref ayrıca, vergi toplama stratejisinin işletmelere güven üzerine kurulacağını belirtti: “Birçok küçük işletmeden toplanan vergi toplamı, tek bir büyük vergi kaçakçısından elde edilen miktardan daha az. Bu nedenle dürüst ticaret yapan esnaf korunmalı.” ifadelerini kullandı. “Hedef yaptırımları tamamen kaldırmak” Konuşmasının sonunda İran ekonomisinin ana gündemlerinden birinin gayri resmi döviz piyasasını dengelemek olduğunu açıklayan Aref, şunları söyledi: “1980’lerde olduğu gibi bu sorunu da çözeceğiz. Bugün yaptırımlar bizi yıkmadı, sadece bizi daha kararlı hale getirdi. Yaptırımları aşmanın ötesine geçip onları tamamen ortadan kaldıracağız. Bu, 14. hükümetin en büyük hedeflerinden biridir.” Aref, konuşmasını “Tecrübe, milli dayanışma ve halkın iradesiyle İran yeniden kalkınacak” sözleriyle tamamladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.